30 Eylül 2018 Pazar

3384

(29 EYLÜL CUMARTESİ)

Dijital pazarlama eğitimi bütün gün kafamı yordu, ama çok da şey kattı bana. Öğrendiklerimi şimdi hızlıca uygulamaya geçme vakti-yeni fotoğraflar, yeni tasarımlar, yeni bir bakış açısıyla kışa giriyorum...

Her şeyi denemek, pek çok farklı şey yapmak istiyorum!

3383

(28 EYLÜL CUMA)

Mutluluk bencildir

Bunu düşünüyorum son günlerde...

28 Eylül 2018 Cuma

3382

(27 EYLÜL PERŞEMBE)

Güzelliklere odaklanmak istiyorum-

Sıfırdan başlıyorum piyano öğrenmeye, sıfır.
O kadar keyif alıyorum ki hiçbir şey bilmemekten, karşımda uçsuz bucaksız yepyeni bir dünya var!
Çok severek, çok korkarak, hata yapsam da eğlenerek devam ediyorum.
Başarabilsem harika olacak, çok zor olsa da yavaş yavaş ilerlediğimi hissediyorum.
Kim bilir ne kadar zevkli olacak, giderek daha zevkli!

3381

(26 EYLÜL ÇARŞAMBA)

Kendimi ifade etmekle ilgili sıkıntılarım mı karşıma çıkardı bu nodülü?
Tiroid rahatsızlığının bir sebebi de kendini engellenmiş hissetmekmiş, bana çok tanıdık geldi. Hayatın bir kenarında kalmışlık hissi, bunun üzerine biraz düşünmek istiyorum...

26 Eylül 2018 Çarşamba

3380

(25 EYLÜL SALI)

Sıkıntılı zamanlar, huzursuz günler, ama atlatıyorum sanki yavaş yavaş...
Kalbim duruldu mu, eh biraz. Her şey düzeldi mi, henüz değil.
Kendime iyi gelecek şeyler yapmak istiyorum bir süre; sorumluluklarıma biraz es vermeye ihtiyacım var.
Akşamüstü alışverişe attım kendimi, tekrar düşündüm: annem olmasa ne yapardım?

25 Eylül 2018 Salı

3379

(24 EYLÜL PAZARTESİ)

Belli ki gökyüzünde bir şeyler ters gidiyor bugün benim için, kabul ediyorum.
Kendimi akışa bırakıyorum artık, direnmek anlamsız ve acı verici...
Herkesi özgür bırakmak istiyorum, öncelikle kendimi.
Suçluluktan ve korkudan arındırmaya ihtiyacım var içimi.

Ben kendime yeni bir yol çizmek istiyorum, bugün en dipteysem, yarın çıkarım elbet.
"Eski kısıtlamalardan kendimi arındırıyorum ve beni tam anlamıyla destekleyen yeni kurallarla dolu yaratıcı bir yaşam oluşturuyorum."

23 Eylül 2018 Pazar

3377

Küçük umutlardan büyük mutluluklar çıkarıyorum.

3376

(22 EYLÜL CUMARTESİ)

Hiçbir şey bilmeden kör karanlıkta ilerlemek, kalp yordamıyla...
Zormuş, güzelmiş de.

22 Eylül 2018 Cumartesi

3375

(21 EYLÜL CUMA)

"Birine 'Bülbül senin, gülşen senin' demek..."


21 Eylül 2018 Cuma

3374

(20 EYLÜL PERŞEMBE)

Şans benimle olsun bundan sonra!

19 Eylül 2018 Çarşamba

3373

Bu akşam biliyordum bir şey çıkacağını sanki, nasılsa, nedense biliyor gibiydim bir şey olacağını.
Belki de korkularımla ben çektim bunu, kim bilir...
İsteğim ne kadar yoğunsa korkum da o kadar derindi, belki daha da fazla.
"Gerçek olamayacak kadar güzel" derler ya hani...

3372

(18 EYLÜL SALI)

Salı gününü de yine acil siparişleri tamamlamaya harcadım, Hollanda'ya uçacak ayakkabıları bitirince rahatladım. Ama daha bitmedi; yine telaşlı ve yoğun bir gün beni bekliyor-yetmezmiş gibi bir de bambaşka planım var akşama, hadi bakalım!

