28 Mart 2022 Pazartesi

4662

Annemin doğumgünü için bugün işleri hallettikten ve kızları sakinleştirdikten sonra caddeye indik, kızlarla birlikte ilk deneyimimiz onunla. Güne biraz bocalayarak başlamıştım aslında, biraz stresliyim son günlerde kızlarla yalnız baş edebilmek konusunda... 

Birer kahve yanında bademli kruvasan ve bolca dedikodu, biraz vitrin bakmak keyfimiz yerine getirdi. Bir dolu da maşallah topladık kızlarla, herkesin bebek aranasına yardım etmesi çok tatlıydı. Bugün tekrar teyit ettim-bizim kızlar kadar güzel bebek yok! 

4661

(27 MART)

Bugün için çok hevesliydik, ne yazık ki gece iyi uyuyamadığım için pestil gibi başladım güne. Sonra da anneannemin rahatsızlandığını öğrenince planlar değişti; biraz moraller bozuldu açıkçası. Hayatımız böyle işte artık, dedi içimdeki kötümser ses, başkalarına bağımlıyız en ufak hafta sonu planında bile. 

Yine de hazırlanıp dışarı çıktık ve havamız birdenbire değişiverdi; güneşi görünce sahile indik ve boydan boya yürüdük kızlarla. Deniz kokusu, dalga sesi, mutlu köpekler ve tembel kediler görmek çok iyi geldi. Açık havada olmayı nasıl özlemişim!

Geçen hafta kar altındayken bu şehre birdenbire bahar gelmiş; papatyalar pıtırdamış, hatta manolyalar yine kimseye çaktırmadan açmış... Mis gibi bir gün geçirdik; kızlara elma püresi yedirirken kahvelerimizi içtik. Akşamüstü birkaç aydır görmediğimiz arkadaşımızla buluşup yemeğe gittik.


Her şey birdenbire oldu

Yollar, kırlar, kediler, insanlar

Aşk birdenbire oldu

Sevinç birdenbire


4660

Bugün şükran günlüğüme yazmadım, ama yazsaydım kuaförüm için minnettar olduğumu eklerdim. Benim için kuaförden çok fazlası, her zaman konuşmayı sevdiğim ve sanırım 15 yıldır tanıdığım arkadaşım. Kendini yetiştirmiş olmasına ve aklına saygı duymuşumdur hep. Bu akşam Emirli'den dönüşte araya kuaför randevusu sıkıştırdım ve onla biraz hayattan konuşma fırsatı buldum. Yaşlarımız ilerledikçe ölümü düşünür olduk, bir de kızlar geldiğinden beri hep çocukları konuşur olduk...

4659

(25 MART)

Bugün iş görüşmesi filan araya girdi, evden çıkışımız öğleden sonrayı buldu, Emirli'ye geç gelebildik. Yine ilk eve gelişimizde işler başımdan aşkın gibi hissedip bunaldım, ama 2 saat içinde ortalığı temizleyip yerleşip şöminenin başına oturunca her zamanki gibi keyfim yerine geldi. 

Karlı havalar bitti ya, bu Lögreglan da izlenmiyor artık!

4658

(24 MART)

Bir garip için bu aralar, neden bilmem. Anılarda kayboluveriyorum, sabaha karşı eskileri düşünürken buluyorum kendimi. 

Lise arkadaşlarımı rüyamda görüyorum, 15 yaşımdaki sevgilimin neden artık beni aramadığına içerliyorum, bazen başına bir iş gelmiş midir diye korkuyorum. 

O günleri hatırlıyorum, o hisleri ve konuşmalarımızı. Neden şimdi birden yeniden su yüzüne çıktılar, bilmiyorum?

4657

(23 MART)

Dün gece heyecandan uyuyamadım, günün yorgunluğunun üstüne iyice zor geldi sabah uyanmak. Yine de içim kıpır kıpır ve her seferinde bu sohbetleri dinledikten sonra hayatıma yeni gözlerle bakıyorum, sanki yeniden başlıyorum. Aslında her sabah yeniden başlamak için bir fırsat!

Nisan ayında Hocam'ın çağıracağı kahvaltıya gidebilmeyi umuyorum.

4656

(22 MART)

Uzun bir aradan sonra Eminönü malzeme alışverişi günü; eskisi kadar yorucu ama eskisinden daha çok istenen, İstanbul'un tadımlık da olsa havasını solutan, zamlanan fiyatlara şaşırtan bir gün...

Hala gitmeyen kış havasında en sevdiğim cafelerden birinde bir cappuccino içmek de bonusu bugünün.

Akşam çok karizmatik bir Budist rahibe ile, yine çok karizmatik Hocam'ın sohbetini dinleyerek haftalık atıştırmalık bir şeyler pişirdim. Aklımda kalanlar: "Reading the sutra? No I didn't say that-too esoteric! Start your practice with an intention."

"World is full of suffering and when you see suffering all around, you get depressed or angry. Don't sit there depressed- help that one dog, help that lady next door and you can change the world."

Teşekkürler Robina.

22 Mart 2022 Salı

4655

(21 MART)

Bugün resmen bahar geldi! Kendimi ne kadar ihmal ettiğimin farkına varıyorum; doktor kontrolleri, kan tahlilleri, cilt bakımı, vitamin destekleri... Daha sağlıklı ve özenli yaşamak için ilk baharda biraz zaman ayırmak istiyorum kendime.

4654

(20 MART)

Kızlar büyüdükçe yeni huylar ediniyorlar ve bizim için de yeni meseleler çıkıyor ortaya. Artık besle- altını temizle- uyut düzeni o kadar tıkır tıkır işlemiyor. Bazen asla yalnız kalamıyorlar, sürekli yanlarında olmamız gerekiyor, uykuya dalmamak için direnip ağlıyorlar. Biliyorum ki, bu geçici dönemin de kendine göre bir güzelliği var aslında ve zorlandıkları zamanlarda elimden geldiğince yanlarında olmak benim görevim. Sadece yanlarında olmam, küçücük ellerini tutmam yetiyor onları rahatlatmaya. İnsanoğlu ne kadar muhtaç işte, elini tutan bir ele...

20 Mart 2022 Pazar

4653

(19 MART)

İnsan hayatının ilk ve son zamanları çok zormuş.

Dedemin iyi olmadığı haberini aldık, annemler ağlıyordu, bir yandan kendileri suçlayarak, bir yandan öfkelenerek ve aslında bu zor durumla nasıl başa çıkacaklarını bilmeyerek...

Ben zaten geçen hafta bir gece rüyamda dedemi görmüş ve "Seni özledim dede!" demiştim.

Son yıllarda yavaş yavaş içine çekildiği dünyasında daha derinlerde şimdi o, dünyaya geldiği sessiz ve karanlık yere geri döner gibi adeta, usulca...

Yolu açık olsun

4652

(18 MART)

Kızlar 5 ayı doldurdu bile, inanması zor ama zaman çarçabuk geçiyor. Bazen tüm koşturmaca ve yetişmeye çalışma arasında bazı anlarını kaçırdığımı, değerlendiremediğimi hissediyorum. 

Artık elma püresine geçiyoruz- o derece büyüdüler yani! Yakında oyuncaklar, oturmalar başlayacak- her ay adeta bir update iniyor. Tam alıştık derken yepyeni bir şeyler giriyor dünyalarına, dünyamıza.


4651

(17 MART)

Planlamamıştık önceden, birden karar verdik ve zaten yoğun bir günün akşamına bir de dışarıda yemek sığdırdık. Doktor kontrolünün ardından kızları anneme bırakıp en sevdiğimiz mekana sushi yemeye gittik. Tam 1 yıl önce buraya son geldiğimizde, kızlar içimdeydi, ama ben henüz bilmiyordum...

4650

(16 MART)

Post-pandemi hayatımızda okul öncesi ve ilk okul yaşındaki tüm çocukların zorlandığını görüyorum, sanki bütün arkadaşlarımın çocukları psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor. Kimle konuşsam aynı mevzular; sosyalleşemeyen, okulla bağ kuramayan, yalnızlaştıkça dijitale ilgi duyan, ekrandan uzak tutulamayan çocuklar... Biz de bu meselelerle karşı karşıya geleceğiz elbet, bakalım nasıl çözeceğiz? Ürkütücü biraz gerçekten, üzücü de aslında bu dönemde çocuk olmak. Büyük şehirde çocuk olmak, çalışan ve para kazanmak için kendini hırpalayan anne babaların çocukları olmak, kendini daha hayatın en başından bir koşturmaca içinde buluvermek zor olsa gerek...
Oysa mühim olan tek şey mutlu olmaları benim için. Anlamı olan tek şey; kendilerini tanımaları...

4649

(15 MART)

Doğumdan sonra hayat rutinimi oturtmakta zorlanmış olsam da, gecikmeli olsa da bana iyi gelen şeylere yeniden başlamaya karar verdim: Haftada en az 1 gün piyano çalmak ve 2 gün yoga yapmak gibi bir hedef belirledim kendime, ne olursa olsun kendime verdiğim sözü tutmak istiyorum. Bu akşam piyano başına geçerek başladım, tabi çok uzak kaldığım için zorlandım, bir yandan kızların mızmızlanmalarıyla sürekli bölündüm. Ama önemli olan- yine de vakit ayırıp o tuşlarla buluştum, kendimi tebrik ediyorum.

4648

(14 MART)

Şikayet-Şükür
Her hafta sonu Emirli'ye gelmek için hazırlanmak, evde toparlanıp kızlar ağlarken onları zorla oto koltuğuna bağlayıp yola düşmek, geldiğimizde evi süpürüp yerleşmek, şömineyi yakıp evi ısıtmak, kendimizden önce kedileri köpekleri beslemek... Bütün bunlar fazla geliyor bazen, aslında her seferinde şikayet ediyorum gelirken. Ama sonra, ateşin karşına geçip bir fincan çay koyduğumda, kar yağarken dışarıyı izlediğimde her seferinde iyi ki geldik, diyorum ve şükrediyorum bu ev, bu bahçe için...

13 Mart 2022 Pazar

4647

 

İnanılmaz ama hala yağıyor! Tam bir kış rüyası içindeyiz, ıssızlığın ortasında...

4646

(12 MART)

Geçen sene karlı haftayı burada geçirmiştik, Ocak ortalarıydı sanırım, aynı böyle bembeyaz olmuştu ortalık. Yine ağaçların altında yavru köpekler vardı, birini eve almıştık hatta, sitenin köpeklerini de bizim odunlukta yatırmıştık. 

Bu sene Mart ortasında kış masalı yaşattı bize; her yerden uyarılar verilmiş olsa da benim için sürpriz oldu, nedense bu kadar yapmasını hiç beklemiyordum. Dışarı çıkamasam da keyfini sürdüğüme memnunum; içeride ateş başında bir şişe şarap açıp sohbet ederek, dışarıda fırtına varken aklımız hep hayvanlara takılsa da burada olduğumuza şükrederek, melankolik şarkılar dinleyerek...

4645

(11 MART)

 Bu sabah bembeyaza uyandık; gece yağan kar tutmuş. 


Kahvaltıya ekmek pişirdik, evi süpürüp sildik, köpekleri besledik, kedileri mutlu ettik, kızlarla ilgilendik derken bugün kendimize vakit kalmadı. Yine de burada olmak çok güzel, iyi ki geldik! 

