30 Mart 2020 Pazartesi

3933

Pazartesi olduğunu idrak edemiyorum, sanki pazar gibi geliyor bana bugün...
Gönderim hala takılmış duruyor ve çarşamba günü aldırdığımız kediciğin henüz tedavisine başlanmamış. Yarın röntgen sonucunu öğrenmek için arayacağım, umarım iyileşir.
Sabah erken saatlerde kötü rüyalardan sıkıntıyla uyandım, nefes alamıyordum ve içim kasvetle doluydu. Aklımda hep sorular beni köşeye sıkıştıran: "Artık en yakınım değil, ondan gizlediğim şeyler var... Peki neden saklıyorum, çünkü paylaşırsan incinecek, ya kızacak yahut küsecek... Neden kendimi buna mahkum ediyorum.. Yoksa sadece haksızlık mı ediyorum? Öyle ya ada böyle, mükemmel olmasa da hayatım bir şekilde geçiyor işte ve keyif almadığımı söyleyemem..."
Belki 2 yıldır cevap veremediğim sorular, korkak mıyım nankör mü ben de bilmiyorum inanın.
Kabuslarımda beni kovalayan düşman kim peki? Yüzleşmeyi beklerken dövüş öğrendiğim ve silah edindiğim kim?
Kahvaltıdan önce biraz da kendime gelmek ve karamsar ruh halimi dağıtmak için bulaşık yıkadım. Kahvaltıdan sonra da mutfağın raflarını indirip silip yıkayıp yeniden yerleştirmeye giriştim. Çok mu gerekliydi bilemiyorum, ama bu dönemde herkes gibi ben de ev temizliğine adandım biraz. Gerçekten de işe yaradı ve zihnimi bu dünyaya çekti ev işleri.
Sonra biraz fotoğraf editledim, öğleden sonra eve döndük. Yemek ve banyodan sonra öyle yorgun hissettim ki, bir şey yapacak halim kalmadı. Freud dizisinin ilk bölümünü açtık ve sütlaçlarımızı kaşıkladık...

3932

(29 MART PAZAR)

Sabah biraz gecikmeli de olsa, hep beraber videolu görüşmede yoga yaptık. Ben öncesinde kendi sabah rutinimi bitirdim, ardından surya namaskar serisini yaptık. Tabi çok komik sesler ve görüntüler eşliğinde, eğlenceli oldu.
Ardından taze pişmiş sıcacık ekmeklerle kahvaltımızı ettik, biraz piyano çaldım ve hazırlığımızı yapıp Emirli'ye geçtik.
Köpekler mamayı yemeyince aç olmadıklarını anladık, sonra et dağıtan adamlarla karşılaştık. İnsan inanamıyor iyiliğe artık; şüphe ettik ama cidden zehirlemek için değil beslemek içinmiş. Bu arada yeni köpekler de gelmiş ve 1 tanesi özellikle kötü durumdaydı, ama yine de genel hallerini daha iyi gördüm. Bizden başkaları da ilgileniyor diye sevindim.
Kedilerse o kadar açtılar ki birbirlerine saldırdılar mama için, içim burkuldu. Emily'nin sevgi ihtiyacını gidermek de kolay olmadı, ama akşam karnı doyup rahatlayınca şömine başında kendinden geçip uyuya kalışını izlemek tüm yorgunluğumuza değdi...
Kahvelerimizi içerken biraz dijital pazarlama stratejileri okudum, sonra yemek ısıtıp birer bira koydum. Bu arada severek takip ettiğim piyanistlerin canlı konserlerine bağlandım ve çok keyif aldım. Ev konforunda dinlemek de güzelmiş, aslında konsere gitmeyi ne kadar özlemişim...

