31 Ocak 2022 Pazartesi

4605

(30 OCAK)

Aslında, o kadar korkuyorum ki. İtiraf ediyorum; kendime güvenemiyorum bir türlü, her şey benim kontrolümün dışında gibi sanki. İşimi kaybetmekten, emek verdiğim her şeyin yıkılmasından korkuyorum. Bazen bu korku beni kasıp kilitliyor. Şu an varsayımlar üzerine korkuyla yaşamak anlamsız, daha ötesi zararlı, biliyorum. Bildiğim halde engel olamıyorum kendime bazen, işte bugün de böyle bir kaygılı ruh hali içinde bocalıyorum. Budist öğretilerin tersine, gelecek endişesi bugünümü mahvediyor ve ben bu girdaptan kurtulamıyorum...

4604

(29 OCAK)

Bazen düşünüyorum da; hala içimdeki heyecan, heveslendiklerim, özlediklerim hep kendime dair. Kızlarla birlikte yapacağımız şeyleri zaman zaman düşlesem de, sanki uzak bir gelecekmiş gibi. 

Annelik, şüphesiz bir alışma süreci...

29 Ocak 2022 Cumartesi

4603

(28 OCAK)

Hayat öyle hareketli ve hızlı ki, yetişmek zaten zor. Bir de aksilikler çıkınca, uğraşmam gereken ekstra angaryalar olunca stresli geçiyor. Sürekli "yapmam gereken çok şey var" ve kendime çok az vakit kalıyor. Bütün bu tempoda birine yaslanmak, en yakınlarının yanında gevşeyebilmek büyük lüks, hatta vazgeçilmez.

4602

(27 OCAK)

Bu hafta kar ancak bugün kalkmaya başlıyor, hava ılıdı ve lodos esiyor. Üstümdeki hastalıkla birleşen enerjisizliği de yavaştan atıyorum artık, bugün evin temizliğiyle başlıyorum. 

Öz-şefkat notu: Ben sadece, zorlu bir hamilelik geçirmiş, zor bir doğumun ardından zor bir lohusalık atlatmış ve ikiz bebekleriyle birlikte işini ve hayatını devam ettirmeye çalışırken zorlanan bir anneyim.

Yorgunluğum normal, öfkelenmem doğal ve bunalmaya hakkım var.

4601

(26 OCAK)

Bir daha akşam bir konser için ne zaman plan yapabiliriz? 
Nasıl ayarlarız da kızları bir geceliğine birine bırakabiliriz?
Bazen karşıma çıkan konser haberlerine iç çekerek bakıyorum, ama en çok da bu yaz heyecanla beklediğim festivali ayarlamak istiyorum. Gidebilecek miyim belli değil, hatta konser de kesin değil sanki.
Yine de-10 yıldır canlı dinlemediğim ve bana hep ilham veren grubu hevesle bekliyorum! 

26 Ocak 2022 Çarşamba

4600

(25 OCAK)

Ocak ayı benim için kayıp gibi; hastalıktan kurtulamadığım için yogaya ara verdim, planladığımız tiyatroya gidemedik ve doktor kontrollerini erteledik. Moraller sıfır, hatta hayatımdaki her şeyle baş etme konusunda kendime güvenimi de kaybettim. Heveslendiğim şeyler hakkında hayal kırıklığına uğradım ve artık gelecek güzel günleri beklemeyi bıraktım...

Şubat daha keyifli olsun!

24 Ocak 2022 Pazartesi

4599


Öfke kriziyle başladığım karanlık sabah, endişe ile şükran arasında savrulup, yorgunluk ve sakinlikle son buldu. Dünyanın en zor işini yapıyormuşum gibi geliyor bazen, sanki en çok ben zorlanıyorum şu an.

 Oysa bu karlı havada dışarıda, aç açıkta kalan canların ıstırabı benimkinden gerçek... Hepsini tek tek düşünüyorum, her birinin üşüdüğünü içimde duyuyorum ve iyi olmalarını diliyorum sadece.

Her şeye rağmen yastığıma konan bir dal erkenci mimozanın müjdelediği bahar, ya gelecek ya gelecek! Karlı ara sokaklardan dükkana yürürken önüme çıkan kedileri beslemek, hastalıkla boğuşan anneme çorba yapıp götürmek iyi geldi bugün bana.


23 Ocak 2022 Pazar

4598


Karantina dönemi bile daha iyiydi; ev de yoga yapıyor, piyano çalıyor ve işime devam ediyordum. 

Keyif aldığım hiçbir şeyi yapamayacağımı anlıyorum artık, en basitini bile aklıma getirmemeliyim.

Benim için sadece görevler var, onları bile yetiştiremiyorum ki. Bugünün, bu hafta sonunun, geçtiğimiz haftanın ve bu ayın planlarının hiç birini yapamadım, demek plan da yapmamalıyım. 

Bırakıyorum.

4597

(22 OCAK) 

Annemin kötüleştiğini öğrendim, hem suçlu hissettim hem de çaresiz. Hastayken evde yalnız ve ben gidemiyorum, üstelik bizim yüzümüzden yorgun düştü ve mikrop kaptı. Aslında ne kadar keyifli görünse de, kızlara bakmak onu zorluyor, farkındayım. Sadece o da değil, yardım ettiği her iş ekstra yoruyor elbette. Artık genç değil ve ben onun yerine başka birini bulamıyorum yardım isteyecek. Bakıcı veya ev işleri yardımcısı fikrinden umudumu kestim, çok sinir bozucu deneyimler yaşadık. Ayakkabılar içinse nerede arayacağımı bilemiyorum o asistanı, ama görüyorum ki acil bir durumda elim boş kalıyor. Pazar günü dinlenmesi gerektiği için biz de tiyatroya gidemeyiz bu durumda, neyse... Biraz panikledim ve geçen hafta ne kadar güçlü, her şeye yetişir hissediyorsam bu hafta o kadar güçsüz ve yetersiz hissediyorum. Tek başıma üstesinden gelemiyorum, ayrıca bedenim hiç olmadığı kadar zayıf düştü. Sanki bir kaza geçirip sakat kalmış gibiyim, 2 sene önce yaptığım hareketleri şimdi yapamıyorum. 3 ayda pek ilerleme kat edememiş gibiyim, ne zaman eskisi gibi olacağım-ya da hiç olacak mıyım? Belirsiz bir süre için bu halimi kabullenmeliyim sanırım, ama çok zor geliyor. Hiçbir şey yapamıyorum!

4596

(21 OCAK)

Ateşim düştü, gece öksürüklerim devam etse de, ağrılarım azalınca yağa kalktım bugün. Ocak ayı için planladığım doktor kontrolleri ve arkadaş görüşmelerini bu hafta ertelemek zorunda kaldım, Şubat başına.

Beklenen kar akşam yağmaya başladı, bu sene karlı günleri Emirli'de geçiremediğimize biraz üzülüyorum aslında. Geçen senenin manzaralarını hatırlıyorum, yavru köpeklerden birini evde baktığımız günü, odunluğa aldığımız sitenin köpeklerini, tipide bata çıka diğerlerini beslemeye gidişimizi... Ne çaba, yine de ne güzeldi.

Bu sene evdeyiz mecburen, hafta sonu için tiyatro planımız var. Pazara kadar iyileşebilirim sanıyorum, biraz evden çıkmak iyi gelecek.

4595

(20 OCAK)

Benden sonra annem de hastalandı, zaten bu hafta çok yorulmuştu çocuklarla ilgilenmeyi ona bıraktığım için. Şimdi de o yatağa düştü, artık benim toparlanmam gerek- ama hala iyileşemedim.

Keşke kendi başıma yetebilsem her şeye; kızlara, işime ve evin düzenine-ama olmuyor. 