4644

(10 MART)

Yaklaşan kar yağışı her yerde konuşuluyor, aslında sabahtan başladı bile ve biz alışveriş yapamadık. Emirli'ye gidebilecek miyiz belli değildi, sonunda akşamüstü bir aralık oldu kar yağışında ve hemen çıktık yola. Doktor randevusunu, gönderileri, bugünün tüm işlerini erteledik, bastık geldik köyümüze.

Bahçede daha kar tutmamıştı, ateşi yakıp evi ısıttık, ortalığı temizledik. Birkaç günlük inzivamız başlıyor...

4643

(9 MART)

Uzun zamandır fırsat bulamadığım ve çok özlediğim bir aktivite için dışarı çıkıyoruz bugün; Beyoğlu'nda sergi gezeceğiz. 

Sabah evden çıkarken temizliği organize etmek, kızları annemlere bırakmak biraz zaman alsa da, hava soğuk ve gün kötü bir haberle başlamış olsa da, hiçbirini keyfimizi kaçırmasına izin vermiyoruz. 

İstiklal hafta iç daha tenha ve müzede kuyruk yok, önce bir kahve molası veriyoruz. Popüler kültürde Bizans sergisini merak ediyordum, görebildiğime memnunum. İlham almak, başka gözlerle bakmak için ne kadar sergi, müze gezsem o kadar iyi... 

Çıkışta İnci Pastanesi'ne gitmek günün en güzel detayı.

4642

(8 MART)

Pandeminin başından beri, herkes gibi benim de kişisel hayatımda çok şey değişti: tam da sancılı bir dönüşüm ve sadeleşme sürecine denk geldi, önce epey bocalattı, yalnızlıkla sınadı, sonunda ikizleri getirdi.
2020nin başında olduğum kişiden farklıyım bugün, aradan sanki 2 sene değil de, 20 sene geçmiş gibi. Bazen hala içimde aynı heveslerin olduğunu fark etsem de, hiç büyümediğimi görsem de...

Tam 2 sene önce bugünlerde evlere kapanma süreci başlamıştı; o zamanlarda kaygıyla karışık umutlarımı hatırlıyorum, karamsarlığa kapıldığım günleri ve her şeyi nasıl özlediğimi. Hayatı daha keyifli kılan şeyler eklemiştim günlük rutinime; bana iyi gelen şeyleri evde de yapabileceğimi fark etmiştim: her gün yoga, haftada 3 kere piyano, hafta sonu hayvanlarla bir arada şehrin kalabalığından uzak, sessiz köy yaşantısı... 
Hamileliğimde ise bunları yapamaz oldum ve sahip olduğum son mutluluk da elimden alınmış gibi çok içerledim hayata, kahve bile içemiyordum ve bir fincan kahve içmenin keyfini cidden özlüyordum. Doğuma kadar düşe kalka tırmandı bu gerginlik, sonrası tam bir dağılma, bir nötron çarpışması... 

Işık...Parlama...Yeniden doğuş....

4641


(7 MART)

Mart'ın ilk haftası geçti bile ve ben hala hayatımda değiştirmek istediklerimi dönüştürmeye başlayamadım. Kendime kızmakla anlayış göstermek arasında gidip geliyorum- doğum sandığımdan da büyük bir travma imiş... Ruhen, bedenen bambaşka birine dönüşmüş olarak uyanmak ve her gün yetersizlik hissinden süper kahramanlık egosuna savrulmak...

Varsın 1 senem de böyle geçsin, ne olur? 2 yeni can katıldı hayatımıza, hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması da çok normal, benim bu yeni dizene çabucak alışamamam da. Kendime izin veriyorum...

7 Mart 2022 Pazartesi

4640

 (6 MART)

Giderayak hafta sonumuzun son saatlerini keyifli geçirmeye başladık; o zihinsel karanlıktan çıkabildiğim için kendimle gurur duyuyorum. 
Ateşin karşısında çay içerken yemek için baharatlı kurabiyeler pişirdik, bir film açtık... Sanırım en sevdiğim pazar günü tam da bu.

4639

(5 MART)

En sevdiğim yerde olmamıza rağmen keyifsizim bugün, dalgınım.

Akşamüstü komşuların sıcak şarap davetini kıramıyoruz, kızlarla gidiyoruz. Ama birden kalabalığa girince ürken kızlar aynı anda çığlık çığlığa ağlamaya başlayınca ne yapacağımızı şaşırıyoruz. 

Ne yapsak sakinleşmiyorlar, mecbur eve dönüyoruz ve hatta evde de sakinleştiremiyoruz. Ne oldu, neden bu kadar korktular, nasıl bir travma geçirdiler kendi küçük dünyalarında bilemiyorum, ama uykusunda bile hıçkırıyor Leyla ve benim kalp atışlarım hiç yavaşlamıyor. Ağlayacak gibi hissediyorum ben de.


4638

(4 MART)

0Bu ayın ilk haftası, biraz hayal kırıklığı ile geçti. Her ay başında yeni niyetlerle, her pazartesi planlayarak başlıyorum haftaya-ama hayatım bir yapamadıklarım seçkisi şu sıralar... Mart için yoga ve mindfulness egzersizlerine ağırlık verme niyetimi de yapamadım ilk hafta, malum sebeplerden dolayı.

En zor gelen de bu yapamadığım şeylerle, içimde kalanlarla baş etmek oluyor benim için. Tik atılamayan görevler ve gerçekleştirilemeyen planlar sonunda bir araya gelip koca bir umutsuzluk bulutuna dönüyor. Artık hiçbir şey yapmak istemiyorum, istemek istemiyorum bir süre sonra...

4637

(3 MART)

Bu hafta beni epeyce zorladı; tek başıma altından kalkamadığım hayatım üzerime çöktü adeta...

Destek aldığım herkesin hayatında farklı gündemler çıkınca ben yalnız kaldım ve yardım olmadan ne kadar zorlandığımı gördüm. Bir şekilde atlattık ama, haftaya gecikmeli siparişlerle başlayacağız ve sıkışmış hissedeceğim. 

Yine de haftanın aciliyetlerini halledince bugün biraz ferahladım, ama Emirli'ye gidemeyecek kadar yorgundum akşam. 

Bu arada, bizim için yeni bir dönem başlıyor. Umarım yeni düzenimiz keyifli, rahat ve verimli olur...

2 Mart 2022 Çarşamba

4636

Mart ayı için planladığım mindfulness egzersizleri beni zorlayacak gibi, ama zorlanmak hoşuma gidecek gibi de. 

Yogada başlayacağım yaşam gücü serisi ve ödevleri, sattvik beslenme düzeni ve günlük tutma fikri de beni heyecanlandırıyor. 

Elbette bu ödevleri gerektiği kadar yerine getiremeyeceğimi biliyorum, kızlar izin verdiği kadar yapacağım. 

Dünya gündeminin tüm deliliği içinde aklımı korumaya, sakin kalmaya ve umuda tutunmaya çalışacağım...

1 Mart 2022 Salı

4635

Dünya'da var olan, olagelmiş ve süregelen acıları aklım almıyor bazen.

Yer altında bir sığınakta bombalardan korunmak için yan yana yatan bebekler görüyorum...

İnsanlar tarafından keyfine öldürülen, vurulan, aç bırakılan masum hayvanlar görüyorum...

Mutlu olmak imkanlı mı bu düzende? Ya da etik mi?

4634

(28 ŞUBAT)

Panikleyerek başladım haftaya; yoğunluğun arasında çıkan acil bir çift ayakkabı, annemin rahatsızlığı sebebiyle yardıma gelemeyişi, olmadık bir bahaneyle bizi bugün utanmadan eken temizlikçi kadın... Teker teker gelin üstüme!