30 Aralık 2020 Çarşamba

4208

Bugün itibariyle haftanın ve yılın son kargolarını vermiş ve işlerden biraz uzaklaşmış vaziyetteyim. Yılbaşı organizasyonunu düşünmeye başladım; hediyeleri paketledim, mezeleri önden hazırladım. Umuyorum çok keyifli bol kahkahalı geçer ve yeni yıla enerji dolu gireriz!


4207

 (29 ARALIK SALI)

Daha pazartesinin yorgunluğunu atamadan salı tüm hızıyla başladı, gümrük kurallarına kafa yorduğum, bankacılık işlemleriyle uğraştığım bir gün oldu. 

İşleri toparladıktan sonra yılbaşı moduna girmek ve keyifli vakit geçirmek için sabırsızlanıyorum!

28 Aralık 2020 Pazartesi

4206

2021 hayallerimi düşünmeye başladım bugün, yeni yıl hedeflerim aklımdan geçmeye başladı.

Pazartesi rutinimize sabah kedileri parka bırakmak eklendi, normalden biraz daha yorgunum ama keyfim yerinde. Tüm kaygılarıma ve eksiklik hissime rağmen mutlu olmayı seçiyorum.

4205

 (27 ARALIK PAZAR)

Yine çalışamadım, hafta sonu komşularla, köpekleri beslemekle ve evi temizlemekle geçti... Yan tarafta yine suları yoktu ve yine çok açtı hayvanlar, yorulduğumu hissediyorum artık. Umarım bir çare bulunur en kısa zamanda ve bizim de yükümüz hafifler.

Yılbaşı kurabiyesi yapacak vakti buldum yine de arada, evi yılbaşı için elimizden geldiğince temiz bıraktık. Haftaya keyifli birkaç gün için yeniden bir aradayız!

4204

 (26 ARALIK CUMARTESİ)

Komşularımız kahve yapıp gelince bahçeye sandalyeleri atıp biraz mola verdik biz de bugün, iyi geldi. Yaşıtımız olan bu sempatik çiftle sohbet etmeyi seviyoruz, şimdi onlar da kedi sahiplendiler. Hava Aralık değil de mesela Ekim başı gibi; ılık bir esinti... Meşede yaprak kalmadı ama henüz kar hiç düşmedi.

Akşam yeni diziye başladık; Kalifat. Bir zamanlar kabuslarımın konusu olan sahneler beni epey gerdi, sürükleyici ama izlemesi benim için zorlayıcı bir dizi. 

4203

 (25 ARALIK CUMA)

Yine haftanın son günü sokağa çıkma yasağı başlamadan önce tüm hazırlıkları halledip Emirli'ye gitme telaşındayım. Bu kez evde yalnız olduğum için tüm işler bana kaldı; alışveriş yapmak, evi derli toplu bırakmak ve götüreceklerimizi arabaya yerleştirmek...

Bütün gün böyle geçti, akşam bizi heyecanla bekleyen ufaklığa kavuşmak en güzeliydi!

24 Aralık 2020 Perşembe

4202

somewhere i have never travelled,gladly beyond
any experience,your eyes have their silence:
in your most frail gesture are things which enclose me,
or which i cannot touch because they are too near
 
your slightest look easily will unclose me
though i have closed myself as fingers,
you open always petal by petal myself as Spring opens
(touching skilfully,mysteriously)her first rose
 
or if your wish be to close me,i and
my life will shut very beautifully,suddenly,
as when the heart of this flower imagines
the snow carefully everywhere descending;
 
nothing which we are to perceive in this world equals
the power of your intense fragility:whose texture
compels me with the colour of its countries,
rendering death and forever with each breathing
 
i do not know what it is about you that closes
and opens;only something in me understands
the voice of your eyes is deeper than all roses
nobody,not even the rain,has such small hands

4201

(23 ARALIK ÇARŞAMBA)

Rüyalarda buluştuklarımız hayatımıza dahil midir, hocam?

Peki, aklımda kalanların aklında kalmış mıyımdır? Lütfen kızmayın hocam!

Kimse bilmese de bir şey ifade eder bazı hisler ve kimse duymasa bile anlamı vardır bazı sözlerin.

Siz ne dersiniz, saygıdeğer hocam?...

