25 Şubat 2021 Perşembe

4266

 4-5-9 Mistik

Misyonu: Yaşamın gizemlerine derinlemesine dalmak, keşiflerini başkalarıyla paylaşmak, hep yolda olmak
Kör Noktası: Kendi iç dünyasına fazla odaklandığı için uzak ve umursamaz görünmek, adım atmak yerine insanların hep ona gelmesini beklemek
Gelişim Yönü: İnsanlardan uzaklaşmasına neden olan içsel duygu ve düşüncelerini bırakmak, kendini daha fazla ifade etmek, gerçek farkındalığın herkesin evrensel bilinçle birbirine bağlı olduğunu bilmekten geçtiğini anlamak

24 Şubat 2021 Çarşamba

4265

Biraz motivasyonsuz başlayan gri bir günü, sabah yogası ile güzelleştirmeye çalıştım. Kahvaltıdan sonra canlanmış hissediyordum ki, bir arkadaşımın telefonu epey uzun süren bir iç dökme sohbetine dönüştü. 

Elbette içinden geçtiğimiz ve sonunu göremediğimiz bu karanlık dönem herkesi zorluyor, dışarıdan iyi gidiyormuş gibi görünen hayatlar içinde göründüğü gibi olmayabiliyor.

Biraz üzüldüm, biraz hak verdim, biraz da kızdım sanırım içten içe. Yargılamadan dinlemeye çalıştım yine de, anladım da çoğunlukla hislerini sanırım. Acaba ben de mi böyle duyuluyorum, kendi ilişkim hakkında şikayet ettiğimde?

İlişkilerdeki yıpranma ve hayal kırıklıkları konuşula konuşula daha bir görünür oluyor sanki; beni epeyce düşündürdü bu sohbet. İki insanın farklı yapıda olması, birlikte yaşamalarına engel mi illa ki? Cevaplaması zor sorular... 

Sonrasında hızlıca gönderilerimi yetiştirmek için acele ettim, biraz telaşlı bir gün geçirdim. Bir başka telefon daha aldım, beni sinir eden ve insanlardan ne kadar bıktığımı hatırladım. Şu türümüz bir yok olsa! Çok ciddiyim, dünyada tek insan kalmak istiyorum bazen.

23 Şubat 2021 Salı

4264

Sabah resmen yatağımı kediler bastı, kalkamadım bir türlü. Hem dünden yorgundum, hem de kediler öyle keyifliydi ki bozmaya kıyamadım- üstümde yatıyordu kızlar...

Bugün de düne benzer koşturmacalı ve bölük pörçük geçti; annem aşı oldu, acil bir siparişi tamamladık, parkta kahvemizi içip markete uğradık ve evde temizlik vardı. 

Zaten bu senenin teması sürekli kargo gelmesi ve ellerimi tekrar tekrar yıkamak zorunda kalmam, bir türlü sessiz sakin masama oturup işime konsantre olamayışım. Daha çok boş zaman kalır sanıyordum dışarı çıkamayınca, ama daha verimli çalışamadığımız kesin. 

Hiç bitmeyen işler, sonu gelmeyecek gibi duran yasaklar ve içten içe beni geren durumlar bir yana- içimde hepsine rağmen baharın coşkusu...

4263

 (22 ŞUBAT PAZARTESİ)

Bu sabah erken uyandık ve hızlıca toparlanıp evden çıktık, İstanbul'a dönüşte epey trafikte kaldık ne yazık ki. Dük'ü bırakırken pencerelere koştu; dışarı çıkmak, bizimle gelmek istedi sanki- o hali içime dokundu.

Eve erken gelmek iyi oldu; öğlene kadar ortalığı toplayıp kahvaltımızı ettik ve günü harcamamış oldum böylece. Dışarıdaki işleri halletmek yine de günü doldurdu; akşamüstü de biraz kendi bakımım için vakit ayırdım ve akşam eve yemek söyledik.

İşte uzun ve yorucu, her şeyi halletmeye çalıştığım pazartesi ile haftaya başladık!


22 Şubat 2021 Pazartesi

4262

 (21 ŞUBAT PAZAR)

2020nin sloganı "evde kal" oldu ve 2021in gündemi de bizim için ev olacak gibi duruyor. Baştan aşağı elden geçirilmesi gereken köy evine epey bir yatırım yapacağız, umuyorum sonucu güzel olacak.

