31 Mart 2019 Pazar

3567

(30 MART CUMARTESİ)

Hafta sonlarım ne zamandır tatil değil, yapılacak işler birikmiş oluyor genelde ve zaman hızla akıp geçiyor...
Bugünlerde bir de yavru kedi besliyoruz, karşı parktaki anne kedinin yanına evlatlık verdiğimiz huysuz ve tatlı gri kuyruklu beyaz tüylü yavru hep aklımızda. Parkta köpeklerini gezdiren serseri çocuklardan huylandık, içimiz hiç rahat etmedi...
Evi toparlayıp dolapları biraz düzelttikten sonra ancak akşam üstü vaktimiz oldu dışarı çıkmaya. Aklımda bir korku filmi vardı, hala bu aptalca zevkimden vazgeçemedim evet.
Ama bu birazcık daha az salak; Us filmi bayağı beğenilmiş. Önceki filmi Kapan da iyiydi, enteresandı zaten, bunu da merakla bekliyordum.
Caddeye yürümek iyi geldi fakat, hava inanılmaz soğuk. Her Mart sonu Nisan başı oluyor bu soğuklar ve her seferinde bahar hiç gelmeyecekmiş gibi geliyor.
Birer bira içip midye tava kalamar yedik, denizden çıkan her şeye bayılıyorum! Film öncesi ısınmak için de salep içtim, çok hoşuma gitti.
Gelelim Us filmine; tıpatıp size benzeyen ama tuhaf ve ürkütücü bakan biri ile karşılaşsanız ne yapardınız? Ayna görüntünüz gibi, ama sapkın bir tarafı var-benim için çok korkunç bir tema. Kabuslarımda benzer şeyler gördüğüm olmuştu, filmin açılışındaki tavşan kafeslerini opera eşliğinde izlediğimiz sekans da çok etkileyiciydi.
Çok merakla başlayıp ilerledikçe biraz rutine bağlayan bir film oldu benim için, şiddet sahneleri ile klasik bir korku filmi gibiydi, ama sonu yine zekice bir hamle ile bitti.




30 Mart 2019 Cumartesi

3566

(29 MART CUMA)

Yine uyuyamadım ve hastalığı da tam atamayınca haliyle bugün pertim biraz. Hava birden inanılmaz soğudu, Mart sonu fırtınası geldi. Parktaki yavru kediyi her gün beslemeye çalışıyoruz, aklım onda kalıyor biraz.
Bugün de seramik atölyesine gittim, hocamız hastaydı, biz 3 kişi çalıştık sakin sakin. Sohbeti tatlı insanlar var burada, hepsini ayrı seviyorum. Akşamüstü çok yorgun hissediyordum eve döndüğümde, hiç çıkasım yoktu aslında. Ama arkadaşımın doğum günü, kendimi zorlayıp hazırlandım. Dışarı çıkınca açıldım biraz, bir cin tonik de iyi geldi aslında.
Kadıköy barlar sokağının bir zamanlar en cool mekanı Arka Oda'yı bu gece çok sevimsiz buldum; hem doğumgünü pastamızın mumlarını yaktırmadılar hem de kavga çıktı çalışanla müşteri arasında. Gergin ayrıldık, üstümüz başımız duman olmuştu, sigara kokusu sinince nefret ediyorum.
İyice dinlenmeye ihtiyacımız var!

29 Mart 2019 Cuma

3565

(28 MART PERŞEMBE)

Annemi sabah doğum günü kahvaltısına götürdüm; geçen hafta planlamıştık. Sıradan bir kahvaltıydı ama lezzetliydi her şey, yanımıza gelen sokak kedisine de birkaç dilim salam düştü.
Biraz fazla mı yedik ne, sonrasında yorgunluk çöktü. Dün gece epey kötü geçmişti benim için, gereksiz ve beklenmedik bir tartışma sonrası uykum kaçmıştı. Bütün gece üzerime çöken kasvet içinde kara karar düşündüm ne olacak, ne olmalı, diye ve hiç uyuyamadım. Hastalığım sanki nüksetti, bağışıklığım düştü.
Öğlen eve dönünce azıcık dinleneyim istedim, tam dalarken telefonla uyandım. Ama beni gülümseten bir sesti arayan, sonra yine kalkıp banyoya girdim. Kendime gelmeye çalıştım, birazcık piyano çaldım, maillerime cevap yazdım.
Akşam vakti gelince dere gitmek üzere yola çıktım, aslında içimde korkular, karanlık düşünceler doluydu ve gitmemeyi düşünmüştüm. İyi ki de gitmişim, cesaret etmişim-çok iyi geldi.
Pek güzel çalamadım başta, ama olsun, dersin sonuna doğru ilerledim. Müziğin matematiğini öğrenmeye başladım, yepyeni bir dünya burası benim için. Kapısını aralayıp içeri bakıyorum şimdilik, daha önümde uzun bir yol var...
Bir de galiba ben çok şanslıyım; artık hiç olmaz, şansımı kaybettim derken içimden çok istediğim bir şey oldu. Teşekkürler evren!

3564

(27 MART ÇARŞAMBA)

Ben 27 Martları hala unutmadım...

3563

(26 MART SALI)

Haftalık işlerimi birer birer yoluna koymaya başladım; önümdeki boyama ayakkabı siparişlerini listeledim ve ne kadar çok olduğunu görünce biraz panikledim. Anneme doğumgünü hediyesi olarak ciltbakımı workshopu aldım, bütün gün boş durmadan çalıştım. Akşam da rahat oturamadım ve poğaça yaptım. Bazen herkes benim kadar dolu mu, diye merak ediyorum...

25 Mart 2019 Pazartesi

3562

Bugün daha iyi kalkmayı umuyordum, ama kafam kazan gibi uyandım. Sinüzite vuran bir baş ağrısı ve zihnimin içi dumanlı sanki.
Biraz egzersiz yapmaya zorladım kendimi, kahvaltımı güzelce ettikten sonra evi toparladım. Bahara girerken kediler çok tüy dökmeye başladı, nevresimleri her gün silkelesem de yetmiyor.
Annemin morali bozuktu telefonda, onu kahve içmeye götürdüm. Bir yandan da çok halsizim, eve gidip yatasım var. Öğlen ilacımı içip kendimi çalışmaya zorladım. Ayakkabı boyadım, ama aklımda hep uzanmak vardı, sonunda akşamüstü yarım saat kanepede dinlendim. Maskeli kızım da benimle yattı pek mutlu oldu.
Akşam biraz piyanomun başına geçtim; her tarafım ağrıyordu ama çalmak iyi geldi. Yemekten sonra da mahallenin kedilerini beslemeye çıktık, parka yalnız başına bırakılmış bir yavru kedi gördük. Ne yapsak diye düşünürken onu alıp bizim karşı parktaki anne kedinin yavrularının yanına koymaya karar verdik. Biraz endişelendik ama, kabullenildi gibi görünüyor. Bir süre yanlarında durduk, mama yedirmeye çalıştık, umarım yaşar...

3561

(24 MART PAZAR)

Bugün birazcık daha iyiyim, dün kendimi bilmeden uyuya kaldım birkaç kere.
Bugün de üşümeler geliyor arada ateşim belli ki yükseliyor, ama en azından oturduğum yerden çalıştım. Haftalık sosyal medya paylaşımlarımı yaptım, müşterilere cevap yazdım, eskizler yaptım...
Mahallenin yeni doğan yavru kedileri ile ilgilenen komşularımızla tanışıp yuvalarını temizlemelerine yardım ettim, bir sürü tatlı bıdılık geziniyor ortalıkta!
Yarına iyileşmiş olmayı umarak uyumadan önce yine Viyanalı doktorun muayenehanesinin dünyasında geçen kitabıma daldım...

24 Mart 2019 Pazar

3560

(23 MART CUMARTESİ)

Hastayım, kabul.
Bütün kış hiç hasta olmamıştım, bugüne kadarmış. Bahara girerken yenik düştüm; boğazım ağrıyor soluk borum yanıyor...
İlaç alıp alıp uyudum bütün gün aralıklarla, ama bir yandan da bir sürü işi hallettim. Hastayken bile oturup tembellik yapamıyorum.
Sabah Ayşe ile etrafı toparlayıp ütülenenleri yerleştirdim, koltuk yastık kılıflarını yıkadım.
Portmantoda biriken montları ceketleri rulolayıp kaldırdım, ayakkabıları kutuladım.
Kendime çorba pişirdim,hatta akşam kuru dutlu kurabiye bile yaptım.
Gün boyu müşterilere cevap yetiştirdim, eskiz yaptım, siparişleri takip ettim.
Daha ne olsun? Ama üşüyüp titremekten kendime bir türlü gelemedim tam, yarından umudum büyük.