23 Aralık 2020 Çarşamba

4200

 (22 ARALIK SALI)

8'de uyansam geç kalktım diyorum,

Yarım gün kendime ayırsam oyalanmış sayıyorum,

Öğretmen kadar esneyemezsem yogada iyi değilim,

Piyanist kadar çalamazsam piyanoda beceriksizim,

2020de neden az kazanmışım yoksa ben çalışkan mı değilim?

Nedir benim kendimle alıp veremediğim...

21 Aralık 2020 Pazartesi

4199

Dün erken yatmıştık aslında, yine de karanlıkta kalkıp eve dönmek biraz yoruyor beni. Yine içim burkularak ufaklığı evde bırakıp dönüyoruz bir pazartesi sabahı.

Bizimkiler uslu durmuşlar neyse ki, eve dönünce her zamanki telaş; 8 gibi kahvaltımı ettikten sonra birden enerjim düşüyor. Kendime bir dizi izleyip uzanma izni veriyorum, sonrasında gönderiler hazırlanacak, klasik işler beni bekler.


4198

Dün gece yine planlamadığımız şekilde geçti ve şarabı biraz fazla içtiğimi düşünüyorum. Hafif bir huzursuzlukla uyandım, hani daha çok dikkat edecektik diye kendimize kızdım.

Bugün yoga için enerjim yok ve aç uyandım, öyleyse kahvaltı ederek başlayalım. Köpekleri beslemek için çıktık, yakındaki çiftliklere uğrayıp süt, yumurta, mantar da aldık, her şey öyle taze ki...

Yeni yavrular bulduk, sevinsem mi üzülsem mi-umarım hayatları güzel olur! Her bir köpeğe ayrı yemek koymak, kavga edenleri ayırmak bazen yorucu oluyor gerçekten. Çalışmaya fırsatım olmadı ama, bu hayvanların en azından bugün aç yatmayacaklarını bilmek yetiyor bana.

Akşam Bikram filmini izliyoruz; tahmin edileceği gibi yoga için epey bir ilham verici, adamın ne yaptığı ayrı konu. Ama bu self-disiplin, kendi bedeni üzerindeki hakimiyet çok etkileyici. Şüphesiz, birinin kendine yatırım yapmayı seçmesi beni en çok etkileyen şey...

4197

 (19 ARALIK CUMARTESİ)

Sabaha ateş elementi yoga ile hareketli bir başlangıç yaptık, ardından kahvaltı soframızı keyifle kurduk. Hafta sonu rutinimiz yazın bahçede, kışın bahçeye karşı uzun uzun kahvaltı etmek...

Öğleden sonra komşularla göle yürüdük, köpekleri beslemeye gelenler olduğunu görünce çok sevindik. Biraz hava almış olduk, dönüşte yan taraftaki köpeklerle kedileri beslemeye gittik yine. Bu hayvanların kafesteki haline çok üzülüyorum, umarım onların koşullarını iyileştirebiliriz.

Akşamüstü elmalı kek yaptım, evi süpürdük. Kediler hafta sonu bizde kalınca hızla dağılıp kirleniyor ev, ama onların mutluluğunu görmek yetiyor. Her biri bir köşede, kimi battaniyede kimi koltukta uyurken nasıl da tatlılar!

Akşam yine bahçede şarap içmeye davetliyiz, bu kez yan komşumuzun kızı gelmiş. Yoga ve spiritüel konulara meraklı olduğunu keşfedince sohbet ediyoruz, varilde ateş yanıyor bir yandan. Giderek bu insanlara biraz daha açıldığımı fark ettim, bir yandan sıkılıyorum her cumartesi aynı ortamdan bir yandan keyifli de geçiyor. Hayatımın kontrolü elimde değilmiş gibi hissedince hırçınlaşıyorum, istediklerimi yapamıyorum diye sinirli oluyorum. Ama içinde olduğum hali kabul ettiğimde akışa bırakıyorum kendimi...

18 Aralık 2020 Cuma

4196

Haftanın son günü geriye bükülmeler yoga dersi ile bomba gibi başladı; köprüyü başarınca kendimi çok iyi hissettim.

Kışa girdiğimiz bu hafta benim daha fazla uykuya ihtiyacım vardı sanırım; geç kalktığım günler çabucak geçti ve her zamanki gibi planladığım işler yetişmedi.

