31 Temmuz 2018 Salı

3323

Stresle dolu günler... Ev sahibi olmamak, taşınmak, yeni baştan düzen kurmak ne zormuş!
Bir yandan devam eden iş rutinimi bozmadan siparişleri aksatmamak için uğraşırken, diğer yandan hem dükkana alınacak makinelerle yaptırılacak raflarda aklım, aynı anda yeni evin halledilmesi gereken detaylarına takılıyorum.
Elektrik, su, internet aboneliklerini yetiştirmeye çalışırken klima servisini aynı güne denk getirmeye çabalıyorum-sonunda delirmezsem her şey hallolacak!

30 Temmuz 2018 Pazartesi

3322

Pazartesiye hızlı giriş yaptık, bu hafta bize bol şans!

3321

(29 TEMMUZ PAZAR)

Eve dönüş yolunda kaldırıma bırakılmış 12 kadar koli bulduk dün, bu kadar olur! Aradığımız her şey böyle önümüze çıkıversin...
Şimdilik pek yol kat edemedik aslında; nakliyeci firmalardan teklif aldık, koli biriktirdik o kadar. Döşemeci gelip kaplanacak eşyayı aldı götürdü, arada emlakçı uğrayıp kiralık ilanı astı. Hala çok fazla detay var halledilecek; öncelikle nakliye ile anlaşıp taşınmayı organize edeceğiz. Hemen ardından elektrik ve suyu açtırıp üstümüze alacağız. Bir yandan akşamları ufak eşyamızı ve yemek takımlarını kolileyip hazırlamamız gerek.
İçimize sinmeyen tek yer olan banyonun tadilatını da aradan çıkarabilsek süper olur aslında, ev sahibi ile görüşüp ayarlamaya çalışacağız. Umarım hepsini yoluna koyarız bir an önce...
Akşamüstü arkadaşlarımız gelince onlarla birer kahve içmeye oturuyoruz, sohbet uzayınca yemeğe gidiyoruz. Evi adam etmek için bir çok detay daha var elden geçirmemiz gereken, yeni fark ettiğim.
Biraz moralim bozuldu diyebilirim, kabloları saklamak, girişe portmanto ve banyoya dolap yaptırmak filan lazım.
Bir yandan bu işlerle meşgulken, kendi işimle ilgili sıkıntılar da çıkınca inanılmaz strese girdiğimi hissettim. Fazla bir şey yok ortada gerçi, yine de kalbim sıkışıyor. Biraz yıpratacak bu süreç beni ama umuyorum ki sonunda her şey istediğim gibi olacak...

3320

(28 TEMMUZ CUMARTESİ)

Telaşlı günler başlıyor, artık evimizi resmen tuttuk; şimdi toplanma ve taşınma vakti!
Bugün öncelikle berjer ve sandalyelerimizi kaplatmak için kumaş seçmeye gitmeyi planlıyoruz; 2 yıl sonra tekrar Modoko yollarına düştük...
Berjer için canlı koyu bit yeşil şönil, sandalyeler içinse kanepe takımımızla uyumlu ferah bir vizon kumaş beğendik.
Umarım her şey çok güzel olur, kendi atmosferimizi yaratırız evde!

Çıkışta teyze ziyaretine gidiyoruz, akşam yorulmuşuz ve tek yapabildiğimiz evde dizi seyretmek. Sorumluluklar arttıkça iş yükü artıyor, yetişemiyoruz ve dışarı çıkıp eğlenecek vakti bulamıyoruz maalesef. Bu yaz da böyle geçiyor işte...

27 Temmuz 2018 Cuma

3319

Cuma'dan bildiriyorum-bir süredir cumalar cuma gibi değil, akşam eğlenceleri veya iş çıkışı biraları yok hayatımızda...
Yaz da yaz gibi geçmiyor zaten-hava hem sıkıntılı sıcak, hem de sürekli gök gürlüyor, bir anda yağmur bastırıyor birden açıyor filan. Sahil oturmalarımızla Emirli akşamları olmasa yaz geldiğini anlayamayacağız. tatil de sanki tatil gibi geçmedi bir şekilde, beni tatmin etmedi.

