31 Temmuz 2010 Cumartesi

403

Gençlik heyecanı:

Okunacak sayfalarca kitap
Söylenecek nakaratlarca şarkı
Gezilecek kilometrelerce şehir
Öpülecek yüzlerce çift dudak
Beni bekliyor!

30 Temmuz 2010 Cuma

402

Sudan çıkmış, hafif pembeleşmişken sırtımı
Limon yağıyla ovarsan, baştan aşağa
Geçer bana attığın kesiklerin sinsi sızısı
Söz veriyorum söylemeyeceğime bir daha
Hayatında bir yerim olduğuna inanmadığımı

401


(29 TEMMUZ PERŞEMBE)

2,5 Yaş Melankolisi:

İki buçuk yaşımdayken,
Bir akşam beni uyutmaya çalışan annem
Gözlerimin belli belirsiz dolduğunu fark edip
"Ne oldu?" diye sorduğunda,
"Bir gün babam ölecek.
Sonra sen öleceksin.
Ben yapayalnız kalacağım."
Demişim.

Yaşıtlarımın konuşamadıkları bir yaşta,
Bunları düşünüp kederlenmeme şaşıp kalan anneme
İçerki odadan koşup gelen babam şöyle demiş:
"Hadi cevap ver bakalım!"
Annem teselli edercesine konuşmuş:
"Amcanın kızı var...Dayının da çocukları olacak...
Onlar da senin kardeşin sayılır, yalnız kalmayacaksın."

Damarında inatçı bir milletin kanı dolaşan ben,
İki buçuk yaş bilgeliğiyle reddetmişim:
"Hayır_Onlar benim kardeşim değil!"
Ve ağlamışım sessiz sessiz.



Peki çocuğum, sen ne zaman bu kadar büyüdün?....

400

(28 TEMMUZ ÇARŞAMBA)

Zihnimin dehlizlerinde
Uykunun girmediği karanlıkta
Yüzümü buruşturan anımsayışlar
Dilimde buruk endişeler ile
Hiç kapanmayan yaralar gördüm...

399

(27 TEMMUZ SALI)

Anneannemin kavurduğu
İrmik helvasını
İncirin altında
Afiyetle yerken
"Ölmüşlerimizin ruhuna gitsin!"
Dendiğinde iç çekilerek,
Anneannem Yalçın'ın
Ölü helvasını asla yemediğini
Çünkü "Ölüm koktuğunu"
Hatırladı
Fakat Madam Koko'nun
Kavurmadan yaptığı
Taş gibi tatsız helvayı
Kocasının 52sinde mi,
7sinde mi
Yoksa 40ında mı
Dağıttığını unutmuştu...

29 Temmuz 2010 Perşembe

398

(26 TEMMUZ PAZARTESİ)

Gençkız Çılgınlıkları:

Arabasında tek başına oturan
Zavallı çocuğun şaşkın bakışları önünde
Birden bire ve sebepsiz,
Sırf can sıkıntısından kurtulmak için
Biraz da absürdlük olsun diye
Açıp kapıyı yan koltuğa oturduk

Sörf hocasının saçları güneşte sararmış
Yanık teni de pek lezzetli parlıyor diye
Yolunu kesip bir gece vakti, aniden
İki masum kız rolünde fotoğraflarımızı
Çekmesini rica edip, çocuk da efendiliğinden
Kabul edince, bacaklarımızı dolayıp
Kıkırdayarak baştan çıkarıcı pozlar verdik

Bunları gerçekten yaptık mı_
Yoksa hayalini mi kurduk?



397


(25 TEMMUZ PAZAR)

Dolunay'da(n) dilenen dilek
Güneş altında uykuya dalış

396

(24 TEMMUZ CUMARTESİ)

Şehirler arası otobüs yolculuklarında
Neden hep önümde ağlayan bir bebek
Ve arkamda sinir bozucu gevezelikte,
Her konuda bir yorumu bulunan,
Oğullarını arayıp bütün konuşmalarını
Eşine özetlerken otobüs halkıyla
Hayat ayrıntılarını paylaşmaktan çekinmeyen
Yaşlıca bir çift oturmak zorunda ki?!

395

(23 TEMMUZ CUMA)

Her şeye rağmen
Unutulmuş bir gün...

