28 Haziran 2021 Pazartesi

4388

 (27 HAZİRAN PAZAR)

Birkaç günün yorgunluğu, uykusuzluğunun ardından bu sabah dinlenmiş ama hala enkaz gibi uyandım. Artur'da hazırladığımız kahvaltılara bayılıyorum; Ege'nin yöresel peynirleri, zeytinleri, karadut reçeli ve mis gibi havada kuş sesleri... 

Sahile gitmek için hazırlandık ve indiğimizde bomboş bulduk. Tam sandalyelerimizi kurup denize ayaklarımızı sokmuştuk ki- jandarmanın anonsu ile bugün sokağa çıkma yasağı olduğunu hatırladık! 

Bunu tamamen unutmuştum, daha doğrusu sitede komşulara veya markete gidebiliyorken denize girmenin yasak olmasını aklımız pek almıyordu. Alman kimliği sağolsun, jandarmayla konuşup kalabildik. Yoksa bu bunaltıcı sıcakta eve geri dönmek üzücü olacaktı. 

Sonuçta koskoca kumsal bize kalmış oldu, denizin hayal edilemeyecek kadar ılık olması da cabası! Akşamüstü imbat çıkar dalgalanır dedim, o da olmadı, garip bir şekilde sakin dümdüz ve sıcaktı gün boyu.

Fazla yüzemesem de çok iyi geldi tabi, bir de heyecanla beklediğim kitaba başladım.

"Sadece Aşk ve Ölüm değiştirebilir her şeyi."

4387

 (26 HAZİRAN CUMARTESİ)

Yola biraz gecikmeli de olsa keyifli çıktık, bu kez son anda elektrik arızası olmadı! Kısa süreliğine de gidiyor olsak eşyamız epey çoktu, yol neyse ki gayet rahat ve kısa artık. 

Mola verdiğimiz yerden değişik reçeller almayı seviyorum, Artur'un girişindeki dükkandan alışveriş yapmayı da. Sitemizi hiç değişmemiş buldum; henüz kalabalıklaşmamış olması güzel, işletmeler ve hatta geçen seneden tanıdığımız kediler bile aynı.

Yolun sonuna doğru iyiden iyiye bastıran sıcak ve nem, eve vardığımızda bardaktan boşanırcasına yağan yağmura dönüştü. Beklenmedik şiddette yağması biraz da iyi geldi sanırım; nefes alınmıyordu yoksa.

Evi açıp bahçedeki döküntüyü süpürmek, temizlik yapıp yerleşmek derken akşamüstü yorgun hissediyordum artık. Dondurmacıya yürüyüp biraz sahil havası almak iyi geldi, denizle buluşmamız yarın!

25 Haziran 2021 Cuma

4386

Tatil öncesi son iş günü her zaman biraz kaotiktir, birden bastıran sıcak ve sabahın köründe uyanmış olmamın verdiği yorgunlukla iyice zor geldi. Bir türlü istediğim gibi bir düzen oturtamıyorum, bir türlü mutlu olamıyorum. Hep bir telaş, yetişme çabası, endişe hali... Bambaşka şeylerle uğraşmayı ve hafif hissetmeyi öyle özledim ki!

24 Haziran 2021 Perşembe

4385

Daha neşeli olurum sanmıştım oysa bu dönemde, daha mutlu ve tatminkar hissedeceğimi düşünmüştüm, daha kendimle barışık olmayı hayal etmiştim...

Bildiğimden daha zormuş, ya da ben çok zorlandım. Keyif aldığım şeylerden uzak kalmak, hafif hissetmemek, kendi bedenimi yadırgamak, her hafta ayrı rahatsızlıklarla tanışmak...

Güleryüzlü ve sevimli olamadığım için ayrıca suçlu hissediyorum kendimi, biraz utanıyorum sanırım. Ama rol yapamam ki, sadece 2. yarıyı daha neşeli ve kabullenmiş geçirmek tek dileğim...

