31 Mayıs 2020 Pazar

3995

Bugün de geç uyandık, dün Martin eden filminden sonra bir süre uyku tutmadı, içim coşkuyla doldu.
Sabah yogası biraz daha zorlayıcı bir pratikti ve bittiğinde iyi geldiğini hissettik. Bolca piramit ve bir dragon twist vardı, bir de Shirshasana.
Geç kalkınca zaten gün çabucak bitiyor, bugün de akşamüstüne kadar ancak etrafı toplayabildik. Kalan sütle çilekli magnolia denedim ve süper oldu; bisküvi yerine yulaflı bademli bir tarif.
Piyanoda Amelie'nin bir parçasına başladım, çıkarmam zor olacak belli ki, ama becerebilirsem kendimle gurur duyacağım.
Güneş açınca balkonda biraz fotoğraf çektim, sosyalmedyanın ardından müşterilere mesajlar yazdım. Akşama doğru işler üstüme geliyor gibi hissettim, bir anda her yandan mesajlar fikirler sorular yağmaya başladı. Bir şekilde altından kalkacağım; bu hafta halletmem gereken çeşitli işler var. Emirli'de kedi doğurmuş, onu da görmeye gitmek istiyoruz, Dirmit'in kısırlaştırılması, banka işleri ve malzeme alışverişi, gönderiler derken-şimdiden panikledim!

3994

(30 MAYIS CUMARTESİ)

Uyuma lüksümüzü kullandık bu sabah, geç kalktık. Evde temizlik yapmamız gerekmiyor desek de, elbette her günlük işler yine vardı. Ama kendimize vakit ayırabildik, banyodan sonra yüz masajı, manikür gibi eski normal yeni lüksler...
Sahi, nasıl oluyor da büyüdükçe sanki zaman daha da çabuk geçiyor?
Kısa bir aradan sonra yogaya devam etmek istiyorum; bugün esnemeye ağırlık veren komik bir pratik uyguladık, yaparken güldük eğlendik. Akşam piyanoya geri dönüşümü Hatırla Sevgili çalarak yaptım. Gerilemişim, hamlamışım, ama hemen arayı kapattım. Kendimi adayarak yapmak istiyorum bunları...
Akşam Martin Eden'ı izledik ve beni ben yapan 3 kitaptan 1inin bu olduğunu hatırladım. Belki dile getirmemişimdir hiç, ama Martin Eden'ın tüm fikirlerini anlıyor, hepsine tek tek hak veriyordum o dönemde. Hala da farklı düşünmem, 17yaşımdaykenki Rana'dan.
Son sayfasını ezbere hatırlıyorum hala, bilmenin sona erdiğini bildiği o ölüm anını, dalgaları... Çok hayal kurdum, çok düşündüm ve çok sarsıldım bu kitap sayesinde.

"Bilginin uçsuz bucaksız ülkesinde artık evine dönemeyecek kadar yol almıştı."

3993

(29 MAYIS CUMA)

Bugün pazar alışverişinden sonra pek bir şey yapmadım, sanki boş geçti, ama içimden sadece yatmak geliyordu...
Sabah bir yavru kedi operasyonu gerçekleşti; hiç beklemediğim bir yerde ve zamanda. Pazardan dönüşte arabaya biniyorduk ki yakından acı bir miyavlama sesi geldiğini duydum, biraz araştırdım; yandaki otoparktaki arabanın altından geliyor. Belli ki yavru bir kedi oraya girmiş, belki sıkışmış ve korkmuş, annesini arıyor zavallıcık. Baktım başka bir adam daha ona bakıyor, 2 gecedir böyle bağırıyormuş, hatta aşağı inip mama vermeyi denemiş ama kedicik çıkmamış. Endişelendik tabi, bırakıp gidemedik de, yapabileceğimiz pek bir şey de yoktu. Neyse ki arabanın bagajında yaş mama varmış; hemen açtık o da kokusuna çıktı, zar zor da olsa yedi. İçimiz rahatladı biraz, hani en azından bugün doydu, artık kendi başına var olmayı öğrenecek, hayatta kalması gerek... Kediyi dert eden diğer adamı da ayrıca takdir ettim.
Bu haftasonu Emirli'ye gitmemeye karar verdik, biraz ara vermek ve evde kalmak hem bize hem kedilerimize iyi gelecek. Bu kararı verince rahatladım, hafta sonu moduna girdim ve kurabiye yaptım. Akşam bir film açtık ve keyfini çıkardık...