4594

(19 OCAK)

Hasta yatağımda titrerken düşlediklerim, hem ürküttü beni, hem de gizliden umut oldu bana...

Ne olduğumu, nerede olduğumu unutup heveslere kapıldıysam suç mu? Yaşamaya devam etmek, ileriki günleri görmek için sebep oldu bana.

20 Ocak 2022 Perşembe

4593

(18 OCAK)

 Aysel Git Başımdan

Aysel git başımdan ben sana göre değilim ölümüm birden olacak seziyorum hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Aysel git başımdan istemiyorum benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün dağıtır gecelerim sarışınlığını uykularımı uyusan nasıl korkarsın hiçbir dakikamı yaşayamazsın Aysel git başımdan ben sana göre değilim benim için kirletme aydınlığını hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Islığımı denesen hemen düşürürsün gözlerim hızlandırır tenhalığını yanlış şehirlere götürür trenlerim ya ölmek ustalığını kazanırsın ya korku biriktirmek yetisini acılarım iyice bol gelir sana sevincim bir türlü tutmaz sevincini Aysel git başımdan ben sana göre değilim ümitsizliğimi olsun anlasana hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Sevindiğim anda sen üzülürsün sonbahar uğultusu duymamışsın ki içinden bir gemi kalkıp gitmemiş uzak yalnızlık limanlarına aykırı bir yolcuyum dünya geniş büyük bir kulak çınlıyor içimdeki çetrefil yolculuğum kesinleşmiş sakın başka bir şey getirme aklına
Aysel git başımdan ben sana göre değilim ölümüm birden olacak seziyorum hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Aysel git başımdan seni seviyorum

4592

(17 OCAK)

Dışarıda yürürken kışın geldiğini hissettim, havada kar kokusu var... Akşama doğru biraz boğazım tırmalanmaya başladı, umarım hastalığa dönüşmeden atlatırım.

16 Ocak 2022 Pazar

4591

Uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımızı ağırladık köy evimizde, yorgunluğumuza rağmen elimizden geldiğince hazırlık yaptık ve keyifli bir gün geçirdik birlikte.

Onlar gittikten sonra biraz düşündüm; ne kadar dolu bir yaşantımız var bizim, ne çok şey sığdırıyoruz hayata. "Normal" insanlar ancak işe gidip geliyor, işte evlerini geçindirip bir de çocuk bakıyorlar-ki bu bile yeterince yoğun bir tempo. Biz bunların yanında 8 kediye bizzat evde bakıp, belki 48 orman köpeğini haftada en az 2 sefer besliyoruz, bir yandan yardımcı tutmadan 3 aylık olmayan kızlarımızla ilgileniyoruz.

Ama bana bunlar asla yetmiyor; sabahları yoga pratiğime devam etmeye ve yeni yılda meditasyon rutinimi oturtmaya çalışıyorum, bir yandan piyano çalmaya devam etmek istiyorum. Okumak istediğim onlarca kitap, öğrenmek istediğim bir sürü şey, görmek istediğim bir sürü yer... Hayat bana yetmiyor!

4590

(15 OCAK)

Dün benim için çok zor bir gündü, hatta son haftalar giderek kötüleşmişti- ürkütücü ve içimi yakan gündemden dolayı. Dün pik yaptı tüm endişelerim, korkularım, ağlamak bile rahatlatmadı. 14 Ocak, Türkiye'nin tarihinde çok az kişinin belki de farkına varıp hatırlayacağı- kara bir leke olarak iz bıraktı.

Dünyanın her yerinde, her an masum bir canın acı çektiğini, öldüğünü biliyorum elbette. Sandığınız kadar naif değilim, yine de bence buna duyarsız kalarak hayata devam etmek çok zor. Evet- tüm hayvanları kurtaramayacağımı da biliyorum, insanların da, çocukların da korkunç şeyler başına geliyor- hepsinin farkındayım. Yine de bu farkındalık yardımcı olmuyor huzur bulmama.