4384

 (23 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

Son anda çıkan bir acil siparişi yetiştirebilmek için, tatile çıkışımızı 1 gün ertelemek zorunda kaldık. Biraz moralim bozulduysa da, iyi ki esnek bir planımız var, uçak biletimiz yok diye düşündüm.

Kendi işini yapmanın cilvelerinden biri bu, zaten 1 haftalığına ara vermek fikri bile beni geriyor, ben yokken çıkabilecek sorunlara müdahale edememek beni ürkütüyor...

Bir yandan iyi de oldu; ancak yetişecektik zaten sanırım. Bu akşam Emirli'ye geldik, gece Dük Bey de yatağa gelince çok mutlu oldum.

4383

( 22 HAZİRAN SALI)

Bu hafta tatile çıkmadan önce aklımdaki tüm işleri halletmek niyetindeyim, bir yandan yetişmesi gereken son siparişler, bir yandan da araya karışan angarya işler var. İkide bir sorun çıkaran bilgisayarın tamiri, kanepelerin kumaş kaplanması da çıktı bu hafta.

Hayatımızın ne kadar büyük bölümünü abuk subuk işlerle uğraşmakla geçirip, asıl önemli ve güzel olanlara vakit ayıramıyoruz... Haz peşinde koşmak ve amaçsız yaşamaktan bahsetmiyorum, gerçek bir amaç edinmek ve anlam katmaktan bahsediyorum.

21 Haziran 2021 Pazartesi

4382

 Tatil öncesi son 4 iş günü!

Erken uyandım, yoga yaptıktan sonra ayakkabı boyadım, sabah saatlerinde çalışmanın keyfi ayrıymış. 

Öğle yemeğini annemle dışarıda yedik, önümüzdeki dönemde ihtiyaçlarımızı konuştuk, biraz strese girdiğimi itiraf etmeliyim.

Öğleden sonra eve kadar yürüdüğüm için epey yorulmuştum. Biraz uzanıp internette gezinirken, bu iş tahminimden zor olacak galiba diye düşünmeye başladım. Başkalarının tecrübesi elbette benimkiyle bir değil, benimki aynı güçlükte olmak zorunda değil. Yine de ilerledikçe ağrılı, riskli, zor olması fikri beni ürkütüyor...

Hala mucizelere inanmak istiyorum!

4381

 (20 HAZİRAN PAZAR)

Fazla zorladım sanırım kendimi, iki gün üst üste epey uzun yürüdük. Bugün biraz daha sakin geçirmek istiyorum, sabahtan beri aklımda olan parçayı çaldım: "Bugün efkarlıyım açmasın güller..."

Hem sağlıklı hem de çok lezzetli bir kurabiye denedim, bugün biraz mutfakta zaman geçirdim hafta içine hazırlık. Bu hafta 4 iş günü içinde birkaç siparişi yetiştirmeye çalışacağım yola çıkmadan önce, birkaç başka işi de halletmemiz gerek-hızlı birkaç gün bizi bekliyor....

4380

 (19 HAZİRAN CUMARTESİ)

Dün akşam 11bin adımı geçmişim, her tarafım ağrıyor. Bir yandan hareketimi arttırmam lazım, bir yandan daha çabuk yoruluyorum. Bu sabah efsane bir kahvaltı hazırladık, sahilde oturmayı istemiştik ama yerler ıslak hatta hala yağıyor. Haziran yağmurlarını çok severim, kahvaltıdan sonra piyano çaldım.

Tatil öncesi halledilmesi gereken işlerden biri daha aradan çıkardık sayılır bugün; evimizdeki yenilenmenin ilk adımı atıldı. Gündüz biraz evi toparlamak, biraz alışveriş yapıp mesajlara bakmakla geçti. Akşamüstü Suadiye'ye yürüdük, yeni keşfettiğim Uzakdoğu restoranına.

Burası elbette Koşuyolu'ndaki çok sevdiğimiz mekanın ayarında değil, ama yine de biraz insanların arasında dışarıda olmak iyi geldi. Eve döndüğümüzde yine yorgunduk, bugünü de hareketli geçirdiğime memnundum. Eski klasik bir film seçtik; Bir Cinayetin Anatomisi, bence iyiydi.

4379

 (18 HAZİRAN CUMA)

Bu sabah aşımı oldum, bir pandeminin aşı ile bitirilmesi imkansız görünse de, henüz test aşamaları tamamlanmamış olsa da, doktoruma güvenerek gittim oldum-umarım iyi olur.

Bu hafta sonu yine İstanbul'dayız, sanırım iyi gelecek biraz evde kalmak. Dük Bey'i özlesem de, evde sakin vakit geçirmeyi seviyorum... Bütün hafta yağmurlu geçince bu akşam dışarıda yeme planımızı erteledik, birlikte yemek yapmak da güzel.

18 Haziran 2021 Cuma

4378

 (17 HAZİRAN PERŞEMBE)

Dün akşam Emirli'ye gelir gelmez bizim kediler hemen ortaya çıktı, sevindim. Beni acayip özlemişlerdi, geceyi koyun koyuna geçirdik Dük Bey ile. Bu sabah da köyün köpeklerini besledik, onları ihmal ettiğimiz zaman içim hiç rahat etmiyor. Bazı geceler uyanıp onları düşünüyorum, bazen kaybettiklerimizi, bazen de yol kenarlarında can teslim edenleri, onları kimse hatırlamıyor...

Beni tuhaf mı buluyorsunuz, naif mi bilmem. Oysa hepimiz aynen böyle yas tutmalıyız onlar için, normalleştirdiğimiz şu hayat hiç de adil değil doğrusu, bu hayat düzeninde mutlu olmak bizler için de mümkün değil.

4377

 (16 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

Hiçbir şey yapmak istemediğim enerjisiz bir gün geçirdim; sanırım yapmamız gerekenler arttıkça ve zaman daraldıkça ben geriliyorum, başa çıkamayacakmış gibi hissediyorum. 

Sadece yapılması gerekenler olmamalı hayat!

4376

(15 HAZİRAN SALI)

Sabahtan öğlene kadar telefon trafiği ile geçti; bir kedinin kısırlaştırılması için. Çok istedim, çaba sarf ettim ama olmadı, yakalayıp getiremediler. 

Öğleden sonra kendi işlerime bakabildim, gönderileri hallettikten sonra masa başına geçip biraz yeni tasarımlar üzerine fikir geliştirmeye başladım. Bu ay eskisi gibi çalışma tempoma geri dönmeye başladım ve işim için endişelendiğim bir dönem geçirdim. Yeni modellerin üretimine başlamak istiyorum artık.

Akşam annemle buluşup yemeğe gittik; caddeye yeni bir Uzakdoğu restoranı açılmış. Epey yürüdük bir yer bulmak için ama sanırım en güzel tercihi yaptık. En büyük hayallerimden biri, Japonya'da sushi yemek!

15 Haziran 2021 Salı

4375

 (14 HAZİRAN PAZARTESİ)

Rahatsızlıklarıma bir yenisi eklendi sanırım; en ufak fiziksel aktivitede aşırı yükselen nabız veya bazen durup dururken başlayan kalp çarpıntısı. Eğilip doğrulmak, merdiven çıkmak, yokuş yukarı yürümek hep zorluyor artık beni. Daha sonrası için bakalım nasıl olacak...?

Önümüzdeki dönemi düşündükçe, uzun bir süre eve kapalı kalacağımı, yurtdışına çıkma planlarımı belki birkaç sene erteleyeceğimi, müze gezmek ve sinemaya gitmek gibi en basit şeyleri yapamayacağımı, hatta sakince tek başıma oturup kahve içmenin bile lüks olacağını düşündükçe bunalıyorum bazı günler!...

14 Haziran 2021 Pazartesi

4374

 (13 HAZİRAN PAZAR)

Bir zamanlar yakın arkadaşım olanlar, kendilerini içine koydukları bir fanusta yaşamayı seçiyorlar bugün ve etraflarındaki insanların gerçekliklerini göz ardı ediyorlar.

Herkesin tek derdi rahat yaşamak gibi görünüyor, anlamlı yaşamaktansa bahseden yok pek. Geçici bir haz peşinde olanların öyküsünün devamı acaba nasıl gelecek? Biz kendi hikayemizi yazmaya devam edelim...

12 Haziran 2021 Cumartesi

4373

Sürekli bedensel acıyla mücadele ettiğim 8 haftalık bir zaman geçirdim. Hayatımın şimdiye kadarki en zor zamanıydı, daha önce hiç buna yakın bir şey yaşamamıştım. Her sabah yılgınlık duygusuyla uyanmamla başlayan ve kıvranıp titreyerek uykuya dalana kadar neredeyse kesintisiz devam eden fiziksel acıdan bahsediyorum.  

Son yılda zihin eğitimi meselesine onca mesai harcamama rağmen, okuduğum kitaplar, katıldığım atölyeler ve meditasyon çalışmalarımın hiçbiri işe yaramıyordu, gerçek acıyla yüzleşince çocuk gibi ağladım, mızmızlandım ve "Niye ben?!" diye isyan ettim.

Baş edemiyordum, vücudumda neyin yanlış olduğunu anlamıyor ve tam tarif edemiyordum. 

Bir seferinde, acı hissinin zihnimde oluştuğu gerçeğinden hareketle, onu yok saymaya karar verdim. Ne kadar zorlansam da bütün gün şikayet etmeden işlerimi yapmaya çalıştım, yüzüme zoraki bir gülümseme bile taktım. Yapacağım role kendim de inanırsam acı kaybolacaktı, en azından ben unutacaktım...

Günün sonunda öyle bir atak yaşadım ki acının varlığını inkar etmem mümkün değildi, artık teslim olmuştum; acı vardı, bütün gücüyle oradaydı ve diğer tüm duygulardan baskındı. Saatleri, dakikaları sayarak sabahı ettim, kaçacak yer yoktu, acı bana galip gelmişti. 

Bu gecenin ardından bir kırılma oldu sanki, birden iyileşmeye başlamadıysam da kabullenmiştim, kolaylaşmıştı sanki biraz. 

Bugün sahilde kitap okuyabilecek kadar iyiyim ve ardımda bıraktığım döneme bakınca fark ediyorum ki; acı kaçmaya çalıştıkça bizi kovalayan, reddedilmesi anlamsız bir parçası varoluşun.

"Hayat ızdıraptır." diyen Buddha'yı derin bir nefesle anıyorum ve tüm acıyla yüzleşenleri selamlıyorum.

11 Haziran 2021 Cuma

4372

Kızlar!!

4371

 (10 HAZİRAN PERŞEMBE)

Emirli'de sakin bir gün geçiriyorum kendi kendime, Dük bey yanımdan ayrılmıyor tabi. Biraz bahçede çalışıyorum, biraz evde takılıyorum. İnsandan arındırılmış huzur dolu bir bahçedeyim, ama biraz da sıkılıyorum sanırım. 

Zihnimin içi, uyku arasında düşündüklerimden anlıyorum ki karman çorman. Hayvanlara yardım etmekle ilgili endişeler, işimle ilgili kaygılar, önümüzdeki ayları düşündükçe aklıma üşüşen belirsizlikler ve ara sıra içimden geçen her şeyden kaçma arzusu...

Bütün bu duygu karmaşası içindeyken etrafımdaki insanlardan en izole olduğum dönemi yaşıyor olmam. Eskiden konuşabildiğim, nasıl hissettiğimi paylaştığımda anlaşıldığımı hissettiğim birkaç kişinin de artık hayatımda olmayışı... 

Böyle zamanlarda kalbimdeki Hocam'a sarılıyorum, tek gözünün bakışıyla içimi gören Hocam'a. Heyecanla bekliyorum, ateşi ellerim titremeden tutabilmeyi...

9 Haziran 2021 Çarşamba

4370

 Dışarıdaki hayatın yavaş yavaş normale döneceği sinyalleri, özlediğim şeylere kavuşmayı sabırsızlıkla beklememe karşılık benim hayatımın en az 1 yıl daha normale dönemeyeceği bilgisinin iç sızısı...

Bildiğim anlamda hayata adeta 2.5 sene filan ara vermiş olacağım, ama sonunda kendimi, yaşantımı ve içindekileri yeniden düzenleyeceğim!

8 Haziran 2021 Salı

4369

 Sabaha karşı uyandığım rüyadaki gibi; yanında aradığım her şeyin en kıymetlisini bulsam, sonsuza kadar bu kanepede böylece kalabilirim, derken sıcacık olsa içim...

7 Haziran 2021 Pazartesi

4368

 Bu kadar koşturmacalı bir yaşantımız ne zaman oldu? Sabah uyandığımız andan akşama kadar durmadan yetiştirmeye çalıştığımız şeylerin peşinde, halledilmesi gereken işlerin derdindeyiz. Bunca hız, durulmamak nereye kadar? Karşılığında ne geçiyor elimize, sahi- neyimiz var?

4367

 (06 HAZİRAN PAZAR)

pazar dörtlüğü

Bağımızdan yaprak topladık, üzümler güneş görsün diye. 

Gün batarken müziğin sesini kıstık, gözüne kaçmasın diye.

Kabakları kızarttık, mutfak yaz koksun diye. 

Pikelere lavanta sıktık, lila rüyalara dalalım diye.

4366

 (05 HAZİRAN CUMARTESİ)

Kireçburnu sahili yerinde duruyormuş, geldik gördük. Boğaz hala İstanbul esiyormuş, Boyacıköy yokuşları hala parke taşı kokuyormuş.

Binlerce yüzler, sesler, gizler labirenti bu şehir bizi usulca, hınzırca kaybediyormuş-geldik bulduk.

4365

 (04 HAZİRAN CUMA)

Mühürdar'da eski bir binanın balkonunda bir masaya sığıştık, gürültüden uzak müstakil locamız.

Yasaklar hafifleyince sokakları dolduran insanlara baktım, gelip gidenleri izledim. Hayatımdan gelip geçenleri düşündüm; artık eski yerinde olmayan onca yüz, ses, bina... Bazen aniden hatırlanıveren bir an, rüzgarın kokusunun getirdiği bir arka sokak, müziğini aklımdan atamadığım ama kendisini anımsayamadığım bir film, gülüşü gözlerimde yankılanan biri, peşpeşe geçip giden ama tam da yok olmayan tüm bu ilüzyonlar birikintisi...

İçim bir arkeolojik labirent.

4364

 (03 HAZİRAN PERŞEMBE)

Hafta sonu için planlarımızı biraz değiştirdim ve azıcık da keyifli zamanlarımız olsun istedim. Sorumluluklardan hayatı ıskalıyoruz... 

Öte yandan- hayatta her türlü sorumluluğu üstlenmekten kaçan yaşıtlarım var, onların durumuna baktıkça yüzeyde eğleniyor görünseler bile hayatlarının anlamsız olduğunu hissediyorum. Şu dönemde cidden zorlanıyorum ve çabalıyorum, ama yine de kendi yolumu tercih ederdim baştan seçsem. 


3 Haziran 2021 Perşembe

4363

 (02 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

Bu hafta yağmurlu serin geçiyor, bir bakıma hoşuma gitti bu hava; yazın maskeyle yürürken çok zorlanacağımdan korkuyorum. Şimdiden her gün dükkana yürürken nefes nefese kalıyorum, yokuşlarda yoruluyorum. Yine de haftanın 3-4 günü yoga matına geçmek bile mutlu ediyor beni, umarım ilerleyen aylarda sürdürebilirim.

Bu ay kısa bir tatil planı ayarlayabilirsek çok mutlu olacağım, evle ilgili de yapmak istediğimiz şeyler var. En önemlisi, ihmal ettiğim işime yeniden konsantre olmak ve gecikmiş siparişlerimi tamamlamak istiyorum. Bir de azıcık daha hayattan keyif alsak artık diyorum, neşeli ve hafif zamanlarımız olsa da bu dönemi mutlu hatırlasak...!


1 Haziran 2021 Salı

4362

Rüyamda sevdiğim iki arkadaşımı gördüm; biri için içten içe endişelendiğimi, diğerine ise öfke biriktirdiğimi anladım.

Covid bana yakınlarımdan hiçbirini kaybettirmedi, ama hiç aklıma gelmeyecek şekilde arkadaşlarımdan uzaklaştırdı. Yaşadıkları durumun teşhisli bir hastalık olduğunu bilmek, ne yazık ki onlara şefkat ve empati ile yaklaşmamı sağlayamadı. Hayatımızda pek çok detayı kalıcı değiştirdiğini fark ettiğim pandeminin bir etkisi de böyle oldu...

4361

 (31 MAYIS PAZARTESİ)

Mayıs ayı niyetlerime baktım da; işimle ilgili bir şey yazmamışım zaten. Tek odaklanabildiğim daha iyi hissetmekti. Yine de ay sonunda kendimi biraz suçlu hissediyorum işim konusunda; biraz hayal kırıklığı yaşıyorum.

Mayıs bir geçişti benim için; sarsılan dengemi hem ruhen hem bedenen yerine oturtmaya çalıştığım, durumumu kabullenmekte zorlandığım, yine de zaman zaman umutlandığım, bir türlü tam rahatlayamadığım bir ay...

Bu akşam aldığımız sevindirici haberle sanki yeni bir aya ve yepyeni bir döneme girdiğimizi hissediyorum; artık heyecanlanabiliriz, hayaller kurabilir ve planlar yapmaya başlayabiliriz bu sonbahar için.

4360

 (30 MAYIS PAZAR)

Belki çok farklı yerlerde olmak isterdik şimdi; ama işte bu da güzel, dedirten anlar: bahçeye kurulan iki masaya serilen kareli piknik örtüleri, komşuların hazırladığı Girit ezmesi ile yoğurtlu semizotu, içemesem de kokusu tanıdık gelen rakı, az sonra başlayacak basket maçının heyecanı, gün batımına doğru sakinleyen sohbet ve meşe ağacında sallanan fenerlerin renkli ışıkları...

4359

 (29 MAYIS CUMARTESİ)

Bu sene bizim gündemimiz evle ilgili olacak gibi görünüyor; evin düzeni, değiştirilecek ve yeni gelecek eşyalar, aramıza katılacak 2 kişiye hazırlayacağımız ortam, zamanımızın büyük çoğunluğunu geçireceğimiz mekanı daha rahat ve keyifli kılacak dokunuşlar...

Oysa 1 yılı aşan bu pandemi sürecinin ardından kendimi dışarılara atmayı ne çok istiyordum, evde kalmaya artık tahammülüm yoktu; İstanbul'un özlediğim semtlerini gezmek, yurtdışına gitmek planlarım vardı...

Hayat bize bambaşka gündemler getirdi; belli ki yaşantımız kökünden değişecek. Bu yaşıma kadar iyi öğrendiğim bir şey varsa; geleni kabullenip adapte olmak en güzeli. Başına ne gelirse gelsin, kaderine aşık olanlara* selamla...


*amorfati, Friedrich Nietzsche'nin sıklıkla başvurduğu kader sevgisi.