31 Mayıs 2011 Salı

30 Mayıs 2011 Pazartesi

706

Tesadüfen Sanat:

Bugün sahilde erkek ellerinden ve kadın ayaklarından yelpaze yapmaya çalışan tuhaf bir sanatçı ile tanıştık, tesadüfen bir sanatsal projeye dahil olduk-ki bir an acaba bir çeşit ayak fetişisti ile mi karşı karşıyayız diye korktuysak da, sanat için çoraplarımızı çıkarmaktan çekinmedik!


29 Mayıs 2011 Pazar

705

Geçen sene boyunca tüm yaptıklarımızı düşünüyorum...

Yine yapacak mıyız bütün bunları?!

28 Mayıs 2011 Cumartesi

704

Ya bugünü yazmasam?
Hatırlamasam, yok saysam?

Dünde kalsam, dün güzeldi...

703

(27 MAYIS CUMA)

"Kanıtladık." dedi, ellerimi tutarak, gözleri gülüyordu.
"Anlamadım, neyi?" diye sordum, aslında anlamıştım.

Cihangir yokuşlarında, Galata çatılarında, Kadıköy kaldırımlarında dolandığımız uzun ve güzel bir gün...

26 Mayıs 2011 Perşembe

702

"Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi, orası ona namazgah olur.
Ama bekri aynı namazgaha girdi mi, orası ona meyhane olur...
Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil."

701



(25 MAYIS ÇARŞAMBA)

Uzun bir aradan sonra birlikte edilen uzun bir kahvaltı- üstelik depresyon kahvaltısı: 2 kişiye 4 kişilik sucuklu yumurta, dev peynir tabağı, ekmek-poğaça ve açmalardan natürmort, anneanne reçeli yerini tutan böğürtlen reçeli, kupa kupa kahve, arada sigara, arkada Radiohead...

700



(24 MAYIS SALI)

Haberin var mı?

Sabah senden gelen mesajları okuyarak uyandım, çoktular, belli ki çaresiz kalmışsın, gecenin 4ünde...
Okudum, bana "dostum" demişsin, sana en son yanlış hatırlamıyorsam-ben artık yokum, demiştim ben oysa.
"Beni bilen bir tek sen varsın-onun için sana yazıyorum", hatırlıyor musun? Peki benim 27 martı da unuttuğumu mu sanıyorsun?....

Ağladım, bana bir şişe rakının ahengiyle dedenin ölmeden önce son sözlerini tekrarlamak istemişsin,"Ona iyi bakın" demiş. Böyle anlamışsın sen kendi değerini.
Ağladım, senin varlığının değeri işte bu kadar, dedim-Rana'nın bir gece arkadaşlarla rakı sofrasından kalkıp, kendini oraya ait hissetmediği için kasvetle, sana sığınması kadar...

Akşamüstü başka yazdıklarını da gördüm, belli ki yapayalnız hissetmişsin kendini.
Okudum, "Belim büküldü" demişsin, "kırıldım biliyor musun?"
Ben de kırıldım, ben de kaybettim, ben de vazgeçtim, bilmiyor musun?
"Gecenin ta 3ünde" demişsin, "terk etmedi sevdan beni, haberin var mı?"...
Ağladım, ben her seferinde senin çığlıklarını duyunca senle beraber ağladım- haberin var mı?

23 Mayıs 2011 Pazartesi

699

Bugün tuhaf bir gündü baştan sona-sıkıntılı...
Suçlu hissettim kendimi, haftasonunu çalışmadan arkadaşlarımla geçirdiğim için.
İhmal ettiklerim bir bir üşüştü aklıma, geri dönmek zor geldi hayata.

Yine de, Cumhuriyet sonrası İstanbul imar projeleri ve şehircilik hareketleri ile eski eserleri koruma politikası hakkında bir fikir sahibi olduğuma sevindim.

698

(22 MAYIS PAZAR)

Uzun bir aradan sonra kızlarla eve kapanmaktan mutlu olduğumuz tembel haftasonu...

