30 Aralık 2019 Pazartesi

3841

(29 ARALIK PAZAR)

Sabah geç uyansak da, gözlerim şiş ve kendimi berbat hissediyorum. Bu gibi evde kalkıp hazırlanmak zor gelse de, hızlıca giyinip kendime çeki düzen vermeye çalışıyorum. Polonezköy'de kahvaltıya davetliyiz; yolda yine onlarca köpek görüyoruz, hepsi de yalnız ve üşüyorlar, açlar mıdır diye içim takılıyor.
İçimi karartan bir insan ikiyüzlülüğü; aç köpeklerin arasından geldiğimiz mekanda yiyemeyeceğimiz kadar fazla kahvaltılık çeşit var. İnsanlar kendini ne sanıyor bilmem ama bu kadarı beni rahatsız ediyor. Tabağıma azıcık bir şey koyup çayla ısınmaya çalışıyorum.
Dün geceden taşıdığım kötümser atmosfer biraz dağılmaya başlıyor, yeni tanıştığım insanlarla sohbet ettikçe, çocuklarla vakit geçirdikçe biraz iyileşiyorum.
Öğleden sonra kalkıp teyze ziyaretimizi yapıyoruz, eve döndüğümde çok yorgunum ama arabayı silmeden anneme geri gönderemem. Son zamanlarda hep sorun yaşıyoruz malum, artık bıkkınlık geldi bu mevzudan da.
Akşam banyomu yapıp rahatlayacağım vakitte bile bir türlü gevşeyemediğimi fark ediyorum, yapamadığım işler yetişmeyen planlar aklımı kurcalıyor. Bir yandan belirsizlik hali, alttan alta içimi yiyor. Huzursuz halimle yeni diziye başlıyoruz; arkeolojik sembol ve insanın kimlik hikayesi deyince benim elbette çok ilgimi çekiyor.
Gece zihnimden şeytanları kovmaya çalışıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder