29 Ocak 2021 Cuma

4239

Dünden beri 2 günlük kısa bir mola verdim sabah yogası rutinime; sanırım dinlenmeye ihtiyacım vardı. Biraz fazladan uyuyup zihnimi resetlemek istedim, iyi de geldi. Rahatsız edici rüyalar aklıma takıldı yalnız- öğlen yürürken düşündükçe içim bir tuhaf oldu...

Yüz masajı rutinimi aksatmıyorum ama, hatta keyifli geliyor. Bugün yeni bir fikrim olan dantel gelin eldivenlerini fotoğrafladım, bir yandan çok sıkı çalışmam gereken bir dönemdeyim. Hızlıca arka arkaya gelen siparişleri tamamlayıp göndermeliyim, ama haftanın 3 günü çalışabiliyorum.

Artık biraz gevşemesini umutla beklediğim yasaklar ne zaman kalkacak?

4238

 (28 OCAK PERŞEMBE)

Evde kalmak, dışarıda gezememek, seyahat edememek de değil sadece mesele.

Her günü önceden tahmin edebiliyor olmak, her hafta sonunun nasıl geçeceğini saati saatine önceden bilmek, yeni haftanın hiçbir yenilik getirmiyor oluşu...

Akşamları plan yapmamaya alışmak, bu rutine fazlasıyla adapte olmak ve artık önceden nasıl yaşadığımızı neredeyse unutmak asıl sorun.

Bir çeşit hücre hapsindeyiz desek, ayıp olur mu mahkumlara?

27 Ocak 2021 Çarşamba

4237

Zihin, bilinç ve insan üçgeni üzerine düşündüğüm zamanlar... Hocama sormak istediğim sorular biriktiriyorum:

Düşüncelerim ben değilsem, düşüncelerim kim? 

Doğumundan itibaren annem, babam, ailem, sonra okul, toplum ve medya tarafından koşullanan kolektif bir ses mi? Peki, şu an içimde yankılanan "Sen düşüncelerin değilsin" diyen ses ben miyim? Yoksa bu ses de dışarıdan gelen, sizin sesiniz mi, sayın hocam...?

Zihin düşünceler sunar insana, biz bu düşüncelerden birini alır ve peşinde düştükçe o düşüncenin yarattığı duyguya kapılırız. Her sabah, her an bir düşünceyi seçer ve onun üretimi olan duyguya kapılır gideriz. Doğru mu anlamışım? Oysa seçim bizim elimizde, düşünceleri itelemek veya hangisine düşmek istediğimize karar verecek olan "insan" öyle mi, hocam? Öyleyse, bu seçimi yapacak olan ben miyim?


4235

 (26 OCAK SALI)

Erkenden uyanıp güne hareketli başladığım verimli, uzun ama biraz yorucu bir gün...

Bu sene sık sık tekrarlanan bir hissim var: hayata verdiğim kadar karşılık alamıyorum sanki. Çabalıyorum, yoruluyorum, ancak işleri halledebiliyorum- ama ne zaman eğleneceğim? Ne zaman keyif alacağım?

Bu içe dönüş sürecini en güzel şekilde tamamlamayı umuyorum, sonrasında dışarı açılacağım ve hayatımın genişleyeceği zamanları hayal ederek...

25 Ocak 2021 Pazartesi

4234

Sabah erken uyandım ve yoga rutinimi pas geçtim bugünlük. Hayvan nakil aracı hemen geldi, yan tarafa girdik bir umutla. Mekanda bekçi gibi duran şapşal çocuk patronu arayıp son anda engel oldu 1 köpeğin alınmasına, bu durumda 3 tanesini kurtarabildik bugün.

Tabi yine defalarca telefon görüşmeleri, ikna çabaları derken yorulduk, yıprandık ve moralim biraz bozuldu. Oysa, toplamda bu hafta sonu 4 köpek sahiplendirdik buradan ve bu kadarı bile çok mutluluk verici. Umuyorum ki kalanlara da güzel evler bulabiliriz, kafeste perişan olmaktansa mutlu yuvalarında yaşarlar...

