30 Kasım 2020 Pazartesi

4178

Hafta sonu üzerimden tır gibi geçmiş adeta, dinlenmekten ziyade yorgun düşmüşüm. Kalbimi susturmakta hala zorlanıyorum ve nefeslerimi sakinleştirmeye çalışıyorum.

Uzun uyumak iyi geldi bugün, kendime özenle kahvaltı hazırladım yine. Benim için günün en keyifli vakti kedilerimle yatak keyfi ardından kahvaltı ederken bir şeyler izlediğim zaman... Ev işleri filan derken çalışma masama oturmam geç oldu, evden çıkmadan devam etmeye karar verdim bugün. 

Yeni haftaya başlarken ayı kapatıyoruz ve içimde kaygılar dolu olsa da, kendime bir yol çizdiğimi hissediyorum...

4177

 (29 KASIM PAZAR)

Dünkü olaydan sonra aklımdan atmak imkansızdı o kafese kapatılmış aç ve perişan hayvanların halini. Çok zor ettim sabahı ve yeni güne uyanmak zor geldi. Kendimi toparlamaya ve umudumu yüksek tutmaya çalışıyorum yine de, en azından bir şekilde biz besleriz, belki başkalarından destek isteriz, belki sahibiyle konuşup ikna ederiz hayvanları barınağa aldırırız-bir şekilde çözüm bulunur diye umuyorum.

Son 2 haftadır ihmal ettiğim yoga ve meditasyon beni biraz sakinleştirdi, kahvaltıdan sonra yeniden tavuklu makarna haşlayıp kovalarla götürdük. Bu kez birazcık daha içim rahatladı, en azından iki gün üst üste karınları doydu diye. Kedilere de mama bıraktık bolca, sularını tazeledik. Halleri gerçekten biz gitmesek perişan olacakmış, iyi ki gitmişiz bu hafta sonu. Belki hastalanmaktan belki ölmekten kurtardık hiç değilse onları...

Öğleden sonra evi temizleyip, yeni yaptığım ayakkabının fotoğrafını çektik bahçede. Sonra bir yandan yaramazlığıyla bizi sinir edip bir yandan sevgisiyle güldüren ufaklığı mutlu ettik. Bir sarılışı var, öyle mutlu ki...!

Bütün hayvanları kurtaramayacağımı ben de biliyorum, tüm acıya sen çare bulamazsın diye sürekli kendime tekrar ediyorum, ama yanıbaşımdaki bu ıstıraba kayıtsız kalmak bana yakışmaz, elimden gelmez.

4176

 (28 KASIM CUMARTESİ)

Hafta sonlarını Emirli'de geçirmek artık rutinimiz oldu, bazen sıkılsam ve başka yerlerde olmayı özlesem de bir yandan iyi geldiğini hissediyorum. Burada biraz inziva modunda doğaya yakın, insanlara uzak kalıyoruz. Aylardır kalabalığa karışmamış olmak ruhumu dinlendirdi, alışverişi sınırlı tutmak biraz tüketim alışkanlıklarımı sorgulattı, makyajdan uzak kalmak cildime iyi geldi...

Bu akşam yan taraftaki restoran kapalı olduğu için kafeste tutulan hayvanları merak edip mama vermeye gittik, iyi ki de gitmişiz. Açlıktan birbirini yiyen köpeklerin, yalvaran kedilerin hali beni o kadar sarstı ki kendime gelemedim. Belli ki en az 1 haftadır aç kalmışlar, belki daha önceden de bu vaziyettelerdi biz bilmiyorduk. Bir türlü kendimi toplayamadım ve ne yapılabileceğini düşündüm durdum. Gece uyuyamadım, içime oturdu. Nasıl olur bilemiyorum ama sadece tek dileğim bir şekilde bu durumdan kurtulmaları, onlar için en iyisini tüm kalbimle diliyorum. 

27 Kasım 2020 Cuma

4175

 Kasım hızlı ve iddialı başladı, sönük ve tembel geldi sonu. Neden böyleyim 1 haftadır diye düşünürken birden farkına vardım da; hayatımda ne çok kaygı kaynağı var. Herkes gibi ben de ne zaman normale döneceğiz, eski hayatımıza geri dönebilecek miyiz diye düşünüyorum... İşimle ilgili kaygılarım var; ekonomik veya başarı odaklı düşünceler... Kişisel hayatımla ilgili endişeler ve yaşımın getirdiği ikilemler... Herkes gibi sağlık konusunda kaygılar, belirsizlikler diz boyu...