Zaten sokağa çıkma yasaklarındaki düzenimiz; cuma ve pazartesi günlerini alışveriş ve yolda geçirmemize sebep oluyor biraz. Bu düzende olabilecek en güzel şekilde idare ettiğimizi düşünüyorum. 

Bugün yine alınacakları alıp son gönderileri verip yola çıkma vakti; bizi bekleyen ufaklığa!

4195

 (17 ARALIK PERŞEMBE)

Istırapla birlikte yaşayabilmek, acıya katlanabilmek, hatta bunun da ötesinde başına gele her şeyi sevmek; yani amorfati üzerine en çok düşündüğüm kavram son zamanlarda...

Bu yaşıma kadar ne çok zaman kaybetmişim meğer, ne boş şeylere vakit harcamışım... Henüz keşfettiğim bu yol upuzun ve ben biraz ürküyorum.

Basite indirgeyen kişisel gelişimciler, her şeyi çözdüğünü sanarak konuşanlar bir yana- kendine giden yolda düşe kalka ilerleyenlere selam olsun.

16 Aralık 2020 Çarşamba

4194

"Sessiz ve derinden" insanlar en sevdiklerim

sakin güç en kuvvetlisi

kendini gösterme telaşı olmayanlar en dikkat çekenler 

ve kendini tanımaya cüret edenler en cesurlarımız

4193

 (15 ARALIK SALI)

Şimdiden ayın ortasına geldik ve ben sanki hiçbir şeye yetişemiyorum. Sürekli yetişememe hissi içinde olmaktan da sıkıldım ayrıca. 

Bugünü atlattıktan sonra akşam beraber yılbaşı ağacımızı kuruyoruz; ama ben klasik ağaçlar süslemeyi hiç sevmedim ki. Bizim bir duvar ağacımız var, bu sene biraz geciktiyse de sade ve hoş oldu bence. 


14 Aralık 2020 Pazartesi

4192

Pazartesinin en sevilmeyeni belki de bugün; kalabalıkla yiyip içip keyifli vakit geçirmeye alışınca işlere dönmek zor geliyor. Bir de artık bünye fazla alkolü hiç kaldırmıyor...

Sabahın karanlığında yola çıkması gereken dostları uğurladık, sonra ben biraz daha yattım. Evi toparlayıp çıkmamız zaten öğleni buldu, saçma bir müşterinin beni sinir etmesiyle birlikte pazartesi olduğunu idrak ettim.

Hayatımızın bu sene dönüştüğü bu yeni hali ben sever oldum... Her pazartesi ve cuma telaşlı geçse de, bazen taşınmak yorsa da, çoğu kez hayvanların durumu kaygılandırsa da... Bir anlamı var sanki böyle yaşıyor olmamızın. 

4191

 (13 ARALIK PAZAR)

Dün gece olaylı bitti, tahmin edilebileceği gibi. Rakı bardaklarının hiç boş kalmadığı ve Ahmet Kaya şarkılarına avaz avaz eşlik edildiği bu gecenin ertesinde hepimiz pertiz. Birimiz daha kalkamadı.

Anlaşıldı ki bugün kendimize gelmeye çalışarak geçecek; ben yine de hafif esneme ağırlıklı bir yoga dersi ile başlamayı seçiyorum güne. Kahvaltıdan sonra aslında çok yorgun hissediyorum, ama köpekler aç kalmasın diye bu sefer diğer bölgelere mama bırakmaya gidiyoruz.

Akşamüstü biraz evi toparladıktan sonra oyun vakti; her zaman kahkaha garantili tabu ile hafta sonunu kapatıyoruz. Çabucak geçti, keşke yarın da tatil olsa!

4190

 (12 ARALIK CUMARTESİ)

Hep birlikte başladığımız güzel Aralık sabahı, yağmurlu ve serince... Yoga yaptıktan ve keyif kahvesi içtikten sonra kahvaltı sofrasına oturmamız öğleni buluyor. 

Ardından köpeklere tavuklu makarna haşlayıp götürüyoruz; yağmur çamurda bu iş daha zor oluyor ama ne yapalım, yeter ki doysunlar. Bu sefer besleme noktasına mama dökülmüş görünce seviniyorum, yine de biz sıcacık yataklarımızda uyurken onların dışarıda soğukta kaldıklarını bilmek içimi acıtıyor.

