30 Nisan 2010 Cuma

312

Hayatın bir sonu var,
Evrenin bile hatta
Dünyanın sonu yakında gelecek ve
Güneş bir gün parlamayı kesecek
Görmüyor musun-
Ölüm diye bir şey var
Neden aşkın sonu gelmesin ki?
Nasıl beklersin sonsuza dek sevmeyi?
Her şey için bir mevsim var.
Bize kalan ölümü de sevmek
Yaşamayı sever gibi ve yaşamak
Ölümü bilerek, unutmuş gibi

311

(29 NİSAN PERŞEMBE)

Sadece kahkahamla üstesinden gelebilirim hayatın!

Var olmanın anlamsızlığını, insanın hiç geçmeyen ıssızlığını,
doğanın karşı gelinemez vahşetini ve hayatta kalmanın acımasızlığını
bir kere tatmış/tanımış biri, nasıl artık mutlu olabilir?...

Her şey bir yük daha bindiriyor sırtıma,
annemin sevgisi bile ağır geliyor, çok fazla
herkesi yanımda taşıyorum giderken-
tanıdığım, unuttuğum, biriktirdiğim, izlerini taşıdığım
bir başıma şehri terk ederken bile
yanımda götürüyorum aslında hepinizi.

"Güneş bir kez doğdu mu, senin tarafında olacak"
diye şarkısını söylüyor en sevdiğim çingene
Biliyorum; Güneş'i görmem yeter gülümsememe.


27 Nisan 2010 Salı

309

Alış-veriş

Aslında bütün sevgiler
bir alışveriş değil mi?

Bütün yollar gidiş-dönüş.
Ve inişli çıkışlı, yokuş.

Midemde kelebekler;
Bahardan mı, uçuş kaçış...



308


(26 NİSAN PAZARTESİ)

İş ilanı:

Beni besleyecek erkekler arıyorum.
Yaşlı olanlar tercih edilecektir.(Tecrübeye inanıyorum)
Seçilecek kişi, benden ve çileklerden sorumlu olacak-
elbette ahududulardan, frambuazlardan, böğürtlenlerden de, dilediğimde.
Dikkat! Kurt gibi acıktım...

24 Nisan 2010 Cumartesi

306

Sayın bay çok ciddi Descartes'ın
"Düşünüyorum, öyleyse varım."
Söylemine karşılık bendeniz şimdi,
Çok geç kalmış bir cevap olarak;
"Düşünüyorum, öyleyse yaşamıyorum."
İlkesini geliştirmek istiyorum!

Hem hızlı hem derin yaşayanların,
Düşünmeye fırsat bulamaması gibi;
Çok düşünenlerin de yaşamaya vakti kalmıyor!

Şimdi, siz oturup kara kara düşünmek,
Birini anlamaya çalışmak için akıl yürütmek,
Sevdiğinizi bir problem yerine koyup
Çözmeye uğraşmak istiyorsanız, gerçekten,
N'olur yalnız bırakın beni!

Ben serbest bırakmak istiyorum kendimi;
İhtiyacım da niyetim de yok hiç mi hiç-
Başkalarını yahut kendimi çözümlemeye,
Tersine; seviyorum bu kördüğüm halimi
Çünkü hayata benziyor-biliyor musunuz?

Bahar rüzgarı gibi hafifçe okşuyor beni
Sevdiğim adamın yanımdaki varlığı,
Gerisini düşünmek için çok gencim daha-
Oturup düşünüp taşınmak, gelecek endişesi
Yaşlılığın rutubet kokan ağırlık ruhu...
Of! Beni kendi hafifliğime bırakın!

23 Nisan 2010 Cuma

305

Hayatımın merkezinde ben varım.
Kimse hayal kırıklığına uğratamaz beni,
çünkü bu yetkiyi vermiyorum onlara.
Başından beri çok iyi biliyorum ki;
ben varsam başkaları da var, sevdiklerim
ben yoksam hiçbir şey yok, aşk da, acı da.
Biliyorum bunları, biliyorum ama...
Öyleyse, şimdi bu sızı niye?...

22 Nisan 2010 Perşembe

304


Hayatı
Bir dikişte
Yaşama hevesi

Her şeye rağmen-her şeyle birlikte

21 Nisan 2010 Çarşamba

303

Uzun zaman olmuş
Son seferden beri
Bir erkeğin
Sadece dokunuşları,
Öpücükleri ve
İltifatları, oyunlarıyla
Yetinmeyip
Sevgisini de
İstediğimi,
Dahası
Yanımda olmasına
İhtiyacım olduğunu
Fark etmeyeli...

302

(20 NİSAN SALI)

"Neden oluyor bu?" diye sordu
sürekli "Ne yapıyoruz biz?" diye soran Kadın.
"Oluyor çünkü," diye cevabına başladı
Neden seviştiklerini düşünmek istemeyen Adam,
"Çünkü çok güzel vakit geçiriyoruz birlikte,
Çünkü bu koku var.../içine çekerek Kadının boynunu/
Çünkü bu tat var/öperek/...Dokunuşun ihtirası var..."

"Nasıl oluyor da bu kadar hoşuma gidiyor?"
Diye sordu kendine inanamayarak Kadın.
"Bilmiyorum, ama çok güzel." dedi Adam,
"Bu kadar güzel olacağını ben bile tahmin etmiyordum."

"Bir tane daha!" diye emretti Kadın, ağzından akan
Çilek suyunu eliyle silerek, şehvetli...
"Keşke daha çok çilek alsaymışım." dedi Adam,
Yedirdiği çileği kendi dudaklarına yaklaştırırken.


301

(19 NİSAN PAZARTESİ)

Hatırlamıyorum.

18 Nisan 2010 Pazar

300

Bana gülümsediğinde
Sıcacık hissettiğim
Biriyle
Soğuk, rüzgarlı bir
Sahil kasabasında
Sessizce
Tenimizin kuytularına
Sokulduğumuz
Sıcacık bir gün geçirmek
İstiyorum.

17 Nisan 2010 Cumartesi

299

Hasta olmak bana göre değil-
Ben yaşam aşığıyım!
Bıraksın beni,
Gitsin hayattan korkanları,
Köşe bucak kaçan saklananları,
Kendini ölene dek koruyanları bulsun!
Nasıl olsa onlar,
Hastalığa daha yakınlar benden-
Ölümün ağır ve rutubetli nefesine...
Yaşam aşığıyım ben-
Ölmeyi tercih ederim
Yaşamaktan saklanmaktansa!

298

( 16 NİSAN CUMA)

Halüsinasyonik bir "harikalar diyarı"nda 1gün-1gece:

Alev alev yanan yanaklarım ve buz gibi ayaklarım
Morcivert bir hava, adeta civa kadar yoğun ve ağır
Baloncuklar çıkararak nefes alan kocaman çiçekler
İle onların tavşanları yutan dehşetengiz dev ağızları...

16 Nisan 2010 Cuma

297

(15 NİSAN PERŞEMBE)

Bu bahar günlerinden birinde
Senle denize açılmak
Ve şarkılar söylemek istiyorum
Sallana sallana, sarhoş ve neşeli:
"Sandallarımız neşe dolar
Zevke dalardık...."

14 Nisan 2010 Çarşamba

296

Ben bunu seviyorum
Aramızdakini
O kadar çok seviyorum ki-
Dönüşsün istemiyorum
Kaybolmasından korkuyorum
Etrafımdaki erkeklerin çoğu
Öyle büyük hayal kırıklığıydı ki
Bilsen-
Nasıl bıktım insanlardan
25 yaşıma kadar!
Şimdi senin söylediklerin
Sonradan anlamsız kalırsa,
Bir darbe daha inecek
Kırılgan düşlerime


13 Nisan 2010 Salı

295

En çok sevindiren beni,
Böyle çılgın olmam-
Ki çekip gidebilirim birdenbire
Her şeyi bırakıp burda, senle birlikte

En çok heyecanlandıran beni,
Bana bunca yakın olman-
Öyle ki ikimiz konuşurken
Şaşıyorum bazen, sen mi konuştun ben mi

12 Nisan 2010 Pazartesi

294

Gece rüyalarından
Gündüz düşlerine
Süzülüyorum
Bugünlerde yine
Neyi canlandırsam
Oluyor
Zihnimde
Bazen ben de inanamıyorum
Neyi düşlesem
Gerçeğe dönüşüyor
Birkaç günde

11 Nisan 2010 Pazar

293

Ada günü iz(lenim)leri:
Vapuru beklerken işteki gelişmeler
Güneş gözlüğüne rağmen serin rüzgar
Adaya giderken bir sohbet sözü
Ada yokuşlarında söylenişler
Yetimhaneye zorlu tırmanış
Evler, kapılar, atlar, sokaklar
Yemek masasında dedikodu
Tavuk, bira, bir bira daha, bir daha
Sınırı aşan sohbetler, rahatsız etmeden
Bol kahkahalı atışmalar, samimiyetle
İltifatlar, bal şeker bir adamdan, beklenmedik
Duvarda sevişen komşular ve
Hediye edilen kırmızı bir jartiyer
Çok çabuk ve akıcı öğrenilen Almanca
Bütün bunların merkezinde çılgın bir kız
Üstelik Arnavut- bir de "harika" bir adam...

10 Nisan 2010 Cumartesi

292

Beklenmedik bir mesaj
İçimden dudaklarıma yayılan
Sıcacık bir gülümseme:

"Ne demek,
Her zaman..."

291

(09 NİSAN CUMA)

Turuncu sakallı sevimli bir adam,
Elbette İrlandalı
Oğlunu geri kazanmak isteyen bir baba,
Elbette biraz çatlak
Sevgilisi terk edince intiharı düşünen bir komşu,
Elbette gizli aşk

Melankolik, homoseksüellere saygılı ve son derece duygusal
Geniş omuzlu mafya babasına binlerce euro borçlanırlar ve,
Parayı o gece bulmak için son anda bir ev soygununa katılırlarsa,
Yakalanınca polis arabasını yürütüp, yolda bir başka çalıntı arabayla değiştirip
"Saldır!" komutunu bekleyen eğitimli vahşi köpeklerle karşılaşıp sonra da,
Mafyanın ininde rehin alınmış "baba"yı kurtarmak için birkaçını öldürürler
Geniş omuzluyu da köpeklere parçalattırırlar, fakat ne yazık ki baba ölürse...

Ne tatlı film çıkardı bundan!

8 Nisan 2010 Perşembe

290

Buruk bir yaz gecesi, tek başıma
Küçük odamın küçük balkonuna çıkıp
Yabancı şehrin ışıklarına bakarak
Sigaramın dumanını rüzgara karşı üfleyip
Yalnızlığımı unutmak için, bir yandan da
Sessizlikte karanlıktan korktuğum için
Eskilerden birkaç şarkıyı, kırık dökük
Boğazıma takıla takıla söylemeye çalışırken,
Bir türlü hatırlayamadığım sözlere gelince
Seni ne kadar inanarak sevdiğimi anımsayıp
Gün doğmadan uyanıp sana yazdıklarımı düşünüp
Geçip gidenlere, kaybettiklerime ağlayacağım...

7 Nisan 2010 Çarşamba

289

Arabalara binip indim,
Pis sokaklara girip çıktım
Dar koridordan hana girdim
Merdivenlerden tırmandım
Işıltılı vitriniyle dükkana girdim
En yüksek ayakkabıyı seçtim
Siyah rugan kaplı platforma çıktım
15 cm.lik ökçeler üzerinde
Aynaya arkamı döndüm ve baktım:
Benden kanlısı var mı bu dünyada
Ayna ayna, söyle bana-
Benden güzeli, benden kötüsü var mı!?

288

(06 NİSAN SALI)

"Bazı sözler var, anlamını asla açıkça kavrayamadığım, "günah" gibi.
Fakat şu kadarını biliyorum ki, bu adamlar hayata karşı hiç günah işlememiştir.
Çünkü, eğer bir günah varsa, hayattan umudunu kesmek kadar büyük günah olamaz-
bir başka hayatı umut etmek ve böylece bunun acımasız ihtişamını gözden kaybetmek..."*

Böyle sayıklıyordu yanık tenli bir Cezayirli, kendine has o güneşli kötümserliğiyle....

*Albert Camus'nun Outsider'ından alıntıdır.

5 Nisan 2010 Pazartesi

287

DantelSatenTaftaİpekTülKurdeleŞifonOrganze
İşlemePulPayetBoncukİncikCıncıkMıncık
KeçeYünKaşeKaşmirTüyKılKürkDeriNubukSüet
PamukPenyeÖrmeTrikoİplikHalatJarseViskon

4 Nisan 2010 Pazar

286

Hiçbir şey
bilge bir adamın
yahut 17lik bir kızın
insanlardan duyduğu
bıkkınlık
ve
hayal kırıklığı
kadar ağır olamaz...

(İnsanca, pek insanca!)

285

(03 NİSAN CUMARTESİ)

Aylarca bana "yazıp"
ulaşmaya çalışıp
ben onu aylarca
görmezden geldikten sonra
sonunda ilgimi çekmeyi başaran,
biraz oynadığım,
fakat nedense
birdenbire
anlamsız ve sebepsiz
"kafası karışıveren"
değişen
geri çekilme gereği duyan
erkeklere tahammül edemiyorum!

hayır, hayal kırıklığına uğramayacağım şimdi
çünkü onun gibiler çok var etrafta...


3 Nisan 2010 Cumartesi

284

(02 NİSAN CUMA)

Kelebek;
hafifliğin ve baharın ruhu,
dönüşümün ve yeniden-doğuşun vücudu...

2 Nisan 2010 Cuma

283

(01 NİSAN PERŞEMBE)

Bahar geldi-
Şaka yaptım!
Çiçek açtı-
Şaka yaptım!
Tırtıl oldu kelebek-
Şaka!
Rüzgar başladı esmeye-
Şaka!
Güneş açtı pırıl pırıl-
Şaka!
Arılar bal yapmış bak-
Şaka!
Yeşile uzanmışım, mutluymuşum-
Şakacıktan!
Ada mevsimi başlamış, bisikletim hazır-
Şaka yaptım!
Beni seviyormuş-
Şakadan!
Yüzüm gülüyor, içim ağlıyormuş-
Hepsi şakacıktan!

Bahara inanma sen,
hep şakacıdır o...