Bu kadar şikayetten sonra-bu akşam yeni evimiz tuttuk. İmzaları attıktan sonra tekrar gezdik, nereye ne koyarız planladık. Umarım her şey güzelce yerleşir ve huzurla oturduğumuz, kendimize ait kıldığımız evimiz olur burası.
Yaşanmışlığın izlerini silip, bir an önce bize ait keyifli bir mekan oluşturmak için sabırsızlanıyorum!

26 Temmuz 2018 Perşembe

3318

Sonunda, dün gece 1den sonra uyuyabilmiş olsam da, kafam yerinde uyandım. Kafam biraz serbest geziyor da son günlerde...
Peynirli maydanozlu omlet yaptım kendime, sağlıklı yaşama acilen geri dönmemiz lazım. Fazlasıyla coştum açıldım son 2 haftadır; dondurmalar filan.
Güne geç başladım, biraz da oyalandım ufak tefek aksiliklerle uğraştım. Neyse gönderilerimi hazırlayıp ev işlerini yoluna koyduğumda öğleden sonra olmuştu çoktan. Mutfakta 1 haftadır bir şey yapmıyorum, hepten boşladım. Bari kabak salatası yapayım dedim bugün, her şeyi kendim yapmayı seviyorum aslında ama vakitsizlikten böyle oluyor bazen.
Akşamüstü haftanın tüm ayakkabı siparişlerini organize edip hazırladıktan sonra biraz rahatladım. Yemekten sonra yine birlikte mahalle kedilerini beslemeye çıktık, yakalayabildiğimize göz damlası yaptık.
Önümüzdeki günleri planlamaya çalıştık; halledilmesi gereken o kadar çok detay var ki!

3317

(25 TEMMUZ ÇARŞAMBA)

Son günlerde bağırmak geliyor içimden!
Hayatımın aniden gündeme gelen çılgın temposuna ayak uydurmaya çalışıyorum.

Bugün artık heyecanımı dindirebildim, stresimi biraz yendim de oturup işlerime bakabildim tekrar. Beni yoran ve zorlayan bir siparişi bitirdim, gece yarısına kadar uyumayıp eşimin yurt dışından dönmesini beklerken manikürümü bile aradan çıkardım.

Kaş rötuşum için son randevum vardı, güzellik salonunda vakit geçirmeyi seviyorum-bana her türlü iyi geliyor. Bu kez de yeni tipler vardı, komik muhabbetlere dahil olmak ve sıradan çevremden dışarı çıkmak bile yeter. Bir de her işlem bu adar pahalı olmasa!

Bu kez de kirpik liftinge özendim, dayanabilirsem yaptırmaya karar verdim. Cilt bakımına zaten çok ihtiyacım var, onu sanırım ancak Eylül'de tatil dönüşü ve eve yerleşme işlerini hallettikten sonra düşünebilirim...

Kendimi şımartmayı seviyorum ve bu en güzel yolu!

25 Temmuz 2018 Çarşamba

3316

(24 TEMMUZ SALI)