İlişkiler üzerine sonu gelmeyen sohbetler, gülüşmeler, ağlamalar, sigaralar, balkondan bakmalar, gelecek endişesi,akşam çökünce iç kasveti, belirsizliğin lezzetli huzursuzluğu ve birbirini anlamanın teselli edici ferahlığıyla dolu geçti.

21 Mayıs 2011 Cumartesi

697

Sevişirken sırılsıklam terlediğimiz günler geri geldi...!

20 Mayıs 2011 Cuma

696

Eski bir dostun göz yaşlarını takip edip yanına gittim, acısını hissettim ama pek bir şey diyemedim...

Ben de bilmiyorum ki!

695

(19 MAYIS PERŞEMBE)

Balkonda ağlayarak kendime acıdığımı söyledim sana telefonda, ne zordu bunu söylemek!
Sarsıla sarsıla, kendimi paranoyak, baskıcı ve iğrenç biri gibi hissettiğimi söyledim.
Senin için artık yalnızca bir sorumluluk, endişelenilecek biri olmak asla dayanamayacağım tek şeydi.
Sen, üstesinden gelebileceğimizi söyledin, benim hala umudum var dedin, umudu beraber yaşatabilmemiz için söz istedin.

Çok tuhaf bir geceydi, bazen olur böyle ürpertici geceler- rüzgarın kokusu tanıdıktı, beni aldı götürdü, sana her şeyi anlatmak istedim, baştan anlatmak...

Keşke ders çıkışı sahilde oturduğumuz gecelerden birinde olsaydık, diye düşünüp üzüldüm, sarılıp konuşurdum ve anlatırdım her şeyi bir bir, en başından...

Nasıl başladık, nasıl tırmandık, nasıl tökezledik, nasıl yerden kalkacağız, yola nasıl devam edeceğiz...

19 Mayıs 2011 Perşembe

694

(18 MAYIS ÇARŞAMBA)

Sana yedirmek için özenle yaptığım sandviçleri, üstünde lodoslu yaz geceleri boyunca ne iskambil oyunları çevrilmiş, ne şaraplar dökülmüş piknik örtümüzün kenarına koyup, sahilde çiçekli elbisem içinde nazlı nazlı yanına oturmuş, Mayıs'ın gelişini müjdelemek için açan at kestanelerini seyrederken ben, senin beni öpmeni engelleyen ne olabilir...?

Bence hiçbir şey, sevgilim!

18 Mayıs 2011 Çarşamba

693

(17 MAYIS SALI)

Akrep-boğa ekseninde gerçekleşen Dolunay'ın ezici etkisi...

17 Mayıs 2011 Salı

692

(16 MAYIS PAZARTESİ)

Onlarca cevapsız soru arasında sıkıştım kaldım...

15 Mayıs 2011 Pazar

691

"Din halkın afyonudur" diyor Marx, "tersine-çevrilmiş dünyadır."

"Dizginsiz, başıboş bir fantezi dünyası" diyor Hegel Hindu dini için, "kendi düş-görmesinin sersemliği içindeki tanrıdır."

Bütün gün sessizce Hegel ve Marx okuyan ben, sırf bencilliğinden bana yalan söyleyen sevgilimi öldürme planları kuruyorum...

14 Mayıs 2011 Cumartesi

690

Bugün seni şımarttım, yedirdim, içirdim, yatırdım, sırtına çıktım, öptüm öptüm öptüm!

13 Mayıs 2011 Cuma

689

Bugün neden huzursuzdum?
Daha güneşli bir havada yapmak üzere ertelediğimiz Cihangir kahvaltısını hiç yapamamaktan korktuğum için mi acaba...

688

(12 MAYIS PERŞEMBE)

"2 yıldır uyduğum Türkan Şoray kanunlarımı son 2-3 hafta içinde bozdum..." dedi bir arkadaş, şarabıma adaçayıyla eşlik ederken.

"Üzgünüm! Gerçekten üzgünüm..." deyip durdu otobüs yolculuğu boyunca, haftasonu bende kalamayacağını söyledikten sonra.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

687

Kendi kaderini kendisi önceden belirlemiş ve santim sapmadan tutturmuş bir yolcunun mektupları:

"Bu şiir, belki beşinci İncil'in mısraları, belki de henüz adı konulamamış bir şey, şimdiye kadarki en ciddi ve bununla birlikte en neşeli eserim..."

Friedrich Nietzsche, 13,02,1883 tarihinde yapımcısı Ernst Schmeitzner'e yazdığı mektubunda başyapıtı "Böyle Buyurdu Zerdüşt"ten bahsediyor.

686

(10 MAYIS SALI)

Sevimli vokallerin eğlenceli şarkılarını kurtulamadığım bir tutukluk ve içine düştüğüm hüzünle dinlerken ben, sen içinde büyüttüğün korkulara rağmen usul usul omzuma öpücükler konduruyordun...

"Sabah ezanında uyandım," diye anlatıyordun- "Önce anlayamadım nerde olduğumu, beyaz çarşafları görünce otel odasında yattığımı anladım, bir an yoksun sandım, kalkıp gitti gece yarısı dedim, dönüp seni yatağın öbür ucunda görünce nasıl rahatladım anlatamam..."

Seni, geceleri yanında yatıyor muyum yoksa kalkıp gittim mi diye kontrol etmek zorunda bıraktığım için çok üzgünüm sevgilim...

(Garip geliyor sevgilim demek, ama başka neyim olabilirsin ki?)

10 Mayıs 2011 Salı

685

(09 MAYIS PAZARTESİ)

6. günün uğursuzluğu...

8 Mayıs 2011 Pazar

684

Gözlerin doldu, ağlamaklı oldun, belki biraz rakıdan, belki söylediklerimdendi...
Dudaklarının bükülmesini izledim, öptüm onları, kaybetmiş de yeni bulmuş gibi öptüm...


683

(07 MAYIS CUMARTESİ)

İstanbul At meydanında oturup Aya Sofya vaftizhanesinde yatan Osmanlı padişahlarına selam ettikten sonra, anasının memesinden süt emerken çekilip boğulan bebek şehzade türbelerini ziyaret edip, İsa'nın 12 havarisinden birinin yanında sonsuzluk uykusuna yatmayı isteyen hem Roma imparatoru aynı anda hem de Osmanlı sultanı Fatih'i anıp, yılların birikintisiyle yükselen İstanbul'un altından çıkan Bizans sarayına bir bakış fırlatıp, gizli yer altı tünellerinden loş ve rutubetli su sarnıçlarına girip çıktık ve sonunda Dünya'nın bu en büyük şehrinde kaybolduk...

6 Mayıs 2011 Cuma

682

Bugün kız kulesi boyadım.
Yerimde oturamadım, kitap okuyamadım.
İçimde beni huzursuz eden bir sıkıntı vardı gün boyu, geçmedi.

5 Mayıs 2011 Perşembe

681

"Az bilirim uz bilirim, Hıdırellezden sonra yaz bilirim."

4 Mayıs 2011 Çarşamba

680

Şimşekler birbiri ardına çakarken gece aydınlanıyordu.
Sokaklarda nefes bırakmayan coşkulu bir sağanak boşandı.
Yalnız ve kederli kedilerin, köpeklerin soluğu titredi.
Ben yatağıma uzanırken sana sokulduğumu düşledim.

3 Mayıs 2011 Salı

679

"Daha önce senle hiç böyle vapurda öpüşerek yolculuk yapmış mıydık?" diye sorarken gözleri ışıldıyordu.

Gülümsedim, bir daha öptüm.

2 Mayıs 2011 Pazartesi

678


Bahar, erguvan renkli kumaşlara sarılı doğan imparatorun şehrinde 2000 yıl sonra yine erguvanların patlamasıyla başladı.

677

(01 MAYIS PAZAR)

Ben kendimi olduğumdan üstün görmem-ben haddimi bilirim.
Yalnız herkes bana aksini söylese inanmam-ben değerimi bilirim.

676

(30 NİSAN CUMARTESİ)

Gece çıkıp sarhoş olup güzel kızlar varmış diye bir bara gidip kendini kaybeden, sonra ne yaptığını hatırlamayan insanlardan hoşlanmıyorum-bana zayıf geliyor.

Bunu söylemekle fazla kendini beğenmiş mi oluyorum?-olsun varsın!