Akşam planlarımız sitemizin ihtiyar delikanlısı mangala çağırınca değişiyor, sonrasını ne ben anlatayım ne siz sorun- komşularla halaylı, şarkılı, şaraptan sonra rakılı, ıslak ve komik bir gece devam ediyor...

4189

 (11 ARALIK CUMA)

Haftanın son günü telaşesi; akşam sokağa çıkma yasağı başlamadan önce Emirli'ye varmak gayesiyle biraz arttı. Planladığım işleri yetiştiremediysem de keyfim çok yerinde, zira bu hafta sonunu arkadaşlara beraber geçireceğiz. 

Gün içinde işleri toparlayıp alışverişimizi halledip akşam trafiğe rağmen eve geldiğimizde bir anda parti moduna geçiyoruz: şömine başı sıcak şarap&kestane bize yetiyor partilemek için. Genel kültür oyununu da özlemişim, eskiden oynardık ya hani.

Eve kapanmanın en keyifli hali!

4188

 (10 ARALIK PERŞEMBE)

Bu hafta bitsin istiyorum, hatta mümkünse bu yıl bitsin!

Hepimizin bir şekilde epeyce zorlandığı bu dönem sona ersin ve hayatlarımız değişsin artık...

Bazen eskiyi özlüyor ve her şey eskisi gibi olsa diyoruz, ama bizi bugünkü halimize getirenin de eski düzen olduğunu unutuyoruz.

Belki de hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmaması iyidir, bilemiyorum...

Daha yavaş üretim ve daha sakin tüketimin mümkün olduğu, doğanın ve canların kıymetli olduğu bir dönem gelsin.


10 Aralık 2020 Perşembe

4187

 (09 ARALIK ÇARŞAMBA)

vaziyet planı

Her yeni güne uyandığımda bir şekilde endişelerime rağmen yeniden başlıyorum, gün içinde bana iyi gelen veya farklı bakış açıları gösteren konuşmalar dinliyorum, kendimi toparlamış oluyorum akşamüstü. Ne oluyorsa akşam bütün enerjim düşüyor ve yemekten sonra kendimi vakit öldürürken buluyorum; istediğim şeyleri yapmak yerine sadece boş geçiyorum. Yatağa girdiğimde içim öfkeyle dolu olduğundan uyuyamıyorum, bir şeyleri yırtıp parçalamak istiyorum.


9 Aralık 2020 Çarşamba

4186

 (08 ARALIK SALI)

Öğlen hava güzeldi, karşıki parkta bir kahve içmeye oturmak iyi geldi. Ama genel olarak iyi değilim bu aralar, zorlanıyorum. Bitmek bilmeyen bu süreçten yoruldum artık, hiç bir şekilde rahatlayamamaktan, sonunu görememekten sıkıldım. Bu haldeyken kendimi her yeni güne motive edip devam etmek zor geliyor, anlamsız sanki... 

Bu durumda nasıl devam edilir, bilmiyorum ben gerçekten.

7 Aralık 2020 Pazartesi

4185

Dün bizden başkaları da bu köpeklerle ilgileniyor diye rahatlamıştım aslında, ya da rahatladığımı sanmıştım. Ama yüzlerini hatırladıkça, seslerini duydukça uyku tutmadı gece yine. Kışı nasıl geçirecekler, ne yapsınlar burada?? Zihnim hiç susmadı, içim içimi kemirdi durdu... Yetişememek duygusu beni mahvediyor.

Sabah erkenden toplanıp çıktık, aklım onlarda kaldı. Eve döndüğümüzde elbette kedilerimizin kumunu temizlemek, mama su tazelemek, getirdiklerimizi yerleştirmek filan derken vakit geçiverdi. Bu arada gündemdeki haberler içimi karattı ve iyice panik krizine soktu beni; ne ara bu kadar berbatlaştı bu memleket? Ne zamandır bunca pisliğin arasında yaşıyoruz biz sahi?...

Kötü oldum, ağlasam ağlayamadım, güne devam edecek gücü kendimde bulamadım. İnsanlardan tiksindim artık, gerçekten. Bazılarının neden intihar ettiğini çok iyi anlayabiliyorum. Dayanılacak şey değil.