Dün gece aniden bastıran deli yağmurdan uyandım, balkon camlarını açık unuttuğum aklıma gelince endişelendim. Gerçi belliydi onca nem, gök gürültüsü ve şimşekten sonra.
Dinlenemiyorum hafta sonundan beri böyle, bugün de geç uyandım.
Sabah kahvaltısından sonra annemle birlikte yeni boşalan daireyi görmeye gittik. Hiçbir şeye bakmadan doğrudan manzarayı görmek yetti.
Aslında yenilenmemiş mutfağı, banyosu ve değişmemiş eski camlarıyla çok da cazip olmasa da, öyle bir koru manzarasına bakıyor ki benzerini bulmak imkansız.
Önü çok açık, inanılmaz ferah bir daire, zaten büyüklüğü belli. Arka odalarında dolaplar var, kullanabileceğimiz. Benim içim ısındı buraya, ama öncesinde bir boyatıp pencerelere tel taktırmamız gerekiyor ilk etapta.
Eve dönerken içim daha rahatlamış halde, dükkana uğrayıp ustamla dekorasyon fikirlerimizi paylaşıyoruz. Alacağımız makinelerle yaptıracağımız yeni kalıplara paramız ancak yetiyor. Bakalım bir şekilde ayarlayacağız artık, önemli olan işimizin artarak devam etmesi.
Heyecanlıyım, yerimde duramıyorum, bir yandan işler beni bekliyor ama takip etmekte zorlanıyorum bu günlerde...
Akşam da arkadaşım geldi, yandaki kahveciye oturduk, birer çay kahve alıp sohbet ettik. Dinledikçe dertlerine şaşırıp, aklına taktığı mevzuların ne kadar yersiz olduğunu düşündüm. Millet nelerle uğraşırken ben ev taşıyıp bir yandan dükkanımın içini yaptırıp bir yandan rutin iş hayatımı sürdürmeye çalışıyorum!
kahveciyi işleten komşu çocuklar hasta bir yavru kedi bulmuş veterinere götürüp bakıyorlar, virüs varmış, yenmek yemiyormuş. Biz geldiğimizde yatıyordu ve halinden  belliydi hasta olduğu, ama biraz sevince hemen kalkıp kucağıma geldi, bana masaj yaptı-öyle tatlı ki! Çok sevindim bakıldığına, iyileşeceğine inanıyorum.

3315

(23 TEMMUZ PAZARTESİ)

Ev durumumuz netleşene kadar rahat yok bize, her şey ona bağlı; çalışma odamı düzenlemek istiyorum, belki taşınırız diye duruyorum. Fazla alışveriş yapmıyorum, ortalığın dağınıklığını toplamakla bile uğraşmak istemiyorum. Tek düşüncem Koru apartmanındaki dairenin istediğimiz gibi çıkması ve düşünmeden yerleşmemiz.

Haftaya böyle başladık, bir yandan taşınma planları bir yandan da dükkan dekorasyonu aklımda. Desteğimi aldıktan sonra artık hızlıca dükkan için raf sistemi, makina, kalıp vesaire bakmalıyım. Bir de evdeki atölyem için geniş bir masa, rahat bir sandalye, iyi bir bilgisayar, iş dolabı ve kitaplık seçmem gerek.

Akşam bir IKEA ziyareti yapıp biraz fikir toplamaya karar verdim, sıcaktan zaten bütün gün bezgindim, pazar gece yarısına kadar çalıştığımdan yorgunluğumu da atamamıştım üzerimden. İşler yoğun ama hiç çalışasım yok bu halde, kafam karışık odaklanamıyorum.

Biraz gezdikten sonra içim rahatladı hafiften, yarı sabah üst kattaki daireyi görmeye gideceğiz.

22 Temmuz 2018 Pazar

3314

Pazar kahvaltısını açık havada bahçeye karşı yapmak da ayrı güzel!
Sıcaklar bastırdı gerçi, ama bugün biraz kapalı hava.
Dün akşamki yemekten sonra kimse acıkmamış sabaha, kahvelerimizi içip biraz demleniyoruz...

Kahvelerimizi içerken bir yaz yağmuru bastırıyor, keyifle seyrediyoruz.
Öğleden sonra şehre döndüğümüze kendimi çok pislenmiş hissediyorum, hijyen olanağım kısıtlandığında konforum zedeleniyor. Kendimi banyoya atıp rahatlıyorum.