Bu kadar kötülüğü aklım almıyor, en yakınıma kadar gelmiş olan bu bencil üstünlük zannı, bu yıkıcı nefretle beraber yaşıyor olmak fikrini kabullenemiyorum bir türlü. Tam da asıl yasaklanması gereken ırkın "insan" olduğunu düşünürken, sevgili Hocam'ın bir sözü uyarı oldu bana: "Kendinden feda ederek hayvanlar için varını yoğunu ortaya koyan insanlar da var."

Yine insanlar bu duruma tepki gösterip bir çözüm arıyorlar, yine insanlar barınaklardan binbir güçlükle köpekleri kurtarıp sahiplendiriyorlar, ve yine insanlar onlara yuvalarını açıyorlar. Her şeye rağmen ve her zaman, her koşulda- yaşamaya değer! İnsan olup onurlu olmak mümkün, biliyorum.

4589

(14 OCAK)

Geceler zor geçince sabah enerjim iyice düşmüş oluyor, tahammülsüzleşiyorum ve hatta öfkeli oluyorum haksız yere. 2 gece üst üste böyle geçince kendim sandığım kişiyi tanıyamaz oluyorum ve fark ediyorum ki; aslında ne kadar toyum-hala!

Bizi zaman zaman sinirlendiren bebek ve çocuk davranışlarını; bencillik, sabırsızlık, acıya veya istenmeyen en ufacık şeye tahammül edememe- aslında biz büyüklerin de sıklıkla yaptığımızı görüyorum. Oysa biz yetişkinler, kendi zihnimizin kontrolünü ele almış olmalıyız bu yaşta, çocuklara örnek olacaksak.

Benim de kendimle ilgili 5-10 yıllık kalkınma planım bu işte.

4588

(13 OCAK)

Yeni yıla girdiğimizden beri biraz biraz toparlanıyorum; hem bedensel hem ruhsal bir iyileşme sürecinde olduğumu hatırlamam gerek.. 

Vakit az, evet yorgun ve uykusuz oluyorum-ama her bulduğum fırsatı değerlendirip kendime iyi gelen şeylere yer ayırıyorum. Bazen iki arada bir kahve, bazen iş molasında kısa bir meditasyon...

Giderek daha fazla yer açmayı umuyorum hayatımda bunlara.

4587

(12 OCAK)

Ufak Mutluluklar

 Pazar günleri birkaç saatliğine kızları büyük anneanneye bırakıp baş başa vakit geçirme fikri bizi heyecanlandırıyor. Önümüzdeki pazar için tiyatro biletleri aldım.


12 Ocak 2022 Çarşamba

4586

(11 OCAK)

2020-21-22 trendlerine göz attım bugün; çok iyi bir rapora denk geldim. 

Kaos ve belirsizlik, son 2 yıldır hayatımızın ana teması halini almış. Dijitale iyice yerleşen (sıkışan) hayatlarımızda şehirden kırsala kaçış, hibrit çalışma düzeni ve hiper lokalizm kavramları öne çıkıyor...

Yeni normale alıştık mı, alışmak istiyor muyuz, alışabilecek miyiz?

4585

(10 OCAK)

Dün fark etmeden çok yorulmuşum, kendime gelemiyorum bir türlü. Hava da öyle kasvetli ki, gözlerim açıkken de uyuyor gibiyim. Geç de olsa siparişleri toparlamaya, müşterilere geri dönmeye çalıştım işte.

Hayatımın normale dönüp dönmeyeceğini, veya ne zaman eskisi gibi olacağını bilmeden, belirsizlik içinde geçen aylar... Pandeminin ilk dönemine benziyor şu aralar ruh halim; belirsiz bir tarihe kadar devam eden bu süreçte motivasyonumu bulmakta zorlanıyorum.

4584

(9 OCAK)

Aslında yorgunluğumuzu atamadığımız için bugünü evde dinlenerek geçirmeye karar vermiştik, son anda annemden gelen teklifle planlar değişti-çok da güzel oldu. 