22 Temmuz 2010 Perşembe

394

Varoluşsal zevkler:

Hiçbir şeyden emin olmamak ne hoş!
Yarının neyi nasıl getireceğini,
Ne götüreceğini bilmemek ne rahatlatıcı!
Gözlerimi yumduğumda dünyanın yok olması ne tatlı!
Her sabah uyandığımda yeniden doğmam-
Her gece uykuya yattığımda ölümü tatmam,
Rüyalarıma gerçeklerden daha çok inanmam ve
Gerçekliği asla kanıtlayamamam ne şahane!
Ne yaparsam yapayım, geriye hiç bırakamamam
Hayatım boyu ördüğüm duvarın sonunda
Bir anda yerle bir olacağını bile bile devam etmem
Bütün bu anlamsızlık, amaçsızlık acısı ne zevkli!

21 Temmuz 2010 Çarşamba

393

Söyleyeceklerim vardı, ama
Suskunluk daha yakındı aşka
Verilen tüm aşk sözlerinden


20 Temmuz 2010 Salı

392

UZAK-TA-Kİ-LER
UZAK-LA-Ş-MAK


391


(19 TEMMUZ PAZARTESİ)

Pin-up kızları hepbir ağızdan "ooops!" diye bağırdılar
Bir psikolog, bir heykeltraş ile bir ayakkabıcı
İnsanların çeşit çeşit hastalıkları üzerine konuştular

19 Temmuz 2010 Pazartesi

390

(18 TEMMUZ PAZAR)

Sanki bir şeyler konuşmalıyım senle
Ay alçaldı denize, kızardı, sahilde
Ama ne söyleyeceğimi bilmiyorum

18 Temmuz 2010 Pazar

389


(17 TEMMUZ CUMARTESİ)

Dün gece rüyamda seni gördüm,
İkimiz bir otobüse binmişiz-
Sen önümde yere çömelmişsin,
Her zamanki gibi duramıyorsun,
Gözlerinde ateş, gülümsüyorsun
Adını soruyor birileri, ben atılıp
Adını söylüyorum, bakıyorsun
Benimkini tahmin etmeyi deniyorsun
"Rana" diyorum, tekrarlıyorsun
Nereli olduğumu tahmin etmeye çalışırken
Birden "Arnavut!" diye bağırıyorsun
Nasıl bildiğini soruyorum, ne yazık ki
Öğrenemeden uyanıyorum...


388

(16 TEMMUZ CUMA)

Yanında olduğum sürece

Canının yanmasına,
Aç kalmana,
Hasta olmana,
Yalnız hissetmene,
Umutsuzlanmana,
Kendini kapatmana,
Neşeni kaybetmene,
Herhangi bir şey için
Suçluluk duymana
Asla izin vermeyeceğim!

İnanıyor musun buna?
Ben inanıyorum.

15 Temmuz 2010 Perşembe

387

Davet:

Birdenbire burada
Yapmak istediğim,
Yapmam gereken
Her şeyi bırakıp
Deniz kıyısında
Serin, hafif rüzgar alan
Balkonuna güneş vuran
Büyük pencereleri açık
Bembeyaz bir eve
Kapanmak istiyorum
Uzun bir süre,
Seni de yanıma alıp...

Gelir misin?

386

(14 TEMMUZ ÇARŞAMBA)

Birinin vücudunda iz bırakmak isteseydiniz neresini seçerdiniz?
Nerenizi seçerdiniz peki, bırakmak için...?

Adam: "Ben de dövme yaptırmaya karar verdim ama ne yaptıracağımı bulamadım."
Kadın, gülerek: "Genelde tersi olur, insanlar bir şey yaptırmak isterler ama kesin karar veremezler.."
Adam: "Ya ama...Senden bir iz kalsın istiyorum üzerimde."
Kadın, anlayamaz: "Nasıl yani, dövmeyi ben mi yapacağım? Her gün gelip ısırsam iz bıraksam?"
Adam: "Sürekli ısırman lazım o zaman. 10 yıl sonra mesela, düşündüm de senden ne iz kalacak?... Elbette biri 'Islandım.' dediğinde seni hatırlayacağım ama anılar değil bahsettiğim, izler..."

Kadın afallamıştı.

Adam devam eder: "Bir parmağını yapsınlar mesela bir yerime, ya da dilini yapsınlar üzerime, ya da kaşını-sağ kaşını yaptırsam!"
Kadın, gülerek: "Nasıl olacak o? Dövmeci bizle dalga geçer!"
Adam, gayet ciddi: "Ama senden sonra hayatıma girecek kadınlara açıklayamam bunu, sadece ikimizin anlayabileceği bir şey olmalı..."

Kadın, Adam'ın kendisinde bırakacağı en derin izin bu konuşma olduğunu hemen anlamıştı.

13 Temmuz 2010 Salı

385

Bir sürü çocuk
Koşuşturdular, bağırıştılar, şikayet edip mızmızlandılar:

"Öğretmenim su içmeye gidebilir miyim?"
"Öğretmenim arkadaşım alnıma vurdu çok acıdı!!"
"Öğretmenim buraya gelir misin?"
"Ben bunu boyamak istemiyorum_bebek şeyi! İğrenç!!"
"Neden Almanca öğreniyoruz? Ben İngilizce öğrenmek istiyorum!"
"Benim yerime oturmuş_Orası benim yerimdi!"
"Al, bu kayık senin olsun, ben sana yapmayı öğretirim."
"Bu ders çok sıkıcı! Hadi dondurma makinasını kırıp dondurmaların hepsini yiyelim!!!!!"


384

(12 TEMMUZ PAZARTESİ)

Antichrist neler söyledi:

Doğa, sadece dışarıdaki yeşillik değildir_
İçeridekidir.
Doğal olan her şey vahşidir_
Evcilleşmemiş, medenileşmemiş,
Yani acımasız, yırtıcı ve bencildir.
Dışarıdaki doğada normal olan,
İnsanın doğasında da normaldir.
Nasıl ormanda her yaratık,
Varlığını sürdürmek için öldürüyorsa,
İnsan doğasında da şiddete, dehşete,
Öldürme arzusu ve güç iradesine yer vardır.

Kadın, en çok Eden'dan korktuğunu söyler_
Geçen yıl oğluyla başbaşa kaldığı cennet bahçesinden.
Adam onu korkularıyla yüzleştirmek için cennete hapseder.
Cennette günaha yer yoktur, Kadın kendini keser
Cennette zevke yer yoktur, yalnızca üremek için sevişilir
Fakat Kadın cennette yalnız değildir, asla tek değildir_
Kadın, tarih boyunca var olmuş tüm kadınlarla bir ve birliktedir,
Fırtınaları başlatma gücüne sahip "kızkardeşler"dir onlar...
Kötü kızkardeş, cennete tahammül edememektedir:
Ayakları yanar yürürken, çünkü günah hazzından mahrum,
Çocuk doğurmadan sevişmenin yasaklandığı yere hapsedilmiştir
Sonunda sevimsiz biçimde Mesih, Antichrist'ı öldürür.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

383

(11 TEMMUZ PAZAR)

Yeni Ay doğdu
Bu gece yarısı
Güneş tutuldu

Eskileri su yüzüne çıkaracak,
Geçmişi deşecek ve bizi
Sahiplenilmeye muhtaç,
Korunmak isteyen çocuklara dönüştürecek.
Evimizi değiştireceğiz,
Yaşamımızda ve içimizde küflenmiş,
Paslanmış ne varsa atıp kurtulacağız.
Yavaş yavaş karanlıktan çıkan
Güneş ile birlikte yeniden tazecik
Işıldamaya başlayacağız...


382

(10 TEMMUZ CUMARTESİ)

Telefon rehberimi temize çekerken
Sildiğim numaralarla birlikte
Hangi anılarımı unuttum
Kaybettiğim eski defterlerimin içinde
Kimleri sonsuza gömdüm acaba?


10 Temmuz 2010 Cumartesi

381

(09 TEMMUZ CUMA)

Burada ve şu an hepsinden özgürüm.
Beni endişelendiren her şeyden.
Affedemediğim herkesten.

Mum çıtırtısı, şarap sürahisi, çilek kokusu, yağmur şıpırtısı...
Karanlıkta boynunun kuytusu.

Tam burada kendimdeyim.
"Senin dünyan nerede?" soruyorsun
"İçimde" diyorum, gülümseyerek
"Yalnız mısın orada?" diyorsun
"Yalnızım. Buraya sığınıyorum." diyorum
"Nasıl çıkıyorsun sonra dışarı, değişmiş mi?"
"Değiştiğimin farkında olarak, ama sonra yine unutuyorum."
Gülümsüyorsun, anlayarak.
"Bir burası saklar beni, sarmalar,
kıvrılıp yatarım ben içimde,
kendimde ve her şeyden uzakta..."

Şu an, karanlıkta, boynunun kuytusunda
İçindeyim.
İçimdeyim.


8 Temmuz 2010 Perşembe

380

Eskiden anlamazdım Hamlet'i;
"Olmak ya da olmamak" ne demekti?
Önemli olan nasıl olduğundu-şüphesiz
Oysa kim bilebilir nasıl olduğunu
Uyuya kalmak üzereyken kurulan düşlerin
Hangi karanlıktan kırpma olduklarını,
"Efrasiyab hikayelerini ezberle sen de"
Derken bir ses kulağıma, bacağına sarılıyordum o sesin
Kim anlayabilir neden plajda hissettim birden kendimi
"Bir Allan Poe kitabı olurdum ben mutlaka" derken
Bir yandan sesin bacağına dolanmıştı bacaklarım
Neden dolandıklarına kim anlam verebilir?
Bazı şeyler, hep kendi anlamsızlıklarını meşru kılar.
Hayat gibi, Ölüm gibi, Aşk gibi...
Olmak ya da olmamak_İşte bütün mesele bu
Haberim yokken dolanmıştı bacağım, sese
Ben bilmeden içimde Hayat vardı, Ölüm vardı, Aşk vardı.




7 Temmuz 2010 Çarşamba

379

Hiçbir şeye inanmıyorum derken
Ne kadar ciddi olduğumu anlamadılar
Bembeyaz bir bardak süte düşen
Mide bulandırıcı minik sineği hafife aldılar

6 Temmuz 2010 Salı

378


Paradoksal Şart:

Ölümsüz olmak için
Önce bir kere ölmek gerekir.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

377

Erotik Film Senaryosu:

Kadın, şımarık: "Bir şey soracağım...Peki, ben senle önümüzdeki 10 sene boyunca sevişmek istiyorsam ne olacak?"
Adam, şaşkınlıkla gülerek: " Emin misin?10 sene??"
Kadın, dudak bükerek: "Korktun değil mi? Biliyorum, çok korkutucu..."
Adam: "Belki ben 10 seneyi az buldum, 20 sene böyle sevişebilirim senle. Eğer önümüzdeki 10 sene boyunca yanımda olursan ve beni hala istersen, neden olmasın..."

Kadın Adam'a bakar. Geleceğe dair sözler vermekten hep çekinmiştir, geleceği düşünmeyi sevmez. Ama şimdi onu ne çok istediğini biliyor.

Kadın, arzulu: "Bir haftadır sevişmedik ve bak neler oldu... Ya ben seni her gece istiyorsam ne olacak!? Günde 10 posta ensemi yalatmak istiyorsam???"

Öpüşmeler...

***
Adam, sık nefes alıp vererek: "Neden bu kadar güzel bu? Her seferinde farklı oluyor, belki bu yüzden... Neden hep daha derine girmek istiyorum senin içindeyken?..."

Kadın, inleyerek: " Zaten fazlasıyla derindesin. İçimi parçalamışsın gibi hissediyorum! Delik deşik ettin beni!!!"

Adam Kadın'ı kendine çeker, Kadın tamamen ona odaklanmıştır...

Adam, fısıldayarak: "Seni öldürmek istiyorum bu gece... Hazır mısın?... 'Ölmek istiyorum!' diye bağırdığını duymak istiyorum... 'Öldür beni!' dediğini..."

Kadın, teslim olmuş: "Ölmeye hazırım."





376

( 04 TEMMUZ PAZAR)

Yatak Odasında Felsefe:

"Aslında ben seni, kendi güzelliğime ve gençliğime vurgu yapmak için yanımda taşıyorum." dedi Kadın.
"Akıllılığına kontrast olsun diye..."diye ekledi Adam.

İkisi de ironik buldular bunu.

4 Temmuz 2010 Pazar

375

(03 TEMMUZ CUMARTESİ)

Eski bir tanıdıkla
Şehrin yepyeni bir yüzünü gördük;
Yüzlerce insanın gözünden,
Kağıttan bardakta şarap kırmızısından,
Saksafon üfürüğünden, komik danslardan
Bize gülümsüyordu.

2 Temmuz 2010 Cuma

374

Adım adım...

Bir
kaç
yerde
bir
sürü
yeni
insan-
hepsi
de
ayakkabı
sever-
hepsiyle
tanışınca
bir
çok
yeni
bağlantı
kuruldu-
benim
bütün
ayakkabılarım
görülecek
sevilecek
alınacak
giyilecek

373

(30 HAZİRAN ÇARŞAMBA ya da 01 TEMMUZ PERŞEMBE)

Bu ay 1 gün unutulmuş,
o gün sonsuza dek
tarihe karışmış...