3931

(28 MART CUMARTESİ)

Annemin doğumgünü hediyesini, bugünleri bilirmiş gibi önceden vermiştim. Sushi yemeye gitmek kısmet olmadı, bugün sadece kek yapıp uğrayabildim. Portakal soslu fındıklı kek çok güzel oldu.
Evde kaldığı zamanlarda bana sürekli kazak ören anneme yeni yünler alıp götürdüm. Bu hafta çalışmaya devam etmek gelmiyor içimden; zaten ayakkabıları hazırlasam da gönderebilecek miyim belli değil, gönderdiklerim de gitmiyor...
Belki bu dönem yeni modelleri çıkarmak için ideal olabilir, ama gerçekten bu belirsizlik ortamında haberlere daldıkça geriliyorum ve belki de her şey değişecek diye düşünmeye başlıyorum. Belki de bir daha hiç bir şey anı olmaz, bilemiyorum...
Yakın geleceğe dair bile hiç plan yapamadığımız bu süreci mümkün olduğunca sakin geçirmeye çalışıyorum. Bugün uzun süredir cesaret edip de başına geçemediğim piyanoma dokundum. Yeniden çalmaya başladım, yoga yapmak için arkadaşlarla sözleştik. Video görüşmesi eğlenceliydi, konuşmak iyi geldi.

3930

(27 MART CUMA)

Tanıdık bir Eric Clapton şarkısı, günleri karıştırdığım bir haftanın cuması...
Ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir yarı ev hapsindeyiz; bir yandan nefis yemekler pişirip sabahları taze ekmek kokusuna uyanıyoruz, kedilerimizle ev konforunda mutluyuz gibi-bir yandan istediğimiz an dışarı çıkamamak ve tuhaf bir sessizlik halinde insanlardan uzak yaşamak distopik bir his veriyor.
Distopik demişken; yamyamlığın vahşi kurallarının medeniyeti yıktığı bir zamanda geçen The Road filmini izledikten sonra artık bir süre psikoloji bozan filmlere ara verdik. Hiç umut olmayan hikayesiyle içime kasvet çöktü resmen, bir süre atlatamadım gördüklerimi...

27 Mart 2020 Cuma

3929

(26 MART PERŞEMBE)

Bu haftalık temizlik iptal olunca, iş başa düştü mecburen. Nevresimleri mutfak, çamaşır, bulaşık-her gün öğlene kadar artık ev işleriyle geçiyor.
Belediye veterinerini sürekli arasam da ulaşamıyorum, kedinin durumunu merak ediyorum. Bir yandan yetişmesi gereken gönderilerimi takip ediyorum her gün, biraz endişeliyim haliyle.
Kahve siparişimiz bir türlü gelmeyince, caddedeki bir dükkana bakmaya karar verdik. Akşamüstü aşağı yürüdük, açık havada yürümeyi öyle özlemişim ki! Dükkanın kapalı olduğunu görünce markete baktık, bu arada etrafta kedi ve köpeklere mama bırakanlar olduğuna sevindik.
Akşam yemekten sonra o kadar yorulmuştuk ki, filmi zor bitirebildik. Üst kattakilerin ziyafet sofrasından kalanların alt kattakilere yetmediği, en alttakilerin birbirini kesip yediği bir distopya...

3928

(25 MART ÇARŞAMBA)

Bu yoğun ve telaşlı gündeme bir de sokak kedisi sıkıştırdık; geçen gün annemin sokağında rastladığımız arka ayağı kırık kediyi bugün tekrar aynı yerde bulunca, durumunun da kötü olduğunu görünce belediyeye haber verdik. Kediyi yakalayıp tutmak epey zor olduysa da sonunda ekiplere teslim ettik, umarım iyileşir. Gözü de kötü görünüyordu, genel durumu pek iyi değildi zaten. Sokakta bıraksaydık çok kötü hissederdim kendimi, en azından veterinere ulaştırdık.

25 Mart 2020 Çarşamba

3927

(24 MART SALI)

Evde kaldığımız bu süreçte fazlasıyla mutfakta vakit geçirdiğimi fark ettim; her gün ekmek, kek, poğaça, yoğurt ya da yemek yapıyorum ve bundan terapi gibi bir keyif alıyorum aslında. Gördüğüm kadarıyla ülkecek de bu vaziyetteyiz; tek sıkıntı her yaptığım çok lezzetli oluyor ve daha çok yediriyor. Artık cidden ya akşam parkta yürüyüş yapmaya ya da evde bir egzersiz programına başlamak şart oldu.
Geçen hafta düzenimizi tam oturtamadık, stresliydik aklımızı toplayamadık tamam da-bu hafta neden hala piyanoya ve spora başlayamadık acaba? Neden sürekli erteliyorum- bunu düşündüm. Karantina geçer geçmez isteklerimi planlarımı ertelememeye karar verdim. Dövme yaptırmak istiyorum mesela, seyahat planı yapmak istiyorum ama hep kendimi korkularımla durduruyorum. Bundan sonra durdurmayacağım-"sadece yap!"
Motivasyon videoları yardımcı oluyor, en ufak bir sosyal medya etkileşimi dahi iyi geliyor şu aralar...

3926

(23 MART PAZARTESİ)

Yeni haftaya yeni bir yoga dersi ile başlıyorum; bu seferki kısa ve meditatif. Fazla hareketli değil, zorlayıcı da değil, bakalım nasıl etkileyecek beni?
Aslında bu sabah yogasının ardından başka bir spor da yapmalıyım artık, zira evde kilo almaya başladık gibime geliyor.
Bir yandan herkesin tatildeymiş gibi takıldığı bu dönemde benim bu kadar yoğun çalışmam haksızlık gibi, bir yandan en azından hala bir işim olduğuna memnunum.
Bugün de yine dükkana gittim, anneme uğradım, ayakkabı siparişlerimi boyadım, sosyal medya paylaşımlarımı hazırladım.
Sanki hayat normal devam ediyormuş gibi bir yandan, bir yandan her şey belirsiz... Acaba sokağa çıkma yasağı gelir mi diye her gün kontrol ediyorum haberleri ve en çok müşterilerime ayakkabılarını ulaştıramamaktan korkuyorum. Umarım bu dönemi hasarsız atlatırız da bir an önce hayatımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz...

23 Mart 2020 Pazartesi

3925

(22 MART PAZAR)

Emirli'de hep erkenden uyanıyorum nasılsa, temiz hava gün ışığı...
Dün gece yine vaka haberleri geldikten sonra kendimi sosyal medyada kaybettiğim için pek keyfim yoktu. Her güne umutla uyanıp her gece gergin giriyorum zaten yatağa bu aralar. Ne olacak belirsizliği, her an yeni bir duruma adapte olmak zorunluluğu yoruyor. Bugünlerde saçlarım da çok dökülüyor, hem mevsim dönümü hem stres-artık kendimi gençliğimi kaybetmiş hissetmeye başladım.
Artık bedenime daha fazla özen gösterip; iyileşme haline girmeye ihtiyacım var. Ruh&beden&zihin bütünlüğümü koruyarak; daha azla yetinmeye, daha sade yaşamaya ve daha hareketli olmaya niyet ediyorum.
Yeni haftaya başlamak için motivasyonum hiç yok gibi; kendimi kaybetmiş hissediyorum, sanki artık geri döndüremeyeceğim bir şeyi kaçırmış gibi... Oysa ki hayatın her dönemi yeni bir yolculuk ve aslında her şey mümkün! Düşünsenize, evrenin yaşı düşünülürse 1 yıllık sürenin son gününün son saniyesini kapsıyor insanlık. Sadece bu kadarcığız işte, bu kadar devasa bir evrenin içinde...


3924

(21 MART CUMARTESİ)

Sabah yoga pratiğimin sonuncusunu yaptım ve başladığım günden bugüne ne kadar ilerlediğimi fark ettim. Pazartesi yeni bir seriye başlayacağım ve önümüzdeki hafta daha fazla spora vakit ayırmayı planlıyorum. Evde kaldıkça yemek yapmaya, daha fazla yemeye başladık çünkü ve hareketsiz kaldık.
Bugünün ilk yarısını epeydir zaman ayıramadığım dijital pazarlama maillerine ayırdım; birkaç doküman okuyup not aldım.
Hafta sonunu Emirli'de geçirmek istiyoruz, ona göre hazırlandım. Öğleden sonra yine elimiz kolumuz dopdolu vaziyette çıktık, köyümüze gittik. Köpekleri kedileri besleyip şömineyi yaktık. Bahçede güneşin tadını çıkardık biraz önce; virüsten salgından uzakta sessiz sakin yemyeşil çimden oturup biraz nefes almak bile çok iyi geldi...
Hafta sonu kızımız Emily bizi çok özlemiş, sevdik şımarttık gırlattık... Duvara asacağımız mantar pano projemiz için biraz kafa patlatıp denemeler yaptık. Sonra yorulup artık rahatlamak istedik ve yemek hazırlayıp şömine karşısına geçtik.
Filmi bitiremedik, belki de odun çıtırtılarını izlemek daha güzeldi. Burası mahsur kalmak için harika bir yer!

21 Mart 2020 Cumartesi

3923

(20 MART CUMA)

Bir yandan evde kendime biraz sakin vakit ayırmanın rahatlığı, bir yandan hayatı kaçırıyoruz huzursuzluğu, işlerimi etkileyecek mi endişesi ve ister istemez mahrum kalınan iletişim ve eksik kalan keyif... Hepsi bir araya gelince tam şu aralar ruh halimizi oluşturuyor işte.
İnsanları görmek, dışarıda bir kahve içmek veya bir kadeh şarap eşliğinde sohbet etmek ne büyük ihtiyaçmış meğer... Issızlık arttıkça belirsizlik gerdikçe, "öteki"ne duyulan bu tuhaf ihtiyacımızı daha derin hisseder olduk.

19 Mart 2020 Perşembe

3922

Acaba ben mi fazla rahatım, herkes mi toptan delirdi? Emin değilim.
Ben ne maske takıyorum dışarıda, ne kendimi tamamen eve kapatıyorum valla.
Elbette toplu taşma ve kalabalıktan kaçınıyorum, ama dükkana gitmek ve işimi devam ettirmek mecburiyetindeyim sonuçta. Bu virüsten sonsuza dek kaçmak zaten mümkün değil bana göre; eninde sonunda kendimizi güçlendirmek zorundayız.

Bugün evde temizlik ve dişçide randevum vardı; bir siparişimi daha boyamayı bitirdim ve her zamanki gibi gönderileri kargoya hazırladım. Her şey yolunda şimdilik yani- kediler çok mutlu. Bu durumdan en çok onlar karlı çıktı diyebilirim-evde anne babaları tarafından 7/24 şımartılıyorlar!

3921

(18 MART ÇARŞAMBA)

Sanırım benim normal hayatım zaten karantinaymış-hiçbir değişiklik olmadı sanki.
Zaten evde çalışıp evde hobilerimi sürdürdüğüm için, pek bir fark hissetmiyorum.
sadece evde daha fazla yemek yapıp birlikte daha keyfini çıkarıyoruz akşamların...

Bugün de sabah yogamın ardından güzel bir kahvaltı ettik, hafta sonuymuş gibi adeta, ardından çalışmaya başladık. Rutin işler devam ediyor, bir aksilik çıkacak diye endişeleniyorum ama henüz etkilenmedik bu virüsten biz. Tabi her gece yarısına doğru yapılan açıklamayı beklemenin gerginliği, sosyal medyada sürekli bir şeyleri takip etme telaşı enerjimizi çalıyor. Umarım bahar iyileşme enerjisi ve güzel umutlarla gelir...

18 Mart 2020 Çarşamba

3920

(17 MART SALI)

Yoga pratiğine devam, evde kaldığımız müddetçe kendimizi iyi hissetmek için.
Bugün güneş açınca, öğleden sonra annemin balkonunda yeni modellerin fotoğraf çekimini yaptık. Aklımdaki işlerden biri daha halloldu böylece, yeni tasarımları deneyip detaylarda düzeltmeleri not aldım. Ustalarla konuşup ufak değişiklikler yapmaya karar verdik.
Akşamüstü kedi beslemeye çıktık; millet evden çıkmıyor diye belki mama bulamazlarsa... Sonra evde pizza yaptık; efsane oldu! Ton balıklı mısırlı, mantarlı keçi peynirli derken kendimizi kaptırdık ve aşırı yedik. Dizi izlerken birkaç soda içsek de kendimize gelemedik yatana kadar...

3919

(16 MART PAZARTESİ)

Yeni hafta evden çalışarak ve fazla dışarı çıkmadan geçecek; karantinamsı bir vaziyetteyiz insanlık olarak hepimiz.
Gerçi benim rutin hayatımın bundan pek farkı olmadığı için, yadırgamıyorum açıkçası. Şu aralar tek endişem; gönderilerin dağıtımdan gecikme yaşanması, yoksa bir sorun yok benim için.
Yeni siparişlerimize başladık dükkanda; bir yandan kargoya verilmesi gerekenleri sıraladık. Hazırız bence yeni haftaya, zor koşullarda da en güzel müşteri servisimize devam!

15 Mart 2020 Pazar

3918

Amma depresif bir gün- kış geri geldi ve pazar çalışmam lazım.
Sosyal medya inanılmaz vakit alıyor; bir de bilgisayar başında oturmak omuz ağrıtıyor.
Yoga pratiğinde ilerlediğimi hissettiğim için mutluyum, ama piyanoyu ihmal ediyorum bir süredir. Bu hafta için planladığım bir sürü şey var; hepsine vakit ayırmak için düzenli olmam gerek.

İşler hiç bitmez, biraz da evde vakit geçirmek istiyordum. Yoğurt mayalayıp ekmek yapmak, kedileri taramak ve etrafı toplamak filan... Söz yine baharlar gelecek!

3917

(14 MART CUMARTESİ)

İyice dinlenip dünden kalma yorgunluğumu attım, sabah yogasıyla güne esnek başladım.
En güzel kahvaltı sofrasıyla kendimi şımarttım, sonra günlük işlerimi hızlıca hallettim.
Bugün çalışmayacaktım güya, ama yine de yarım günü masa başında geçirdim. Akşamüstü güneşli havayı kaçırmadan Emirli'ye gidip kedileri köpekleri besledik, umuyorum bundan sonraki hafta sonlarımızı bu evde keyifle geçiririz...
Emily çok açtı, hem sevgiye de açtı, içime takıldı. Dönüşte bu akşam kendimiz için bir şeyler yapalım dedik ve tabi ki cumartesi gecesi yapmayı en sevdiğimiz şey, yaptı: siyah beyaz bir film izleyip buğday birası içmek, hatta bakkaldan cips almak gibi ne delilikler...

14 Mart 2020 Cumartesi

3916

(13 MART CUMA)

Hafta boyunca bitirmiş olmam gereken 2 çift ayakkabı siparişimi tamamlayamadığım için biraz gergin olsam da, hızlı çalıştığım güneşli bir gün.
Virüs karantinası haberleri beni korkutsa da, süt köpüklü kahvemi koyup masa başına geçtiğimde, keyifli bir gün.
Akşamüstü trafiğinde otobüsle köşe kapmaca oynayıp sonunda yanlış durakta insem de, metroda topuklu ayakkabılarla yürürken canım çıksa da, güzel hissettiğim bir gün.
Akşamki yemek planları alt üst olsa da, Yeniköy'de birer bira içip sağlıksız şeyler atıştırmak için ne kadar da harika bir gün!