Anneannemle anneme kızları bırakıp dışarı çıktık; aylar sonra sahilde yürümek muhteşem bir histi! Deniz kokusu, açık hava, oynayan köpekler ve neşeli insanlar...

Uzun uzun yürüdükten sonra acıktık, bir şeyler yemeye oturduk. Caddeye gelmeyeli de kaç zaman oldu, bazı mekanlar değişmiş, bazısı aynı kalmış. Bugün rutinimizin dışına çıkmak ikimize de çok iyi geldi.


4583

(8 OCAK)

Son dönemde aklım hep aynı mevzuyla meşgul; hayvanlara yapılan sistematik eziyeti görmezden gelemiyorum ve kahroluyorum. Bir şey değişmeyeceğini düşünsem de takip etmeye devam ediyorum gelişmeleri, kendimi alamıyorum haberlere bakmaktan. Yarın bir basın açıklaması gerçekleşecek, gidemiyor olmak üzücü.
Yaşadığım yerde, aslında galiba az ya da çok hemen her yerde, her an acı çeken bir canlı olduğunu bilmek, bunu bilerek yaşamak, gülebilmek öyle zor ki... Hafta sonları bunun küçük bir parçasına dahil oluyoruz; İstanbul Anadolu yakasının köpeklerini attığı yerler buralar; ancak haftada 2 besleyebiliyoruz. Yıllardır onlarca travmalı sokak köpeğini beslerken bir defa dahi saldırıya uğramadık-tersine, hep sevgiyle karşılandık. Gülen gözler ve sıcacık patilerle çevrelendik...
İnsanoğlu, bu dünyanın güzelliklerini; denizlerini, ağaçlarını, hayvanlarını asla hak etmiyor!

4582

(7 OCAK)

Kızlarla yalnız kaldığım günler zorlanıyorum, aslında hafta sonları hem ev işleri hem ayakkabı çalışmalarım hem de kızlarla ilgilenmek beni epey yoruyor. Yine de buraya gelmekten vazgeçemiyoruz; pandemiden beri evimiz oldu Emirli bizim.

Bazı günler öğlenden önce kahvaltı edemiyorum ve çalışmaya vakit bulamıyorum, bazen de yoga için enerjim kalmıyor... Genellikle sabahları kızları teskin etmeye çalışarak 1-2 saatim geçiyor ve o zaman anlıyorum ki; ben hala zor bir dönem geçirmekteyim. Normale dönmüşüm gibi yaşamaya çalışsam da aslında en zorlu süreç devam ediyor hala... 

Kış tam gelmeden önce son güzel havalar; bahçede bir kahve içmelik vaktimiz olursa mutlu oluyoruz.

7 Ocak 2022 Cuma

4581

(6 OCAK)

Daha hafif ve esneme odaklı yoga pratiklerine devam ediyorum sabahları, meditasyon da şimdilik iyi gidiyor. Beni belki en çok heyecanlandıran saatler; sevgili hocamın haftada 1 yayımladığı podcasti dinlediğim zamanlar oluyor...

Bu hafta Emirli'ye erken gidiyoruz ve hafta sonu keyifli vakitler geçirmeyi umuyoruz. Elbette akşam seçtiğimiz filmi bitiremeden uyuya kalıyoruz.

4580

(5 OCAK)

Geçtiğimiz haftaya göre biraz toparladım kendimi, hava bahar gibi olunca kaçırmak istemedim ve kızları da alıp annemle mahallemizin sevdiğimiz cafesine gittik. Dışarı çıkmak benim için bir lüks halini aldığından beri ufak şeylerle mutlu oluyorum. 


4579

(4 OCAK)

Bu sene kendimle ilgili planlarım var, kendime verdiğim sözler var.