Bu evin bizi sıcacık karşılayan samimi havası, derli toplu planı ve rustik detayları benim için çok değerli. Burayı tam bir yuva yapmak ve cıvıltılarla doldurmak için elimizden geleni yapacağız bu sene...

4261

( 20 ŞUBAT CUMARTESİ)

Güneş açtı bu hafta sonu; karlar hala erimedi ama ılıyor hava yavaş yavaş... Her şeyden belli işte- bahar geliyor!

Hayat, giderek giderek sadeleşmeye ve öze dönmeye itiyor beni, yaş aldıkça daha az insana ve eşyaya ihtiyacım oluyor... Şimdi çok daha iyi fark edebiliyorum geçmişte hayatımda olan insanların niyetlerini, nasıl görmediğime şaşıyorum hatta. Bazen hatırladıkça, keşke doğru zamanda gereken tepkiyi verebilseydim diye sinirleniyorum içimden, sonra hemen boşveriyorum. Çünkü sonuçta cidden boş mevzular ve çoktan geride bıraktım hepsini...

Kıskançlıklarını, içlerinde yanan haseti, için için kötülüğüme sevinmelerini anlayabiliyorum bugün. Kendime dönüp baktığımda; yalnızlıktan, tek başına kalmaktan korkmaktan bu insanları hayatımda gereğinden uzun tuttuğumu görebiliyorum. Affediyorum kendimi, harcadığım zamanı, enerjiyi-hepsi de gerekliydi belki...

Bugün bulunduğumuz yerden bakınca her şey öyle net ki; kızmaya bile gerek kalmıyor. 

19 Şubat 2021 Cuma

4260

Uzun zamandır isteklerimi hep ertelemek zorunda kaldım, sanki tünelin ucundaki ışık göründü gibi...

Mart ayından itibaren yavaş yavaş normale dönmeye başlayacağız gibi duruyor ve ben bugün bir seyahat planı yapmaya karar verdim. Şimdiye kadar öyle umutsuzum ki istemiyordum bile, bugün ilk defa bir yer seçtim, daha önce görmediğim ve kendimi hevesli hissettim.

İleriyi göremesek de henüz net olarak, hayal kurabilir ve planlayabiliriz bence!

4259

 (18 ŞUBAT PERŞEMBE)

Herkesin içe dönüğü bir dönem geçirdiğimizi fark ediyorum çevreme baktıkça; herkes biraz kendiyle baş başa kaldı ve iyi de oldu sanki.

Gereksiz kalabalıklar ve samimiyetsiz bağlardan kurtulmak ferahlattı, bence hepimizi. 

Giderek sadeleşmek, kendimize doğru özgürleşmek niyetiyle...

4258

 (17 ŞUBAT ÇARŞAMBA)

Hayatım son 1 yıldır, biraz herkesinkine benzer şekilde- evde; mutfakta bir şeyler pişirerek, kedilerle keyif halinde, kendime bakım yaparak, masa başında çalışarak geçiyor...

Arada birkaç kere arkadaşlarla parklarda buluştuk, bir kaç defa da evde yemek yedik birlikte. Bunun dışında bir sosyal ortamım yok, biraz hepimiz gibi. Bu süreci aslında, şükredecek sebeplerle geçirdim diyebilirim. Kayıplar yaşamadım ve pek çok kişiye nazaran hasarsız atlatıyorum.

Yine de epey zorlandığımı fark ediyorum dönem dönem; özellikle son 3 aydır-doğum günümden beri... Bu son atağı beklemiyordum sanırım, geri gelen ve öncekinden uzun süren bu yasaklar beni artık bunalttı. Adeta bir çölün ortasında yürüyorum, yönümü bilmeden, çıkabilmek umuduyla her gün devam ediyorum. Çölün tam ortasında, en zorlu yerindeyim sanki şu an- en yakın vahaya ulaşana kadar umutsuzluğun dibindeyim.

Neyse ki; ben doğuştan bir çöl akrebiyim.

17 Şubat 2021 Çarşamba

4257

 (16 ŞUBAT SALI)

Hayatımızın ne kadarını kendimiz seçiyoruz gerçekten? Bunu ben mi seçtim?

Sanki bu sürdürdüğüm düzeni ben seçmemişim gibi geliyor, yoksa sorumluluk almayacak kadar korkak mı davranıyorum? Özellikle şu dönemde koşulların kısıtladığı küçültülmüş hayatlar yaşıyoruz hepimiz. Sığdırmaya çalıştığımız umutlarımız, heveslerimiz, heyecanlarımız...

 Seçimlerimizde özgür olamıyorsak, tam olarak neyiz biz ve neden buradayız? Aklımda deli sorular...

15 Şubat 2021 Pazartesi

4256

Bembeyaz bir sabah daha, hem mutluluk verici, hem ürkütücü...

Çok özlediğim Paris cafelerinin anısına, bu sabah çikolatalı muzlu krep hazırladım. Eve dönebilecek miyiz, sanki dönemeyeceğiz, yok yok zor görünüyor, kar hala hız kesmedi, derken derken bir anda yola çıkmaya karar verdik. Hızlıca toparlanıp eve dönüverdik; temizlikler yerleşmeler filan yine biraz yorulduk.

Kediler çok mutlu, köpekler de biraz doydular hiç olmazsa bu havada, umarım onlar için zorlayıcı olmaz daha fazla. Başkaları da mama bırakmaya geliyor ya, en çok ona seviniyorum. 

4255

 (14 ŞUBAT PAZAR)

Bembeyaz bir sabaha uyandık; gece kar bastırmış... Mükemmel sessizliğin ortasındayız ve ıssızlığın çok çekici bir tarafı var... 

Soğukta kalan köpekler için endişelenmek dışında derdimiz yok, kahvaltıdan sonra dinlediğim bir online sohbetin ilham verici etkisi günlerce benim kalıyor...

50lerde Fransız mektebinde okutulan genç kızın çift dil bilen hariciyeciye dönüşme hikayesi, solcu devrimci yazar ile evliliği ve boşanmasının ardından çılgınca matrak devam eden dolu dizgin hayatı...

Nasıl insanlar yaşamışlar buralarda ve neler görmüş geçirmişler, diye düşünüyorum hayranlıkla. Kendi hayatımı sorguluyorum, ot gibi yaşamaya mahkum olduğumuz 1 yılın ardından hiçbir şey eskisi gibi olacak mı bir daha?

Ben neler yapabildim şimdiye kadar ve ne yapmak istiyorum bundan sonra? Tutkularımın peşine takılıp yeni yerlere gitmek, yeni insanlar tanımak ve pek çok şey yapmak istiyorum... Hayatı dolu dolu yaşamak kısmet olsun  bize!


4254

 (13 ŞUBAT CUMARTESİ)

Bu hafta sonunu kendimize ayırdık; sessiz sakin geçirmek çok iyi gelecek... Arkadaşlarla olmak güzel, ama bazen de yalnızlık ihtiyaç benim için. Bugün yoga ve kahvaltının ardından kendimi yorgun hissediyorum, hiç bir iş yapasım yok. Akşamüstüne kadar tembellikle geçiriyoruz, eskiden her hafta sonumuz böyleydi. Şimdi 3 saat kendime boş durma izni verdim diye içim içimi yiyor...

Kong fuzi belgeseli, tahinli cevizli kurabiye, henüz başlamayan kar soğuğu ve şömine başında mutlu kediler...

12 Şubat 2021 Cuma

4253

Bu sabah Ay döngüsü yoga serisinden şimdiye kadarki en zorlayıcı pratiğimi yaptım ve kendimi çok iyi hissettim. Kahvaltı için fazla vaktim yoktu, evden hızlıca çıkmam gerekiyordu, ama tek istediğim uyumaktı. Hava aniden soğuyup kasvete büründüğünden mi, üstümdeki hafif kırgınlıktan mı bu kadar halsizim?

Kuaföre gitmek iyi geldi neyse ki; epeydir ihmal ettiğim saçlarım ellerim güzelleşince ben de biraz dirildim. Ardından gönderilerimi hazırlayıp dükkana bıraktım, sonrasında bir mavi saten kurdele almak için mahalle mahalle dolandık durduk. Anlamsız bir trafik vardı sabahtan beri, en basit bir iş uzun sürüyor, bir de üşüdüm... Eve döndüğümde akşamüstü olmuştu bile ve benim hala tek istediğim uyumaktı.

Yine de durmadım; alışverişi halledip kargomu almaya yürüdüm, gelip evi toparladım. Kendimi ayağa kaldırayım da akşam sevgi bekleyen küçük adama yetişeyim!