12 Mart 2020 Perşembe

3915

Baştan aşağı koşturmacalı bir gün daha, bu haftanın sonuna yaklaştık ve ben daha 1 ayakkabı bile bitiremedim. Panikledikçe geriliyorum ve siparişler biriktikçe içim sıkılıyor.
Acaba bende bir zaman yönetimi sorunu mu var?

Sabah yogamın ardından kahvaltı sofrasını İpek hanım için hazırladım; birlikte Corona muhabbeti ettik. Endişelensem mi emin olamıyorum, bir yandan ciddi bir vaziyet bir yandan da sonuçta bir grip.
Pazar alışverişini yaptıktan sonra bugün kargoya verilecek gönderileri paketledik, gıcık bir müşterinin 2. çift ayakkabısını detaylı kontrol ettik.
Eve dönmeden bir küçük kahve molası verdik; annemin doğum günü planlarını salgın ihtimali sebebiyle ertelemek zorunda kalabiliriz.
Eve döndükten sonra aldıklarımı buzdolabına ve ütülenenleri giysi dolabına yerleştirip kişiye özel tasarımlar bekleyen müşterilerime eskizler yaptım.

Geçen hafta sonu ne güzeldi, şimdiden özledim!

3914

(11 MART ÇARŞAMBA)

Müjde! Koronavirüs yurdumuza gelmiştir.

10 Mart 2020 Salı

3913

Nasıl uyandım bugüne; hıçkıra hıçkıra ağlayarak yatakta, sabahın kör karanlığında. Ölümü düşünerek, kendimi yağmurda kalmış kimsesiz bir sokak kedisi gibi hissederek...
Geçmişte vedalaşamadıklarımı hatırlayıp, gelecekte de vedalaşamadan ayrılmak zorunda kalmaktan korkarak.
Ölüsünün bile bana ait olmayacağından, elimden alınacağından korkarak...

Kapkaranlık bir gün, aymak bilmiyor ve ben acıdan gözlerimi açamıyorum.
Kendimi zorlayarak dışarıdaki koşturmacalı tüm işlerimi hallettim yine de.
Akşamüstü eve döndüğümde, artık pestilim çıkmış haldeyim ve tek istediğim biraz rahatlamak...
Konfor alanıma sığınmak; battaniye altında, koynunda, kedilerle.

3912

(09 MART PAZARTESİ)

Suçluluk öfkeyi, öfke suçluluğu beslerken usulünce veda edemediğim aile büyüklerimin bugün üzerime düşen gölgeleriyle karanlıktayım... Gündüzleri her işe koşan herkesi memnun eden işini iyi yapan sorumluluklarını aksatmayan Rana'yım-geceleri ise siz en iyisi hiç sormayın...
İlham veren, aydınlatan karşılaşmalarla sarsılan ruhum yeniden aynı rutine geri düşünce kuruyup soluveriyor... Ben mi beceremiyorum, hayat mı zor?

9 Mart 2020 Pazartesi

3911

(08 MART PAZAR)

Yarın-yani bugün.
Günler saatler karıştı, içimde bir Makedon türküsü...

8 Mart 2020 Pazar

3910

(07 MART CUMARTESİ)