Ocak ayını günlük ufak mindfulness pratikleri ile doldurmak bunlardan biri ve bugün başlıyorum. Sabah yoga iyi geliyor, ama bir yandan hamlaştığımı fark ediyorum ve epeyce zorlanıyorum. Akşamüstü kısa bir meditasyonla yeni alışkanlıklarımı oturtmaya başlıyorum.


4578

(3 OCAK)

İşte 2022 iş yılı başlıyor!

İstediğim gibi dinlenemedim ve yılbaşı akşamı da istediğim gibi geçmedi-bu sene de böyle olsun.

Artık planladığım gibi geçmeyen günlere alışmam lazım-bu da bir çeşit irade egzersizi...

Bugün kendimi bitkin hissediyorum, sanırım 3.doz aşıdan beri bir türlü kendimi toplayamadım ve dinlenme fırsatım olmadı. Yeni yılda artan maliyetler, gider hesapları epeyce keyfimi kaçırdı. Akşam olduğunda tek istediğim, dünyanın sonunun geldiği bir felaket filmi seyretmekti...



4577

(2 OCAK)

Dinlenmeye çok ihtiyacım olduğu halde yine hareketli bir pazar günü; kızların banyosu ardından dede ziyareti bizim için küçük bir macera. Artık basit planlar bile vakit alıyor bebeklerle olunca, fazladan yorucu oluyor.

Büyük anneanne ile dedeyi mutlu etmek iyi hissettirdi, yarın senenin ilk iş günü ve yoğun bir dönem beni bekliyor...

4576

(1 OCAK)

 Yılbaşının ertesi gününü evde tembelliğin keyfini sürerek geçirmek gibi bir alışkanlığım vardır; şimdiye kadar yıllardır önceki akşamdan kalan mezeleri atıştırıp kanepede film izleyerek geçirdim yeni yılın ilk gününü. Bu kez aşırı yorgun olmama rağmen dinlenemedim, Emirli'de yalnız kaldığımız için kızlarla ilgilenmek tamamen bize düşüyor. Kışlık odunumuz gelince onları istifleme işi birkaç saat sürdü bugün, ben tek başıma çocuk bakmaya adadım kendimi mecburen. Ancak akşam bir film açtık, onu da bitiremeden eve döndük...

1 Ocak 2022 Cumartesi

4575

(31 ARALIK)

Yılbaşı olduğunu hissedemiyorum pek! İlk defa yalnızız, evdeyiz ve tabi ki uykusuzuz.

Pandemide bile Emirli'de komşular ve arkadaşlarla eğlenceli geçirmiştik, bu sene biraz sönük haliyle, ama olsun-kızlarla ilk yılbaşı akşamımız. Bu yılbaşı soframız ayrı bir anlam taşıyor benim için; vejetaryen bir menü hazırladım. Bizim keyfimiz için hiçbir canlı ölmesin, şiddetsiz bir akşam olsun istedim.

Ateş karşısında güzel dileklerle, 2022'ye giriş yaptık hep birlikte! Bu sene insanlığın farkındalığı güçlensin, tüm canlılar için şefkatli bir yıl olsun... 



4574


(30 ARALIK)

Kendimi gergin hissederek başladığım güne, saat 4ten beri uyanık olmama rağmen yogayla devam ettim. Enerjim yoksa da zorladım kendimi ve yeni denediğim bir seriye başladım. Aslında hepsi bildiğim pozlardan oluşan ama uzun süre durduğumuz, dayanıklılık gerektiren zorlayıcı bir pratikti. Bitirdiğimde kendimi çok iyi hissettirdi. Yeni yılda daha fazla yoga ve meditasyon diliyorum!

Dünden beri koşturmacalı geçiyor, kuaförde bir saç bakımı ve parıltılı ojeleri araya sıkıştırmayı başardım bugün, ardından kızlardan kalan vakitler mutfakta hazırlıkla geçti.

Akşam hediyelerimizi erkenden verince keyfim yerine geldi, çok yorulmuş olsam da heyecanlandım yılbaşı soframız için...