28 Mayıs 2020 Perşembe

3992

Epey geç kalktım bugün, o yorgunluk ve stresten sonra beynim şalterleri kapatmış...
Kahvaltıdan sonra bir giriştim ev işlerine, öğleden sonraya kadar çıkamadım. 1 haftada 5+1 kediyle evimiz gerçekten felaket oluyor. Kendimi tüketene kadar temizlik yaptım; kanepeleri sandalyeleri süpürdüm, örtüleri silkeleyip yıkadım, yemek yaptım bir de. Kendimi köle gibi hissetmeye başladım artık; biriktirdiğimiz eşyanın, baktığımız kedilerin ve bu evin kölesi gibi. Bir ara gerçekten elime ne geçirsem aşağı atasım geldi, umuyorum son olur ve haftaya yardıma kadın gelmeye başlar tekrar.
Bugün zaten fazlasıyla yorulduğum için banyodan sonra ufak tefek işlere bakabildim, elbette bu hafta içi de, zaten 3 gün, planladıklarımı yapamadım. Tek istediğim artık hafta sonu sokağa çıkma yasağı kalksın ve işlerimi yetiştirebileyim.

27 Mayıs 2020 Çarşamba

3991

Ne berbat bir geceydi!
Uyuyamadım; aklımda hep kediler Hakan'ın eline atlar da acıtır mı, içeride Dirmit ile Bücür bir arada kapışır mı, Biz bu şekilde hayatımızı sürdüremiyoruz ve altından kalkamıyoruz; Dirmit'i bırakmaya mecburuz ama nasıl hayatta kalır sokakta gibi tonlarca soru vardı. Bir yandan arkadaşımızın ruh sağlığının bozulması ve kedisine düşman kesilmesi beni geriyor, hem kedisi hem kendisi için endişeleniyorum.
Sabaha bitkin uyandım ve gerçekten işler üzerime üzerime geliyordu; sürekli süpürmek, etrafı toplamak, perde yıkamak, yatağı rulolamaktan artık yeter noktasına geldim bugün.
Kendi işlerime ancak öğleden sonra bakabildim ve kafam hiç yerinde değildi. Aylık ödemeleri hallettim, ama ayakkabı boyamaya başlayamadım. Akşam parka uğrayıp kısırlaştırdıktan sonra bıraktığımız kediciğe baktık; 1 hafta sonra görmek beni çok sevindirdi. Tatlı halleri, kendini sevdirmesi, peşimizden gelmek istemesi içime dokunuyor...
Market alışverişimizi yapıp akşam canımız tatlı çekince dondurma aldık, vişneli panna cotta denedim. 2.Dünya Savaşı belgeselini seyretmek için kanepeye uzandığımız an, günün en güzel zamanıydı.

3990

(26 MAYIS SALI)

Dinlenmiş ve keyifli başlayan, ama çok stresli devam eden ve beni tüketen bir gün oldu...
Sabah iyileşmiş uyandım ve güzel bir kahvaltıdan sonra azıcık dinlenme izni verdim kendime. Mide rahatsızlığımdan sebep istediğim kadar iş çıkaramadım bu tatilde, yapacak bir şey yok artık. Öğlen evi topladım, dolapların içini biraz düzenleyeyim dedim. Masa başına oturup müşterilere cevap yazmaya başladım, ama bir anda 100tane mesaj yağdı sanki. Sipariş, iptal, gönderi, eskizleri fikir değiştirenler ve tekrar tekrar fikir değiştirenler derken bir türlü toparlayamadım aklımdaki işleri. Akşamüstü güneş açınca güzel havayı kaçırmayalım dedik, hem köpek beslemek için hem de biraz yürümek için çıktık. Gerçekten iyi geldi, bizden önce başkalarının köpeklere mama bıraktığını görmek de çok sevindirdi.
Akşam mangal yakıp tam biraz keyfimize bakacaktık ki; bir anda nasıl olduysa bahçe çitinin yanından yamuk bir kuyruk geçtiğini gördüm-o an şoke olduk-Dirmit!??
Dirmit kız ne ara bilmem, kapıyı aralık unutmuş olacağız ki kaçıvermiş de etrafta geziniyor! hemen kalktık peşinden gittik, çağırdık ama gelmedi, bizden korktu nedense. Zaten kedicik henüz tam bir güven geliştiremedi bize, göz damlası yaparken filan sanırım canı acıyor korkuyor diye, bir de önceki travmasından dolayı tam alışamadı daha. Derken dakikalar içinde Dirmit'in ön bahçeye koşması, o sırada dev köpek Joker'in ona doğru koşması bir oldu. Panikleyip yakalamaya çalıştık ama bir türlü tutamadık, hayvancağız korkuyla bir o tarafa bir bu tarafa kaçıyor, Joker'i ensesinden yakalayıp çekmeye çalıştık, bir an kapıverecek sandım ödüm koptu. O sırada neyse ki üstümdeki hırkaya takıldı da koşamadı Dirmit kız, karga tulumba alıp eve sokabildim. Bu arada diğer kedilerin de meraktan üşüşmeleri ve aslında oyun oynamak isteyen Joker'in ayarsız hareketliliği işleri iyice karıştırdı tabi. Dirmit'i saklandığı depoda kıstırıp yakalamaya çalışırken Hakan'ın eli 3 yerden ısırıldı. Sonrasında epey kötü oldu, şişti ve ağrıdı bütün gece.
O esnada ben kediyle kapı önünde sakinleşmeye çalışırken ikimizin de kalbi küt küt atıyordu, zavallı hayvan korkudan ölecek sandım. Bir müddet kendimize gelemedik, nasıl olduğunu anlayamadan olup bitti her şey bir anda. Masayı topladık içeri girdik, buz koyduk ama yaralı el giderek sancımaya başladı.
Gece yarısı evi toparlayıp dönüş yoluna çıktığımızda en kötü halindeydi sanırım, zor geldik, bir de kapı önünde Fındık kız bize ekstra stres yaşattı. Evde bizim kediler aslında uslu durmuşlardı, ama geldiğimizdeki stresli halimizden tedirgin oldular ve ilgi gösteremeyince onlara, bizi cezalandırmak istediler. Gece yarısından sonra saat 3e kadar kum temizledim, etrafı süpürdüm, minder ruloladım, örtü silkeledim, kedilerin suyunu mamasını tazeledim. Sabaha karşı da huzursuzluktan uyku tutmadı, bölük pörçük kaygı içinde uyuduk. Gerçekten çok zor bir geceydi, hem yorgunluktan bittim hem de içim bir türlü rahatlayamadı...

26 Mayıs 2020 Salı

3989

(25 MAYIS PAZARTESİ)

Sadece sabaha karşı yatakta kustuğumdan değil, rüyalarımda daha mutlu olduğum paralel hayatlar yaşadığımdan da değil-bugün zor yutkunuyorum, gözlerim hep ağlamaklı.
Hava bulutlu ve serin, evde kapalı kaldığımızdan değil sadece, hayat boyu sırtıma binen yüklerden değil- kendimi çaresiz hissediyorum bugün.
Her düştüğümde ne kadar zor da olsa yeniden ayağa kalktım; bu kez de yine bir şansım var mı diyorum, bir şans var mı bugün için de...?

25 Mayıs 2020 Pazartesi

3988

(24 MAYIS PAZAR)

Sabaha karşı midem bulandı, rahatsızlandım, kötü kalktım bu sabah. Yine de yoga yaptım, güzel bir kahvaltı ettim, ama sonrasında enerjim düştü biraz uzandım.
Günün yarısı bayram tebrikleriyle geçti, telefonlar ve görüntülü sohbetler derken akşamüstü oluverdi. Hava açınca hem köpekleri besleyelim hem biraz yürüyüşe çıkalım dedik, bu kez göle kadar indik. Şimdiye dek kaçırdığımız harika bir manzarayla karşılaştık, saklı bir cennet gibi!
 Buraya minik bir pikniğe gelsek ne tatlı olurdu! Rüyalarımdaki gibi...
Yürümek çok iyi geldi, yeni köpekler keşfettik ve hepsini besledik. Akşam hafif yedik ve 2. Dünya Savaşı belgeselinin 2. bölümünü izledik, Britanya savaşını hiç bilmiyormuşum.

24 Mayıs 2020 Pazar

3987

(23 MAYIS CUMARTESİ)

Yeniden sabah yogası; hızlı ve güçlü seriden devam. Dinlenip kendimi toparladıktan sonra bugün kaldığım yerden sevdiğim şeylere devam: mantar pano yapımı, ayakkabı boyama...
Bu akşam İtalyan gecesinde buluşmak için sözleştik; şarabın kızılı vals ezgilerine karışıyor, dışarıda yağmur, benim gözlerim ışıldıyor...
"Bir zamanlar maymundunuz ve şimdi bile insan, daha fazla maymundur herhangi bir maymundan."

3986

(22 MAYIS CUMA)

Haftada 3 iş gününe yapılacakları sığdırmaya çalışınca kolay olmuyor; bir yandan evin işleri, bir yandan hazırlanıp gönderilmeyi bekleyen ayakkabılar, ilgilendiğimiz sokak hayvanları ve kendi kedilerimiz, ihmal etmek zorunda kaldığım hobilerim arasında bölünmüş durumdayım.
Bu haldeyken, mükemmelliyetçi ve titiz yapım daha da zorlaştırıyor her şeyi; hayatı rafine kılan seçimlerimiz bazen dert kaynağına dönüşüyor. Kahve illa ki şu markadan alınacak, şu şu karışım çekirdekler tercih edilecek, kabak dolması önceden kızartılarak hazırlanacak, yoğurt ve ekmek ev yapımı olacak, bütün kediler çok mutlu edilecek, köpeklerin sevgi ihtiyacı karşılanacak, haftada en az 2 gün sokak hayvanlarına besleme yapılacak, her sabah yoga seansı es geçilmeyecek ve piyanoda yeni parçalar çalışılacak. Olamıyor bazen hepsi birden.
Bugün yine yapmam gerekenleri bitirdikten sonra akşam Emirli'ye gelirken düşündüm de; kendimi, kendi öz ihtiyaçlarımı ne kadar ihmal ediyorum... Evleri, hayvanları ve çiçekleri idare etmeye çabalarken kendimi nasıl da unutuyorum.
Haziran'dan tek dileğim; sadece yapmam gerekenlere değil yapmak istediklerime de vakit ayırabilmek. Hayata her şeyi dengeli sığdırabilmek...

21 Mayıs 2020 Perşembe

3985

Dün gece epey geç uyuyabildim, onca işten sonra rahatlamaya ihtiyacım vardı. Sabah kalkar kalmaz bilgisayar başına geçtim, kahvaltı bile edemeden evden çıktım. Pazar alışverişini yine bir telaş içinde yaptık annemle, kabalık ve kaotik ortamda. Mevsimin en güzel meyvelerinden aldım, menemen yapmak için domates biber ve girit kabaklarından seçtim.
Öğlen kuaförde randevum vardı, annemi de aldım, birlikte bir güzel saçlarımızı boyatıp kestirdik. Şunu anladım ki kuaföre gitmeden maksimum 3 ay yaşayabiliyorum, sonrasında ruh sağlığım bozuluyor saç sağlığımla birlikte! Bitmek üzere olan şampuanımı da aldım, içim çok rahatladı.
Arada dükkana uğrayıp bugünkü gönderileri verdim, gecikmeli siparişler için gerginim, ama elimden geleni yapsam da yetişemedim 2 aydır. Bu ay sonuna kadar artık tüm gecikmiş ayakkabıları bitirip göndermek hedefim. Satışların artması bir yandan sevindiriyor bir yandan da stresler artıyor elbette.
Bir de bütün işler arasında ilgilendiğimiz kediler var zaman ayırmamız gereken; kısırlaştırdıktan sonra parka bıraktığımız kediye 2 defa bakmaya gittik, bulamayınca biraz aklımıza takıldı. Umarım uzun süre buralarda kalır ve rahatça yaşar, onun için en iyisini yaptığımızı umuyorum sadece...
Akşam da ev temizliği ve market alışverişiyle geçti; 2 evi ve yaklaşık 10 kediyle 8 köpeği idare etek amma zormuş! Yine de keyifli bir hayatımız var, bence...

20 Mayıs 2020 Çarşamba

3984

Dün bunalmış ve yorgun hissediyordum, neyse ki gece yarısından sonra eve geldiğimizde kedilerimizin uslu durduklarını ve evi talan etmediklerini görünce rahatladım biraz. Yine de aklıma takılan Dirmit kızın kısırlaştırılması ve Emirli'den getirip belediyede kısırlaştırdığımız kedinin alınması işi vardı. Sabah yorgun kalktım ve hemen kediyi almak için çıktık; teslim alıp evin karşısındaki parka bıraktık. İçime takıldı elbette, ama yine de onun hayatı burada daha kolay olacak diye düşünüyorum. Umarım parkta kalır ve uzun süre yaşamaya devam eder, biz de ilgileniriz zaten. Evde kendi kedilerimize bakınca; ne kadar büyük ve bakımlı olduklarını fark ettim, bizimkilerin hayatı resmen beylik! Kedinin de şanslısı var işte; diğerleri çok gariban görünüyor gözüme.
4 günlük tatilin ardından işleri toparlamam gerekiyordu bugün; müşteri mesajlarını cevaplayıp eskiz yaptım, dükkana uğrayıp sipariş listesini güncelledim. Kafamı toparlamakta zorlandım bütün gün, soda üstüne soda, kahve üstüne kahve içtim, sıcak geldi nedense bir basık geldi hava burada, ayılamadım bir türlü...
3 güne sığdırılacak işler var; alışveriş ve evin eksiklerinin temini, hiç eksik olmayan işimiz temizlik, Dirmit'in kısırlaştırılması bayram sonrasına ertelendi, postaneye verilecek gönderi, kuryeye verilecek gönderiler, bir de kuaför. Saçlarım da kendine geldiğinde çok daha hafiflemiş hissedeceğim kendimi.
Akşam parkta yürümek çok iyi geldi; sahilde deniz havası çekerek yürüyüş yapmayı da çok özledim. Özlediğim başka o kadar çok şey var ki...

19 Mayıs 2020 Salı

3983

Bugün biraz bunaldım artık; her gün aynı komşuyla aynı lafları etmekten sıkıldım. Bahçede kahvaltımı ederken yalnız olmak istiyorum, kimse duymadan şarkı söylemek istiyorum. Sürekli buradaki kedilerden muhabbet açıldıkça geriliyorum; sitedekilerle veya ailemle sorun yaşar mıyız diye, ayrıca kendi üzerime sorumluluk da almak istemiyorum. Ben sadece çevremdeki aç hayvanların tümünü elimden geldiğince beslemek niyetindeyim o kadar.
Bazen kapı önünde 4-5 kedi doluşup birbirleriyle kavga ediyorlar, hamileler içeri girmek için ağlayıp masadan bir şeyler araklıyorlar. Bazen çok zor oluyor çalışmak, bir şeyler yemek, rahat edemiyoruz. Ama sessizce köşede yattıkları zaman da o kadar masum ve zararsızlar ki... Bir yandan onlara acıyorum, bir yandan da kendime dert edinmek istemiyorum. Cidden bunaldım biraz fazla yük yüklendiğimizi düşünüyorum bu dönemde. Dirmit bağırıp duruyor, yarın araba annem lazımsa ne zaman götüreceğiz, bir de belediyenin kısırlaştırdığı kediyi nereye bırakacağım?
Evi de temizlemek lazım gitmeden, kısacası bugün kendimi baş edemeyeceğim yüklerin karşısında ezilmiş hissediyorum.

3982

(18 MAYIS PAZARTESİ)

Dünkü bunaltıcı sıcaklardan sonra bugün rüzgarlı, hatta bahçede otururken üşüdüm desem... Dirmit Kız birdenbire kızgınlığa girdi, miyavlayarak dolanmaya başladı ortalıkta. Bir de onu kısırlaştırma işi çıktı bu arada.
Sabah yogasından sonra bahçede yapılan kahvaltılar güzel, sakin hayat burada keyifli, öğlen kahvesi gibi küçük rutinlerimiz var... Bir yandan sonsuza dek böyle yaşayabilirim sanki, bir yandan ıssızlık hissi sindi içime. Bir tür bağımlılıktan arınmaya gelmiş gibiyim, inzivaya çekilmişim sanki, her şeyden, herkesten uzaktayım. Yalnız gibiyim çoğu zaman, uzaktakiler yakında oluveriyor böyle zamanlarda, rüyalarımda beliriyorlar, uykuyla uyanıklık arasında ortaya çıkıveriyorlar.
Ne olduğunu tam hatırlayamadığım bir şeyi unutamıyor gibiyim, hani Cohen'in şarkısındaki gibi...

18 Mayıs 2020 Pazartesi

3981

(17 MAYIS PAZAR)

Yogaya bir süredir ara vermiştim, bu sabah hızlı ve güçlü serisine başladım. Hakikaten nefesimi ayarlamakta zorlandım, hızlı bir pratik. Hoşuma da gitti, iyi geldi ter atmak.
Çalışmaya vakit ayırdım bugün; işler açıldı , satışlar hızlandı, müşteriler çoğaldı. Akşamüstüne kadar çalıştım, haftanın siparişlerini toparladım. Bundan sonra umuyorum çok güzel olacak her şey.
Bütün gün sıcaktan başım ağrıdı, yaz aniden geldi gibi. Akşam mangalımızı yaktık, rakımızı koyduk, nasıl keyif aldım anlatamam. Bir hayale kapıldım; Cunda'da yaz akşamı hafif bir esinti çıkmış, taş sokaklardan yürüyormuşum, ipek elbisem uçuşuyormuş... Hafifmişim, gençmişim, dans eden bir yıldız varmış içimde...

16 Mayıs 2020 Cumartesi

3980

Uzun bir uyku çektim, kendimi fazlasıyla yordum bu hafta. Yorgunluğumu atıyorum bugün, her şey aheste...
Klozet değişti alt banyoda, tertemiz oldu. Ev giderek bakımlı hale geliyor, biraz daha iş var hala.
Giysi dolabını yerleştirdim, acele etmeden ortalığı topladım. Tavuk haşlayıp anne annemin mantarlı tavuklu böreğinden yaptım. Mutfakta biraz zaman geçirdikten ve çamaşır astıktan sonra masayı terasa kurdum, işlere baktım. Keyfim yerinde bugün; bahçede kitap okumak güzel, sabah serinliğinde yoga yapmak, akşam serinliğinde kahve içmek güzel...

3979

(15 MAYIS CUMA)

Dirmit koyduk adını, ilk haftadan sonra daha iyi, bize alışmaya başladı ve hareketlendi küçük su samuru kızımız. Onu çok seviyorum ve gözleri açılsın, bacağı iyileşsin istiyorum!
Bugün dışarıda işlerim çıktı, uzun zaman sonra Kadıköy'e geçtim, hava da bir sıcak ki bunaldım maskeyle yürürken. Dantel almam gerekiyordu, bir sürü para tuttu, sanırım her şeye zam gelmiş. Muhasebeciye evrak bıraktıktan sonra eve dönerken epey terledim ve yoruldum.
Ayrıca, hiç beklemediğim ve inanamadığım kadar güzel bir haber aldım. Kısa süre sonra, umuyorum ki 4 yıllık kabus sona erecek ve artık müşterilerimden ödeme almam çok daha kolaylaşacak. Her ay kaybettiğim müşterileri kazanacağım ve yeniden çok satan dükkanlar arasına gireceğim!
Yeni bir sisteme geçeceğim için bir parça stres yaptımsa da, sonuçta bu çok iyi bir haber. Hatta hayallerim gerçek oldu diyebilirim. Dirmit Kız şans getirdi bana!
Akşam Emirli'ye gitmeden evi temizleyip bırakmak istiyordum, kendimi tüketene kadar ev işi yaptım yine. Kedilerimizi bırakıp çıktık, gözümüz biraz arkada kalsa da umarım sorun olmaz.

3978

(14 MAYIS PERŞEMBE)

Belirsizlikle dolu tıkanmış hissettiğim bir dönemin ardından sonunda verimli bir hafta oluyor; satışlar hız kazandı ve birikmiş siparişleri tamamlamaya çalışıyorum. Hala ev işleri ve ayakkabı işim arasında kalmış vaziyetteyim ama, onu çözemedim bir türlü. Zamanım yetmiyor her şeye birden. Bu ara biraz yogaya ve piyanoya ara verdim mecburen.

14 Mayıs 2020 Perşembe

3977

(13 MAYIS ÇARŞAMBA)

Boynumu ağrıtan eskizler, müşterilerle hiç bitmeyen yazışmalar derken hızlı bir gün geçirdim.
Bu hafta hobilerime vakit ayıramadım; ne yoga yapabildim ne piyano çalmaya fırsatım oldu-ama işleri hallettim teker teker.
Haftasonu başlayacak 4 günlük sokağa çıkma yasağı kesinleşince evdeki dolap düzenleme işlerini de bitirmeden gitmek istemedim. Yorucu birkaç gün bizi bekliyor; sonra yeşile bakacağız bir süre...

13 Mayıs 2020 Çarşamba

3976

(12 MAYIS SALI)

Hafta sonu 30 derecenin üstüne çıktığını öğrenince, dolap değiştirmenin vakti artık geldi dedim ve işlere giriştik. Kışlık kazaklar, kabanlar, botlar kalın etekler elbiseler kalktı. Atkı bereler hurçlara kondu, yazlık elbiseler gamboçlardan çıktı. Bunları nerede ne zaman kullanacağım diye hayıflanarak hasır çantalarımı, boncuklu küpelerimi de kutudan çıkardım.
İçime birden bir yaz havası geldi; Cunda kokusu, Kaş sokaklarının rüzgarı esti...
Akşam çok yorulmuştum, biraz da kendime kızdım; bu kadar fazla giysiye ayakkabıya ne ihtiyacım var diye. Bir çoğunu giymiyorum aslında, eskiden beri kullanmadıklarımı vermek için hazırladım. Bundan böyle daha sade olmaya çalışmak, daha az ve kaliteli alışveriş yapmak niyetindeyim.
Son 1 aydır hayatımda kilitlenmiş gibi hissettiğim şeylerden sonuncusu, geri planda beni en çok geren şey de bu akşam sonunda açıldı. Her şey yavaş yavaş düzeliyor sanki, içim çok rahatladı!

11 Mayıs 2020 Pazartesi

3975

Erken uyandık, kedilerden 1ini yakalayabildik, kutuya koyduk. Emily'nin patisi yaralanmıştı, iltihaplıydı en son, umuyorum haftaya iyileşmiş olur. Dönüş yolunda kısırlaştırmaya gidecek tekir bağırıp durdu, bizimkinin gıkı çıkmıyor. Daha miyavladığını duymadım, hayvan yok gibi. Öyle sinik, biraz içimi burkuyor hali. Ama severken de çocuk gibi kafa atıp seviniyor.
Eve vardığımızda pek bir vukuat yoktu neyse ki, ancak etrafı toparlayıp kahvaltımızı ettik önce. Sonra işlere bir giriştim çıkamadım; her taraf tüy olmuş tabi. Örtüleri silkeleyip minderleri rulolamak epey vaktimi aldı. Mutfakta bir iki işim vardı; yoğurt mayaladım, yemek hazırladım.
Banyodan sonra ancak kendime gelebildim ve masa başına geçtim. Bugün ne de olsa git gel yapmaktan yorgunum ve birkaç işimi yarına erteledim.

3974

(10 MAYIS PAZAR)

Anneler günü telefonlarımızı açtık kahvaltıdan sonra, bahçede bir kahve içtik. Keşke bahçeye çiçekler ekip, birkaç sebze dikecek fırsatımız olsaydı. Ama 2 evin işlerini tamamen yüklendiğimizden, köpekler ve kedilerle de uğraşınca vaktimiz kalmıyor bahçeye bostana.
Öğleden sonra içimiz rahat etmedi, temizliğe kalkıştık. Alt katın camları silindi, perdelerin bir kısmı yıkandı. Üst katta kilimler serilip süpürüldü, yatak odaları düzene girdi biraz daha. Klozet değişirken bir sorun çıktı, mecburen haftaya kaldı, ama en azından işler kolaylandı.
Akşam kendimi yorgun ve yarın için biraz stresli hissediyordum; kısırlaştırmaya götüreceğimiz kedileri yakalayabilecek miyiz diye...
Bizim kız bu arada gece üst kata çıkmış, merdivenlerden nasıl çıktı aklım almıyor-yerinden kalkmaya korkan kedicik. Umarım iyileşir, damla yaparken tepki gösteriyor epey, hapını yutturmak zor oluyor. Hoplayıp zıpladığı zamanları görelim...

3973

(09 MAYIS CUMARTESİ)

Dün akşam Emirli'ye geldik kediyle birlikte, yorulduk ama değdi bütün günkü çabamıza. İçim inanılmaz rahatladı, anlatamam.
Bu sabah yogadan sonra güzel bir kahvaltı sofrası kurduk, biraz keyif yaptık. Öğlen mantar pano projesi üzerinde çalıştık, yol alınca hoşuma gitti.
Kediciğimiz köşelere sinip saklanıyor, henüz kendini güvensiz hissediyor ve az mama yiyor. Ama iyi tarafı, akşam ilk kez kumuna girdi kendiliğinden ve yanına eğilip sevince şımarıp kuduruyor hemen. Öyle küçük, o kadar savunmasız ve sevgiye aç ki! Hiç sesi çıkmıyor, varlığı yokluğu bir, asla şımarık değil, küskün ve ürkek biraz...
Zamanla daha iyi olacağına inanıyorum. Bu arada buradaki kedilere yenileri eklenmiş ve belediyeye kısırlaştırmaya götüreceğimiz 2 kedinin de hamile olduğunu fark ettik. Kötü bir sürpriz oldu, biraz bunaldım bugün açıkçası; yetişmeye çalıştığımız hayvan sayısı arttıkça maddi manevi yükümüz de artıyor. Köpeklere mama bırakırken uyuz haplarını yutturduk, bir tanesini  yavruladığını görüp minikleri sevdik. O esnada gelen otobüsün şoförü arkadaşlarıyla aralarında para toplayıp mama desteği yapmak istediklerini söyledi, ne kadar sevindim! Böyle insanlar da var işte.
Süt yumurta aldığımız çiftliğin sahibi bize yeni aldığı bıldırcınları, yumurtadan çıkmaya çalışan ördek yavrularını gösterdi.
Akşam mangal yaktık, birer duble Beylerbeyi koyduk. Kıbrıs'tan getirdiğim rakıları tatmak bugün kısmet oldu; çok rafine bir tadı varmış-bilmeden aldım ama bayıldım. Hava kararıp serinleyince içeri geçtik, şömineyi yakıp yeni bir diziye başladık: Unorthodox. Tam benlik, merakla bekliyorum 2. bölümünü...

10 Mayıs 2020 Pazar

3972

(08 MAYIS CUMA)

Bugün zorlu ama çok verimli bir gün oldu; her şey de tam denk geldi, şansımız varmış.
Sabah belediyeden aradılar ve kediyi 3-4dk. içinde bırakacaklarını söylediler. Panikle hemen evden çıktık, gittik ekipleri bulduk. Neyse ki yetiştik, kediyi teslim aldık. Halini çok iyi görmedim, hatta gözü daha kötülemiş gibi geldi bana. Telefonu duymasam, sokağa bırakıp gidecekler.
Tam da o arada, dün mahallemizin hayvansever hanımlarından birinden uygun fiyatlı veteriner adresi almıştım, oraya ulaşıyorum. her şey şansa denk geliyor ve apar topar Kartal'daki o veterinere gidiyoruz.
Adam aşırı konuşkan ve girişken, kediciğin kalçası kırıldıktan sonra kaynamış ve kafeste uzun kaldığı için kasları zayıflamış. 1 ay içinde toparlar dediler, hoplayıp zıplasın güçlensin. Ama gözleri pek iyi durumda değil ne yazıkki; tekini kurtarabiliriz damlayla, tekini %50 ye getirsek iyi dediler.
Her türlü bundan sonra hayatın çok güzel olacak kızım!

3971

(07 MAYIS PERŞEMBE)

Aklıma takılan yüklerden, hayatımın tıkanıp kalan birkaç mevzusundan kurtulmak için bugün birer adım attım: belediyeyi arayıp kediyi almak istediğimi söyledim. Öğleden sonra postaneye gidip İngiltere'ye gidecek ayakkabıyı kargoya verdim. Haydi bakalım, umarım her şey artık yoluna girer!
Bu belirsizlik daha zor çünkü, ne olursa olsun diyorum.
Anneme hediyesini verdim, seramik fincanlar sipariş etmiştim anneler günü için. Onu biraz karamsar görüyorum, bu salgın mevzusunda, sanırım biraz yaşla alakalı ve yaş ilerledikçe daha temkinli olunuyor. Yavaş yavaş hayatın normale döneceğini her seferinde tekrarlıyorum, sokağa çıkma yasağını bu kadar aşırı ciddiye almamasını tembihliyorum, ama o kendini güvende hissetmiyor...
Tüm bunların geçici olduğunu hatırlamak, hatırlatmak lazım.
Geçecek ve hayatımıza geri döneceğiz, yeniden İstanbul'u gezip, hafta içi birlikte mahallenin cafelerinde kahve molası vereceğiz.

3970

(06 MAYIS ÇARŞAMBA)

Mahallemizde ne çok hayvan sever var, gördükçe hoşuma gidiyor. Bir tanesiyle bu ara her akşam karşılaşıyoruz, ufacık bir kadın ama her yere yetiyor. Üşenmeden her akşam çıkıyor elinde suyu, maması ve kendi yaptığı tavuklu lapasıyla geziyor. Kendine zor bakanları düşündükçe hayran oluyorum, kendinden başkasına hayrı olmayan öyle çok insan var ki...
Bir de şu belediyeye aldırdığım annemin oradaki kedi aklıma takılıyor, geceleri uykularımın arasında onu düşünüyorum hep. Şimdi nasıldır acaba, ne kadardır kafeste kaldı, keşke veterinere götürseydik diye içime dert oluyor. Onu alıp tedavi ettirmek istiyorum, neyse ne artık. Bu vicdan yükü daha zor çünkü.

6 Mayıs 2020 Çarşamba

3969

(05 MAYIS SALI)

Hıdırellez'i bu sene evde geçirdim; önce temizlik yaptım, ardından çiçek diktim, balkonu düzenledim, topraklarını gübreledim, sularına besin kattım. Akşam manikür bile yaptım, kendimi iyi hissetmek için.
Gündüz bir ara anneme uğrayıp hediyesini götürdüm, hem biraz sohbet ettik. Hala postanenin durumunda gelişme görmeyince biraz sinirim bozuldu açıkçası; hayatımda takılıp kalan birkaç konu var ve her biri beni geriyor içten içe.
Artık açılsın!

4 Mayıs 2020 Pazartesi

3968

Dünden yorgunum, az da uyudum. Haftaya biraz enerjim düşük başladım, ama Mayıs ayı planlarını yapmak beni biraz motive etti.
Kahvaltıdan sonra dükkana uğradım, eve gelince de kuru meyveli kurabiye pişirdim. Bütün gün içten içe her şeye boşverip, bir Agatha Christie romanı okuma hayalleri kurdum. Hayallerim içimde kaldı, masa başında sosyal medya işleri ile uğraştım ve müşterime eskizler hazırladım.
Evi temizlemeye hiç halim yoktu, ancak yemek yapabildim. Pazartesim biraz sönük geçti sanki; istediklerimi sığdıramadım. Şu ansa tek ihtiyacım olan kanepeye kedilerle uzanmak...

3967

(03 MAYIS PAZAR)

Bu haftasonu biraz dinlenmeye ihtiyacımız vardı, biraz da keyif yaparak geçti zaman. Artık ev temizliği vakti; bütün gün yorulsak da çok iyi iş çıkardık. Evden abuk subuk eşyaları atıp, dip köşe temizledik. Tabi hala yapılacak çok iş var, burayı adam etmek uzun sürecek elbet. Ama sonuç muhteşem olacak.
Akşam bir film seyrettik yemekten sonra, geceyarısı yasak kalkınca evimize dönelim dedik. Dışarıda yağmur bastırınca kedileri bırakmak içimize dokundu, ama evdekileri de merak ediyoruz bir yandan. Neyse ki hiçbir vukuat yok; evi temiz bulduk, bir şey kırmamışlar bile-hayret! Uslu durmuş ve bizi özlemişler kedilerimiz.

3966

(02 MAYIS CUMARTESİ)

Dün yogada sanırım omzumu incittim, sabah boynum tutuk ve sırtım ağrıyarak uyandım. Açılmak için daha yavaş ve sakin bir yoga pratiğine başladım, çok iyi geldi. Esneme ağırlıklı başlangıç seviyesi bir ders denedim ve epey azaldı ağrım. Kuş sesleri duyarak yeşilliğe bakarak yoga yapmak ayrıca harika.
Mayıs geldi! Kuşkonmaz mevsimi, çilek mevsimi, aşk mevsimi.
Emirli'deyiz ve günlerimiz biraz aheste geçiyor; güzel kahvaltı sofraları, hepsi kendine ilgi isteyen kıskanç rustik kediler, yolumuzu gözleyen heyecanlı köpekler... Buraya terk edilen hayvanlara yardım etmek için elimizden geleni yapıyoruz, bazen zorlansak da.
Masayı terasa kurup ayakkabı boyadım biraz, yavaş da olsa keyifli çalıştım bugün. Önümüzdeki haftalar için beklentim yüksek, sanki bu salgın geriliyor ve bitmeye yaklaşıyor gibi hissediyorum.
İşlerin normale dönmesini herkes gibi ben de sabırsızlıkla bekliyorum.

2 Mayıs 2020 Cumartesi

3965

(01 MAYIS CUMA)

Emirli'de uyanmak güzel, kuş sesleri ve sabah serinliğinde yoga yapmak bambaşka...
Ardından nefis bir kahvaltı sofrası kurmak terasa, meşe ağacına karşı çay içmek.
Gündüz biraz çalışıp biraz evi toparlayıp, akşamüstü Müzeyyen eşliğinde zeytinyağlılar hazırlayıp, akşam dostlarla görüntülü meyhanede buluşmak...
Bunu sonsuza kadar yapabilirim sanki.