Kendimi toplamam zaman aldı, hatta toplayamadım hala. Beni anlayan biriler var, biliyorum, benim acımın aynısını hisseden birileri var mutlaka...

4184

 (06 ARALIK PAZAR)

Son haftalarda yoga yapamamıştık, bu sabah esnemeli bir seri ile yeniden başlıyoruz rutinimize. İkimize de iyi geliyor ve kahvaltıda en sevdiğimiz komedi dizisiyle haftasonuna neşeli bir giriş yapıyoruz. 

Sabahlar çok güzel de günün sonrası telaşlı devam ediyor; sokağa çıkma yasakları ve restoranların kapanmasıyla birlikte iyice aç kalan köyümüzdeki köpekleri besleme işine girişiyoruz. Geçen ay keşfettiğimiz daha ekonomik ve besleyici yöntemle tavuk ve makarna haşlayıp kovalara döküyoruz. Ama bu da hem uzun sürüyor, hem mutfak kirleniyor, eve kokusu siniyor maalesef. 

Yine de şikayete vakit yok, şimdilik başka bir çözüm de yok. İş başa düşüyor ve dün gibi bugünü de yemek hazırlayıp götürmekle geçiriyoruz. Sadece sitedeki köpekler bir yana, kapalı duran komşu mekandakileri, bir de gölün etrafındaki başıboş köpekleri beslemeye gidiyoruz. Bir anda onlarcası koşarak gelince, mama az gelip birbirlerine saldırınca içim parçalanıyor. Oysa her birinin hakkı tok kalmak, onlar sadece biraz sevilmek istiyorlar, sadece yaşamak istiyorlar...

Bu hallerini görünce kahroluyorum ve biz olmasak nasıl hayatta kalırlar diye endişelenmekten uyuyamıyorum geceleri. Neyse ki, içimize su serpen şeyler oluyor: önceden hep buraya yemek artığı getiren teyze yine beslemeye gelmiş. Geçen hafta araba çarpmış olan köpeği de tedaviye götürüyorlar, o kadar rahatladım ki anlatamam. Ayrıca 2 genç adam da minibüslerinin arkasını tavukla doldurmuş getirmişler, epeyce ete doyuyor bizim keratalar. 

Akşamüstü kendimize birer kahve koyup bahçeye oturduğumuzda rahat bir nefes alabiliyoruz. Evi temizlememiz gerek şimdi de, her taraf battı. Akşam yorgun düşmüş ve her hafta bu düzeni devam ettirmenin ağırlığı altında ezilmiş hissediyorum...

3 gece burada kaldığımız için bilin bakalım kim en mutlu?

4183

 (05 ARALIK CUMARTESİ)

Dün akşam sokağa çıkma yasağı başlamadan ancak yetiştik diyebilirim, erkenden hazırlanmaya başlamamıza rağmen. Trafik yoğundu, dükkanlar kapanıyordu biz kılpayı girip kasaptan köpekler için tavuk kemiği ve marketten makarna aldık. Son dakikada yetiştiğimize ve bolca bulduğumuza sevindik. Emirli'ye giderken sanki tatile gider gibi keyifliydik; aslında bir haftasonu kalacağız...

Köyün girişindeki köpekleri besledik, meydandakileri, bizim yolda artık tek başına kalanı, sonra tabi sitedekileri doyurduk gider gitmez. Kendimize yemek ısıtmamız geç oldu, evdeki ufaklık ve sitenin diğer 2 kedisi de kendilerini sevdirmeye geldiler.

Akşamı hep beraber mutlu mesut geçirdik, hem zihin üzerine bir belgesel indirdim hem de bir suç mini dizimiz var-en sevdiklerim!


4 Aralık 2020 Cuma

4182

Bugün biraz daha iyi uyandım ve daha güçlü hissediyorum. Son haftalarda artık kapalı olan restoran cafelere gitmediğimiz halde, evde yoga yapmadığım ve piyanoya vakit ayırmadığım halde neden bu kadar yorgun  hissediyorum ve işlerimi yetiştiremiyorum diye düşündüm. Sanırım zamandan çok enerjiyle ilgili...