Neden hala istediğim gibi bir insan olamadım? Bu sorunun beki de fazla yüklenmek olduğunu fark ediyorum şimdi kendime. Aslında iyi idare ediyor sayılırız şu durumu; 8 aydır... Her sabah insanüstü bir çabayla yoga ve nefes çalışması yaptıktan sonra aşırı sağlıklı kahvaltımı edip full motive işime konsantre olup akşam da piyanoda ışıklar saçamıyorsam bence normal- son derece normal!...

26 Kasım 2020 Perşembe

4174

İhtiyacım olan enerjiyi bir türlü bulamıyorum, ay sonu havalar iyiden iyiye soğuyunca kendimi erkenden yorulmuş hissediyorum. İşime kendimi vermekte zorlanıyorum ve ev işlerini ertelemeye çalışıyorum. Tek istediğim uzanıp korku filmi seyretmek, benim de konfor alanım bu işte!

4173

 (25 KASIM ÇARŞAMBA)

Hayatın bambaşka bir yüzüyle çat diye karşılaşınca bugün, yakınımızda her gün yaşanan acıyı, biz görmesek de hala devam eden yokluğu düşündüm...

Sultanbeyli kasabına giderken yol kenarından doğru dürüst Türkçe konuşamayan çarşaflı bir kadınla elinden tutan oğlan çocuğunu aldık arabaya, evlerine bıraktık. Oğlan araba tamirinde çırakmış, işten çıkarmışlar. Annesi ameliyat olacakmış tekrar, fazla yürüyemiyormuş, çat pat anlattı.

Evin önüne geldiğimizde çay ikram etmek istedi annesi bize, içime dokundu çok. Belki sade çay vardı evinde, belki her gün içemiyordu çayı bile. Bu ikiyüzlü düzenin yarattığı ıstıraba ne yapsam deva olamayacağımı, asla  yetemediğimi hissettim...

4172

 (24 KASIM SALI)

Emirli'de keyifli bir kış geçireceğiz gibi; burada kalan 3 kedinin evimizde yer edinmesi, yanımızda huzur bulması çok hoşumuza gidiyor. Köpekler için de hem ekonomik hem daha besleyici bir yol bulduk; kasaptan aldığımız tavuk artıklarını makarnayla birlikte haşlayıp veriyoruz. Böylece hem sıcak bir şey yemiş oluyorlar soğukta, hem de ıslanmadan bozulmadan kalabiliyor. 

Pandemiden beri hayatımız hafta sonları buraya gelmeye indirgendi; bir yandan kaçırdığımız her şey için üzgünüm ama bir yandan da bu ufak rutinlerimizi seviyorum galiba. Şömine karşısında çay kahve içmek, ısınırken dinlenmek... Yavru kedinin aşırı sevgi dolu hallerine gülmek, yaramazlığına kızmak... Bahçemizde aynı meşe ağacının her mevsimdeki hallerini görmek...

24 Kasım 2020 Salı

4171

 (23 KASIM PAZARTESİ)

Yeni haftaya zinde bir giriş yaptığım söylenemez, 1 haftadır hem yoga ve nefes çalışmalarımı ihmal ettim hem de işleri çok boşladım. Doğum günü hazırlıkları, partisi, ardından temizliği derken birkaç gün geçti böyle. Yeniden işlere adapte olmakta zorlanıyorum ve hala dinlenemedim sanki.

Haftalık yemeğimizi pişirdikten sonra kızlar kahveye geliyor; aylardır görmediğim kuzeni merak ediyordum. Bir derdi olduğu belliydi de, nedenini bilmiyorduk. Onu dinlerken biz de kendi ilişkilerimizi anlatmaya başladık bir yandan; geçmişe gittik bugüne geldik. Hepimizin benzer süreçlerden geçtiğini gördük ve bence daha yakınlaştığımızı hissettik.

Akşam yine ben fazlasıyla düşük buldum kendimi; hasta olacak gibi, hasta olmaktan korkmakla teslimiyet arasında bir yerlerde...

4170

 (22 KASIM PAZAR)

Dün gece 2 gibi yattık ve fazla da içmedik aslında, ama yine de pert haldeyim bu sabah... Bir türlü uykumu alamam böyle zamanlarda zaten, bir de acayip susuyorum. Sürekli su içsem de toparlamakta zorlanıyorum, sanırım şekerim yükseldi dünden beri. Yaşlanmış da olabilirim tabi...

Kahvaltı merasimi yine aynı; dün barıştığım arkadaşımız yerinde duramıyor ve sürekli konuşup hareket ederek beni mutfakta ambale ediyor- neden ona tahammül edemediğimi bir kez daha anladım. Belki iyi niyetli, samimiyetinden böyle davranıyor ama o kadar yorucu ki! Sürekli müdahale etmesinden, yerli yersiz her şeye karışmasından bıktım.

Mutfak masasında kahve içerken biraz konuşuyoruz onunla; kendini sakinleştirmesini, mümkünse zihnine bunca farklı şeyi bir anda yüklememesini salık veriyorum. Dinliyor dinlemesine ama, mizacı böyle- değişmesi çok zor... Bunun dışında açgözlülüğü beni en çok rahatsız eden tavrı sanırım; sürekli bir eşyayı istemesi, durmadan yemek yemesi bana fazlasıyla itici geliyor. Çocukluğunda ne yaşamış olmalı ki böyle olmuş, diye düşünüyorum...

Yine de konuştuğumuz için memnunum, umarım aklında birazcık kalmıştır ve farkındalık oluşturmuşuzdur. Akşamüstü onlar da gittikten sonra ben hepten çöküyorum, aşırı yorgunum. Köpekleri besleyip toplanıp eve dönüyoruz biz de.

4169

 (21 KASIM CUMARTESİ)

Pandemi yasakları sebebiyle erken başlayıp erken bitecek olan doğum günü partimin hazırlıkları kahvaltının hemen ardından başladı; örtüler serildi, masalar yerleştirildi. Şömine yakılıp ev sıcacık yapıldı. Kanepeler hazırlandı, içkiler sıraya dizildi. 

Bugün çok uzun zamandır misafir ağırlamadığımız için bize iyi gelecek, hem de okuldan 2 arkadaşımı tanıştırmış olacağım. Keyifli bir ortam kendiliğinden oluşuyor zaten; herkes geldiğinde görüyorum ki benim için sürpriz biri de var aralarında. 

Geçen aydan beri konuşmadığım, aslında tahammül sınırımın sonuna geldiğimiz için yok saydığım bir arkadaşım da gelmiş. Geldiğine sevindim, demek ki beni önemsiyor diye düşündüm, kendini affettirmek ister gibi hareketleriyle ona normal davranmayı seçtim önce. Bugün sadece gülüp eğlenmek istiyorum.

Yenildi, içildi, eğlenildi ve yasak başlamadan bir grup arkadaşımız evlerine döndü. Bizimkiler kalmaya karar verdi, akşam devam ettiği için sevindim. Hiç umutlu olmadığım bir senede beklemediğim kadar keyifli geçen bir doğum günüm oldu, gerçekten mutlu oldum.

4168

(20 KASIM CUMA)

Emirli'ye bugün gelebildik, dün akşamki huzursuzluğu üzerimden attım gibi.

Köpekleri doyurduk, bizi çok özleyen kedileri sevdik. Evi silip süpürdük, ortalığı toparladık. Bu akşamdan pastayı yapmak niyetindeyim, içimde ya olmazsa endişesi... İlk defa yaş pasta yapacağım ve epeydir şekerli bir tarif denemiyordum.

Akşam artık biraz yorulmuş olsam da, pastayı başardığıma mutluyum. 2 kekin arasında balkabağı püresi ve krema, üzerini de kremaya kapladıktan sonra dolaba atıldı bekliyor...

4167

 (19 KASIM PERŞEMBE)

Sonbahara henüz alışamayan vücudum üşüyor bu aralar ve enerjisi düşük, yogaya motive olmakta zorlanıyorum. Bugün kendime bakım günü ilan ettim ve uzunca bir aradan sonra kuaföre gittim. Lacivert tırnaklarımla kendimi çok daha iyi hissederek çıktım.

Akşam alışverişimizi yaptık; şarap, peynir, şarküteri, ıvır zıvır aldık hafta sonu için. Son günlerde nabzım yüksek atıyor, içimde bir huzursuzluk var tam anlayamadığım. Sanki 35yaş sendromu tuttu beni, hala durumun düzelmemesi ve içinde olduğumuz yalnızlık, kapanmışlık da eklenince böyleyim işte...

Bir şeyleri bekler gibiyim, ama neyi beklediğimden emin değilim. Kendime bir not düşeyim istedim bu akşam: "Yanımdan geçip gidenler veya derinliğime dokunanlara, yaklaşmaya korkanlar ya da gerçek beni tanımaya cüret edenlere, anımı kayan yıldızlar misali ışıldatanlara, fena halde tutunduğum acıma, bırakamadığım dayanılmaz varoluşa... Büyük bir teşekkür borçluyum."

18 Kasım 2020 Çarşamba

4166

Doğum günü partilerim resmen bugün başladı; hiç beklemediğim bir şekilde hem de!

Belki 1 yıldır görüşmediğim çok yakın arkadaşım evine çağırınca sevindim, yağmurlu bir günde Kadıköy'e geçtim. Erken bir şişe şarabı içerken laf lafı açtı, sohbet keyifli ilerleyince zaman da geçiverdi. 


Tiramisu pastamın mumlarını üflerken yogada uçan ejderha Galavasana pozunu yapabilmeyi diledim. Bu hafta birazcık işlere boş verip kendime konfor alanı yaratmış olabilirim, bence hak ettim bunu...

4165

 (17 KASIM SALI)

Bu sabah erkenden uyandığım halde biraz daha yatakta kaldım, sanırım daldım bir ara uykuya. Son günlerde en sevdiğim saatler sabah 7-8 arası kedilerle yatak keyfi zamanımız; hepsi öyle masum ve sevgi dolu oluyor ki! 

Temizlik günümüz yine kahvaltı sofrasıyla başladı ve rutin işleri halletmeye çalışarak devam etti. Muhasebeci, ardından akşamüstü kahvesi araya sıkıştırıldı. Tam rahatlayacağım saatler gelmişti ki, kısa bir asansörde kalma macerası yaşandı. O arada kulağıma çalınan kedi sesinin verdiği endişeyle karışık umut, 1 haftadır kayıp olan Fındık hanımı hiç beklemediğimiz anda kapımızda buluverdiğimiz andaki sevinçle sonlandı.

16 Kasım 2020 Pazartesi

4164

 Sabahın karanlığında uyandım ve uykumu hiç alamamış olsam da yataktan çıktım.

Kahvaltıya yetişsin diye ekmekleri fırına verdim, kedilerin mamasını suyunu tazeledim, mutfağı toparladım. İlacımın saatini beklerken kitap okudum, derken acıktım. 

Kahvaltımı yapıktan sonra her zamanki ev işlerine başlayınca zaman geçiverdi, öğlen üzeri annemle buluştum. Hayat yaşlandıkça zorlaşıyor sanırım, hele ebeveynlerin artık çocuklaştılarsa... Annemin stresini almaya çalıştım, onla bir kahve içtim. 

Bir ayakkabı için malzeme baktık ama bulamadık, başka bir müşteri içinse kumaş aradık. Bir iki işimizi daha halledip eve döndüğümüzde günü yarılamış ve yorulmuştum bile. Kendime hızlıca bir şeyler hazırladım, çalışmaya başladığımda epey geç olmuştu saat.

Yaş ilerledikçe gençliğimizdeki o kaygısız eğlenceleri yaşayamıyoruz galiba, o kadar gamsız olamıyoruz artık... Ama başka bir şey oluyor; kimseye ihtiyacın kalmıyor bir yaştan sonra. Tek başınalığın tadına varıyorsun ve çok az kişi yakınında olsa yetiyor. Ben de tam bu yaştayım işte.

4163

 (15 KASIM PAZAR)

Sakin bir hafta sonu; ufaklık da ortaya çıktı keyfimiz yerine geldi bugün. Geçen günkü nefes çalışması bana çok ağır geldi, kendimi nasıl zorlamışsam her tarafım ağrıyor dünden beri. Bu sabah esneme ağırlıklı yoga serisi biraz rahatlattı.

Kahvaltıdan sonra kahve demleyip yeni diziye başladık; eski günlerdeki gibi. Keyif yapmaya vakit ayırabildiğimiz zamanları seviyorum. Geçen hafta hayatımın son yıllarının muhasebesini yaparken bulmuştum kendimi; bugün itibariyle o ruh halini geride bırakıyorum yavaş yavaş. 

Hareketli yeni bir hafta beni bekliyor!

15 Kasım 2020 Pazar

4162

 (14 KASIM CUMARTESİ)

Ritüeller

Meditasyon yaparken buhurdanlığıma nane ve çam yağı damlatmak iyi geliyor, kahvaltı etmeden önce yoga yapmak ve kahvaltıyı ritüel gibi hazırlamak iyi geliyor, çalışmaya başlarken bir fincan kahveyle masa başına oturmak, akşamüstü piyano çalmak için yarım saat ayırmak iyi geliyor...



13 Kasım 2020 Cuma

4161

Hayat bazen ürkütücü bir yalnızlık, ıssız bir çöl gibi uzanıyor önümde...

Ve ben çölde kendi başıma hayatta kalmak için bir sebep bulamıyorum.

Bu koskoca kalabalık dünyada beni gerçekten duyan var mı bilemiyorum.

Kendimden geçtim, masumlar için ne kadar çabalasam da yetemiyorum.

"la vie est bréve 

un peu de reve 

un lien d'amour - 

et puis bonjour 

la vie est vaine 

un pen de peine 

un pen d'espair 

et puis bonsoir"

4160

 (12 KASIM PERŞEMBE)

Yol kenarlarında sessiz sedasız canını teslim eden kedicikler, sahipleri tarafından terk edilince üzüntüden ölen sadık köpekler, insanların elinde işkence edilen hayvanlar, aç ve muhtaçken görülmeyenler, böcek gibi yok sayılıp istenmeyenler, dükkan önlerinden kovulanlar, hayatın telaşı içinde hiç önemsenmeyenler, dikkatsiz sürücülerin tekeleri altında ezilenler, evlerin yakınında yaşamalarından rahatsız olunup ormanın ıssızlığına bırakılanlar... Ömrünün sonuna dek bir tek kere başı okşanmayanlar ve daha niceleri... Hepinizin acısını içimde hissediyorum.

11 Kasım 2020 Çarşamba

4159

 Gece huzursuz geçti biraz; hem akşam yemeği fazla geldi, hem de sağlığımda bir sorun olduğunu düşünmek beni içten içe güçsüz düşürdü sanırım... Rüyamda Dirmit'in kaçtığını gördüm, sık sık uyandım.

Ama yine de sabah biraz fazladan uyuyup, kedilerimle yatakta keyif yapınca keyfim yerine geldi. 5i bir yerde, hepsi huzur içinde mırmır yatarken baktım ve düşündüm de: "Benim hayatım çok güzel!"

Yeniden hevesli hissetmeye başladım, yataktan kalkıp yoga yaptım. 2020nin sonuna yaklaşırken bir şeyler okudum ve son 3 yılın muhasebesini yaptım geriye dönüp; 2021'den itibaren yepyeni bir döneme giriyorum. Hayatımda yeni bir sayfa açılacağını hissediyorum ve heyecanla bekliyorum. Sonunda, hep olmak istediğim kişi olacağımı biliyorum.

Motivasyonum yüksek başladığım gün, rutin işleri hallederek devam etti ve akşamüstü annemle çay molası verme fırsatımız oldu. Vitaminlerimi alıp eve döndüm, doğum günüm için arkadaşlarımı organize ettim. Biraz ayakkabı boyadım, işlerimin arasında yeni buhurdanlığımda küçük bir aromaterapi deneyimi de yaşadım.

Güzel bir Kasım olsun!


4158

 (10 KASIM SALI)

Nefes çalışması ile güne başladım; hiç zannettiğim gibi sakin ve sıkıcı bir şey değilmiş! Hatta zorlandım, sonrasında da bacaklarım ağrıdı...

Temizlik gününün ilk yarısı yine kışlıkları çıkarmak, dolabı silip ütülenenleri kaldırmakla geçti. Eşyaya köle mi olduk diye düşünüyorum bazen, senede 2 defa bunu yaşarken... Ne çok giysimiz, ayakkabımız ıvırı zıvırımız var. 

Öğlen hızlıca işe başlıyorum, gönderileri hazırlamak için dükkana uğruyorum. Dönüşte kaldığım yerden devam; çalışma odamda düzenlemek istediğim raflar ve çekmeceler beni bekliyor. Aslında evrakları elden geçirip dosyalamak niyetindeydim, ama çok sıkıldım ve yoruldum. Gerisi haftaya kalsın dedim.