Akşamüstü çalışmam lazım, acil bir boyama siparişim var yarına yetişecek. Hollanda'dan kargoya verilecek EU gönderilerimi hazırlamam gerek. Hızla boyayıp bitiriyorum, paketlerken artık sırtım ağrıyor. İki gecedir fazla uyuyamamıştım, yarın dinlenmeye ihtiyacım var her şeyden önce.

3313

(21 TEMMUZ CUMARTESİ)

Çok işimiz var bugün, erkenden başlıyoruz hafta sonuna. Güzel bir kahvaltıdan sonra öncelikli işleri sıraya koyuyoruz; emlakçı ile randevu ilk işimiz.
Yakınımızdaki bir apartman dairesini geziyoruz, aslında altlı üstlü 2 daireyi birden görme şansı buluyoruz. Biri eski ama şahane koru manzaralı, diğerinin ise tek kusuru banyosunun yenilenmemiş olması. Her dairenin bir bit yeniği illa ki çıkacak işte! En azından burası son derece geniş, ferah, büyük balkonlarıyla depolama alanı sunan temiz bir bina. Asansörü, girişi filan hep daha düzgün şimdiki evimizden. İçime sindi bir şekilde, umarım burası olur. 11. katta boşalan daireyi de görüp öyle karar vereceğiz, haydi inşallah!

Öğleden sonra sosyal medya paylaşımları ve müşteri mesajlarına bakıyorum biraz, akşamüstü arkadaşlarımızla Emirli planımız var yine. Sahile her şeyimizi taşımaktansa daha sakin biz bize oluruz, ev rahatlığında oturalım dedik-çok da iyi ettik. Küçük Deniz de kendine arkadaş bulunca acayip güzel vakit geçiriyoruz burada.

Bu seferki menümüz deniz ürünleri üzerine şekillendi; tereyağında karides, midyeli tagliatelle, avokadolu ton balıklı ezme yanında beyaz şarap...
Midyeli makarna sosu inanılmaz lezzetli olmuş, öğlen yemeğini pas geçtiğim için acıkmıştım da kendimi aşarak yedim resmen.

Akşamın şarkısı "Herkes gitti yalnız kaldım meyhanede, Gözyaşlarımı içtim son peymanede"
Müzeyyen yorumu mu daha güzel, Safiye mi?
Defalarca kere dinleyebilirim- ben mest...

20 Temmuz 2018 Cuma

3312

Dün gece yarısından çok sonra yatağa öfkeli girmiştim, bu sabah erkenden uyandım ve içimdekileri kustum.
Umutsuzdum, yalnızdım, kedilerimin izin verdiği kadar uyumaya çalıştım tekrar...

İkinci uyanışımda bir yenilenmişlik hali vardı üzerimde, her şeye rağmen içimde sevgiyi hissettim ve yaşamak istediğimi. Yaşamak, üretmek, yeni bir şeylere başlamak, yeniden keyif almak, her şeyi istediğimi hissettim...

Öğlene kadar ufak tefek işlerimi halledip alışveriş yaptıktan sonra, tek başıma sessiz sakin akşama kadar çalıştım. Belki uzun zamandır bu kadar kendimi vererek çalışmıyordum, oturup bana çok zor gelen bir ayakkabı siparişimi boyadım geç vakte kadar. Çalışmak bana en iyi gelen şey!

3311

(19 TEMMUZ PERŞEMBE)

Daha iyi bir hayatı hak ettiğimi düşünüyorum.
Ben bu kadar zorlanıyor olmayı hak etmiyorum, gerçekten çok çalışıyorum ve çaba sarf ediyorum. Hayatımın fazlasıyla küçüldüğünü hissediyorum son yıllarda giderek, artık elimde kalanla yetinemiyorum. Bu yaşam şekli bana yetmiyor, beni mutlu etmiyor-sadece yaşayıp gidiyorum.

Bugünlerde fazlasıyla sorguluyorum hayatı, hayatımı...
İnsanlara bakıyorum da; eskiden tanıdığım, o zamanlar hiçbir şey olmayan tipler şimdi kimi yurt dışında kimi yüksek lisansını bitirmiş. Bu insanlar buralara gelecek kapasitede değillerdi sahiden, ben yapabilirdim onların yaptıklarını, yapmalıydım belki de.

Nerede yanlış yaptım, diye sorup duruyorum kendime, belki de cesaretsiz oldum belki yeterince hırslı değildim, bilemiyorum... Şansım mı yaver gitmedi?

Evden taşınmayı düşünüyoruz ve etraftaki evlere bakarken, ya çok eski ve geniş ya da yeni ama küçücük daireler buluyoruz. Bu yaşımda artık düzenimi daha bir oturtmuş olmam gerekmez miydi?
Kendimden hayal kırıklığına uğramış durumdayım; hedeflediğim hiçbir şeyi yapamadım sanki...

Bu gece mum ışığında ağlayıp eski cesur, kendine güvenen, neşeli Rana'yı özleme vakti.

18 Temmuz 2018 Çarşamba

3310

İlla ki bir sorun çıkacak-dün gece de son iki Almanya gönderimin yanlış kişilere teslim edildiğini fark ettim. Başkasına iş verince ne olursa olsun emin olamıyorsun işte, kimseye iş verirken için rahat etmiyor yani, bildiğimiz gibi...
Neyse kısa bir panik yaşandıktan sonra yoluna girdi, neyse ki iki müşterim de kötü karşılık vermediler, umarım sorunsuz çözülür durum bir an önce.

Onun dışında, size de oluyor mu bilmem-ben endişeliyken, sıkıntılıyken, çok üzgünken filan etrafımdaki insanların neşeli hallerine tahammül edemiyorum. Bencilliklerinden değil biliyorum-düşüncesizliklerinden, kafaları fazla çalışmadığından aslında, diğer insanların yaşadıklarını tam anlayamadıklarından böyle duyarsız ve fazla rahat görünüyorlar. Yine de tahammül edemiyorum cidden, daha da geriliyorum benim sorunlarımın ortasında sırıtan suratlarını görünce.


17 Temmuz 2018 Salı

3309

Hala inanamıyorum-aylar süren bekleyiş ve türlü gerginlikler sonrasında sonunda ödememi aldım!

Şimdi daha çok iş çıktı bir anda gündemimde; bir yandan ev bakıyoruz bir yandan alacağım şeyleri düşünüyorum ve dükkanımın dekorasyonunu planlıyorum...

Ev işlerine yetişmem mümkün olmazdı asla, annemin yardımı olmasa... Bir iki ay içinde atölyem düzene girecek ve her şey çok daha şık olacak, heyecanlıyım!

3308

(16 TEMMUZ PAZARTESİ)

Pazartesiye biraz enerjisiz başlasam da, hafta sonunun yorgunluğu ve acil gönderilerin gerginliğini çabucak unuttum-nasıl mı?
Eğitimi almamdan yıllar sonra bugün, ilk evrakımı teslim ettikten aylar sonra bugün, sonunda, çoktandır beklediğim devlet desteğini aldım!
Cidden rahatladım, çok sevindim. Artık aklımdaki makineleri alıp yeni kalıplar yaptırmak için beklemeyeceğim daha fazla. Kendime sağlam bir laptop ve iyi bir fotoğraf makinesi alıp çalışma odamı düzenleyeceğim. Rahat bir ofis sandalyesi, geniş bir masa...
Herkese benden çay!

16 Temmuz 2018 Pazartesi

3307

(15 TEMMUZ PAZAR)

Dün akşam birlikte bir film izledik; son yıllarda fazlasıyla çekilen teknoloji hayatımızı nasıl ele geçirdi ve sosyal medya bizi nasıl köleleştirdi, filmlerinden biri. Bence iyiydi, cidden böyle yaşayan insanlar var, çok da kurgu sayılmaz yani. Herkes aşırı derecede sosyal olma yarışında gibi geliyor...

Sabah uykumu almadan kalktım, misafirimiz hava alanına yetişeceği için kahvaltı hazırladık hemen. Büyük kahvaltı sofralarını herkes gibi ben de çok seviyorum, arkadaşımızı uğurladıktan sonra kendimi çok yorgun hissetsem de uzanmadım. Biraz işimle gücümle ilgili paylaşımlar yapayım dedim, epey de vakit alıyor bu sosyal medya işleri...

Öğleden sonra dün akşam sahile gelemeyen arkadaşlarımızla sözleştik, bu akşam yemeğini çimenlerde yiyelim diye. O köfte ve salata hazırlayacaktı, ben de köpoğlu yapmaya karar verdim. Evde kalan son patlıcanlarla biberleri bir güzel kızartıp yoğurtladım ve üzerine domates sosu pişirdim, mis...

Sahile oturmamız geç oldu biraz, ama güzel de oldu. Birayla köpoğlu nasıl güzel gidiyor-karpuzumuz da varsa tam a la Turca! İleride vücut çalışan varoş delikanlılar, etrafta müzik dinleyen tipler, yayılan çiftler, kart oynayan cips yiyen gruplar, ortam İsviçre-değilse de işte bizim buralar...

En sevindireni de; Tosalak ölmemiş! O yolda gördüğümüz bir başka kedinin cesediymiş meğer, hiç ummuyordum da çok şaşırdım. Ayıp belki, ama insan hep bağ kurduklarına üzülüyor daha çok ne yazık ki. Yıllardır sevip beslediğim, dünya tatlısı Tosalağımı yine köşesinde görmek beni çok mutlu etti gece gece. Daha ne isterim bu hafta sonundan!

Eugene'in üzerimdeki beyaz bluza karaladığı "Stay strong sweet baby" yazısını bulacağım dolabın diplerinden, tekrar okuyup hatırlayacağım.

3306

(14 TEMMUZ CUMARTESİ)

Hafta sonuna güzel bir kahvaltıyla başlayıp, hızlıca hazırlıklara girişiyoruz. Akşamüstü sahilde arkadaşlarla oturma planımız var, kolayca yiyebileceğimiz pratik atıştırmalıklar yapacağız.
Ton balıklı avokadolu mısırlı ezme, bol salçalı acılı kısır, badem unlu limonlu muffinler ve peynirli poğaçamız var bugün.
Eskişehir'den gelen arkadaşımız evde biraz dinlenme molası veriyor, diğer arkadaşların da çocuklrı hastalanınca dışarı planları iptal oluyor. Derken bizim sahile oturmamız akşamı buluyor, ama hava tam limonata.

Kalabalık biraz rahatsız etse de, burada olmak nefes almak demek bizim için. Artık eskisi gibi festivaller, açık hava konserleri yapılmıyor pek ve iyice Ortadoğu bataklığına saplanmış bir ülkeye dönüştük sanki... Tek rahatlama alanımız bu sahil kaldı geriye, Beyoğlu bittikten sonra. Üzülüyorum, daha da fazlası bunalıyorum düşündükçe. Bir şekilde bu döngüden çıkmak zorundayız, önceden planlayıp Avrupa festivallerine bilet kovalamamız lazım bundan sonra.
Gogol'un yeni albümünü ancak dinleyebildim, geçen Kasım'da yayımlanıyordu oysa. Kaç sene olmuş onları sahnede izlemeyeli sayamadım, sanırım en az 6.
Seneye bir şekilde ayarlamaya söz verdim kendime!