4252

 (11 ŞUBAT PERŞEMBE)

Bu ay biraz işimden uzaklaşmış hissediyorum, neden böyle oldu bilmem, yetiştirmeye odaklıyım sadece ve yeni işler ortaya çıkarmak için motivasyonum yok... Kendimi toplayıp yeniden odaklanmam gerek, ben işime kendimi vermeyince iyi gitmiyor çünkü.

Bugün azıcık piyano çalmak çok mutlu etti beni, evdeki mimozaların bahar kokusu keyifli zamanları hatırlattı. Bir yandan hevesliyim, bir yandan umudum tükeniyor artık sanki... Bu hafta çok yorucu geçiyor ve bu yıl çok yıpratıcıydı.

Akşam parkta mini doğum günü kutlaması yaptık, hiç değilse bir pasta kesmek ve birlikte kahve içmek güzeldi.

11 Şubat 2021 Perşembe

4251

 (10 ŞUBAT ÇARŞAMBA)

Lodostan sinüzit ağrısı ve kazan gibi kafayla uyandım, yoga için enerji bulamadım.

Gün biraz verimsiz geçti; annemle parkta kahve içtik ve akşam yine arkadaşlarla veterinerde bekledik. Bu hafta içi işlerime konsantre olamadım pek, bir yandan pandemi hız keseceği yerde artıyor-motivasyonumu koruyarak devam etmek kolay değil bu aralar.

Bir şeyi bekliyorum, herkes gibi ben de, bitmesini bekliyorum bu sürecin, ama ne zaman biteceğini bilmediğim gibi, bitecek mi ondan bile emin değilim artık... Adapte olmaya çalıştığım, ama olmak istemediğim bir tuhaf süreç içindeyiz. 

10 Şubat 2021 Çarşamba

4250

 (09 ŞUBAT SALI)

Erken uyanmak için zorladım kendimi, hafta sonu dinlenmekten çok yorulmuş gibiyim. Nefes egzersizlerimi yaptım, kahvaltıya simit almaya gittim, yogaya başladım. Ama yarım bıraktım, hem zaman yetmedi, hem de çok enerjik hissetmiyordum bu yeni seri için...

Öğlene kadar ev işlerine daldım; yılbaşı ağacımızı topladım, süsleri söküp tozunu alıp kaldırmak biraz sürdü. Mutfakta kiler, tel dolap, baharatların olduğu dolaplar filan hep elden geçti. İlaçların tarihi geçenleri elendi, bayatlayan şeyler atıldı. Biraz yoruldum ama sanırım gerekliymiş, bir nevi bahar temizliği oldu.

Akşamüstüne kadar ayakkabı siparişlerime konsantre oldum, sonra veterinerde arkadaşlarla buluştuk. Buluşma yerimize bakın! Tosun Paşa'yı geçici yuvasına götürdük ve bunu aradan çıkardığımız için rahatladık biraz. Hayvanlarla ilgili üstümüze aldığımız sorumluluklar ne kadar ekstra yük getiriyor rutinimize...


8 Şubat 2021 Pazartesi

4249

Emirli'deki evde yaptığımız temizliği, İstanbul'da yapmıyoruz hiç... Bu sıralar fazlasıyla yorucu olabiliyor, tüm işler bize kaldı. Bu hafta sonu da yine ev silinip süpürüldü, odunlar taşındı, banyolar temizlendi ve kedi kum kapları yıkandı paklandı. Evi çiçek gibi bırakarak dönüşe geçtik, arka koltukta Tosun Paşa. Kedi bey çok strese girdi, bağırdı durdu yol boyu bize dert oldu, kısırlaştırmaya götürdük. Umarım onu el üstünde tutan bir yuvası olur!

4248

 (07 ŞUBAT PAZAR)

Sabah nefes egzersizlerimden sonra yoga yapmak istemedi canım, çok da acıkmıştım. Biraz neşesiz uyandım bugün nedense, sebepsiz aslında. Kendimi düşünürken buldum: hayatımın son 5 yıllık döneminde neler oldu, neler yaşadım...

Sağlığımda bozulmalar oldu; ne kadar kafama taktım zamanında, kimi geçti, kimi hala devam ediyor bu hastalıkların...