22 Mart 2019 Cuma

3559

Geç uyandım, ama nasıl heyecanlıyım! Yerimde duramıyorum yine, bana öyle geliyor ki ışıldıyorum.
İçimde bir bahar yeşilleniyor, bu duygulardan ne yaratacağım bilemiyorum- ama güzel bir şeyler yapacağım!
Bugün de kendimi zar zor dizginleyip seramik atölyesine gittim, iyi ki de gitmişim. Yine çok keyifli geçti; karafımı sırladım ve efsane olacak. Minnak şarap bardaklarımı düzelttim, pişmeyi bekliyorlar. Bir de peynir tabağı yaptım yanlarına, aşkla içelim...


3558

(21 MART PERŞEMBE)

Ekinoks kutlu olsun, bahar hepimize mutluluk getirsin!

Bazen yaptığım en ufak bir şeyler o kadar değerli oluyor ki gözünde, çok seviniyorum. Ben farklıyım sende, biliyorum. Ben yapınca her şey farklı oluyor, değil mi? Anlıyorum.

Kalp öyle kolay çürümez, çürüdü sanırken tam işte böyle hayat oyunlar oynar adama...

3557

(20 MART ÇARŞAMBA)

İki gündür durup durup ağlıyorum, oluyor bana bazen böyle...


Babamı özledim, mezarına gitmek istiyorum diye ağladım en çok.

20 Mart 2019 Çarşamba

3556

(19 MART SALI)

Yine geri geldin rüyalarıma, yine sen...
Sensiz hep mi eksik kalacağım, nasıl bir lanet bu, nasıl bir büyü?
Biliyorum ki ben bir parçamı seninle bıraktım.

18 Mart 2019 Pazartesi

3555

Haftanın ilk günü ve son birkaç haftadır çok yoruldum, hafta sonu da işlere pek bakmadım. Biraz nefes almak istedim, yine de dinlenemedim pek. Bugüne gecikmeli başladım, egzersizi pas geçtim, hatta kahvaltı bile etmeden çıktım.
Annem bana kıyamayınca dışarıda bir simit yedim, bugünkü planım biraz alışveriş yapmak. Ev bomboş ve bahara hafif girmek istiyorsak biraz sağlıklı tarifler yapmalıyım. Önce pazara gidiyoruz; tezgahlara bahar gelmemiş tam, yine de mis gibi içim açılıyor gezerken... Sultani bezelye çıkmış ama daha az, frambuazla böğürtlen henüz gelmemiş ama çilek birkaç tezgaha düşmüş bile.
Taze nane, taze sarımsak kokularıyla dolup çıkıyoruz, sırada sabit pazardaki eski kasaba uğramak var. Eski usül çok hoş bir çarşı burası; biraz daha pahalı ama her şey güzel. Balıkçısı, sakatatçısı, kasabı...
Ardından yoğurtluk süt ve yumurtamızı da alıp elimiz kolumuz dolu eve dönüyoruz.
Aldıklarımı yerleştirmek, ev, toparlayıp örtüleri silkelemek derken zaten bugünü ev işlerine ayırmak lazım. Ama gözlüğüm gelmiş, heyecanla almaya gidiyorum. Bir kahve molası da verip geçen günden aklımızda kalan çantaları aldıktan sonra eve dönüyoruz.
Ancak akşamüstü masa başına geçiyorum, biraz da piyano çalma fırsatım olabiliyor. Yoğun bir gün, pazartesiler biraz böyle oluyor. Umarım bahar bize mutluluk ve enerji getirir!

17 Mart 2019 Pazar

3554

Hava mis gibi dışarıda, nasıl evde kalayım?
Bu pazar gününün yarısını ev işlerine, kalanını da sosyal medya işlerine ayırmayı planlarken bambaşka geçti, çok da güzel oldu.
Arkadaşım beni sabah dürtükleyip dışarı çıkmaya ikna etti, oysa ben evi süpürmeye başlamıştım.
Öğleden sonra Moda'da buluşup sahile indik, birer kahve alıp kayalara oturduk. Sohbet edip güneşlendik biraz, sıkılınca kalkıp yürüdük, ara sokaklardaki enteresan vitrinlere baka baka.
Bir başka arkadaşımız da katılınca akşamüstü balık pazarında bir masaya oturduk, bira söyledik.
Baharın keyfini çıkardık, dönüşte tarot bakmak için eve geldik. Artık arkadaşlarım arasında tarotumla meşhurum galiba.
Akşam azıcık çalışmaya zorladım kendimi, ama başımda tatlı bir lodos sarhoşluğuyla Hauser&Çeku dinledim...