13 Temmuz 2018 Cuma

3305

Güne kötü başladık, hala da içimde bir acı kaldı.
Mahallenin orta yerinde bir kedi ölüsü, hiç de arabaların hızlı gidebileceği bir yol değil, alakasız bir köşede. Tosalak'a benziyordu rengi, bakamadım, içimiz acıdı.
İnşallah o değildir, diye düşünmekten bile utandım, ama ne yalan söyleyeyim-umarım o değildir yine de. Umarım tekrar ortaya çıkar her zamanki duvarda görür severiz onu, seviniriz, umarım...

Haftanın son gönderisini de teslim ettikten sonra kuaföre uğrayıp tatilden sonra saçmalayan saçlarımı düzelttirdim. Mentollü bakım, bitkisel boya, dalgalı fön derken insana benzedim çok şükür.

Akşamüstü evde hafta sonu için hazırlık yapmaya başladım; arkadaşlarla sahilde oturmayı planlıyoruz, birkaç atıştırmalık yapmak lazım.

3304

(12 TEMMUZ PERŞEMBE)

Canım hiç çalışmak istemiyor bugün, gezesim var.
Ufak tefek detayları tamamladım, bu haftanın işlerini kafamda hallettim ve akşamüstü annemle dışarı çıktık. Yeni açılan yakındaki bir alışveriş merkezine gidelim dedik, açık havada yürümek için bu ay çok sıcak. İçerisi fazlasıyla lüks yapılmış, ferah bir mekan, ama biraz tuhaf bir girişi var. En kötü tarafı gezen kitlenin Arap ağırlıklı olması, bu kadar çarşaflı kadını epeydir görmüyordum, hiç de hoşuma gitmedi.
Yine de dolaşmak iyi geldi, epeydir vitrin bakmıyorduk. Kendime bir keten şort bir de keten gömlek seçtim, her zaman giyilecek parçalar. Bir de yeni sezonda beğendiğim kırmızı çiçekli elbiseyi aldım, mutlu günlerde giyilsin.
Akşam teras katında şık bir restorana oturduk yemeğe, kendimizi fajita ile şımarttık. Anne kız bir kaç yıl önceki rutinimiz Nişantaşı'nı gezdikten sonra orada fajita yemekti, evlendiğimden beri fırsat bulamıyorduk. Bundan sonra kendimize ev işleri ve ayakkabı siparişleri arasında ne yapıp edip kısa boş vakitler yaratacağız ve yine eskisi gibi keyif almaya bakacağız hayattan.

3303

(11 TEMMUZ ÇARŞAMBA)

Eskizler, müşteriler, siparişler, gönderiler yine aynen devam! Bu ay hızlı geçiyor.
Akşam yürüyerek hem Merdivenköy mahallesi kedilerini besledik, hem alışverişimiz yaptık.
Ağustos ayında iple çektiğimiz Fethiye tatilimizin komik projeksiyonlarını yaptık birlikte...

11 Temmuz 2018 Çarşamba

3302

(10 TEMMUZ SALI)

Rutin gündelik işler ve her zamanki streslerimin arasına, küçücük keyifler sıkıştırmaya çalışıyorum. Akşamüstü kahvesi, arada bir tatlı kaçamağı...
Bugün de muhasebecime uğradım, Kadıköy'de anlamsız bir trafiğe takıldım, dönüşte evde sağlıklı fırın mücver pişirdim.
Akşam printer ve telefon bakmaya yakındaki bir alışveriş merkezine gittik, artık almam lazım ve karar vermek zor cidden. Onun kamerası bunun çizim kalemi derken, kayboldum teknolojide. Neyse sonunda uzun vadede ucuza gelen bir yazıcı seçip aldık, telefon için birkaç güne daha ihtiyacım var.

9 Temmuz 2018 Pazartesi

3301

Pazartesi bazen hiç çekilmiyor, ben de sorunlardan kaçmak, işlerden uzaklaşmak istediğim bu pazartesiyi ertelemeye çalışıyorum.