Kahvaltımızı geç edebildik, sonrasında da yine evi toparlamak öğleni geçti. İstanbul'a dönüşümüz yağmurlu bir öğleden sonraya denk geldi. Bu sefer de bizimkiler evin altını üstüne getirmiş olduklarından, ben yine kendi işlerime bakamadım bir türlü. Bu tempo dayanılacak gibi değil, artık gerçekten yasakların kalkmasını istiyorum ki pazar akşamı dönelim ve pazartesi ben de iş başı yapabileyim.

Şikayet etmek de itemiyorum bir yandan; bizlerin çabası olmasa bütün o hayvanlar ölmüş olurdu şimdiye kadar. Bunu bilmek, hem mutluluk verici hem de sorumluluk hissi ağır geliyor bazen.

Soru şu: bütün bu yıpratıcı sürecin içindeyken ben kendimi nerede, nasıl sağaltacağım?

4233

(24 OCAK PAZAR)

Dünden beri bu hafta sonumuzun gündemi belli: stresliyim ama bir o kadar da umutluyum.

Yine mekan sahibinin elemanıyla konuşup duruyoruz, araya hatırlı komşularımızı sokuyoruz, asıl patrona ulaşıp köpeklerin bir kısmını vermesi için ikna etmeye çabalıyoruz. Bir yandan öfkeleniyoruz, bir yandan arayı çok da bozmadan devam etmeye çalışıyoruz. Kritik bir dengede süren görüşmeler, sanırsınız diplomatik uluslararası müzakere... 

Cahil ve vicdansız adamların eline düşmüş zavallı hayvanlar için tüm gücümüzle mücadele ettiğimiz bir gün oluyor, akşamüstü birazcık rahatlıyoruz artık bir şekilde çözüm bulunacak...

Evin temizlenmesi de gerek, bu sefer de ev işlerine girişiyorum mecburen, ama hem bedenen hem zihnen yorgun hissediyorum. Yarın operasyon günü-bakalım nasıl olacak?

4232

(23 OCAK CUMARTESİ)

Bu hafta sonu yapılacak çok işimiz var, o yüzden erken kalkıp güne enerjik başlıyoruz.

Yoga, kahvaltı ve evi toparladıktan sonra yan taraftaki köpekleri beslemeye gidiyoruz. Tesadüfen gelen 2 hayvansever, içeriye girip de kafesteki köpeklerin halini görünce fena oluyorlar. Aceleyle bu hayvanları kurtarma telaşına düşüyoruz hep birlikte, ve bütün hafta sonumuzu buna adıyoruz. 

İşletme sahibinin bakmadığı bu hayvancıklar sanki birden kıymete binmiş gibi, vermeye yanaşmıyorlar. Ne yapmak istedikleri belli değil, muhtemelen üretip satmak niyetindeler ama haftada 2 kere beslenen cins köpeklerin yaşama ihtimali ne kadar? 

Sahipli görünen ama sahipsiz kalan bu zavallı hayvanlar için seferberlik ilan ediyoruz resmen, hangisi kurtarılsa kardır. Akşama kadar herkesle konuşuyoruz, ne yapabiliriz diye.

Biraz rahatlamaya ihtiyacımız var artık; güzel bir sofra kurup şarabımızı açıyoruz yine. Dünden daha fazla ihtiyacım var bu akşam! 

4231

(22 OCAK CUMA)

Her sabah rutinime dahil ettiğim yoga pratiğime nefes çalışmaları ve yüz yogası da eklendi. Böylece erken uyanıp başladığım günler kendime yatırım yapmış oluyorum.

Kahvaltıdan sonrası zaten hızla geçiyor; ev için alışveriş, haftanın halledilmesi gereken esktra işleri ve ayakkabı siparişlerimi vaktinde güzelce tamamlamak telaşesi...

Bugün yeni fikirler için heveslendiğim bir gün; yapmak istediğim çok şey var aklımda, işimle ilgili. 

Tüm hazırlıklarımızı yapıp akşamüstü yine Emirli'ye yola çıkıyoruz. Yol kenarına bırakılan yavru köpek orada, büyük ve agresif köpeklerin tehdidi altında olması beni korkutuyor biraz... Buraya sürekli kısırlaştırılmamış tekinsiz köpekler bırakan belediyeye bilmem ne demeli?

Evimizde bizi bekleyen Dük bey bizi görünce aşırı seviniyor yine, dizimizi izlerken şarap açıyoruz ve keyfini çıkarmaya başlıyoruz hafta sonunun. Ertelemeye gerek yok değil mi, keyifli zamanları?...

21 Ocak 2021 Perşembe

4230

Bir haftalık ayaz ve kar buz sonunda bugün bahar geri geldi. Şaşılacak kadar güzel havada yürümek keyfimi yerine getirdi. Güne erken başladım ve ay döngüsü yoga serisinin 2. dersini yaptım, hareketli ve değişken bir seri. Kahvaltının ardından evdeki işlerimi halledip dışarı çıktım, birkaç yere uğrayıp eve döndükten sonra fotoğraf çektim. Verimli bir gün oluyor, kendimi daha güçlü hissediyorum.

Bir şeyler değişiyor, 2021 hayatımıza daha ferah alanlar ve kaygısız özgürlükler getirsin...

20 Ocak 2021 Çarşamba

4229

Yeni yıla girdiğimizden beri her hafta ekstra işlerle uğraşıyorum, bu hafta da yine aynı şekilde geçiyor. 

Bu aralar yeni düzenlemeler, fiyat güncellemeleri, yeni tasarımların üretilmesi ve listelenmesi derken... zaten rutin halinde süren işime yapılması gereken başka işler eklendi. 

Hesaplamalar, endişeler ve heveslenmeler arasında geçen günler beni yordu, dün ve bugün sabah yogamı yapamadım. Ocak ayı böyle geçecek, anlaşıldı. Yeter ki sağlıklı kalayım, güçlü olayım, yetişebileyim.

İçimdeyse, yaşanmadan kalan bambaşka bir alem...


4228

(19 OCAK SALI)

Hayatımız öyle tuhaf bir telaşeye döndü ki, hiç vakit kalmıyor birbirimize.

Merak ediyorum, herkes böyle mi? Yahut biz neden bu vaziyetteyiz?

Acaba bu normal mi? Ben mi fazla şey bekliyorum hayattan?

İlişkiyi bırak, kendimize bile zaman ayıramaz olduk. Akşamları yorgunuz ve haftasonları zaten ormanda köpekleri beslemekle meşgulüz. 

Dengesi kaçtı bir süredir hayatımızın biliyorum, ama değiştirmek için ne yapabiliriz emin değilim açıkçası. Bu da böyle bir dönem demek ki, deyip kabullenmek mi lazım acaba... Yeni seneye başlarken ferah ve özgür hissetmeye niyet etmiştim ben oysa.

19 Ocak 2021 Salı

4227

 (18 OCAK PAZARTESİ)

Karlı pazartesi sabahına sıcak yulaf lapasıyla başladık, yogadan sonra.

Mahsur kalmışlık hissine bayılırım aslında, ama bu içimdeki huzursuzluk... Herkesin unuttuğu bu yerde, aç ve muhtaç köpeklerin gözleri, soğukta üşüyen yavruların halleri...

Öğleden sonra kapı önündeki karları küreyip, evi toplayıp yola çıkabildik. Eve döndüğümüzde rahatladım biraz, ama o kadar yorgun bitkin hissediyordum  ki kendimi, çalışamadım bugün. 