Klasik yerine caz piyano... Bahçede salıncak, salıncakta şarap... Başka bir yüzyılda yaşayan klasik dönem kadını... Söyleyecek sözü olan yeni nesilden yeni insanlarla sohbet... Cinsiyet kavramı üzerine tez yazan, entelektüel lezbiyen genç kız... Kadınlar günü yürüyüşü... Türk müziğinde Zeki Müren-Bülent Ersoy üzerinden Apollon-Dionysos karşıtlığı... Sanatçıların politik olup olmaması tartışması... Hukuktaki cezalandırma sistemi... Arnavut kökenlerim ve başarı takıntım... 2. Dünya Savaşı esnasında yaşanan ve gizli tutulan olaylar... İş geliştirme planları ve gelecek projeleri... Bizi neyin gerçekten mutlu ettiği sorusu... Şimdiye kadar ulaştığımız hedeflerimizin bizi ne kadar tatmin ettiği mevzusu... Psikoterapide hayal kırıklığım... En yakın çevremin beni anlamayışı ve bir anda beyaz yakalılar arasında yalnız kalışım... Dünyayı değiştirecek bir şey mi bu peki? Pederlerimizin yetiştirme tarzının bize etkileri... Cimri ve sert babaların mükemmelliyetçi çocukları... Peki ben neyi çözmeye çalışıyorum? Farklı bir insan belli ki-herkesin bir tarafı yemez çözmeyi, yanına yaklaşılmaz ve çok sert durduğuna eminim, kolay kolay kimse uğraşmaz çünkü çok direnecek belli, ama bir yerde de tinnn edecek ve ince ince çözülmeye başlayacak... Dinliyorum, şaşırıyorum çünkü bu meseleleri sorgulayan fazla insan yok ve ikimizin de benzer soruları sorduğunu görüyorum, demek ki başkaları da varmış diyorum... Etkilenmemek elde değil, ayakta!

6 Mart 2020 Cuma

3909

Yağmurlu sabaha erken uyandım ve biraz enerjisiz hissediyordum bugün.
Yogadan sonra kendime şahane bir omlet yaptım, ardından ev işleriyle biraz oyalandım. Sonunda masaya oturdumsa da hızlı çalışamadım, ama günü boşa da geçirmedim. Yine elimdeki ayakkabıyı bitirdim ve yeni siparişlerle ilgilendim. Dükkana uğrayıp haftanın son gönderilerini verdim, hatta online reklamlar üzerine video bile izledim.
Artık evde kedilerle keyif yapmayı hak ediyorum bence, yarın da uzun ve güzel bir gün beni bekliyor!

5 Mart 2020 Perşembe

3908


Ben artık sabah erken uyanıp hevesle yogamı yaptığım, kendimle iletişimimi güzelleştirdiğim, başkalarının hayatına daha az ilgi duyduğum, insanların hakkımda ne düşündüğüne çok önem vermediğim, kitaplarımı okuyup piyanomu çaldığım bir hayat düzenine başlamaya niyet ediyorum...

3907

(04 MART ÇARŞAMBA)

Sınır problemi olan insanlar üzerine düşündüğüm bir gün; hayatımda bu insanlar var ve nasıl karşılık verebilirim? Belki onların tavrını değiştiremem, ama ben nasıl bir tavır takınarak kendimi koruyabilirim? Çünkü sınırlarımı ihlal eden insanlar hayatımda var olduklarına göre, demek ki bende kendi sınırlarımı korumakta güçlük çekiyorum ve bir açık kapı bırakıyorum...
Hayatımın bu döneminde artık insanları kırmamak adına düşündüklerimi saklamadan, kavgacı ve telaşlı değil, ama sakin ve net bir şekilde ifade etmeye karar verdim.
Sürekli kendi hayatını anlatan ve sadece kendi sorunlarını taşıyan insanlardan, arkadaşının dertlerini dinlemeye vakti kalmadan kendi dertlerini dünyadaki en büyük dert sananlardan sıkıldım.
Benim isteklerimi bilmeye gerek duymadan kendi kendine benim adıma günü planlayan arkadaşlarım var mesela- kulağa garip geliyor değil mi? Ama onlar farkında bile değiller sınır ihlali yaptıklarının. Sinirlenmemek kolay değil, ama dediğim gibi bundan sonra sakinliğimi koruyarak fakat kararlı ve açık bir tavırla reddetmeyi deneyeceğim. Hayır ben başka planlar yaptım bugün için demek çok zor olmasa gerek. Artık gerisi onları ilgilendirir, yanlış anlayıp alınırlarsa da beni bağlamaz.
İnsanlar çok enteresan gerçekten; kendindeki eksikleri bir türlü göremiyor. O kadar eğitim, kültür filan boşuna... Herkes kendini en iyi bilen sanıyor, oysa hemen hiçbir şey bilmediği çok belli oluyor!