3553

(16 MART CUMARTESİ)

İnsanlık dışı tempoda çalıştığımdan, işten güçten sosyal hayata zaman ayıramıyordum bir süredir. Bu hafta sonu o kadar iyi geldi ki; herkesin her zaman yaptığı ama benim yapamadığım şeylere vakit ayırdım. Annemi yemeğe götürdüm, dedemde daha uzun oturdum, arkadaşlarımla bile buluştum.
Biraz yalnız kalmak da hoşuma gitti açıkçası; evde kafa dinlemek, kedilerimle baş başa olmak...

16 Mart 2019 Cumartesi

3552

(15 MART CUMA)

Dün biraz geçirdim uyku saatimi, evde yalnız kaldığımda hep böyle rutinimden şaşıyorum. Bir çeşit depresif hal mi, yoksa rahatlamam mı, bilmiyorum. Gece yemek yiyorum, ki bundan memnun değilim-çok daha geç uyuyabiliyorum. Sanki hep bir şey daha yapmak istiyorum uyumadan önce, sonunda yorgun düşene kadar...
Bu sabah da geç uyanınca egzersizi boş verdim, kahvaltıdan sonra bir iki işlerimi toparlayıp kediler beslemeye çıktım. Biraz da yürümüş oldum hem; Sherlock'u göremediysem de veterinerden yeni gelen tek gözü kötü olan kediyi gördüm. Biraz zayıflamış yıpranmıştı, kısırlaştırıldı filan tabi, yine de iyileşir yakında.
Öğlen seramik atölyesine gittim, tabi ki herkes nasıl gidiyor diye sordu. Hayatım çok eğlenceli bir mevzu zira etrafımdaki insanlar için. Kahve sigara molaları, kapı önü kısa sohbetleri çok tatlı oluyor. Akşamüstü hem kalabalık oldu hem ben yorulunca çıktım, evde biraz vakit geçirdim. Uzun zamandır aklımda olan ama vakit ayıramadığım arkadaşımı arayıp akşam buluşma ayarladım.
Bir türlü dinlenemiyorum ve uykusuzluk birikti aslında, ama yine de kendimi zorlayıp akşam tekrar çıktım. Çantama bir şişe Güney Afrika şarabı attım, evine gittim.
Şarap, sigara ve Fiko eşliğinde sohbet keyifliydi her zamanki gibi; sonunda dedik ki: kendimize yatırım yapalım en güzeli!

3551

(14 MART PERŞEMBE)

Sonunda acil siparişlerimi yetiştirdim, kargoya hazır paketledim ve şimdi biraz tatile ihtiyacım var. Tatil dediysem; işte başka işlerle uğraşmak bana iyi geliyor. Bir süredir uzak kaldığım piyano dersime gideceğim bu akşam, yarın da seramik atölyesine.
Kahvaltı ve yolculuk tantanasından sonra öğlen vakti dışarı çıkıyorum, bir iki işimi halletmem lazım önce. Göz doktorundan sonra gözlük bakmaya gidiyoruz annemle, pek tabi ki yine TomFord beğeniyorum. Bu adama olan aşkım bitmedi gitti. Üzerine parfüm, üzerine gözlük tanımam.
Umarım keyifle uzun kullanırım, bu kez de yine köşeli, siyah kemik çerçeveli ama çok hafif bir model seçtim.
Akşamüstü biraz dinlendikten sonra derse gittim, gayet sakindim bu sefer. Geçen derste hiç bir şekilde çalamadığım parçayı gözümde fazlaca büyütmüşüm, aslında yapamayacağım bir şey değilmiş. Mükemmel olmasa da iyi çaldım, sonra yeni parçaya geçtik. Hiç paniklemeden, yavaş yavaş girdim ve sonuna kadar da götürdüm, bu kez performansımdan memnunum.
Biraz da teorik ders yapalım demiştik artık; majörlerin ilgili minör akorlarını öğrendim. Sonra diyez sıralamasını ve diyezleri verilen parçanın tonunu bulmayı...
Biraz karışık gibi gelse de, aslında hepsi birbiriyle bağlantılı ve matematikten başka bir şey değil.
Seslerin doğadaki sesleri taklit ettiğini ve doğal sıralamaya göre piyanoda sıralandığını öğrenince çok etkilendim. Çok acayip bir şey müzik, gerçekten...