Sıcacık battaniye altında rahatlamaktı tek ihtiyacımız olan.

17 Ocak 2021 Pazar

4226

Bugün dün gibi olmasın, olur mu?

İyice bastıran kar altında beyaza bürünmüş bahçemize uyandık. Şömineyi harlayana kadar ev ısınmıyor, köpeklerin tavuklu makarnasını kaynatana kadar biz kahvaltıya oturmuyoruz. 

Bu sabah hiç enerjik hissetmiyorum ve kısa bir yoga akışı yapmayı seçiyorum. Komşuların durakta tek başına bulduğu köpek yavrusu üşümüş, ateşin başına kutuya koyduk, ne bir ses çıkarıyor ne kımıldıyor.

Kışın günler ne çabucak bitiyor, ormana yavru köpeklere mama bırakmaya gidince zaten günü bitirmiş gibi oluyoruz. Bu ay çalışmak içimden gelmiyor pek, yarın ancak akşamüstü eve dönebileceğiz gibi görünüyor...

Biraz daha yavaşladığımız, sakin ve içe dönük zamanlar-tadını çıkaralım.

4225

 (16 OCAK CUMARTESİ)

Aslında kışın gelmesi beni hep heyecanlandırır; sabah soğuğunda nefesimin tütmesi, pencere kenarında içimin ürpermesi, usul usul kar yağması, dışarısı soğukken içeride olmak, hatta mahsur kalmak...

Çocukluğumdan beri bayılırım bu fikre, kış ritüellerim vardır keyfini çıkarmak için; sahlep ve tarçınlı kurabiye, sıcak şarap ve kestane, şöminede kumpir...

Neden bu kadar berbat hissediyorum öyleyse bu akşam? Köpekler için yeterli olamıyorum diye mi, eskisi gibi baş başa keyif yapmaya fırsatımız olmuyor diye mi bu öfke içimdeki...? Bugün buradan nefret ediyorum sanki-kimseyi görmek istemiyorum. Can Yücel okuyorum sadece, içimden gelen tek şey bu.

4224

 (15 OCAK CUMA)

Dünkü ay döngüsü yoga dersinden sonra, bacaklarım çok ağrıyor ve biraz da soğuk yediğim için sanki hasta olacak gibiyim. Bu sabah lotus yoga pratiğini denedim, farklı bir şey yapmak istedim. 

Günlük rutinim aynen devam etti; gönderileri teslim edip parka bıraktığımız kediye baktım, eczane ve pazardan alınacakları aldım, evdeki işleri hallettim.

Akşamüstü erkence çıktık yola, kasaptan aldığımız kemikler ve 2 paket köpek mamamızla hafta sonuna hazırız. Hava iyice kışa kesti bu akşam, evi ısıtamadık yatana kadar...

4223

 (14 OCAK PERŞEMBE)

Sabah kalkar kalkmaz ilk iş nefes çalışmalarımı yapıyorum, ardından ay döngüsü yoga serisine başladım bugün. Çok keyifli, bir kaptırınca kendini dans eder gibi devam eden bir seri...

Uzun zaman sonra Eminönü'ne malzeme alışverişine gitmeye karar verdik bugün, hava tam bozmadan. Kalabalık değildi, aradıklarımızı bulduk ve fazla oyalanmadan döndük. 

Bu 10 aylık süreçte en çok, ama her şeyden çok da- İstanbul'u özlediğimi anladım. 

13 Ocak 2021 Çarşamba

4222

Fazla uyumuşum, dün geç saate kadar çalışmıştım ve yorgun girmiştim yatağa.

Bugünkü planımı iptal edip daha sakin geçirmeye karar verdim, nefes çalışmalarıyla başladım güne. Lotus serisi yoga yaptım; hafif ve zarif bir dersti. Kendime kahvaltı hazırladım ve Sattvik beslenme videoları izledim.

İçimde bir gerginlik var, sebepleri çok çeşitli aslında, biliyorum derinlerde beni nelerin meşgul ettiğini, hangi duyguların tıkadığını... Çaresizlik, yarım kalmış şeyler, içimde kalanlar, yetemediklerim hep bir yerde duruyor sanki...

Bazen gün içinde, hatta sık sık nefesimi sakinleştirmeye çabalıyorum ama fazla hızlı atıyor kalbim. Şu an nedir beni bu kadara rahatsız eden, diye sorunca kendime, bazen cevap bulamıyorum. Nedir bu kadar içime sığdıramadığım? 

Bugün hafta sonundan bir aklımın bir kenarında olan şeyi yaptım; çok kötü koşullarda kafeste yaşayan hayvanları tutan işletme sahibini şikayet ettim- içim biraz rahatladı. Tabi yine gerginim, ne olacak, işe yarayacak mı, bir sürü şey geliyor aklıma. Sadece istediğim; kolaylıkla hallolsun ve hayvanlar için en iyisi olsun.

12 Ocak 2021 Salı

4221

Hayatımı düzenlemek, bu sene yapmak istediğim şeylere doğru vakit ayırmak, eşyaları elden geçirip evi toparlamak, genel olarak sadeleşmek... İhtiyacım olan bu işte. 

Yarından itibaren başlayacağım 28 günlük süreçte; her sabah yoga ve nefes çalışmalarına yer vermek niyetindeyim. Yapamadığım günler olursa kendime kızmayacağım ama. 

Bir yandan işime odaklanıp daha açık bir zihinle çalışmak, bir yandan kendim olma yolunda ilerlemeye devam etmek istiyorum. Madem hala evdeyiz- bu içe dönüş dönemini değerlendirmenin en güzel yolu bu.

Daha az tembellik ve otomatik mod- daha fazla uyanıklık ve zamanın hakkını vermek.

Haydi başlayalım!

4220

 (11 OCAK PAZARTESİ)

İçinden geçtiğimiz sıkıntılı döneme rağmen, geçen geceki ruh halime bir reset atarak yeni haftaya başladım bu sabah; yogamı yaptım ve keyfimiz yerine gelsin kahvaltısı hazırladım. 

Evi toplarlayıp çıkmamız öğleni buldu, yan tarafta kafeste kalan son sokak kedisini de kurtarıp bizimle birlikte götürdük. Hayvan o kadar bağırıyor ki; açlıktan mı yalnızlıktan mı anlayamadım, kucağa alınca tir tir titriyor yavrucak. Parkta çok daha iyi bir hayatı olacak, umarım sahiplenilir ve çok sevilir...

Bunlarla uğraşmaktan kendi işimi ihmal ediyorum ve bu dengeyi oturtmakta en çok zorlanıyorum geçen seneden beri. Gereksiz vakit alan insanlara hayır diyebilmeliyiz artık, bir de zaman çalan otomatik uğraşlardan vazgeçmeliyiz.

Akşam erkenden yatağa girmek iyi geldi; ekran ve ışıktan uzak, sosyalmedyada kaybolmadığımız, onun yerine uzun uzun kitap okuduğum sade ve sakin bir akşam... Yeni kitabım çok sürükleyici başladı; Seyir bana bir şeyler katacak gibi duruyor...

4219

 (10 OCAK PAZAR)

Dün o kadar kötü bir geceydi ki, kendime hiç gelemedim hala. 

Uyuyamadık zaten, 3 gibi kitap okuduk bir saat sakinleşmek için. 

Yangın paniğini atlatmıştık aslında, şu köpeğin halini görmeseydik. İçim endişe ve öfkeyle dolu; ne yapabilirim, bir sürü işimin arasında bunlarla uğraşmaya hem nasıl zaman ayırabilirim hem nasıl kendimi güçlü tutabilirim bilmiyorum... İnanın ki yoruldum, yıldım artık.

Öğlen komşular geçmiş olsuna çağırdı, birer kadeh bir şey içtik de açıldık, sohbet iyi geldi. Akşamüstü yavaş yavaş hayat normaline dönmeye başladık, tabi yanan el hala kötüydü ve benim ortalığı tekrar temizlemem gerekiyordu.

Bu haftasonu dinlenmek yerine yorulduk ve yıprandık, hafta içi yeni bir döngüye başlamaya niyetliyim; her sabah yoga ve nefes çalışmaları yaptığım ve her güne mindfullness egzersizleri sığdırdığım sakinleşme döngüsüne yeni ay ile birlikte başlıyorum. Çok ihtiyacımız olduğunu hissediyorum.

2021 nedense sorunlarla başladı; işimle ilgili sorunlar, sağlığımla ilgili henüz çözülemeyen durum, bütün belirsizliklere bir de bu evin elektrik arızası ve yan taraftaki köpeklerin durumu eklendi... Bütün bunlarla baş edecek güçteyim biliyorum, ama baş ederken yaşama sevincimi nasıl diri tutabilirim?...

4218

 (09 OCAK CUMARTESİ)

Her şeyin güzel başladığı bir gündü; yine hafta sonu rutinimize sabah yogası ile başlayıp harika bir kahvaltıyla devam ettik, köpeklere tavuklu makarna kaynattık. 

Kedileri besleyip sevdik, evi güzelce temizledik. Biraz yorulduk ama verimli bir gün geçirdik; yan taraftaki köpeklerin durumu yine içimizi acıttı ne yazık ki. Açlık, susuzluk ve bakımsızlık içinde terk edilmiş cins köpekler, hepsi pislik içinde kafeste ve bizden başka umursayan pek yok gibi...

Bugün en azından iyice doyduklarına sevinerek, akşam banyodan sonra da biraz kendime vakit ayırmıştım, tam da bir çay demleyip dizi izlemeye oturmuştuk ki...

Ara sıra bir yanık kokusu geliyor gibiydi, kalkıp ocakta bir şey mi unuttuğumuza bakıp, şöminedendir diye geri oturuyordum. En son bir de baktık ki mutfak duman içinde, lavabonun altındaki dolabı açtık ki alevler fışkırıyor!

Ne yanıyor nasıl çıktı diye anlayana kadar zar zor söndürdük, elektrik prizi yanmış kömür olmuş. Bu arada ne yazık ki kahramanlık yapanın elleri yandı, yine de ucuz kurtardık diyebilirim.

Epey bir süre sakinleşemedik, evde ne yangın tüpü ne bir merhem hiçbir şey yok! Ne kadar hazırlıksız yakalandığımıza kızdık, şaşırdık. Tam gece yarısı ancak uykuya dalabilecekken, bir yandan eline buzlar sarılı halde-yan taraftan gelen can havliyle köpek bağırışları uyutmadı. 

Bana mı öyle geliyor, karnı doydu neden bu kadar bağırıyor derken, sonunda dayanamayıp kalktık gecenin bir köründe yan tarafa gidip bakmaya. Hayvancağızı zincire bağlamışlar, o da kafesten çıkmaya çalışırken kendini asıyormuş neredeyse!

Bunu görünce artık yuh dedim, iyice asabım bozuldu. Bu kadar da olmaz, artık şikayet etmeliyiz burayı. Tadilat yaptırmaya paraları var, ama hayvanlara su ekmek getirmeye yok... Bekçi diye koydukları gerizekalı çocuk o köpeğin can çekişmesini duyup uyanmıyor, biz komşu evde uyuyamıyoruz...

Her şey üst üste geldi, uykusuz berbat bir gece geçirdik.

8 Ocak 2021 Cuma

4217

Haftanın son günü erken uyanabildim ve güne pek çok şey sığdırdım. Evin işlerini hallettim, ejderha yoga serisi yaptım, hafta sonu için alışveriş yaptım-resmen kendimle gurur duyuyorum!

Çok yakın arkadaşımın kedi sahiplenmeye karar verdiğini duydum, çok mutlu oldum. Umarım harika bir kedili hayatı olur!

Akşam ufaklığa kavuşmak için de ayrıca heyecanlıyım-yine hafta sonu Emirli'deyiz.

4216

 (07 OCAK PERŞEMBE)

Hevesli hissettiğim verimli bir gün...

Yeni çıkan ayakkabıların fotoğraflarını çektim, gönderileri hazırlayıp teslim ettim, aklımda bir sürü fikir var! Aslında geçen sene bir türlü kendimde motivasyon bulup yeni tasarımlara konsantre olamamıştım, bu sene artık ertelemek istemiyorum- aklımdakileri gerçeğe dönüştürdüğüm bir yıl olsun.

Akşamüstü işlerimi bitirdikten sonra kendimi havaya soktum; saçlarımı yaptım, kırmızı eteğimi giydim ve  parfüm de sürünce kendimi çok daha iyi hissettim. Anladım ki benim için güzel görünmek, güzel hissetmek çok önemli; kendimi en iyi hissettiren bu galiba...

Akşam bir şişe şarap açıp çabucak bir peynir&şarküteri tabağı hazırladık, bir yandan keyifle birlikte yemek hazırlamaya koyulduk. Uzun zaman sonra evde date night planlamak ve sofra kurmak çok mutlu etti beni. Hep böyle tadını çıkaralım hayatın-dolu dolu!

7 Ocak 2021 Perşembe

4215

 (06 OCAK ÇARŞAMBA)

Yeni yılın ilk haftası sorun çözerek v başladı, bir yandan ancak yorgunluğumu atıyorum yavaş yavaş... 

Şu yasaklar bittiğinde yapmayı istediğim çok şey var; sanırım herkes gibi benim de...

Ocak ayının her gününe ufak egzersizler sığdıran bir mindfulness programına dahil oldum, kendime günde birkaç dakika ayırmak hoşuma gidiyor...

5 Ocak 2021 Salı

4214

Sonunda bugün ancak kendime gelebildim ve yeni seneye tam anlamıyla başlayabildim; işleri organize ettim, geçen yıldan devreden siparişleri yeni ajandama not aldım, ödemeleri hallettim. Evdeki işleri yoluna koyduktan ve dükkana yeni sipariş listesini ilettikten sonra anneme kahveye uğradım. 

Bu sene, kendimi daha fazla geliştirdiğim, gereksiz şeylerle vakit kaybetmek yerine kendime yeni şeyler kattığım ve biraz daha büyüdüğüm bir ben olmayı diliyorum...

4213

 (04 0CAK PAZARTESİ)

Sendromlu pazartesiye erkenden merhaba! 

5 saat filan uyuabildim, işlere geri dönesim hiç yok ve enerjim sıfır. Evi toplayıp 6 gibi çıkınca, çabucak İstanbul'a dönüyoruz, kedilerimiz bizi özlemiş. Bu evi temizleyip toplamak, kahvaltı edip çiçekleri sulamak filan zaten kalan son enerjimi de tüketiyor. Bira uzanıp dinleniyorum, yine de çalışabilecek gibi değilim.

Yılın ilk iş gününü kendime tatil edip sakin geçirmeye karar veriyorum: 2021 niyetlerimi düşünüyorum, geçtiğimiz yılın getirip götürdüklerini... Neler yapmak istiyorum bu sene? Hangi kitapları okumak listemde, yoga ve meditasyona nasıl devam edeceğim, piyano çalmaya nasıl daha çok kendimi verebileceğim, seyahat etmek mümkün olacak mı? Hepsi bir yana- sadeleşebilecek miyiz?

4212

 (03 OCAK PAZAR)

Uzun hafta sonunun son gününe geldiğimize inanmak istemiyorum. 

Gündüz birden evin eşyalarını organize ederken buluyoruz kendimizi; o dolabı oraya, bu dolabı buraya taşıyalım, sehpalarla abajuru atalım derken, az bir şekil değişikliği ile evin havası değişti. Daha kullanışlı oldu hem, hem de sanki daha modern görünüyor. 

2021in ilk yarısında pandemi bitmezse, ki öyle görünüyor- niyetimiz bu evin dışını, içini yaptırmak. Bir çok iş var, sırayla halledilse ve yerli yerine otursa mükemmel olur. Hatta belki burada hep yaşamak bile isteyebiliriz o zaman, yakın gelecekte. 

Zaten 2020de epeyce alıştık buraya, gelip gittikçe bahçede nefes almayı, şömine başında oturmayı çok sever olduk. Köydeki kedi köpeklere bakmayı sorumluluk edindik. İstanbul'a dönerken aklım artık burada kalıyor. Bakalım yeni yıl bize neler getirecek? Ne gelirse güzellikler getirsin, ferahlıkla gelsin...

4211

 (02 OCAK CUMARTESİ)

Daha hafta sonuna yeni girdiğimize inanamıyorum! Perşembeden içip cuma dinlenebilmek ne güzelmiş. Hepimizin tam da kendine gelemediği bir gün yine de, hala uykusuz ve enerjisiz haldeyiz. Evi temizleyip, köpekleri beslemeye gittikten sonra akşamüstü komşularla bahçede mangal sofrasına davetliyiz. Kendimizi zorlayarak katılıyoruz ve kimsenin çok içip dağıtası yok bu sefer.

Eve geç olmadan dönüp kahve ve çikolatayla film seyretmek istiyoruz, içerisi sıcacık ve kedili. Bu kış başka ne isterim?

4210

 (01 OCAK CUMA)

Dünya akşamdan kalmalar günü

Çok içmedik aslında, ama günün ve haftanın, hatta belki yılın yorgunluğu üzerine ayakta saatlerce dikilmek ve dans etmek fazla geldi sanırım. Hepimiz pertiz bugün, kahvaltı edemeyecek kadar tokuz ama zaten arta kalanları yemek en keyiflisi. Peynir tabağında kalan peynir dilimlerini memleketten gelen acuka sürülmüş ekmeklerle atıştırırken mutfakta kahve içmek, bir yandan site dedikodusu yapmak...

Öğleden sonra yeni bir kutu oyununa sardık, Evrim bize çok şey öğreten keyifli bir oyunmuş. Akşamı elbette korku filmiyle kapatacaktık, çikolata eşliğinde...

4209

 (31 ARALIK PERŞEMBE)

Bu yılbaşı hepsinden farklı ve biraz tuhaf elbette, yine de kendime bir güzellik yapıp kuaförle başlıyorum güne. Ardından alışveriş, telaşlı hazırlıklar, son anda gelen köpek maması için eve geri dönüşümüz ve market kuyrukları derken-akşama doğru varıyoruz Emirli'ye. Arkadaşlarımız da gelince getirdiklerimizi yerleştirmeye başlıyoruz heyecanla; sanırım 2 haftalık yiyeceğimiz var 4 gün için.

Komşularla hep beraber kutlama fikri iptal olunca, evde hızlıca sofra kurup mezelerden başlıyoruz. Aramıza katılamayan ama hindi gönderen sitemizin popüler amcasını anarak keyfini çıkarıyoruz masanın. Diğerleri de aramıza katılınca çocuklarla dansa başlıyoruz, hep birlikte kudurmaca...

Gece yarısına doğru bahçeye geçelim diyoruz; varilde ateş yakıp şampanya patlatıyoruz. Tam tatlıları servis ederken 2021'e girdim, hava mükemmeldi ve samimi ortam en güzeliydi. Bu kez de böyle olsun, yeter ki en kötü günümüz böyle olsun dedik ve üstümüzden yük kalkmışçasına 2020'ye veda ettik...