Akşam doktorumla telefonda görüşünce birden moralim bozuldu; ilacımın dozunu arttırmamı söylediğinde sanki bir şeyleri başaramadığımı hissettim. Daha dikkatli beslenmeliyim, daha çok hareket etmeliyim, neden hala kontrol altına alamadım bu işi diye dert ettim kendime. Sanki o kötü senaryoların tümü canlandı birden zihnimde...

Bir şişe şarap açtık, Leonard Cohen dinlerken tango yaptık, terapi niyetine.

9 Kasım 2020 Pazartesi

4157

Pazartesi yine yoğun başlıyor; Güneş ile beraber uyanıp nefes çalışmasıyla önce ısınıyorum, ardından esneklik yoga dersini tamamlıyorum. Sanırım sıkı bir kahvaltıyı hak ettim; avokadolu yumurtalı ekmekler hazırlıyorum kendime, yanına meyve doğruyorum. 

Bugün havadan mı nedir bir nostalji duygusu var içimde, melankolik ama huzurlu hissediyorum. Sanki hayatın özünü sezer gibi, aslında ne kadar küçük olduğumuzu anlar gibi...


4156

 (08 KASIM PAZAR)

Pazar sabahları erken uyandığımda, hani bir kaç sayfa kitap okuyup yeniden uykuya dalmak gibi bir lüksümüz oluyor ya- ona bayılıyorum!

Böyle bir sabahtı, nefis ekmek üstü kahvaltı hazırladık ve neşeyle yedik. Yan tarafa gittik yine, kedileri alıp onlara yer yapmak vardı aklımızda. Ama köpeklerin de kedilerin de çoğunun verildiğini gördük, umarım gerçekten güzel yuvalara gitmişlerdir... Biraz içimiz tuhaf oldu, sevinsek mi bilemedik ama, iyi düşünelim iyi olduklarını umalım.

Bir yandan üstümüzden bir yük kalkmış oldu, böylece sitede bakılan 3 kedi kaldı, sorumluluğumuz fazla artsın istemiyoruz. Yetişmekte zorlanıyoruz evdekilerle birlikte. Yavru köpeklere kutu hazırladık koyduk.

Öğleden sonra evi temizlemeye karar verdik; uzun süredir fırsat bulamadığım işlere giriştim. Camları sildim, odunluk düzenlendi, araba yıkandı. Akşam yorgunluk çöktü ikimize de, güzel bir yemek hazırlayıp dinlendik...

4155

 (07 KASIM CUMARTESİ)

Çalışma rutinimiz değiştiğinden beri cumartesileri akşamüstü ancak çıkabiliyoruz evden, kahvaltı keyfini biraz uzatıp evi toparlamak istiyoruz gitmeden önce. Yine önce kasaba uğrayıp Uzundere ormanlık arazideki köpekleri, ardından Emirli köyündeki köpekleri besleyerek geldik hafta sonu evimize. Neredeyse bütün hafta yağmurluydu ve geceleri soğuyor hava artık, dışarıda kalan hayvanlar için gerçekten üzülüyoruz. 

Bugün ama çok verimli geçti, tahminimizden çok köpek doyurduk ve bahçede bıraktığımız yavru kediyi yerinde bulduk. Elbette bizi çok özlemiş ve tepemizden inmedi geceye kadar, nasıl da sevgiye muhtaç yaratıklar bunlar! 

Akşam güzel bir balık yedikten sonra dizimizi bitirdik, uykuya dalarken aklımda bana kendimi neyin zeki ve güvenli hissettirdiği vardı...

4154

 (06 KASIM CUMA)

Meditasyona başlamak bir eşikti benim için, önyargılarımı kırmak zordu. Öylece oturacak mıyım ve öylece oturacaksam bunun ne anlamı var gibi düşüncelerim vardı... Sürdürmek ise ayrı bir mesele- her gün hem yoga hem meditasyon hem nefes çalışmasına vakit ayırmak ciddi bir zaman istiyor. Kasım niyetlerimden biri de her sabah olmasa bile haftada 3-4 gün meditasyonu sabah rutinime dahil etmek.

Bu sonbahar hayatıma dahil etmek istediğim bir başka mevzu da aromaterapi; ki zaten 2 sene önce katıldığım bir workshopta giriş yapmıştım. Ses gibi kokunun da eskiden beri terapide kullanıldığını bilmek bir şey uyandırdı içimde ve çağımızın hepimizi getirdiği "kendine iyi bakma" meselesinin bir parçası olması gerektiğini anladım. Buhurdanlık ve uçucu yağ karışımları sipariş ederek bugün kendime bir güzellik yaptım.

Akşamüstü arkadaşlarım kahveye uğradı, kekler pastalar getirmişler. Hayatımın son 5 yılına geriye dönüp baktığımda neler gördüğümü anlattım ve son ayların pandemi gündeminde nelerin hasretini çektiğimizi konuştuk... 

Her sabah içimde yine de "Buna da şükür" diyen bir ses duyuyorum...

6 Kasım 2020 Cuma

4153

 (05 KASIM PERŞEMBE)

Depremin enkazını ruhumdan yavaş yavaş atarken Kasım'ın ilk haftasının da sonuna geldik sayılır.

Peki, yapmam gerekenleri ihmal etmemek pahasına kendimden ödün verdiğim, beni heyecanlandıran şeylere daha az vakit ayırmak zorunda kaldığım bu durumdan nasıl çıkacağım?

Ve- benim hislerim o kadar değersiz, hatta anormalse, insanlarla etkileşim içinde olmayı özlemem adeta bir zayıflıksa senin için, biz nasıl konuşacağız gerçekten?

Hayal kırklığıyla doluyum aslında, ama kendime acımaktan nefret ettiğim için bambaşka şeylerle doldurmayı seçiyorum içimi. Kimse görmese de, kimse bilmese de ben kendimi biliyorum- bu yeter.

4 Kasım 2020 Çarşamba

4152

 Bugün birazcık daha iyiydim sanırım ama yine de kafamı toparlamakta zorlanıyorum, işe veremiyorum kendimi. Sürekli gündemdeki haberlere bakıyorum; deprem, seçim...

Herkes gibi ben de bu kaotik haldeyken Kasım havası birden yağıyor birden açıyor. Evi düzenledikçe, eşyaları eleyip biraz sadeleştikçe sanki zihnimin içi de sakinleyecek...

Kısırlaştırdığımız minik sarı kedi çalışma odamda bana eşlik ediyor; böyle uslusunu görmedim! Umarım çok güzel bir hayatı olur...

4151

 (03 KASIM SALI)

Haftanın temposuna adapte olmaya çalışırken, günü değerlendirmeye çabalarken saatler geçip gidiyor... 

Bir yandan temizlik ve ev düzeni, bir yandan yetişemediğim işlerim ve kişisel gelişim alanlarım...

Kasım ayı yağmurla başladı ve hava İstanbul normallerine göre bence erken soğudu. Akşama bir çocuk doğumgünü davetimiz var, kısırlaştırılan sarı kediyi alıp evden çıkıyoruz. 

İnsan arasına karışmayı özlemişiz, doğumgünü pastasında sanatımızı konuşturuyoruz, gülüp eğleniyoruz. 

3 Kasım 2020 Salı

4150

 (02 KASIM PAZARTESİ)

Yeni haftaya ve yeni aya başlarken, işler başımdan aşkın gibi hissediyorum. Bugün hep ev işleriyle geçti ve ancak kendime gelebildim. Hafta sonu yorgunluğunu yenice atıyorum, kışa girerken düzenlemem gereken dolaplar ve biriken işler beni bekliyor...

Depremle ilgili haberlere bakmaktan kendimi alamıyorum, bir yandan kötü oluyorum ama bazen de mucize kurtuluşlara sevinçten ağlıyorum. Sanırım hepimiz böyleyiz bu günlerde; endişeli ve yüreği kabarık bekleyişte...

Burada olursa ne yaparız diye düşünüyorum; hiç bir şey gelmez sanki elimden. Kedileri nasıl kurtaracağım, anneme nasıl yardım ederim, bilmiyorum... Tüm canların kurtarılmasını diliyorum.

4149

 (01 KASIM PAZAR)

Dün gece uyuyamadım hiç, şarabı fazla kaçırınca susadık ve kediler sürekli üstümüze yattı. Yorgun uyandım, hemen hastaneye kan vermeye gittik. Sabah boştu, çabucak kan verip döndük. Kahvaltıdan sonra tek istediğim yatıp uzanmaktı, akşama kadar olmadı.

Emirli'ye gidip hem köpekleri beslemek hem de kısırlaştırmaya sarı kediyi getirmek istiyorduk. Hava arada yağıyor ve akşamları epey soğudu. Sonbaharın gelmesine sokak hayvanları için üzülüyorum. Yine kasaptan aldığımız tavuklarla Uzundere köpeklerini, köydekileri ve sitemizdekileri doyurduk. Ev soğuk olduğu için hiç durmadan geri döndük.

Akşam yeni diziye başladık; satranç oyuncusu bir kadının hikayesini anlatan keyifli bir dönem dizisi. Dinlenmeye çok ihtiyacımız vardı...

2 Kasım 2020 Pazartesi

4148

 (31 EKİM CUMARTESİ)

Dün başlayan hayal kırıklığı hissine depremin karamsar endişeleri eklendikten sonra bir de, yatmadan evvel sağ kulağımın uyuşup tıkanmasının yarattığı panik geldi. 

Bugün 3 doktor randevusuna art arda girdim; tüm testlerimi yazdırdım ve neyse ki kulağımı çabucak açtırdım. Hatta burun eğriliğim için ameliyat fikrine bile ısındım!

Öğleden sonra eve dönerken alışverişlerimizi yaptık, akşama sonbahar sofrası kuracağız. Arkadaşlarımız yemeğe geliyor, bir sürü şarap ve peynir aldık. Şahane bir sofra hazırladık balkabaklarıyla, ay çiçekleriyle.

Sohbet muhabbet, kah endişelerimiz kah kırgınlıklarımız kah keyifli anılar derken 6 şişe bitmiş... Durmayı bilmiyoruz!

4147

 (30 EKİM CUMA)

Bugün hayal kırıklığı yaşıyorum; her seferinde bekleyip yine aynı sonla karşılaşmak zor geliyor bana...Yine aynısı oldu, bu sefer inanmıştım oysa ki. Şimdi randevu almam gerekecek tahliller için, ama hangi güne belli değil-belirsizlikler can sıkıyor. 

Alışverişten sonra haftalık gönderileri hazırlayıp paketledik, akşamüstü dedemi ziyarete gittik annemle birlikte. Anneannemle dedemi iyi gördüm, ama bu sırada bir deprem haberi aldık. Zaman geçtikçe vaziyetin kötülüğü ortaya çıktı ve hepimiz haberlere gömüldük kaldık...


4146

(29 EKİM PERŞEMBE)

Dün ilk defa rutinime döndüğümde ne kadar rutinlerime bağlı olduğumu fark ettim bir kez daha. Tatili Emirli'de ev işleriyle geçirdik; mutfak raflarını düzenledim, giysi dolaplarını boşaltıp dedemlerin kıyafetlerini kaldırdım. Bizim için kışlık bir kaç eşya yerleştirdik, artık kış geldi sayılır.

Hava iyice soğumadan aklımızdaki en önemli iş, kediler ve köpekler için yer yapmak. Onu da bir an önce halledersek çok içimiz rahatlayacak. 

4145

 (28 EKİM ÇARŞAMBA)

Uzun zaman sonra evde yalnız kaldığım ilk gün sanırım ve ben yalnızlığın da keyifli olabileceğini hatırlıyorum. Son aylarda, aslında pandemiden beri belki- kendimizi içinde bulduğumuz aşırı yoğun ve stresli iş temposu, evde kapalı kalmanın yarattığı bunalımla birleşince sinirler gerilmişti. Bugün bir işin son günü ve şimdiden rahatladık.

Bilgisayar ve internet arızalarıyla geçen 2 haftanın ardından ilk kez bugün doğru düzgün çalışma fırsatı buldum; kaldığım yerden işime konsantre olmaya çalıştım. Akşam Emirli'ye geçtik, kedileri köpekleri doyurduk ve akşamı sakin geçirdik.

4144

 (27 EKİM SALI)

Hesapta yokken alışveriş yaparken bulduk kendimizi bugün; kırılan gözlüğün yerine yenisi seçildi. Ben de zaten ne zamandır kot bakmak istiyordum kendime, bugüne kısmet oldu. 

Evde temizlik vardı ve bütün gün internet arızalıydı, dışarıda olmam çok isabetli oldu yani. Yeni giysiler giymek bile yakında bu durumdan kurtulacağız umudunu yeşertmeye yetiyor...