30 Aralık 2019 Pazartesi

3842

Bu pazartesi biraz zorlu bir gün, ya da belki ben gözümde büyüttüm. Yıl sonuna kadar evdeki ve online sitemdeki düzenlemeleri tamamlayıp sosyal medya takvimime başlamayı planlıyordum, ama hiçbirini yetiştiremedim ne yazık ki. Gerçekten neden bilemiyorum, ama vaktimi yeterince doğru kullanamıyorum sanırım. Yılın son ayını hiç de istediğim gibi geçirmedim, kendimi güvensiz hissediyorum. Umarım tüm endişeleri ve zorlukları geride bırakıp yeni yılda yepyeni bir sayfa açabilirim; bol satışlar ve mutlu müşterilerle dolduracağım.

Kadıköy'de halletmem gereken ufak tefek işlerim vardı; takvim ve kalem almak için kırtasiyeye, şampuan ve el kremi filan almak için kozmetikçiye, kurdele ve taş için tuhafiyeye, ayakkabı denemek için de mağazaya uğradım. Annemle kahve içmeye oturdum, biraz aramızı düzeltmek için sohbet ettim. Çünkü gelirken ister istemez sinirlenip sesimi yükseltmiştim.

Aslında bekliyordum bunu, zira herkesin olduğu gibi benim de bir patlama noktam var. Bir süredir annemin yorulup yaşlandığının, her şeyi olduğundan fazla zor algıladığının farkındayım. Üstüne gitmemeye çalışıyorum ve her durumda neşeli kalmaya gayret ediyorum. Ama ben de artık ev ve araba konusunda azarlanmaktan bıktım, saçma sapan detayların sürekli önemliymiş gibi karşıma çıkarılmasından yoruldum ve sinirlenmeye başladım.

Anneannemin kendisine yaptıklarının bir düşük seviyesini annem de bana yapıyor resmen, ne gerek var ki oysa? Hayatı daha zorlaştırmaya ve hep olumsuzu düşünmeye, görmeye ne gerek var? Anlayamadım gitti, daha fazla stres yüklenmeye ne gerek var? Bunu göremiyor işte, görmüyorlar.

Dışarıdaki işlerimi hallettikten sonra dükkana uğrayıp ustayla konuştum, bir süredir aklımdaki plandan bahsettim; masraflara biraz destek olması için anlaştık. Hala tam netleştirmediysek de içim rahatlamış ayrıldım biraz, umuyorum her şey kendiliğinden güzelce yoluna girer bu sene...

3841

(29 ARALIK PAZAR)

Sabah geç uyansak da, gözlerim şiş ve kendimi berbat hissediyorum. Bu gibi evde kalkıp hazırlanmak zor gelse de, hızlıca giyinip kendime çeki düzen vermeye çalışıyorum. Polonezköy'de kahvaltıya davetliyiz; yolda yine onlarca köpek görüyoruz, hepsi de yalnız ve üşüyorlar, açlar mıdır diye içim takılıyor.
İçimi karartan bir insan ikiyüzlülüğü; aç köpeklerin arasından geldiğimiz mekanda yiyemeyeceğimiz kadar fazla kahvaltılık çeşit var. İnsanlar kendini ne sanıyor bilmem ama bu kadarı beni rahatsız ediyor. Tabağıma azıcık bir şey koyup çayla ısınmaya çalışıyorum.
Dün geceden taşıdığım kötümser atmosfer biraz dağılmaya başlıyor, yeni tanıştığım insanlarla sohbet ettikçe, çocuklarla vakit geçirdikçe biraz iyileşiyorum.
Öğleden sonra kalkıp teyze ziyaretimizi yapıyoruz, eve döndüğümde çok yorgunum ama arabayı silmeden anneme geri gönderemem. Son zamanlarda hep sorun yaşıyoruz malum, artık bıkkınlık geldi bu mevzudan da.
Akşam banyomu yapıp rahatlayacağım vakitte bile bir türlü gevşeyemediğimi fark ediyorum, yapamadığım işler yetişmeyen planlar aklımı kurcalıyor. Bir yandan belirsizlik hali, alttan alta içimi yiyor. Huzursuz halimle yeni diziye başlıyoruz; arkeolojik sembol ve insanın kimlik hikayesi deyince benim elbette çok ilgimi çekiyor.
Gece zihnimden şeytanları kovmaya çalışıyorum.

3840

(28 ARALIK CUMARTESİ)

Evde yalnız olacağım günün ilk yarısını çalışarak geçirmeye karar verdim, ama yine de istediğim kadar verimli geçmedi. Kendi işini yaparken evden çalışmanın zor tarafı, bir türlü evdeki işlerle profösyonel işinin dengesini kuramamak sanırım...
Yıl sonuna kadar evdeki her yeri düzenleyeceğime söz vermiştim kendime; bugün de banyo dolaplarını elden geçirdim. Biraz ayakkabı boyadım sonrasında, en azından başlamış oldum.
Akşamüstü Emirli'ye gittik; hava buz gibi ve yağışlı, her yer çamurdu. Köpeklere mama bıraktık, bu kara kışta ormanda hayatları çok zor görünüyor, üzülüyorum. Onlar için yapabileceğim sadece haftada 1 beslemek, ilaç vermek ve belki kulübelerine branda germek. Şömine tadilatından sonra eve ilk kez giriyoruz, ortalığı süpürüp yerleri silmeye başlıyorum hemen. Bir yandan şömine ve kombi yakılıyor, ev hemencecik ısınmaya başlıyor. Aylardır temizlenmediği için aşırı pislenmiş, çabucak biraz temizleyip yemek hazırlıyoruz. Şömineye karşı ayaklarımızı ısıtırken şarap açıp Bach dinlemek keyifli...
Ama ateş sönünce, evin üst katı buz gibi geliyor, yağmur hiç hız kesmiyor, dışarıda köpekler kediler üşüyor, aklıma bir anda bütün huzursuzluklar üşüşüyor, kabuslarla bölünen uykularımın arasında ağlıyorum. Artık sevildiğimi hissetmediğim ailemin evindeki yatakta ormandaki köpekler kadar yapayalnızım bu gece.

3839

(27 ARALIK CUMA)

İnsan hayatının resmen %70ini filan rutin işler kaplıyor. Bunu fark etmek yıldırıcı, gerçekten bıktırıcı. Yetişkin olmak demek bu gündelik işleri halletmek zorunda olmak demek, öyle ki bazen geriye kalan %30u değerlendirmeye enerjin kalmıyor. Evdeki temizlik yemek işleri, para kazanmak için yaptığın iş, etrafını düzen tertip, aracın bakımı, evin tadilatı derken, gerçekten anlamlı olan şeylere vaktimiz ne kadar az kalıyor...
Bazen herkes mi böyle acaba, yoksa ben mi yönetemiyorum, diye düşünüyorum. Ama bazen de bakıyorum ki herkes hemen hemen aynı. Rüyalara, düşlere vakit ayırmayı, çocukluğumdaki gibi kendimi alakasız bir mevzuda kaybetme lüksümü özlüyorum...

26 Aralık 2019 Perşembe

3838

Sabah yogasında kendimi biraz fazla zorladım sanırım, omzum ağrıyor bugün. Kollarımda o gücü nasıl bulur da shirshasana'ya kalkarım bilemiyorum... Şimdilik imkansız gibi, ama bir gün elbet yapacağım.
Öğlene kadar evdeki işleri toparladım, kendime narlı bademli yoğurtla sağlıklı bir kahvaltı hazırladım. Öğlen terapi seansım için evden çıktım, hava epey soğuk ve yağmurlu. Rüyalarımdan bahsettim, bu sabah çünkü hoşuma giden ve keşke rüya olmasaydı diyeceğim bir rüyadan uyanmıştım. Fantazi dünyamız ayıp günah tanımıyor, şımarık ve ısrarcı bir çocuk gibi...
Gençken sık sık gördüğüm merdivenden inme rüyamı anlattım, merdiven olup kendimle konuşmakta biraz zorlandım.
Sıkıntılı asansör rüyamdan bahsettim sonra, en son bu sabahkine geldik. Genç bir erkek, talepkar ve oyuncu. Olmaz desem de anlamıyor, laf dinlemeyen hali o kadar çekici ki... Ama biliyorum ki; o da benim aslında. Benim bir parçam.

...

Çıkışta kahve molası verdik, biraz ısınmaya çalıştık. Eve döndükten sonra da sosyal medya hesapları ve müşterilerimle ilgilendim bir iki saat kadar. Aklımın gerisine takılan bir şarkı dilimde kaldı: "Ben sana hasret... Söyle hiç yanmadın mı?"

25 Aralık 2019 Çarşamba

3837

Bu ay biraz beni zorluyor, dillendirmek istemesem de endişe verici zamanlardan geçiyorum. Her gün yeniden umutla başlamak zor geliyor, yine de devam etmek için kendimde o gücü bulmaya çalışıyorum. Son günlerde garip ve uzun rüyalar görüyorum, çoğunu uyandıktan sonra unutuyorum. Bir şey var sanki, tıkalı olan, derinlerde ve henüz bulamadığım... Onu açabilmeyi diliyorum.

Bugün işlere biraz ara verip kendimi sanatla beslemeye karar verdim. İşler hiç bitmez nasıl olsa, bir yandan kendime vakit de ayırmam gerek.
Sabah erken uyandım, henüz gün doğmamışken yogaya başladım. Dünkünden farklı bir ders açtım bu kez ve beni çok zorlayan pozlar olsa bile daha çok sevdim. Acayip esneklik gerektiren bükülme hareketleri, bacak açtıran Hanuman ve baş aşağı duran Shrishasana biraz korkutuyor beni şu aşamada. Ama başarabilirsem anlayacağım ki; gerçekten istediğim her şeyi yapabilirim. Bugün ilk adımı atmış oldum ve bedenimin sınırlarını tatlı tatlı zorladım.

Kahvaltıyı hazırlarken acıkmıştım; kendime bir yumurta kırdım ve hal ettiğimi hissederek yedim. Biraz işleri toparladıktan sonra hazırlanıp çıktım, annemle buluştuk. Birlikte Emirgan'a geçtik, hava soğumuş ve yağmurlu. Önümüzdeki 3 ay filan kış olur, sokak hayvanları için üzülüyorum bu havalarda. Müzenin bahçesine biraz temiz hava aldık, sergi öncesi kısa bir kahve molası verdik. Avni Lifij'in yaşam öyküsünü öğrendikçe, savaş zamanlarında hala ders vermeye, üretmeye devam etmesine hayranlık duydum. Osmanlı'nın son dönemleri ile Cumhuriyet'in ilk yıllarına tanıklık etmiş insanlara zaten gıpta ederim hep. Nasıl bir hayat? diye düşünürüm...

Osman Hamdi'yi de gezdikten sonra yemek yemeye oturduk; sağlıklı bir seçim yapıp bowl istedik. Sahil havası rüzgarlı ve bulutluyken bile güzeldi, eve dönüp ısınmak için kendimi banyoya attım hemen.

3836

(24 ARALIK SALI)

Bu sabah tüm beden yoga dersini denedim; hızlı ve sert nefeslerle başlayıp esneme ağırlıklı pozlarla devam eden ve meditasyonla biten değişik bir pratik. Çok sevemedim sanırım, ama ara sıra yapılabilir...
Kahvaltı sonrası gündelik ev işlerini hallettikten sonra elimdeki ayakkabı siparişimi boyadım. Bugün evde kalıp çalışmak istiyorum, bölünmeden konsantre olarak. Ayakkabıyı güzelce bitirdikten sonra haftalık sosyal medya paylaşımlarımı ayarlamaya da vakit buldum.
Akşama arkadaşımızı yemeğe çağırdık ve mutfakta birlikte çalışmaya başladık: nefis bir kış yemeği pişirdik, rengarenk ve sağlıklı... Bu yaşam tarzını seviyorum. Yemekten sonra kriminal dizileri seyrettik hep beraber. Her bölümde ayrı bir konu olunca enteresan geliyor. Yatmadan önce bu aralar Yalom'un Spinoza Problemi'ni okuyorum; bir yandan 1910lar Estonya'sı diğer yandan 1600ler Hollanda'sı-çok heyecan verici bir hikaye. İçimden Hollanda'yı ziyaret etmek geldi hatta okudukça.

24 Aralık 2019 Salı

3835

(23 ARALIK PAZARTESİ)

Biraz yorgun başlayan pazartesi, çabucak geçti gitti. Hedeflediğim hafta başlangıcı elbette böyle değildi, daha enerjik ve iş bitirici olmam lazımdı, ama bazen de olanı kabullenmek gerek sanıyorum.
Pazara çıkıp dolabı meyve sebze ile doldurdum, sonra da dedemlere gittim. Son bakıcı kadın da gittikten sonra, bugün yeni biri görüşmeye gelecekti. Sessiz sakin bir kadıncağız, umarım bu sefer uzun soluklu olur. Konuşmadan sonra biraz daha kalmam için ısrar ettiler, ben de kıramadım. Öğlen yemeğini onlarla yedim, bir doz aile bana yetti de arttı. Yaşlılık çok zor! Bir de kuzum, bizim ailede herkes sinirli yahu. Anneannem dayıma, dayım anneme, annem bana, derken zincirleme giden bir patlamalar silsilesi... Keşke basit sorular bu kadar büyütülmese ve tatlılıkla halledilse.
Öğleden sonra eve döndüğümde artık çalışmaya konsantre olmak için çok geçti, biraz market alışverişi, biraz mutfakta vakit geçirdim. Akşamüstü trend raporlarına göz gezdirdim; biraz kafam karıştı. Müşterilere eskizler, sosyal medya derken akşam birlikte bol vitaminli bir kış çorbası pişirdik. "I love crime and I love you!"

23 Aralık 2019 Pazartesi

3834

(22 ARALIK PAZAR)

 Bugün ani bir kararla Arter'e gitmeye karar verdik; madem bu hafta sonu Emirli'ye gitmiyoruz bugünü güzel değerlendirelim istedik. Yıl sonun kadar ücretsiz olan ve yeni yerinde merak ettiğimiz Arter'i gezme fırsatı bulduk böylece. Her şeyden önce Dolapdere'de yürümek hoşuma gitti, en son 12 sene önce filan gelmiştim buralara...
 Sergiler de fena değildi, rehberle gezdiğimiz iyi oldu. Bazen çağdaş sanatın bana pek bir şey ifade etmediğini düşünsem de, bu ortamda olmak beni çok besliyor... Kahve molası da harikaydı; keyifli vakit geçirebileceğimiz bir kitap evi de var.
 Gün boyu yürüdüğümüz için epey yorulduk, hava Lodos'tu, eve dönerken balık çarşısına uğrayıp mezgit aldık. Bu eski çarşıları çok seviyorum; baharatçı, tatlıcı, fırın, kasap, hepsinin olduğu.
 İstanbul'u gezdiğimiz günlerin akşamına balık yemek benim için bir ritüel, daha sık yapabilmek niyetiyle bitirdim bu pazar gününü...

3833

(21 ARALIK CUMARTESİ)

Dünden beri, aslında birkaç gündür, Emirli'deki evin şömine tadilatı mevzusunda stresliyim. Bizim ailenin bu sinirli halleri nedir bilemiyorum, ama illa ki basit meseleleri daha karmaşık hale getirmeyi ve her şeyin en kötüsünü düşünmeyi severler. Bu da aslında çok zor olmayacak bir işken, annem sağ olsun büyütüp kendine de bize de stres yapıyor her zamanki gibi.
Yani gündemde bu mesele vardı zaten bir aydır; bugün sonunda yapılacak, biz de kurtulacağız. Sürekli telefonla konuşarak bilgi almaya çalıştık, sonuçta sorunsuz halloldu. Bu kez de hiç hesapta olmaya bir kanalizasyon borusu sorunu çıktı, o da sene sonuna kadar yaptırılmış olur sanıyorum.
Sonunda evimizde mutlu mesut oturup tadını çıkaracağız umarım...
Kahvaltıdan sonra evde birkaç ufak değişiklik yaptık; tel dolabı balkona çıkartıp, yeşil yapraklı sarkan çiçeği makrome saksısına koyduk. Yıllardır biriktirdiğimiz şarap şişesi mantarlarından bir kapı süsü yapmaya başladık, ama tam istediğimiz gibi olmadı, sonra bitirmek üzere bir kenara koyduk. Akşamüstü eski bir müşterimin yakında açtığı atölyeye gittik, açılışta biraz vakit geçirip sohbet ettik. Çok tatlı bir kız, birlikte güzel işler yapmayı umuyorum.
Dönüşte yeni açılan kooperatiften eve birkaç şey aldık; kuşburnu marmelatı, goldsaft, siyez makarna filan- bayılıyorum sağlıklı gıda alışverişine.
Akşam çok yürümüş ve çok acıkmıştık; nefis bir bolonez soslu makarna pişirdik, yanına da şarap açtık. Dr. Sleep filmini izleyerek kanepede kedilerimizle keyif yaptık.

3832

(20 ARALIK CUMA)

Temizlik günlerinden biri daha; cumaları evi bırakamıyorum ben yokken kedilere bir şey olmasın diye. Hafif dedikodulu kahvaltılarla başlayan uzun bir gün oluyor benim için, biraz evi derleyip toparladığım ve biraz da çalıştığım...
Akşamki piyano dersimi iptal ettim, çünkü yetişmem zor hem de kendimi veremiyorum böyle bir günün sonunda. Sanırım ders günümü değiştirmem gerekecek daha rahat devam edebilmek için.
Cuma akşamlarını evde geçirmeyi iyice sever oldum, kış geldiğinden beri, kedilerimizle birlikte...

19 Aralık 2019 Perşembe

3831

Bugün erken uyanamadım, yogada omzumu incittim ve akşamüstü enerjim düştü.
Bütün gün bir yerlere ödeme yaptığım ve bir türlü beklediğim satışlar olmadığı için mi, içten içe güvensiz hissediyorum... çalışsam da verimli olamıyorum istediğim kadar, tam oturtamıyorum düzenimi. Yine de işte elimden geldiğince çalıştım bugün; ayakkabı boyadım, kek yaptım, sosyal medya derken, yorulmuşum. Sene sonuna kadar birkaç işi daha düzene koyup bitirme planım var, sonra yeni hedeflerle yeni bir başlangıç yapmak niyetindeyim...

18 Aralık 2019 Çarşamba

3830


Bu hafta fotoğraf çekimine epey vakit ayırdım; yılbaşı ağacı çekimleri tahminimden fazla zaman aldı. Sonuçlar da güzel oldu ama, bir de renk kattı rutin hayatıma, bir heves geldi.
Bugün de şeffaf tül ayakkabı modelleri üzerinde denemeler yaptık, yeni aldığımız malzemelerle çalıştık ve çok heyecan verici sonuçlar aldık. Bu sene sonuna kadar Emirli'deki tadilatla birlikte kendi işimle alakalı temel konuları bir oturtabilirsem, kendimi rahatlamış hissedeceğim. Yapmak istediğim planladığım o kadar çok şey var ki!

3829

(17 ARALIK SALI)

Yine yoğun geçiyor bu hafta; dışarıdaki işlerimi halletmek için her gün çıkıyorum evden, bu sefer de ayakkabı boyamaya vaktim kalmıyor. Klasik döngüm kısacası-neyse bir şekilde işleri yetiştireceğim.
Kadıköy'e geçtik bugün de; muhasebeciye uğrayacaktım, yeni tül ayakkabıların işlemesinde kullanmak için pullar aldık öncesinde. Tam istediğim gibi malzemeler buldum, hepsi harika olacak! Kahve içmeye Moda'ya yürüdük, hava çok güzel. Sezonun popüler kahvelerinden içtik, eve dönerken trafiğe kötü takıldık ama. Akşam yatmadan önce semboller kitabımı bitirdim, üzerine düşünülecek ne çok şey var...

16 Aralık 2019 Pazartesi

3828

Dün gece biraz sapıttım, kabul, ama fazla değil. Gece geç yattım ve boş yere, ama en azından cips yemedim gece yarısı.
Neden bazı geceler böyle oluyor, başkalarının hayatlarına filan bakınarak saatlerimi geçiriyorum. Bir şeyler eksikmiş gibi hissediyorum ve çok yorgunken bile uyuyasım gelmiyor. işe yarar bir şey de yapamıyorum, sadece vakit öldürüyorum. Bazen oluyor böyle, ama neyse ki sık sık değil.
Zihnimin gerisinde açık kalan arka plan uygulamaları çok olunca oluyor bu sanırım. Belirsizlikte kalan işler, yarım kalmış ilişkiler, söylenemeyen sözler birikince...
Neyse dünden kalma başladığım için bu pazartesi fazla enerjik değilim. Yogamı es geçtim, evi toparlayıp düzenledim. Biraz mutfak işlerini hallettikten sonra masa başına geçtim. Öğleden sonra yılbaşı ağacımızın fotoğraflarını çektim, ayakkabılarla birlikte. Beklediğimden güzel oldu aslında, ama çok da vakit alıyor bu tarz işler.
Akşamüstü bir kahve içmeye çıktık, biraz yürüdük, alışveriş de yaptık. Hala bir sosyal medya rutini oturtmamış olmak biraz içimi kemiriyor, hala bir düzende paylaşım planlayamıyorum. Yapmak istediklerim çok fazla ama bir türlü organize olamıyorum sanki. Artık bu yıl sonuna kadar elimden geleni yapıp, yeni yılda çok daha düzenli olmayı istiyorum.

3827

(15 ARALIK PAZAR)

Dünden sonra bu sabaha da yorgun uyandım, gözlerimi açamıyordum.
Aşırı yürüdüğümüz ve geç uyuduğumuz için bu kadar kırık dökük haldeyim sanırım...
Kahvaltıdan önce birlikte yoga yaptık, yavaş yavaş uyandım ve çok iyi geldi.
Öyleyse waffleı hak ettik bence! Bugün hava yağmurlu olacak gibi, dünden sonra birden soğumuş.

Emirli'ye giderken yolda yağmur başlıyor, dün gidebilseydik daha kolay olacaktı köpekleri beslemek. Yine de içimiz rahat ediyor beslemeye gittiğimizde, hele aynı köpekleri görebilirsek.
Bu kez de yol kenarı sakinlerini aynı yerde bulunca seviniyoruz, ama içimiz buruk tabi ki hallerini görünce. Havalar ılık gidince sırf onlar üşümüyor diye seviniyorum...
Beslemeyi yaparken bizim gibi bir kadınla tanışıyoruz; o da hem uyuz ilacı hem mama bırakıyormuş. Başkaları da varmış, belediye de hafta içi yemek artığı döküyormuş. En azından bunları öğrendiğime çok memnun oldum, umarım uyuz ilacını verdiğimiz köpeklerin durumu biraz iyileşir haftaya.

Evin şöminesini tamir ettirmek için bir başka firmayla görüştük, gelip baktılar. Tahminimden uzun sürdü beklemek ama en azından kararımızı netleştirmiş olduk. Haftaya yapılacak, biz de rahatça yakabileceğiz kışın... Evdeki işler elbette hem zaman hem enerjimizden çalıyor, zorluyor açıkçası, ama bir yandan da bitince içimiz rahatlayacak.

Döndükten sonra sıcak bir banyoyla ısınıp bir şeyler yiyorum, akşam Kadıköy'de arkadaşımla buluşacağız. Roze şarap, biraz sohbet, bolca ilham dolu bir akşam... Avludaki kırmızı salıncak, kozalak lambalar... Almanca hocasına benzer bir halim mi var sahi?

3826

(14 ARALIK CUMARTESİ)

Hafta sonu planlarımız yine yoğun; bu ay böyle geçiyor. Hem tiyatro biletimiz vardı, hem de Emirli'deki evin tadilat işler ile ilgilenmemiz gerekiyor...
Hava muhteşem, dün gece geç uyuduğumuz için ben yorgunum. Kahvaltıdan sonra Emirli'ye gitmeye vaktimiz kalmıyor, onun yerine evde dallardan yılbaşı ağacı projemizi yapmaya karar veriyoruz. Bahçeden aldığımız dalları boy boy kesip delik açıyoruz kenarlarına, sonra makreme ipiyle birbirine bağlayıp çam ağacımızı oluşturuyoruz. Elle bir şeyler yapmam ne kadar keyifli, hemen oluveriyor. Kokinalarla süsleyip duvara asınca tam bir yılbaşı ağacı! Işıkları dolayıp süsleri asıyoruz ve tamam...!
Tiyatro için evden hızlıca çıkmamız lazım; karşıya geçeceğiz. Öncesinde vanilya latte alıyorum ve çok hoşuma gidiyor.
Oyun Amanvermez Avni, Osmanlı'nın Sherlock Holmes'ü. uzun ama sıkıcı olmayan, geçen seferkinden sonra çok daha iyi bir oyun. Çıkışta akşam için balık alıyoruz eve, en sevdiğim kışın balık yemek...
Akşamın filmi ise Netflix'in popüler yapımı bir boşanma hikayesini anlatan Marriage Story. İlişkiler üzerine düşündürüyor...

3825

(13 ARALIK CUMA)

Haftanın son iş günü; evde temizlik günü.
Gönderileri pazartesiye erteledim ve ancak elimdeki işleri toparladım. Bazı günler zamanın nasıl geçtiğini gerçekten fark edemiyorum, bir de bakıyorum akşam olmuş...
Akşamki dersim iptal oldu; piyano hocamın kedisi hastaymış. Ben de dersi düşen öğrenciler misali sevindim ve hemen bir plan yaptım. Moda'da son zamanlarda popüler olan yeni nesil sushi barda bir şeyler yemek için Kadıköy'e geçtik akşam. Bu semtin kitlesi pek cool, içeride geçen hafta konserde dinlediğim çellist kızla karşılaştık. Sushiler lezzetliydi, ama içerisi küçücük; ye kalk mekanı. Biz de yedik kalktık ve bira içmeye gittik. Semboller ve işaretlerden söz ettik; biraz farklı düşünsek de konuşmak güzel geldi. Her haftayı böyle keyifli kapatsak ya!

13 Aralık 2019 Cuma

3824

(12 ARALIK PERŞEMBE)

Bugün kendime dışarıdan bakmaya çalıştığım, 10 yıl 6 yıl önceki fotoğraflarıma göz gezdirip biraz geçmişimi düşündüğüm bir gün geçirdim. Eski Rana ile şimdiki Rana'yı kıyasladım, elbette kendimi eskiden olduğum kadar güzel ve genç, hayatımı eskisi kadar enteresan bulmadım. Biraz üzüldüm, birazcık da endişeye kapıldım önce; artık eskisi gibi olamayacağım hissine... Ama istediğim her şeyi yapabilirim ve istediğim her şey olabilirim, bunu çok iyi biliyorum artık.
Dün terapide de söylediğim gibi; lisedeki Rana'yı çok seviyorum ben, hatta tanıdığım en şahane insan o. Yeniden o Rana olmak istiyorum, kendim olmak, ama biraz daha sakin ve olgun versiyonumla... Daha az kavgacı ve daha az öfkeli olarak, upgrade versiyon!
Kendimi genç hissetmek, hafiflemek, hayatımı tüm ihtimallere açık tutmak istiyorum. Hayatıma daha fazla yeni insanla birlikte yeni bakış açısı almak, ilham veren sohbetlere daha çok yer açmak niyetindeyim. Yeni yıl niyetlerim bunlar, hatta şimdiden söyleyeyim.
Bu akşamüstü ön-yargılarımı yenerek ilk defa meditasyon yaptım ve kendimi bir Rönesans odasında buldum; mermer sütunlar ve büst heykeller, üzümler ve altın varaklı kaseler, kadehlerde şarap ve duvarlarda tablolarla dolu bir oda... Yıllardır uğranmamış, bir zamanlar çok güzel olan bir evin geniş, yüksek tavanlı zengin döşenmiş odası, üstü çarşaflarla örtülü tozlu eşyaların durduğu... Ölü toprağını atıp pencereleri açınca, yeniden doğan odayı temizleyip eşyaları eledim birer birer. Bir sürü ıvır zıvırı attım, çok rahatladım...
Bu oda benmişim meğerse.

3823

(11 ARALIK ÇARŞAMBA)

Sabah yogası artık rutinim oldu, bazı günler biraz isteksiz başlasam da aksatmıyorum ve sonunda hoşuma da gidiyor hatta. Bu hava serisini haftaya tamamladıktan sonra yeni bir seriye başlayacağım, karar veremedim henüz ama boğaz çakrası dengeleme pratiği olabilir.

Şunu fark ediyorum ki; geçen sene içine düştüğüm çukurda kendimi yalnız ve hayatımı eksik hissederken başladığım arayış; beni önce "tesadüfen" feng shui ile tanıştırdı, ardından semboller üzerine düşündürdü, yogaya başlamamı sağladı ve kendime zaman ayırma isteğiyle seramik atölyesine gitmeme yol açtı. Bunlar da yetmedi; zaman içinde daha farklı bir bakış açısı geliştirip, herkesin konuştuğu iş güç gibi gündelik mevzuların ötesinde olana kafa yormama ve değişik yaşam tarzına sahip insanların bilgeliğini almama alan açtı... Piyano çalmaya karar vermem ve cesaretle harekete geçmem bu zamanda oldu, şimdi Beethoven çalıyorum ve mükemmel olmasam bile hayal ettiğimden daha başarılıyım. Arkadaşlarım ve yakın çevreme sıkıcı sohbetleri yüzünden bazen öfke duyduğum oluyordu, şimdi onları da oldukları gibi kabulleniyor ve kendime ruhumu besleyen yeni çevreler edinerek ilerliyorum. Kendimi uyanmış hissediyorum.

Bugün terapiye 2 haftalık aradan sonra tekrar gittiğimde, bazen uzaklaşmanın insanları daha fazla yakınlaştırdığını anladım bir kez daha. Bazen üstüne düşmemek, geri çekilmek en doğrusu oluyor ilişkilerde. Terapistimle en uzaklaşmış hissettiğim dönemde şimdiye kadar söylemediğim kendimle ilgili çok önemli bir noktayı paylaştım mesela. Bay Bıyıklı'dan bahsettim, tam açıklayamasam da onun benim için ne ifade ettiğini, bendeki hangi eksiğe denk geldiğini tam olarak saptayamasam da, lisedeki Rana'nın yalnız dünyasına öfori getirdiği günleri anlattım.

Çetin Balanuye'nin kitabında onun izlerini okuduğumda nasıl mutlu olduğumu, heyecandan uyuyamadığımı, içim içime sığmaz hislerle gözlerim kapadığım gecelerde rüyamda Bay Bıyıklı ile buluştuğumuzu... Bana anahtar verdiğini, birlikte hiçlik asansöründe yıldızlarla yıkandığımızı... Kim anlayabilir bunları? Kim duyabilir kalbimin atışlarını?

Çok geç gelmişim bu dünyaya. Ama öte yandan, zaman sadece bir ilüzyon değil mi?

10 Aralık 2019 Salı

3822

Bugüne de planladığımdan geç başladım, ama yine de iyi gidiyorum sanırım geçen haftaya göre. Öğlene kadar yoga, kahvaltı, banyo, biraz cilt bakımı ve piyano başında geçti. Öğleden sonra elimdeki sipariş ayakkabıyı boyadım ve akşamüstünü fotoğraf çekimine ayırdım. Anneme yürüyerek gittim, onun masasında bir yeni yıl konsepti çekeceğiz. Bildiğiniz yılbaşı ağaçlarına benzemeyen bembeyaz ve ışıl ışıl bir ayakkabı ağacı!
Şimdilik ipucu bu kadar olsun, yarın sabah ışığında tekrar çekim yapıp son haline getirene kadar biraz üzerinde oynayacağım. Heyecanlıyım, başka bir yılbaşı ağacı projem daha var aklımda.

3821

(09 ARALIK PAZARTESİ)

Bu hafta daha erken uyanmak, kendimi artık iyileşmiş bulmak ve daha zinde hissetmek, daha fazla iş bitirmek ve verimli çalışmak, mümkünse daha çok hareket etmek istiyorum.

Bugün erken uyanamadım, ama en azından verimli geçirebildim. Kendimi uyanmış gibi hissediyorum, geçen hafta sanki hastalığın verdiği bulanıklık vardı. Uzun zamandır aklımda olan yılbaşı fotoğraf çekimi için bugün bir fikir geliştirdim. Çok içime sindi, uygulamak kaldı şimdi. Umarım hayalimdeki kadar güzel olacak...

Çanta yaptırmak isteyen bir kızla tanıştım, dükkana geldi görüşmeye. Tatlı bir kız, bakalım onunla birlikte çalışabilecek miyiz... İşle ilgili kafamdakileri toparlayıp bir yola koymaya başladım sonunda, önümüzdeki yıl için planlarımız var.

Tüm bunlardan sonra biraz yoruldum, akşam izlemek için iyi bir İspanyol filmi bulduk. Yatağa erken girip uyumadan önce kitap okumayı seviyorum. Spinoza'nın Sevinci'ni okurken, bu incecik kitapta çok bilgelik olduğunu keşfettim.

3820

(08 ARALIK PAZAR)

Sakin bir gün geçiriyorum, baştan aşağı... Telaşım yok, hırslarımı bir kenara koydum bugün.
Kahvaltımı evde yalnız yaptım, yogadan sonra banyoya girdim. Öğlen yakında oturan arkadaşıma kahveye gittim, kızıyla oynadım biraz. Bir iki saat sohbet ettikten sonra eve döndüm, hava güneşli. Mutfakta biraz zaman geçirdim, çorba yaptım. Biraz işlere baktım, biraz piyano çaldım. Her şeyden biraz yaptığım, ama kendimi yormadan aheste takıldığım tam bir pazar modu...

8 Aralık 2019 Pazar

3819

(07 ARALIK CUMARTESİ)

Yoğun bir program bizi bekliyor bugün; yogayı pas geçtim ve kahvaltıdan sonra hemen Emirli'ye yola çıktık. Hava güzeldi, köpekler hep ortalıktaydı, hepsini bolca besleyebildik. Göle doğru da indik mezarlık yoluna da girdik ve yeni kediler de gördük. Köpeklerden uyuz olup kaşınmaktan yaralar açılan bir tanesinin hali çok içime dokundu, ama en azından uyuz ilacı verebildik ona da. Toplamda epeyce köpeğe ilaç vermiş olduk, birer kere daha verirsek umarım iyileşecekler bundan sonra...
Besleme yapınca içimiz rahatlıyor, bir de sitedeki ustalarla görüşüp evin tadilatı konusunda bir yol haritası çizdiğimiz için çok memnun oldum. Önümüzdeki haftalarda evin dış kaplaması sökülüp temizlenecek, mantolama yapılıp düzgünce kapatılacak. Ayrıca şömineyi de tamir ettireceğiz ve sonuçta evimiz sıcacık, tertemiz olacak! Çok heyecan verici.
Öğlen Emirli'den ayrılıp eve döndük, hızlıca giyinip çıktık; Cevahir'de tiyatro biletimiz var. Buraya gelmek metrobüsle de olsa epey uzakmış, bazen yolları küçümsüyorum. Metrodan metrobüse, oradan avm.ye derken koştur koştur yetiştik, ama kan ter içinde kaldık. Biletimiz bulunamadı, bin türlü aksilik oldu, ödediğimiz bileti bir türlü gösteremedik sinir bozucuydu.
Oyun da pek hoşumuza gitmedi, absürt bir komediydi ve 2. yarıda her şey birbirine girdi resmen. Sonunu getiremeden çıktık, Cevahir'in gürültülü kalabalığı, insan keşmekeşi beni mahvetti. Bütün enerjim düştü ve akşamki planlarımı iptal etmek zorunda kaldım. Piyano konserine gitmeyi istiyordum, gece de belki Ezgiyle Ağaç Ev'de takılacaktık, ama olmadı tabi ki. Onun yerine şarküteri alışverişi yapıp evde film izledik. Hem biraz içimde kaldı yapamadığım şeyler, ama yine de böylesi daha iyi oldu sanki. Gidecek halim gerçekten de yoktu, başka zaman artık... Akşam bir ara kendimi çok boş hissettiğimi hatırlıyorum, ama olumlu anlamda boş-yani sakinlemiş, durulmuş gibi. Bir şeylere yetişmek için koşturmayınca garipsedim kendi halimi, ama buna da ihtiyaç var arada.

3818

(06 ARALIK CUMA)

Bugüne başlarken biraz depresif hissediyorum iş konusunda, bir de belirsizlik durumundan dolayı. Ama dillendirmiyorum bu durumu pek, aynı çukura düşmek istemiyorum çünkü artık!
Bugün dükkana uğrayıp sonunda yeni ustamızla konuşacak cesareti buldum; kendimi hazır hissetmiyordum da. Hasta ve güçsüz hissettiğim günlerin ardından bugün kendimde o enerjiyi buldum ve aklımdakileri anlattım. Bence olumlu bir görüşme oldu; ay sonunda yeniden hep birlikte konuşacağız ve her şey benim istediğim gibi olacak, inanıyorum.
Kargolara gidip geldiğim, indirim döneminde aldıklarımı teslim almak için biraz uğraştığım bir gün oldu, ama arada kahve molası vermeyi de ihmal etmedik. Hava açtı ve soğuk da olsa güneşli sevimli bir kış havasına döndü. Geçen hafta sonundan sonra bu hafta sonuna girerken kendimi daha iyi hissediyorum kesinlikle, heyecanlandığım şeyler var...

6 Aralık 2019 Cuma

3817

(05 ARALIK PERŞEMBE)

Biraz stresli zamanlar; yıl sonu muhasebesi ve yeni yıl planları aynı anda aklımda...
Neler yaptım, neler yapamadım, neler yapmak istiyorum?
Bir şekilde hepsini yoluna koyacağım, hayallerimi gerçeğe dönüştürmek için devam.

Bu akşam tuhaf şekilde sebepsiz yere kendimi sıkıntılı hissettim çok; aslında sebepleri var elbette, belki ben göremiyorum ya da görmezden geliyorum sadece. İçinde bulunduğum belirsizlik bir yandan, heyecanlandığım ufak şeylere eşlik eden o sinsi suçluluk duygusu diğer yandan sıkıştırıyor beni.

Böyle sıkışmış hissettiğimde kaçmak istiyorum kendi hayatımın gerçekliğinden, bir anlığına. Evin sorumluluklarından, işin sorumluluğundan uzaklaşmak ve bambaşka bir yerde bambaşka bir durumda olmak... Rüyamdaki çatı katında olsam keşke şimdi- mavi gökyüzü altında yanakları kızaran bir kız ve kızın elini gülümseyerek tutan bir genç...

5 Aralık 2019 Perşembe

3816

(04 ARALIK ÇARŞAMBA)

Hastalık yavaş yavaş terk ediyor, hiç geçmeyecek gibiydi adeta!
Enerjisiz hissetmeme rağmen yogamı ihmal etmedim, kahvaltıya acıkmamı da sağlıyor bu süre.
Piyanomu çaldım biraz, yılbaşı düğünü için sipariş aldığım  ayakkabıyı tamamladım. Fotoğraf çektim paketlerken, özenle kargoya hazırladım.
Aklımda Emirli'deki evde yapılacak tamirat işleri var bu sıralar; kaplamanın sökülüp elektrik tesisatının ayrılması, sonra mantolama yapılıp yeniden kapatılması... Bir de içeride şöminenin onarılması var, boya da lazım... Kısaca iş çok, masraf da çıkıyor ama bunları yaptırdıktan sonra çok keyifli olacak.
Bu akşam annemle dışarı çıkmak, fikir alışverişi yapıp kendin yap projeleri üzerine konuşmak iyi geldi. Bir yandan endişelerim sürüyor ama, içimde bir umut filizi de yeşerdiğini hissediyorum.

4 Aralık 2019 Çarşamba

3815

(03 ARALIK SALI)

Salının pazartesiden fazla bir farkı olmasa bile, biraz daha iyi hissettiğimi fark ettim. Burnum daha az aktı ve daha az tıkandı, daha iyi çalışabildim.
Artık iyileşmek ve hatta kendimi bütüncül bir tedaviye almak istiyorum. Yeni seneye daha dengeli ve sağlam girmek istiyorum.
Bugün biraz işle ilgili endişelerim ortaya çıktı, aslında sene sonu genellikle olduğu gibi; ödemeler beni ürküttü. Yeni kararlar almak ve ortaklıklar kurmak niyetindeyim, umuyorum ki her şey istediğim gibi ilerler bundan böyle.

3 Aralık 2019 Salı

3814

(02 ARALIK PAZARTESİ)

Hastalıktan o kadar bitkin düştüm ki, Aralık ayına girdiğimizi bile idrak edemedim... Ne aylık planlar, ne yıl sonu hedefleri, ne yeni modellerin hiçbiriyle ilgilenemedim. Bugün inanılmaz tükenmiş hissettim kendimi, annemle tartışmak da üstüne tuz biber ekti. Çok basit bir sebepten yapmadığım bir şey için azarlanmaya tahammülüm kalmadı artık. Gerçekten kendime hakim olmakta zorlanıyorum ve sinir oluyorum şu vaziyete.
Onla tartıştıktan sonra sinirim yatışmadı birkaç saat, aslında bütün gün kötüydüm. Ağlamak geldi içimden; bu kadar basit bir mevzuda üzerime gelmekten vazgeçmediğini gördükçe. Ev işlerine sardım ben de; dolabımda bir eteğimi bulamayınca tüm kışlıkları henüz çıkarmadığımız aklıma geldi ve dolaplara giriştim. Yazlık tüm elbiseleri boyuna göre gamboçladım kaldırdım. Kışlık birkaç etek ve elbiseyi dolabıma astım, paltolarla montları düzenledim. Artık giyilmeyecek ince trençkotları, kot montları filan kaldırıp, atkı bere eldivenleri raflara dizdim.
Bu işlerden sonra yemek yapayım dedim, canım hiç çalışmak istemiyordu zaten. Yine sabah yogamı ihmal etmedim, nasıl enerji bulduysam... Banyodan sonra üşümeye başladım, hava güneşli ama sert. Akşam iyice kötüleyip kendimi bıraktım, burnum öyle tıkandı ki nefes alamaz oldum. Buğu yaptık, mentollü buhar soludum bir süre. Her şeyi denedim; tuzlu su, ıhlamur... Ama geçmek bilmedi, zor bir gece geçirdim kısacası.

2 Aralık 2019 Pazartesi

3813

(01 ARALIK PAZAR)

Dün geceye doğru yeniden hasta oldum gibi bir şey oldu; artık anlam veremiyorum ve bu kadar uzun süren bir hastalık daha önce hiç yaşamamıştım. Yine boğazımda yanmayla uyandım ve bütün gün hapşırdım durdum. Sinüzit, nezle, nasıl bu kadar zayıf düştüm bilmiyorum gerçekten.
Bugün birden bire kış geldi, hava soğuk ve yağmur neredeyse bütün gün kesmedi. İçimiz rahat etsin diye köpeklere kedilere bir sürü mama alıp yeniden Emirli'ye gittik bugün. Halleri perişandı, uyuz için hap da aldık veterinerden. Hasta olmama ve soğuk havaya rağmen hepsini besledik, uyuz haplarını yutturduk, kulübelerin içine de mama bıraktık. Sadece kedileri göremediğime üzüldüm, onlara da mama bıraktık bir bidon içinde, umarım bulur da yerler. Sütümüzü aldık, orada da zaten deli gibi aç kediler ve köpekler oluyor, onlara da mama bıraktık.
Dönüşte balık alalım diye Ümraniye'ye girme hatasına düştük ve ne yazık ki 1 saatte çıkamadık. Günümüz tamamen hayvan besleme ve trafikte geçtiği için ve hastalığım arttığı için akşam kendimi pek de iyi hissetmiyordum. Yeni çıkan mafya filmine başladık, ama bitiremeden uykumuz geldi.
Aralık keyifli başlamadı, umarım daha güzel geçer!

3812

(30 KASIM CUMARTESİ)

Uyumaya ihtiyacımız varmış, bir süredir aşırı yorgunluk ve sürekli hastalık halindeydik.
Geç kahvaltı ettik, hava çok güzeldi, balkonda son güneşli kahvaltılar...
Öğleden sonra Emirli'ye gittik, ama anlamsız oldu biraz. Şömineci kapalıydı, sitede kimseler yoktu. Aslında niyetimiz bir an önce şömineyi tamir ettirip kışın evi kullanılır hale getirmek, sonra baharda da boyatıp onarmak. Biraz bakım istiyor, burası çok daha güzelleştirilebilir.
Ustalarla konuşamayınca biraz oturup kahve içtik terasta, bir de baktık ki kediler gelmiş buraya. Kışın kimseler olmayınca nereden yiyecek bulacaklar, kışı nasıl geçirecekler burada diye endişelendim. Sitede bir süredir ortaya çıkmayan köpeklere de dışarıda rastladık, uyuz olmuşlar ve fena halde zayıflamışlar. İçime çok dokundu, aklım hep onlara takıldı kaldı...
Akşam arkadaşlarımız uğradı, aslında dışarı çıkasım vardı ama herkeste bir yorgunluk, neyse evde de güzel olur dedik ve ortamı hazırladık. Birer biradan sonra Oytun'u seyrettik, bu adam acayip komik.