3 Mart 2020 Salı

3906

Sonunda iyi hissederek uyandım! Geç uyumama rağmen güneşli bir sabah ve enerjik hissediyorum.
Sabah yogası iyi geldi, ardından sağlıklı bir kahvaltı salatası yedim. Hatta piyanoda Hatırla Sevgili'yi çaldım-on numara beş yıldız bir gün!
Tabi çalışmaya başlayınca müşterilerden gelen mesajlar azıcık canımı sıktı; zamanı gelen siparişler de azıcık kaygılandırdı ama olsun. Keyifli rutinlerime geri döndüğüm güzel bir gün oldu yine de; ayakkabı boyarken psikoloji videoları dinlediğim...

2 Mart 2020 Pazartesi

3905

Pazartesi gibi pazartesi-tatil dönüşü sendromu yaşıyorum.
Hala yorgunum, hafta sonu dinlenemedim ve bu sabah uykumu alamadan uyandım.
Kendimi dışarı çıkmak için zorladım, Güneş de yardımcı oldu.
Pazar alışverişine çıktık; sebzeler meyveler yine aklımı aldı. Kendimi bazen Dirmit gibi hissediyorum; merakla gözleri açılan içi kelebekli bir kız çocuğu!
Aldıklarımı yerleştirdikten sonra mutfakta biraz vakit geçirdim; zeytinli poğaça yaptım ve akşam için Hint usulü karnabahar hazırladım.
Masa başına oturup çalışmak çok zor geldi doğrusu; acil de işlerim var ama gözlerimi açamıyorum.
Yine saçma sapan sorularıyla beni gereksiz meşgul eden müşterilerimden günlük nasibimi aldım, akşamüstü elimdeki siparişi de boyayıp tamamladım.
O değil de- içimdeki durmayan baharlı kız ne olacak peki?!

3904

(01 MART PAZAR)

Mart'ın başlangıcıyla hava dönüverdi; bahar geldiği nasıl da belli.
Kahvaltımızı dün aldığımız nefis şarküteri ürünleriyle bir güzel yaptıktan sonra Emirli'ye gittik. Aslında bugün birkaç planımız vardı, ama köpekleri kedileri beslemesek içimiz de rahat etmeyecekti.
Pazarları bu rutinden dolayı kendimize zaman ayıramıyoruz ama yine de...
Güneşli havada köpeklerin biraz kilo aldıklarını görmek, kedileri sitede bulmak bizi sevindirdi.
Eve dönerken yine sütümüzü yumurtamızı aldık, akşam tiyatro biletimiz vardı.
Fazla vaktimiz yoktu yani; biraz çalışıp Moda'ya geçtik.
Dirmit Kız'ın öyküsünü gülüp duygusallaşarak izledik; binbir mimik binbir çiçek heyecandan patlayacak sanki! Neşesiyle yerinde duramayan bu kızı biz çok sevdik.

3903

(29 ŞUBAT CUMARTESİ)

Dün gece epey geç uyudum, bugün de hava tam kış; yağmurlu soğuk ve ben enerjisizim.
Tatil sonrası Kıbrıs'ı anlatıp duruyorum, bahar havasını geride bıraktığıma üzülüyorum.
Evde bavul açma, çamaşır vesaire günü bugün. Kedilerimi özlemişim, sevgi ihtiyaçları da birikmiş.
Kısacası akşama kadar kendimi toplamaya çalıştım, aslında yataktan çıkasım yoktu.