Not: İşi bırakırsam perdecide çalışabilirim, stor mekanizması takma, zebra stor perde sarma hususunda ihtisas yaptım zira...

18 Eylül 2018 Salı

3371

(17 EYLÜL PAZARTESİ)

Yoğun başladım haftaya, hala belirsizlikler var, telaş son sürat devam... Ama elbet yoluna girecek her şey çok yakında, düğüm bu hafta içi çözülecek...

Dedem belki yarın hastaneden çıkacak, yarın akşama kadar tüm acil siparişlerin boyaması bitmiş olacak, sonra zaten biraz rahatlarım. Devamı ise umuyorum ki çok daha heyecanlı ve tatlı geçecek...

Güne erken uyandım ve önce yemek yaptım, öğlen hem muhasebecime uğradım hem biraz eksiklerimi aldım, akşamüstü başladım boyamaya. Akşam zaten çalışma odamın yeni üyesi olan dolabı kurmak 3 saatimizi aldı, neyse ki Tosun Paşa vardı!

Yorgunluk kahvesi de yetmedi sakinleştirmeye, uykuya dalmadan önce hayaller kurdum yine...

17 Eylül 2018 Pazartesi

3370

(16 EYLÜL PAZAR)

İyi ki dedemi ziyarete gitmişiz bugün tekrar; yüzü güldü, konuştu biraz. Ben iyi gördüm onu, dünden daha kendindeydi, aklı hafızası yerindeydi, ama tabi yataktaydı hala. Daha 2 gün oldu, ağrısının devam etmesi normal sanıyorum, umarım çok yakında iyileşir. Kalkıp yürüse, kendi ihtiyacını görse yeter bize...

Fırında şekersiz erik marmelatı yaptık bugün, mısır haşladık, pazar akşamını bir bölüm House seyrederek keyifli geçirmeye çalıştık.

16 Eylül 2018 Pazar

3369

(15 EYLÜL CUMARTESİ)

Dedemi ziyarete gidiyoruz hastaneye, ameliyattan dün çıktı, bugün de yoğun bakımdan odaya çıkarıldı. Hastaneler hep biraz gerici ortamlardır, bu sefer de farklı değil. Dedemi çocuk gibi küçücük, savunmasız yatağında görmek içimi burkuyor. Ameliyat olduğunun farkında değil, biraz aklı gidip geliyor.

İnsanoğlu 80 yılı devirince işte böyle yeniden bebek oluyor; altı bezli, yürüyemez halde, bakıma muhtaç... Düşünüyorum da, acaba bize kim bakacak?

Hastaneden dönüşte alışverişimizi yapıyoruz; pazardan meyve sebze, marketten tavuk, yumurta, peynir vesaire. Kocam hünerini konuşturuyor ve mutfakta çok keyif alarak bir Çin usulü tavuk pişiriyor; tatlı ekşi. Nefis olmuş, ben de bir yandan sosyal medya paylaşımlarımı hallediyorum.

Akşamüstü güzel havada sahilde biraz oturalım diyoruz, hazırlanıyoruz.

Günün şansı; Caddebostan'da yola fırlayan korkak yavru kedicik, annesini bulamayınca bize kaldı. Sahilde oturmaya iniyorduk ki sandalyelerimizle gerisin geri dönmek zorunda kaldık, veterinerde sıra bekledik, evde kendi kedilerimizi uzak tutmak için çaba sarf ettik, bikbiklemesini dinledik, sakinleştirmeye çalıştık... Yine cumartesimizi heba ettik, ama olsun, yeter ki mutlu olsun!

Kedisini travmatik şekilde kaybeden kuzene de iyi gelsin, birbirlerini çok sevsinler.

Akşam balkonda karı koca, epeydir olmadığımız kadar yakındık, bu hoşuma gitti. Önce 60lar müziği eşliğinde birer kadeh şarap, sonra Pentagram ve Hayko'ya geçişte birer sigara... Erken biten, yorucu ama keyifli bir gündü yine de.

15 Eylül 2018 Cumartesi

3368

(14 EYLÜL CUMA)

Zaman hızla akıyor, yetişemiyorum. Bir yandan içimde korku var, dedemin ameliyatını düşünüyorum, bir yandan önümüzdeki hafta başlayacağım yeni yeri, aklım bir karış havada...