13 Mart 2019 Çarşamba

3550

Stres seviyem yüksek biraz bu günlerde, bugün son siparişimi de tamamladıktan sonra yarından itibaren epey rahatlayacağım. Annemin yardımı olmasa nasıl yapardım, diye düşünüp duruyorum hep. Bir yandan çalışıp bir yandan iki laf ediyoruz, günler daha keyifli geçiyor. Hava yeniden döndü, kış geri geldi, ama yine ılıyormuş.
Akşama kadar sabredip çalıştım ve 5 paketi de hazırladıktan sonra rahat bir nefes aldım. Beni geren diğer bir konuyla yüzleştim sonrasında, iyi oldu. Konuşulması gerekenler konuşuldu, döküldü. Biraz gerildim tabi ki, yeniden aynı şeyi yaşamaktan çok korktum bir an. Ama sonuçta bunu anlatabilmeliyim, bir yolunu bulmalıyız birlikte.
Umuyorum ki her şey daha güzel olacak bundan böyle, şans benden yana olsun!

3549

(12 MART SALI)

Elbette, herkesin bir arada olup eğlendiği keyifli zamanları paylaşmak, ilişkilere iyi geliyor. Eskiden tanıyıp uzun zamandır görmediğimiz insanlarla bir araya gelmek, eskilerden konuşmak, ya da yeni insanlarla tanışmak... Bu düğün bizi birbirimize yakınlaştırdı, tahminimin aksine.
Korktuğum kadar sıkıcı da geçmedi; sanırım aile ortamından uzak olduğundan. Yeniden birlikte keyifli şeyler yapabileceğimize inanmaya başladım. Sosyal desteğin önemi büyük cidden ilişkilerde.

Aklımda bir yandan bunlar dolaşıyor, bir yandan bambaşka şeyler zihnimi bulandırıyor. Hayatta ne istediğimi, neyin beni tatmin edeceğini zamanla keşfedip bulacağım ben de. Kendime biraz zaman veriyorum.

Akşam geç saatlere kadar çalıştım, bir çift ayakkabıyı daha bitirdim. İngiltere'den kargoya verilecek siparişleri yetiştirmeye çalışıyorum.

3548

(11 MART PAZARTESİ)

Yoğun bir haftaya başlıyorum ve bitirilmesi gereken işler üzerime üzerime geliyor gibi hissediyorum. 3 gün içinde 2 ayakkabı boyamayı bitirmem gerek, ama diğer işlerden bir türlü başlayamıyorum. Siparişler art arda geldikçe herkesin isteklerini unutmadan not etmeye çalışıyorum ve kargo takibine ancak yetişebiliyorum.
Hafta sonundan kalan yorgunluğumu yavaş yavaş atabiliyorum, bugün ne sabah egzersizlerimi yapabildim, ne de piyano çalabildim. En azından gündelik işleri toparladım, yarından itibaren depara kalkacağım!
Akşamları yeni bir dizi izlemeye başladık; Le Chalet bir Fransız gerilimi. Bir grup çocukluk arkadaşı, 20 yıl önce birlikte tatil yaptıkları köydeki bir dağ evinde mahsur kalırlar...
 Elbette kimin eli kimin cebinde bir Fransız edepsizliği var işin içinde; tuhaf karmaşık ilişkiler...
Geçmişin izleri bakalım bugün nelere sebep olacak? Merakla izliyoruz.

11 Mart 2019 Pazartesi

3547

Yeni haftaya girerken acil siparişler ve yetişmesi gerek tüm işler aklımda. Yine de en azından dinlenmiş uyandım, kendime ancak gelebiliyorum. Bugün yola çıkması gereken gönderileri verip müşteri maillerine döndükten sonra acil siparişlere biraz başladım. Epey kaotik bir pazartesi günüydü; yazışmalarla dolu ve organize edilmesi gereken detaylarla, ama altından kalktım sanırım...
Perşembeye kadar hızlı çalışıp tüm işleri yoluna koymam lazım, sonrasında biraz eğlenmeye vakit ayırabileceğim umarım.

3546

(10 MART PAZAR)

Haftanın sonuna geldik, düğünü atlattık ama biz de bittik!
Gözlüğümün kırıldığını fark ettim, epey eskimişti zaten, değiştirmek mecbur oldu artık.
Akşamüstüne kadar kafamızı kaldıramadık resmen, evde bir yattık bir kalktık bir türlü kendimize gelemedik. Böyle çok yorulup fazlaca içtiğim gecelerde ben uzun uyuyamam.
Pazar günkü rutin işlerim olan sosyalmedya planlarımı filan tabi ki es geçmek zorunda kaldım, ancak eve yemek söyleyip dizi izleyebildik.
Akşama doğru kuzenlerle Göksu tarafında buluşup bir şeyler içtik, hava mis gibiydi. Görümcenin dedikodusu uzun sürdü, kızcağız tam bir odun nedense ve herkesin dikkatini çekmiş.
Bu haftaya hızlı gireceğim, bana kolay gelsin!

10 Mart 2019 Pazar

3545

(09 MART CUMARTESİ)

Sabah o kadar işin arasında yine bir müşterime eskizler yapmayı başardım, bugün hem evde temizlik var, hem akşama düğün.
Öğlen kuaföre gidince biraz neşem yerine geliyor, son günlerde fazla çalıştığım için yorgunum. Akraba filan çekecek halim de yok, neyse bir şekilde bu düğünü atlatacağız.
Boğaza karşı bir mekan ayarlamışlar, manzara çok hoş, hava püfür püfür tam bahar...
Konuklar gelmeye başlayınca salon biraz daha doluyor ve müzik başlıyor, herkesin gözü gelinle damatta.
Beklediğim kadar sıkıcı geçmedi neyse ki; keyifli bir akşamdı diyebilirim, birkaç yeni arkadaş edindim. Gelinin İngiltere'den gelen arkadaşlarıyla sohbet ettim ve yabancı damadın oyun havasına güldüm.

Ama tabi ki stilettolarla dans etmekten acayip yoruldum. Gecenin sonunda ayaklarım ve sırtım ağrıyarak yatağa girdim.

3544

(08 MART CUMA)

Yoğun bir haftanın sonuna doğru gelirken bir ayağım takıldı, tökezledim. Hem beklediğim hem beklemediğim bir şey olunca, bir an durup düşünmem gerektiğini hissettim. Bir şey bu kadar olamıyorsa, bir sebep vardır muhakkak. Olması gereken her şey eninde sonunda olur, buna inanıyorum.
Biraz düştüm tabi, hevesim kaçtı elbette. Kendimi fazla kaptırmadan ama geri dönmeyi başardım rutinime, bundan sonra sadece kendimi hayatımın merkezine koymaya karar verdim. Neydi; "Sen kendini sevdiğin işe adarken, ışıltını fark eder biri..."

7 Mart 2019 Perşembe

3543

Bir tuhaflık var bu işte, bu kadar olamama durumu normal değil.
Bir konuşmamız gerekiyor bizim, bir şekilde çözülmeli her şey.

3542

(06 MART ÇARŞAMBA)

Yürümek
Yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak
Havaları boydan boya yarıp ikiye
Karanlığın gözüne bakarak yürümek...

Yürümek
Dost omuz başlarını omuzlarının yanında duyup
Kelleni orta yere
Yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek...

Yürümek
Yolunda pusuya yattıklarını
Arkandan çelme attıklarını bilerek yürümek...

Yürümek
Yürekten gülerek yürümek...

3541

(05 MART SALI)

19. yy. sonu Viyana'sında Freud ile Bay Bıyıklı'yı karşı karşıya getiren kitabın atmosferine kaptırdım kendimi... Hayallerde yaşamak her zaman gerçeklerden daha güzel, benim de kendimi ait hissettiğim an bu kesinlikle.
 Her şey bu eski fotoğrafla başlıyor, her şey zaten bu fotoğrafta gizli...
 Düşlerimde bana anahtar veren bu bıyıklı adamı takip ediyorum kendimi bildim bileli; babam gibi hayranım, deli gibi seviyorum onu.
Kim bilir, belki bir zamanda bir yerde karşılaşırız?

5 Mart 2019 Salı

3540

(04 MART PAZARTESİ)

Böyle böyle açılacak bu mevzular, kaçmanın anlamı yok.
Örtbas etmenin faydası yok, böyle yavaş yavaş belki can acıtacak ama ortaya dökülecek rahatsızlıklar. Birbirimize daha dürüst olmayı başarabilirsek belki sonunda yeniden birlikte mutlu olabiliriz, öbür türlü bir şeyleri içimize atarak devam edemeyiz daha fazla. Anlaman lazım bunu; ancak gerçeklerle yüzleşirsek devam edebiliriz...

Ben hissettiklerimden suçluluk duymayacağım, hiç bir şeye mecbur da hissetmeyeceğim.
Beni anlayamazsan bile suçlama, bana kırılsan dahi hesap sorma; çünkü geldiğimiz durumun tek sebebi ben değilim. Bu iki kişilik bir durum ve her şey karşılıklı, bunun farkına varman gerek.
Lütfen çocuksu davranışları, küsmeleri öfkelenmeleri bırak artık, bırak da iki yetişkin gibi konuşalım.
Bir kerecik kendi bencil egomuzu susturup anlaşmaya çalışalım, beni anlamayı reddediyorsun suçlamakta inat ediyorsun, ama doğru değil bu. Bu tavrın bizi daha dibe çektiğini görmüyor musun?

Ben kendi adıma, doğruları kırmadan dökmeden söylemeye devam edeceğim, bunu bizim için yapacağım ve kendimi suçlu hissettirmene izin vermeyeceğim.

3539

(03 MART PAZAR)

Pek çok işi hallettiğimiz güneşli ama soğuk bir pazar günü; Emirli'ye gidip köpekleri besledik, kediye mama bıraktık. Sütümüzü yumurtamızı aldıktan sonra 3 hafta önceki doğum günü partisinde ayakkabılarımı arabasında unuttuğum arkadaşla buluşup hem ayakkabımı aldık hem bir kahve içtik, sohbet ettik. Akşamüstü dedemi ziyaret edip dönüşte eve yürüdük. Günün sonunda da haftalık sosyal medya paylaşımlarımı hazırladım ve verimli bir hafta sonu geçirmiş saydım kendimi. Hızlı bir hafta beni bekliyor!

3 Mart 2019 Pazar

3538

(02 MART CUMARTESİ)

Gece rüyama girdi sinirli müşterinin mesajları, sabah uyanır uyanmaz ondan bir şey daha gelmiş mi diye maillerime baktım. En ufak bir gerginlikte her şeyimi kaybetmekten korkuyorum, sanki bir anda yıkılıverecek kurduğum düzen. Çok yatırım yaptığım bu işi geliştirmek istiyorum elbette, büyütmek ve devam etmek.
Bazen düşünüyorum da; benim de mutlu geniş bir ailem olsaydı belki hayata daha sıkı tutunurdum. Bana destek olan kardeşlerim olsa, belki eşimin ailesinden yakınlık görebilseydim böyle hissetmezdim. Her an topun ucunda yaşamaktan yoruluyorum bazen, bu kadar stresi kaldıramıyorum. Hayatta daha çok desteğim olsun isterdim, umarım benim çocuklarımın öyle olur.

Akşamüstü caddeye inip biraz yürümek, bir pastahaneye oturup dergi bakmak iyi geldi. Sert hava biraz zorlasa da, akşam eve dönüp bir film açıp eve yemek söylemek hoşuma gitti. Eskiden olduğu gibi sıcak hissettim, Endülüs anıları geldi aklıma- ne güzeldi...

1 Mart 2019 Cuma

3537

Olumlama

Her gün bir yeniden doğuş; her seferinde yeniden başlıyorum, her düşüşte tekrar kalkıyorum.
Sandığımdan daha güçlüyüm aslında; hala devam ediyorum ve sürekli ilerliyorum.
Benim için evrenin güzel sürprizler hazırladığına inanıyorum, çünkü hak ediyorum.
Başıma gelen her şeyden bende bir iz kalacak, sonunda ortaya yeni bir ben çıkacak, biliyorum.
Şanslıyım ben, hep en heyecan verici şeyler beni bulur, önüme her zaman yeni fırsatlar sunulur.
Hayatımı istediğim şekilde çizmekte özgürüm ve kendimle gurur duyuyorum.