Kendime biraz izin vermeye ihtiyacım varmış demek ki, sürekli geliştirmek istediğim şeylerin peşinde koşturup yıpranmışım. Bu da bir dinlenme yavaşlama dönemi olsun bakalım...

Kışın sonunda kabuğumdan çıktığım ve yeniden hareketlendiğim zamanlar da gelecek elbet.

3 Aralık 2020 Perşembe

4181

Dün gece yattığım yerde uyuyamadım, tüm yorgunluğuma rağmen dalamadım çünkü zihnimi susturamıyordum bir türlü... Gece babaannemle amca tarafından kuzenlerimi rüyamda gördüm, ağlayarak uyandım. Nefesimi sakinleştirmem uzun sürdü, kediler üzerime çökünce uyuyamadım tekrar... Böylece sabaha akşamdan kalma gibi uyandım. Sanki dün gece dans edip içerek sabahlamışım gibi, sersem ve yorgun...

Pazara çıkmaktan vazgeçtim, kendime ancak öğlen gelebildim. Tam anlatamadığım tuhaf bir durumum var; hasta değilim ama bitkinim. Nefes çalışması yaptıktan sonra başım hafif döner ve bacaklarım boşalır ya-aynen öyleyim. Kalbim anormal hızlı atıyor ve bu sürekli devam ediyor.

Sıcak bir banyonun ardından adaçayı iyi geldi biraz, endişelerimin kaynağı ile yüzleşmek için birkaç şey okudum. Sonra çalışmaya oturdum, bugünkü önceliğim vakti verimli kullanmak değil şüphesiz. Kendime izin vermem gerektiğini anlıyorum. Durma izni, yavaşlama izni, bencillik izni...

4180

 (02 ARALIK ÇARŞAMBA)

Bugün şanslı bir gün oldu ve yorulduysak da içim rahatladı biraz.

Kış gelmesiyle birlikte restoranlar da kapatılınca ormana terk edilmiş köpeklerin vaziyeti, bir de üstüne üstlük komşumuz olan mekanda ihmal edilen hayvanların durumu beni o kadar endişelendiriyor ki, hafta içi de onları beslemek için geliyoruz. Bugün de işimizi ayarlayıp çıktık geldik ve önce Uzundere kasabından kemik alıp eve giderken, piknik alanındaki köpeklere tavuk bırakan gençlerle karşılaştık. Seyyar köfteciymiş bunlar, 2 günde bir geliyorlarmış bakmaya. Öyle sevindim ki- helal olsun!

Bütün Emirli köyündekilere mama bıraktıktan sonra evde yan taraf için tavuk makarna kaynatmaya başladık. Tencerelerle kaynatıp kovalara döktük, hem ortalık kirlendi hem de epey uzun sürdü ama sonuçta 40 tane filan hayvanı doyurmuş olduk. Asıl içimi rahatlatansa, yan tarafta biriyle tanışıp konuştuk, biraz da olsa bu hayvanlara bakmalarını sağlayabildik gibi, en azından kötü karşılanmadık diye mutlu oldum.

Ancak akşamüstü kendimize birer kahve koyup çalışmaya başlayabildik, tahminimden daha fazla yorulmuşum ama. Evdeki yavrunun yaramazlığı hepsinden beter zaten, asla yemek yaptırmıyor bücürük! Neyse akşama kadar biraz ayakkabı boyadım, dönüşte de arabayı bıraktık filan derken yine akşam oluverdi.

1 Aralık 2020 Salı

4179

Bugün kış geldi ve daha uzun uyumak, daha az harekete etmek isteyen vücudum bu duruma henüz alışmaya çalışıyor gibi. Enerjimi daha tam bulamadım ve geceleri kötü rüyalarla boğuşuyorum...

Yine de günün hakkını vermeye çalıştım ve kahvaltıdan sonra biraz evi toparladım, kışlık atkı berelerimizi yerleştirdim, kileri elden geçirdim. Gönderilerimi teslim edip siparişleri geçtikten sonra biraz çalıştım. 

Yeniden kısıtlamalar geldiği için birazcık zorlanacağız sanırım, ama önceden yaptığımız gibi yine beceririz bir şekilde. Emirli'de daha uzun kalacağız bu sefer hafta sonu, birileri çok sevinecek bu işe!