Masaya oturup çalışmak kolay olmuyor son günlerde, bir de üstelik acil siparişler birikti, işler yığıldı gibi hissediyorum. İçimde bir sonbahar havası; dışarısı gibi hem fırtınalı şimşekli, ama bir yandan en sevdiğim gibi tertemiz ve serin...

Her şey daha güzel olsun bu Eylül'de, olur mu?

13 Eylül 2018 Perşembe

3367

Dünden beri doğru düzgün uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum, çalışamıyorum-midemde kelebekler!
Sanki başka derdim yokmuş, hiç işim yokmuş gibi bir de bu işe kalkıştım ya ne diyeyim ben kendime!
Her şeyi geçtim; devamını nasıl getirmeyi planlıyorum acaba merak ediyorum, cidden ne bekliyorum ki ben...
Ama sen gel de kendine laf anlat, heyecandan titriyorum!

İsteğin önüne kimse geçemiyor, demişti biri bana, seneler önce.
Hayal kurduğum her şeyin gerçek olacağına inanırım ben hep, kendimce.
Bugünlerde hep bir hayalin peşinden gidiyorum, hayırlısı...

12 Eylül 2018 Çarşamba

3366

Yüreğim ağzımda!

Ben bugün bir şey yaptım, bir adım attım...

Her şey çok güzel olsun istiyorum. Yeni bir kapı açılıyor hayatımda, yeni bir heyecan giriyor gündemime. Şanslıyım, çok şanslıyım!

3365

(11 EYLÜL SALI)

Yağmurlar başladı, bu serin sonbahar havasına bayılıyorum!
Eylül'ü kaçırmadan bu havalarda biraz sahilde oturmak, ormanda yürümek, bardak bardak açık havada çay içmek, eski İstanbul'u gezmek istiyorum...

Bugün de biraz strese sokan bir müşterimin son dakika siparişini tamamladım, annemle birlikte kuaförden anneannemi alıp eve bıraktık bu havada yürüyemez diye, ayakkabılar kalıpta açılırken birer kahve içtik birlikte, sonra paketlerimi hazırladım ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile.

Akşamsa çok başka yerlere gittim; bir şişe şarap açıp balkonda oturduk ve hala o şarkıyı söylüyorum içimden: "Waiting for the miracle...for the miracle to come..."

10 Eylül 2018 Pazartesi

3364

Sinek vızıltısıyla uyandığım bu pazartesiden pek de umutlu değildim; zira hem beni yoran kararsız müşterilerimle uğraşmam gerekiyordu, hem de ev işlerini halletmem. Üstelik malum sebeplerden canım sıkkın; çocukken güvende hissettiren aile denen şey, insan büyüdükçe nasıl da yüke dönüşüyor.

Anne kız pazar alışverişine çıktık erkence, bu ritüel seviyorum, hele de bahar geldiğinde! Taptaze yeşillikler, rengarenk meyveler doldurduk arabamızı. Dedem son 2 haftadır belinden rahatsız, belki ameliyat olması gündemde. Kafamızı en çok kurcalayan mesel bu ya zaten son günlerde; dayanabilir mi sorusu... Onlara uğrayıp biraz yardım ettik hem de keyiflerini yerine getirdik, iyi de oldu. Birer kahve içtik birlikte, oradan benim eve geçtik. Aldıklarımı yerleştirmek, buzdolabını silip düzenlemek, mutfak raflarına bakliyat kavanozlarını dizmek bir iki saatim aldı. İçimden bir Stepfort kadını çıktı farkındayım!

Aşırı düzenli buzdolabım ve mutfak raflarıma bakarak gururlandım, sonra hemen basitçe yemek yaptım. Arada çalışma odamın en mühim parçalarından biri ofis koltuğum geldi, inanılmaz rahat. Yenilenen küvetimde banyo yapıp bir güzel kremlenince değmeyin keyfime... Evin eksikler giderek tamamlanıyor ve içim rahat ediyor, alıştım buraya artık.

