(6 EKİM CUMA)
Çok zorlayıcı bir gün, gerçekten.
Akşamüstü Emirli'ye giderken otobanda orta refüjde bir yavru kedi gördüğünü söyledi Hakan. İçimize oturdu tabi, oradan nasıl kurtulacak, mümkün değil gibi. saatlerce bununla uğraştık; trafikte kediyi tekrar görebilmek ve emin olmak için geri döndük, belediye, itfaiye ve trafik ekiplerine ulaştık. Sosyalmedyadan duyurduk ve hayvan kurtarma gönüllülerini seferber ettik, ama kimse ne ölüsünü ne dirisini bulamadı. Bir hayal miydi, bilemiyorum, umarım öyledir...
Çaresizlik, bu hayatı yaşıyor olmanın ıstırabı üstümüze çöktü akşam. Ev sahibimiz ile kira uyuşmazlığı davasına gitmemiz, iş yeri kirasının 4 katına çıkarılmak istenmesi, hepsi bir araya geldi bu ay. Yazdan beri yaşadığım olumsuzlukların sonunda buraya geldik. Giderek İstanbul'da yaşamak imkansızlaşıyor sanki, öyle hissediyorum. Geleceğin belirsizliği, giderek sıkıştıran koşullar beni fazlasıyla geriyor.
3 tane evimiz var ama hepsinin büyük tadilatlara ihtiyacı var, hepsi konforsuz ve dağınık, iyi bir yardımcıya ihtiyacımız var.
Bütün bu kaygıların üzerine akşam lavabonun altından 1 kova su akmış, 2 saat uğraştık temizlemek için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder