29 Ağustos 2010 Pazar

26 Ağustos 2010 Perşembe

429

SİMAY
SİM-AY
YA-SİM
MİS-AY
AY-SİM
SİYAM
YAS-İM
İM-SAY

428

(25 AĞUSTOS ÇARŞAMBA)

Aralanmak için usulca
Öpmemi bekleyen dudaklarını
Rüyalar aleminde gezmeye götürdüm
Uykuya dalmak için sessizce
Sarılmamı bekleyen kocaman sırtını
Dişlerim arasında defalarca öldürdüm

Dökülmek için neden bilmem hep senin
Yatak odanı seçen ıslak gece saçlarımı
Limon kokusu yayıla yayıla taradın
Güzelleşmek için uslu kızlar gibi
Seni bekleyen leğen kemiği çıkıntılarımı
Dilinle bıraktığın izle, çoktan işaretledin

Sana sarılıp uyuyabildiğim geceleri
Ne kadar özlemişim...




25 Ağustos 2010 Çarşamba

427

(24 AĞUSTOS SALI)

Hasat Dolunay'ının, bir zamanlar (kimbilir belki hala) kızılderili çiftçilerin ekini biçmeye başlamak için yükselmesini bekledikleri bu senenin en parlak ve Ağustos'un son Dolunay'ının gözettiği iki kız, Gece'nin kara gözlerine birlikte ilk kez bakmanın keyfini yaşadılar...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

426

Bugün birdenbire tatile çıkmaya karar verdim!

Burada bırakacaklarım: Her günkü rutin gelecek endişesi, varoluşsal köksüzlük ve inaçsızlık hisleri, unutmaktan duyulan kaybetme korkusu, aklımda askıda kalanlar, içime çakılı çivilerin kanlı paslı yaraları, şehrin gri puslu gürültüsü, laptop'ım ve cep telefonu şarjım...

Yanıma alacaklarım: Kaynağı tükenmeyen varoluşsal neşe, en güçlü silahım şımarık kahkahalarım, günışığı bakışlarım, affedebilme gücü ile unutma yeteneği, deniz gibi açılma ve hava gibi genişleme arzusu, bir defter ile kalem, fotoğraf makinem ve deniz gözlüğüm...

22 Ağustos 2010 Pazar

425

Bilmiyorum, kırıklarımı yeniden yapıştırmak için
Yeterli sabrın var mı,
Var mı öyle bir niyetin-yoksa yerden toplamadan
Çekip gidecek misin?

Yapıştırmayı denesen diyelim-tutacak mı?
Artık eskisinden kırılgan olacak o yanım,
Daha hassas olacak mısın, bilmiyorum hiç
Yoksa bunalıp vazgeçmeyi mi seçeceksin?



Her yeni hayal kırıklığında yıkılıyorum
Ve bir kez daha soruyorum kendime;
"Daha ne kadar arayacağım seni kapı kapı,
Sokak sokak?..."
Aslında her yüzde aradığım sensin baba,
Biliyorum.

424

(21 AĞUSTOS CUMARTESİ)

Cihangir'in kargacık burgacık
Arnavut kaldırımı sokaklarında
Pabuçlarımı eskittiğim,
Topuklarımı kırdığım ve
Beklenmedik karşılaşmalara gülümsediğim
Yorgun ama keyifli bir akşamüstü...

21 Ağustos 2010 Cumartesi

423

(20 AĞUSTOS CUMA)

Nefret ediyorum!
Sürekli aynı duruma düşmekten-kendi duygularımı sorgulamaktan
Nefret ediyorum!
Her seferinde hala yine biraz daha kırılmaktan-onarılmamaktan
Nefret ediyorum!
Bilmemekten, anlayamamaktan, güvenememekten, inanamamaktan
Nefret ediyorum!
Benle çocukmuşum gibi konuşmandan-aptal yerine konulmaktan

O her zamanki olgun ukala tavrınla bana gülümseyerek
"Sen mutluluğa dayanamıyorsun, bozmaya uğraşıyorsun..."
Teşhisini koyup bir de üstüne üstlük her zamanki bilmişliğinle
"Bence otur düşün ve bu ilişkiden ne beklediğini bul."
Diye öğütlediğinde senden nefret ediyorum!

19 Ağustos 2010 Perşembe

422

"Gülen gözlerinin ardındaki
Melankoliyi seviyorum" diyorsun,
Bana yakışıyormuş.
"Biri gelip de onu
Senden alsa, bilmiyorum
İyi mi eder kötü mü"
...
"Gülen maskemin ardına itinayla gizlediğim ve
Bana hep çok yakışan melankolimle bırak beni"
Diyorum,
Bırakmıyorsun.

421

(18 AĞUSTOS ÇARŞAMBA)

Bugün bir kağıt top için ağladı çocuklar,
Kağıttan top kadar değersiz neler neler için
Kendim de bir zamanlar nasıl da ağlamıştım,
Hatırladım.

420

(17 AĞUSTOS SALI)

Sadece müzik ve dansla,
Kendimden özgürleşebiliyorum...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

419

Yine Güneş'e
Teslim oldum,
Isıtsın,
Işıkla yıkasın diye
İçimi.

418

(15 AĞUSTOS PAZAR)

Dudaklarının altına gizlenmiş
Bir parmak ucu kadar küçük
Sakalların yoğun çıktığı ve
Sanırım sadece benim keşfettiğim
O gizemli bölgeden ısırdığımda;
Acıyı, teker teker önce
Alt dudağını emerek, sonra
Üst dudağını büzerek ve
Çeneni sıkarak orada hapsedip
Elmacık kemiklerine aktarmanı,
Sonunda yavaş nefesinle
Dışarı vermeni, usulca
Büyük bir keyifle izledim.

15 Ağustos 2010 Pazar

417

(14 AĞUSTOS CUMARTESİ)

Postmodern Güvenlik:

Uzaktan kumandanın sağ alt köşesinde bulunan, üzerinde telefon simgesi taşıyan tuşa 5 saniye boyunca basılı tutmanız yeterli_ güvenlik sistemimize yardım talebiniz anında iletilecek ve saniyeler içinde polis, ambulans yahut itfaiye hizmeti kapınız önünde olacaktır. Bu saniyeler içinde evinizde saklanmakta olan psikopat bir katil tarafından bıçaklanabilir, yangının büyümesini engelleyemeyerek dumandan boğulabilir veya çatır çatır yanabilir, belki de kalp krizi geçirerek ağrılı kasılmalarla ölebilirsiniz. Bu olsa olsa, kaderdir.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

416

(13 AĞUSTOS CUMA)

Ancak ve ancak
Dans edebilen bir tanrıya inanabilirdim,

Ayrıca;
Tüm yapıp ettiklerimiz, neşemiz,
Dans değilse nedir?

Ben dans etmezsem, tanrım dans etmezse,
Başka kim_söylesenize-
Dans edebilir?

Böyle söyledim, dün gece dans ederken ayakkabımın altına giren cam kırıklarını ayıklayan tatlı çocuğa...

12 Ağustos 2010 Perşembe

415

Bir süredir tenimde vücut parçaları biriktiriyorum:
Elimde ısırılmış koca bir sırt,
Sakalları uzamış öpülesi çene kenarları,
Pantolondan hafifçe taşan pürüzsüz bir bel,
Ve şaplak atılası kalın, kızarmış bir ense var...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

414

Bu gece
Gelip ona hazırladığım yemeklerden yesin,
Sonra beni öpe öpe uyutsun diye
Hiç gelmeyecek bir adamı
Saatlerce bekledim...

413

(10 AĞUSTOS SALI)

Teselliyle fısıldananlara asla-
Ancak tutkuyla haykırılanlara inanırım!

9 Ağustos 2010 Pazartesi

412

Yaşadığımız her şey, hayatımızın tümü
Aslında bir rüya içinde rüyadan başka
Nedir ki?

Bir kadını dinledim, kalbine çiviler çakılıymış-kerpetenle çeksen deliği kanayacak-

"İnanmadığım halde yaşayarak, devam ederek,hayatı aşağılıyorum ben.
İlişkileri, aşkın kendisini, insanların birbirlerine verdikleri boş sözleri...
Değer verilen her şeyi yıkıyorum böylece, hepsinden arınarak
Şeylerin öz değerlerine ulaşmak, onlara yeniden değer-vermek istiyorum_
Ancak böylelikle inanabilirim belki, ama sen bunu anlamazsın herhalde."

diyordu.


8 Ağustos 2010 Pazar

411

"Tek söylemek istediğim;
Aslında bizi umursamıyorlar!"*

Son derece çekici ve umursamaz bakışlı Doktor:_"Ben, ölüm esnasında bazı insanların gördükleri o beyaz ışığın aslında beyin kapanırken ortaya çıkan bir takım kimyasal reaksiyonlar olduğunu düşünüyorum."

Birileri:_"Bunu düşünmek sizi rahatlatıyor mu? Hayatın bundan ibaret olduğuna inanmayı mı seçiyorsunuz?"

Cool Doktor:_"Hayatın bir testten ibaret olmadığına inanmak beni rahatlatıyor."


"Cennet ve cehennem gibi son derece ilkel, zekamıza hakaret niteliğindeki bir öte-dünya fikri ne kadar dayanılmazsa, hayatımız boyunca ördüğümüz duvarın bir gün aniden yıkılıp toza dumana karışması ve geriye bizden hiç bir şey kalmaması fikri de bir o kadar dayanılmaz." demişti bir keresinde, filozof bir arkadaşım bana. Oturmuş konuşuyorduk yabancı bir şehirde tuttuğu odasında.
Haklıydı, üstelik bizden geriye bir şey kalmış sayılmazdı, toprağımızda yeşiller bitse ve sonra hayvanlar gelip bunları yese bile... Yine de, "hayat"ın bizden öte yaşadığını biliyorum. Biz geçiciyiz, doğa ise ebedi. Yaşam kalır, biz ölünce - devam eden döngünün önemsiz parçalarıyız yalnızca. "Ben" yanılsamasının ardında, benden ve senden öte bir can var, görüyorum.


*Michael Jackson'ın "They don't really care about us" şarkısından alıntıdır.

410

(07 AĞUSTOS CUMARTESİ)

İnanmadığım birine:

Beni yağlayacak yüzlerce erkek bulabilirim, kolay
Senin tek farkın; beni anlayabiliyor olmandı
Bana duyarsız kalmayı seçtiğinden beri
Sen de benim için sadece diğerleri gibisin

409

(06 AĞUSTOS CUMA)

Anlaşılamayan kızın sitemi:

Mutlu gözüktüğümde aslında ıssızlık içindeydim
Gözlerin var iki tane, açsaydın da görseydin!

5 Ağustos 2010 Perşembe

408

Kendine Hayran Bırakan Hayat ve İstek Üzerine:

Hayat; hayran olunası bütünlüğüyle
Acılara, kayıplara, hayal kırıklarına,
Ve hatta bazen bize rağmen devam ediyor_
Tüm yüzler, sesler, renkler bir ırmakta
Aynı akıntıya kapılmış yüzüyor, birleşmiş
Benim sesim hangisi, yüzüm nerede-bilmiyorum

Bugün yeniden öğrenciler-çocuk neşesi,
Bu sabah yine sis, öğlen sıcak, akşam rüzgar,
Yeni uyanan bir şey var içimde, yine bu gece
İstek; kendine hayran bırakan gücüyle
Tüm bitişlere rağmen yeniden başlıyor,
Neden sırtını öpüyorum, neden ısırıyorum-bilmiyorum

4 Ağustos 2010 Çarşamba

407


Bugün
Bir kız
Çıktı dışarı
Eline bir çift umut aldı
Cebine biraz cesaret doldurdu
Ve tüm hayal kırıklıklarıyla savaşmaya başladı

3 Ağustos 2010 Salı

406


Rüyalarında yaşayan insanları izledim bugün;
Ariadne labirentler yapıyordu düşlerinden
Bir yaslı adam, hayalet bir kadını arıyordu durmadan
Ben aynı anda hem Ariadne'ydim, hem yaslı adam
Hem de hayalet kadındım, en derinlerde saklanan
Hayal kırıklığıyla sessizleşmiş, yine yeniden
Bilinmezliklere bürünmüş, kördüğüm olmuştum

2 Ağustos 2010 Pazartesi

405

Birileri bana şarkı yazmış:

Rana
Dur gitme
Rana
Bak böyle gitmez bu işler
Bırak artık üzme kendini
Rana
Dur gitme
Rana
Bak böyle gitmez bu işler
Bırak artık üzme kendini

Kibrit kutusundaki isimsiz bir numara gibi
Bak şimdiden unuttun gitti!

Saçlarını kestir kısacık
Odanın şeklini değiştir
Çık dışarı görsün şehir
Aslında bu çok zevkli bir iştir!
Saçlarını dik yukarıya
Biraz ufkunu geliştir
Çık dışarı görsün şehir
İstersen bize gel-
Bira da getir

Rana
Bak şimdi,
Deniz ne kadar mavi
Islanmaktan korkma
Okyanuslara bırak kendini

Saçlarını kestir kısacık
Odanın şeklini değiştir
Çık dışarı görsün şehir
Aslında bu çok zevkli bir iştir!
Saçlarını dik yukarıya
Biraz ufkunu geliştir
Çık dışarı görsün şehir
İstersen bize gel-
Bira da getir

Videoyu izlemek ve parçayı dinlemek için:

1 Ağustos 2010 Pazar

404


3leme:

Önce, kırmızı ışıklı bir mekanda
Saçlarının yarısı uzun tuhaf insanlar
Herkesin dikildiği bir çakıl taşı bahçesi
White Russian'a karşılık kırmızı biber acısı
Boğazımı yakan üç maymun kokteyli

Ardından, loş ve boş bir mekanda
Hayatı, dans edecek kadar
Hafife alamayan dertli insanlar
Tüm dertlerine rağmen dans eden kızlar
Midemi yakan ekşi bir satsuma shot

Gecenin sonunda, serince bir balkonda
Rahatça uykuya dalmak için
Birbirlerine sarılması gereken iki insan
Sivrisineksiz, kabussuz, tersiz bir yaz gecesi
İçimi yakan birkaç votkalı öpücük