9 Eylül 2018 Pazar

3363

Bir türlü gelemedi o keyifli vakitler, amma çok işimiz varmış! Bir türlü bitmek bilmedi işler yapa yapa. Ev bakma, toplanma, taşınma çat diye olunca, 1 ay içinde yerleşme ve tatil sığmadı.

Sürekli koşturma halindeyim, hep bir şeyleri oldurmaya çalışıyorum olmuyor sanki. Kendime artık hiç vakit ayıramıyorum işleri aksatmamak için, öyle ki oje bile sürmeye fırsat bulamıyorum; ama bir yandan da hiçbir şeyimiz tam değil. Bakarsan hala bir yerler var düzenlenecek, temizlik tam değil, evde hiçbir şey mükemmel değil. Kendi işim şahane mi gidiyor sanki tüm enerjimi versem bile, sokak kedilerinin hepsine yetebiliyor muyum ya da-yok.

Neden bu kadar çok vaktimi alıyor bu ev işleri, niçin bir türlü hayata yetişemiyorum? Diğer insanlar nasıl yapıyorlar, ben neden hayattan keyif almayı bir lüks gibi görüyorum...? Cumartesi gecesi dışarı çıkılırdı eskiden, epeydir tarih oldu o günler. Şimdi hafta sonu kedi köpek besleyebilirsek iyi hissediyoruz kendimizi, üstelik daha çocuk sorumluluğu yok hayatımızda. Hayat ne zamandan beri bu kadar kalabalıklaştı anlayamıyorum.

8 Eylül 2018 Cumartesi

3362

Sonunda hafta sonu! Bu haftayı geride bıraktığıma memnunum.
Sabah 6 gibi zil sesiyle uyanıp uyku sersemi kapıyı açtım; eşim Malezya'dan geldi.
Hasta olduğunu biliyordum, uzun uçuştan sonra biraz yorgun gördüm onu.
Bir saat kadar tekrar uykuya dalamadım, uyumama izin vermeyenin ne olduğunu düşündüm biraz...

Kahvaltıdan sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım ve yurtdışından gelen eşyaları yerleştirmeye koyuldum. Evde hala işler var deli olmak üzereyim! Neyse, bugün de ofis koltuğu ve dolabını sipariş ettim ve artık hafta içinde çalışma odamın her parçası tamamlanmış olacak sanıyorum. Ufak detaylar da eklenince son halini alır ve ferah, güzel enerjisi olan bir yer olur umarım!

Akşamüstü mutfağa girdim, yeniden ev hanımlığına verdim kendimi. Keçiboynuzlu kek ve kinoalı krakerler bahane, evde bereket şahane. Malezya'dan gelen saf hindistan cevizi yağı ve kremi de pek güzelmiş, son baharla birlikte cildim ve saçlarım ciddi bakıma ihtiyaç duymaya başladılar. Biraz daha kendime zaman ayırabileceğim günler gelsin, biraz daha hayattan zevk alacağım geceler...

7 Eylül 2018 Cuma

3361

Dün akşam yeni keşfettiğim bir kadının videolarına sardım da saatlerce izledim; feng shui ev dekorasyonu ve ev seçimi zaten gündemimde olan başlıca konular. İlgimi çekmemesi imkansız, tam da çalışma odamı yenilediğim ve yeni taşındığım evi düzenlediğim bir dönemde denk geldik.

Bugün de Armut'tan çağırdığım temizlikçinin sistemsel bir aksaklık sebebiyle öğlen ancak gelebilmesi, defalarca müşteri hizmetlerine ulaşmaya çalışmalarım beni biraz gergin başlattı güne. Öğleden sonra işler yoluna girip, kadınla da iyi anlaşınca biraz keyfim yerine geldi. Sonunda akşamüstü evin kabaca da olsa temizliği yapılmıştı, ben de rahatlamıştım artık.

Durmadım, akşam geç vakte kadar çalışma odamı düzenlemeye giriştim ben de; klasörlere bir girdim çıkamadım zaten. Bir ton eski evrak ve fotoğraf attım, amma çok şey kalmış hala eskilerden. Bütün bu birikintilerin tıkanıklığıyla yaşamamız zaten mümkün değilmiş yani, bilmediğim bir sürü şey çıktı karşıma. 5 sene önce eşime yazdığım sitemkar bir mektup, 11 sene öncesinden bir aile cüzdanı, 10 sene öncesinden kalma film negatiflerinde artık görüşmediğimiz yüzler... Hepsini büyük bir zevkle yırtıp attım, önceki kiracıdan kalma eşyaları da kapı önüne koydum.

Attıkça hafifledim sanki, evet çok da yoruldum ama, içim rahatladı tüm rafları elden geçirip tüm çekmeceleri boşaltırken. Tuhaf bir deşarj yaşadım diyebilirim, şimdi yeni gelecek ofis mobilyalarına yer açmış gibi hissediyorum. Bu ay artık tamamen yerleşip yeni evimde mutlu mesut bir hayata başlayacağımı umuyorum.

3360

(06 EYLÜL PERŞEMBE)

Akşam geç vakitte annemden bir telefon geldi, sesi panik içinde. "Öyle bir şey oldu ki..." diye girince lafa yüreğim ağzıma geldi, dedeme mi bir şey oldu, yoksa kedilere mi??

Olan hakikaten akla sığmayacak başka bir şeymiş; birden bire mutfağın tavan sıvası yere dökülmüş, toz dumana karışmış, yerler moloz yığını kaplanmış. Fotoğraflarını gönderince şaştım kaldım; ortalık savaş yerine dönmüş, neyse ki ne anneme ne kedilere bir şey olmamış. Orada olsalardı ölebilirlerdi, çok ucuz kurtulmuşlar diyebilirim.

Tabi ne yapacağını şaşırmıştı kadıncağız, ben de diyecek bir şey bulamadım ama doğrusu ya diğer odalarda da aynı şey olursa diye korktum içten içe. Yalnız kalmasa keşke evde bu gece, dedim ve üzüldüm onun adına. Annemin artık zor bir şeyler başına gelsin istemiyorum hiç.

Gece gece evi ada çayı ile tütsüledim, odaları gezdim dumanıyla, bundan böyle bizleri hep güzellikler bulsun, kimsenin kötü enerjisi bize değmesin, bu kazalar hastalıklar bitsin ve mutlu günlerimiz olsun...

6 Eylül 2018 Perşembe

3359

(05 EYLÜL ÇARŞAMBA)

Bu hafta böyle geçecek, anladım. Biraz uykusuz, biraz leyla...
Geceler hayallerde öpüşlerle, yıldızlara bakma hevesiyle, kendimle baş başa...

5 Eylül 2018 Çarşamba

3358

(04 EYLÜL SALI)

Gece uyuyamadım bir türlü, hem geç yatağa girdim hem de gece yarısı uyandım ve kendimi çok gergin hissettiğimi fark ettim.
Eylül'e girdiğimizden beri yaptığım satışların bir türlü ödemesini alamayışım, saçma sapanlıkta sınır tanımayan nefretlik bir müşterime yapmak zorunda kaldığım para iadesi yüzünden kaybettiğim rakam, tek gözü iltihaplı sokak kedisini tatil dönüşü bulamayışımız, büyük emeklerle kurduğum işimin sanki bir pamuk ipine bağlı olduğunu hissetmem, evliliğimde eşimin ailesi faktörünün her zaman sorun yaratacağını düşünmem...hepsi hepsi birleşip üstüme çullandılar bu günlerde, en çok da bu gece nefesimi daralttılar.

Bugünün ilk yarısı kendime gelmeye çalışarak, kahvaltıdan sonra biraz etrafı temizleyip toplayarak geçti. Bir iki saat de küvet yenileme için araştırma yaptım, kararsız kaldım, sonunda bir usta çağırıp bu işi ona teslim etmeye karar verdim. Umarım sonuç güzel olur ve değer.

Öğleden sonra da siparişlerimden birini boyamayı bitirdim, yeni açılan online düğün butiğine ürünlerimi eklemeye başladım ve günlük işlerimi tamamladım. Akşam dedemlere gittik, adamcağız tatilde birden kötüleşip bacaklarına saplanan ağrıyla yürüyemez olmuştu geçen hafta, apar topar döndüler. Neyse ki onu tahminimden biraz daha iyi gördüm, ama tabi ki yaşlılık çok zor; yürüyememek, duyamamak, görememek... Aslında bugünümüzün kıymetini daha iyi bilmeliyiz kesinlikle, gereksiz yere üzülmemeli ve hayatımızdan zararlı insanları çıkarmalıyız.

3 Eylül 2018 Pazartesi

3357

Haftanın ilk gününe biraz düşük motivasyonla ve keyifsiz başladıysam, suçu pazartesiye mi atayım?
Genelde evde yalnız kaldığım günlerde böyle abur cubur yemeye ve geç yatmaya sarıyorum, üstelik gereksiz yere oyalanıyorum ve ne bir filme tam kendimi verip sonuna kadar izleyebiliyorum ne başka bir şey yapıyorum doğru düzgün...
Takip ettiğim bir vlogger kızın niyetler videosunu izledim bu sabah, bana iyi geldi. Belki de bundan böyle "haftalık planlar" yerine "aylık niyetler" belirlemeliyim?
Bankada sıra bekleyip ödeme yapmak için uğraştığım boş bir gün oldu aslında, canımı sıkan da verimli çalışamamış olmak. Yarın umarım daha normal saatte uyanır ve daha çok iş bitirebilirim.
Küveti emaye spreyi ile yenileme işine girdik bugün bir de, o zehirli gaz bulutunun birden evi kaplaması fenaydı, neyse ki kısa sürede havalandırdık da bir koku kalmadı şimdi.
Akşam arkadaşım uğradı, mahallemizde bir şeyler yemeye oturduk ve karşılıklı bunalımlarımızı paylaştık. Herkesin bir çabası var hayatta, uğraşıp duruyoruz işte.
Kendime bir dondurma kıyağı çektim ve "Ateş Savaşı" filmini açtım yatmadan önce, küçük mutlulukları seviyorum. Kendi ritmimi oluşturmayı seviyorum hayatta, en azından, hiç değilse bu var...

2 Eylül 2018 Pazar

3356

Annemle Moda'ya kahvaltıya gittik sabah erkenden, henüz kalabalık basmamışken çok güzeldi. Yine eski evlere bakıp burada 50 sene evvel hayatın ne kadar şahane olduğunu düşledim; denize girilebilen ve kedileri hep beslenen İstanbul'un sayfiye semti Moda'yı...
Naga Putrika'nın merdivenlerindeki bir masaya geçip kendimize Velika kahvaltı söyledik. Kaymaklı kırmızı biberi çok sevdim, zaten Boşnak kahvaltısına yakışır şekilde tüm biberli lezzetler vardı: soka, ajvar... Bir de balkabaklı böreğe bayıldım.
Fazlasıyla doyduktan sonra birer kahve içmeye çay bahçesine oturduk ve arkadaşlarımızın depresyon hikayelerinden söz açtık; millet deliye muhtaç biz akıllıya, diye bir söz var ya hani... Nedense herkesin bir depresyon durumu var, kimse baş edemez olmuş hayatla artık, bizim halimize şükür!
Öğleden sonra eve döndüğümde aldığım meyveleri filan yerleştirip hemen süt kaynattım, yoğurt mayalamak için. Çamaşır toplayıp beyazları attım yıkamaya, o arada yatağı toplayıp bulaşığı kaldırdım. Derken yine geç vakitte oturabildim bilgisayar başına, sosyal medya paylaşımları filan biraz vaktimi aldı tabi. Sonunda az da olsa kendimi konsantre olmaya zorlayıp boyadım bir şeyler, işler durgunlaşınca benim de hevesim azaldı biraz bu haftalarda.
Akşam kendime yemek hazırlarken, kedilerime de yaş mama açtım-silip süpürdüler.
Sonrasında bir yandan bilimkurgu dizimi izlerken, içime yalnızlık duygusu çöktü-seni özledim, eski seni ama, bir zamanlarki bizi...

3355

(01 EYLÜL CUMARTESİ)

Hafifleyerek karşılamak istiyorum sonbaharı...
Gereksiz insanlarla muhataplığımdan kurtularak, gelecek endişelerini duymayarak, güzel işler yaparak, sahip olduklarıma odaklanarak ve verebileceğim kadar sevgi vererek selamlamak istiyorum çok sevdiğim Eylül ayını...