İşimde ani ve hiç beklenmedik bir bozulma oldu, tam 4 sene sonra sürpriz şekilde düzeldi neyse ki. İlk zamanları hatırlıyorum da, önümü görmemek çok zorluyordu beni...

Aile içi ilişkilerde bozulmalar başladı ve yakın çevremden birkaç kişi hayatımdan çıktı. Epeyce yıprandığım, çok içime attığım ve haksızlığa uğramış hissettiğim dönemler geçirdim...

İlişkimde bozulma; bütün aile sorunlarının da etkisiyle en yakınım olan kişiden uzaklaştım, öyle açılmıştı ki aramızdaki uçurum, hiç kapanmayacak gibiydi bir zamanlar...

Her birinin sonucu olarak da ruh sağlığımda, iç dünyamdaki bozulma geldi. Geçmişimi, geleceğimi sorgulamaya başladım, her gün saatlerce düşünmekten çalışamaz durumdaydım, her gece düşünmekten uyuyamaz olmuştum.

Bu yaşadığım az bir şey değildi, gerçekten zordu ve izleri kaldı elbet, ama bu 5 yıllık kötü şans döngüsünü geriden bıraktığımı hissediyorum şimdi...

4247

 (06 ŞUBAT CUMARTESİ)

Yoga ay döngüsünde bu sabah başladığım pratiği sevmedim, ilk defa. 

Hafta sonu kahvaltılarımıza artık bir düzen getirmek niyetindeyim; fazla kaçırdığımız bir gerçek. 

Komşularla beraber göle yürüyüşe çıkıyoruz öğlen, güzel havaları değerlendirmek lazım.

Akşamüstü biraz çalışıyorum, hafta sonu burada çalışmak zor oluyor aslında. Yine de ne kadar boyasam iyi, şu sıralar boyama siparişlerim çok fazla.

Akşam kimseden ses çıkmayınca, baş başa keyifli bir yemek hazırlıyoruz. Annişko, Tosun Paşa ve Dük beyler de yanıbaşımızda gırıl gırıl...

4246

 (05 ŞUBAT CUMA)

Kasaptan bir dolu kemik bulduğumuza sevinip, yolda dağıtmaya başlıyoruz. Milletin sevinçlerine bakın bir de bizimkine! 

Beni daha çok ne mutlu edebilir? Buraya atılmış köpeklere tavuk getiren, mama döken insanlarla karşılaşmaktan başka...?

Cuma akşamları bizi özleyen kedilerle hasret gidermek ve bir şişe şarap açıp başbaşa kalmanın keyfini çıkarmak içindir. Bu cuma özel bir filmimiz de var-Lou Andreas Salome. 

"Hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz...?"

4245

(04 ŞUBAT PRŞEMBE)

Hava mis gibi bahar, mimozalar açtı bile...!

Annemle parkta kahve molası verip, alışverişimizi hallediyoruz öğleden sonra. Haftanın siparişlerini tamamlayıp, yetişmeyeni de artık hafta sonuna bırakıp, akşam da evde sürpriz çıkan işle meşgul olduktan sonra, bence bir pizzayı hak ediyoruz. 

Bira pizza ve film üçlüsü beni gençliğimin kaygısız zamanlarına götürüyor...

3 Şubat 2021 Çarşamba

4244

Bu sabah yogaya uyanamadım, kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Hava inanılmaz güzel, bahar gibi ve mimozalar açmış bile! İçim hevesle dolu, biraz da özlemle...

Annemle parkta kahve için sözleşmiştik, hem yakınlarda ufak işlerim de var. Kahvenin yanına yulaflı havuçlu kurabiyeler pişirdim. Sağlıklı tarifler denemek bana iyi hissettiriyor.

Sonra işleri halledip evde çalışmaya koyuldum. Planladığımın biraz gerisinden geliyorum, ama keyfim yerinde bu hafta. 

4243

 (02 ŞUBAT SALI)

Yoga ay döngüsü serisinin 4. dersine bu sabah başladım, biraz sönük geldi, ama yorucu değil ve enerjimi neye harcadığımı görmemi sağladı. İçe dönük bir akıştı, diyebilirim, biraz daha iyi farkına varmama sebep oldu aslında. Niyetlerime, isteklerime ulaşmak istiyorsam dikkatimi dağıtan ve enerjimi sömüren diğer şeylere fazla kapılmadan yaşamalıyım. İnsanlar ne düşünür diye umursamadan, gerçekten katılmak istemediğim toplantılara katılmamalıyım bundan sonra.

Temizlik günü başladı sonra; kendime öncelik vermeyi seçtiğim bir detay daha. İlk tik.

Hızlıca tamamlamam gereken siparişlerimi boyadım bugün, annem uğradı, kahve içmeye oturduk balkonda. O da benim gibi, hepimiz gibi çok sıkılmış bu düzenden. İstediği an çıkıp eskiden gittiği yerlere gidemeyecek olma fikri onu boğuyor, anlıyorum. Benim kendimi geliştirme yolunda izlediğim videolar, katıldığım workshoplar, okuduğum kitaplar da yok onun hayatında. Dolayısıyla iyice çölleşmiş olduğunu tahmin edebiliyorum.

Akşamüstü de arkadaşım uğradı; mis gibi kokan bir çay getirdi. Biraz konuşmak iyi geldi, kısa zamanda bir araya gelmek istediğimi düşündüm. Keyifli ve özgür günler gelsin artık!

2 Şubat 2021 Salı

4242

 (01 ŞUBAT PAZARTESİ)

Güne erken başladık ve çok şey sığdırdık.

Son yıl Emirli'den dönüş yaptığımız pazartesiler arasında belki de en rahat hissettiğimizdi, neden bilmem. Aklımda hala hayvanların durumuyla ilgili endişeler olsa da, biraz arkadaşlarla sohbet etmiş olmanın ferahlığı, bir de havanın açması ve soğukların kırılması etkili oldu sanırım ruh halimizde...

Evi temizleyip toparlanmak, istanbul'a döndükten sonra yine süpürüp temizlemek bile zor gelmedi pek. Tabi akşamüstü artık yorulmuştum, birlikte dizi seyrettikten sonra yatmadan önce kitap okudum.

4241

 (31 OCAK PAZAR)

Dün neşeli vakit geçirmek hepimizin modunu yükseltti, bugün de Güneş öyle bir açtı ki birden bahar geliverdi sanki. Mantarcıya gidelim diye çıkıp havayı güzel görünce göle kadar yürüdük hep birlikte, yolda açan minik çiçekler yüzümüzü güldürdü. Köpekler bize eşlik etti, çamura bata çıka su kenarına kadar indik. Mis gibi çam havasını içimize çektik, dönüşte mantar çiftliğine uğrayıp eve geldik.

Çalışma planlarım suya düştü tabi, ne yapalım bu dinlenmeler de lazım insana. İşlerim çok cidden, ama akşam site sakinleri hep beraber mangal yapacakmış. Ben de salatalar yapıp katılmaya mecbur hissettim, birazcık mesafe koymak istiyorum aslında, ama bu sefer arkadaşlarımız da var. Madem öyle bir duble içelim bakalım...

4240

 (30 OCAK CUMARTESİ)

Yağmurlu güne içe dönük bir başlangıç yapıyoruz; nefes çalışmaları ardından ay döngüsü yoga pratiği- bu ilkdördün dersini çok sevdim, zikir gibi bir trans hali var...

Kahvaltımızı yine özenle hazırlıyoruz, keyifle yapıyoruz dizimizi izleterek. Bugün köpekleri besleme işine ben karışmıyorum, azıcık uzaklaşmaya ihtiyacım var geçen hafta sonunun stresinden sonra...

Kendime vakit ayırmak ve kişisel bakımım için zaman harcamak büyük lüks artık, bugün bunları yapabildiğime mutluyum. Komşularımız bizi çaya çağırınca akşamüstü şömine başında çay ve kısırla başlayan muhabbet; meyve ve şarapla devam ediyor, şarap içine Bacardi, ardından sucuk ve bira ile hızımızı almışken, yetmezmiş gibi tekila ile son buluyor.

Yine fazla yedik içtik, birazcık kendimizi sınırlandırmayı öğrenmeliyiz bence. Buraya gelip komşularla bir arada olunca dur durak bilmiyoruz! Ama iyi de geldi bence hepimize, yeni edindiğimiz arkadaşlarımız oldu bu pandemi süresinde. En azından yaşıtlarımız olan bir çiftle kediler köpekler ve hayatımızda zevk aldığımız tecrübeler hakkında sohbet edebiliyoruz böylece...