3300

(08 TEMMUZ PAZAR)

Dünden kalma uyandım; susamış, baş ağrısıyla- sabah güneşi büsbütün vuruyor üst kat yatak odası penceresine.
Önce birer kahve alıp terasta otururken ben ahşap yap boz oyununa başladım, fena sardım. 4 yamuk parçayla yapılan 100 şekli tamamlamadan huzur yok bana!
Kahvaltıdan sonra havuza girip biraz serinledik, akşamüstü de dönüşe geçtik.
Yorgun ama mutluyduk birlikte evimizde, kedilerimizle...

3299

(07 TEMMUZ CUMARTESİ)

Kahvaltıdan sonra arkadaşlarla büyük markette buluşup alışverişimiz yapıyoruz; bahçe reyonunda dolaşırken kocaman mangallara, salıncaklara hayran kalıyoruz. Bir gün Emirli tamamen bizim olunca, orayı istediğimiz gibi dekore edeceğiz.
Biraz abartmış olabiliriz; T bone steakler, köfte, Bratwurst sosis, sucuk, hepsi de yetmedi karides...
Buz gibi buğday birası içip güzel etler yiyeceğiz bugün.

Emirli'de önce balkonu yıkayıp biraz bahçede dinleniyoruz, birer kadeh şampanya ile serinleyip rahatlamaya başlıyoruz...
Mutfakta iki hanım bir bey, hazırlıklara girişirken bahçede mangal başında kocalar yelliyor.
Zeytinyağlılar çok lezzetli; tarçınlı naneli enginar müthiş.

Öğleden başlayıp geceye kadar keyif alarak sofrada devam ediyoruz; müzikli, sohbetli, dostlarla çok özlenen bir gün...

6 Temmuz 2018 Cuma

3298

Haftayı bitirirken biraz sakin bir gün geçiriyorum, acil siparişleri yetiştirmeyi başardım ve son kargoları da bugün verdim. Umarım hepsi zamanında sorunsuz yerine ulaşır ve tüm gelin adaylarımız mutlu olur, ben de rahatlarım artık.
Haftaya halledilmesi gereken başka işler var tabi yine, eksik olmuyor zaten. Arabanın tamiri, girişimci desteğinin takibi, Eminönü malzeme alışverişi filan... Yine de kafam daha rahat olur sanıyorum, umuyorum daha doğrusu.
Akşam yemekten sonra anneme yürüyüp Safinaz'ı kısırlaştıralım dedik, ama ne mümkün. Kedilikten hepten çıktı hayvan, hem bize sinirlendi hem Pamuk Prens'e bağırmaya başladı. O kadar korkunç hallere girdi ki vazgeçtik geri döndük sonunda, nasıl olacak bu bilmem. Kısırlaştırsak belki durulur dedik, nasıl alışacak ufaklığa, endişeleniyorum...

3297

(05 TEMMUZ PERŞEMBE)

Bu haftanın acil işlerini bitirince çok rahatlayacağım, bugün de yine hızlı çalışıyorum. Sabah biraz geç uyandığım için ancak akşam üstü bitirebiliyorum haftanın son siparişini. Ev işlerini biraz ihmal ediyorum, artık önümüzdeki haftaya bakarım.
Akşam yemeğinden sonra rutinimiz devam ediyor; mahalle kedilerini hem besliyor hem göz damlası yapıyoruz, yavruları seviyoruz.
Hafta sonu arkadaşları davet edip bir mangal partisi vermek istiyorum Emirli'de; şöyle havuzda kokteylli, biraz unutalım dertlerimizi!

3296

(04 TEMMUZ ÇARŞAMBA)

Bu hafta çok hareketli geçiyor, yetişmesi gereken ve önceki siparişlerin arasına giren acil gönderileri hazırlıyorum. Tatil dönüşü klasik yoğunluğun biraz daha üzerinde bir tempoda gidiyor işler bu ay...
Hafta ortası akşam kendime bir kıyak geçmeye karar veriyorum ve arkadaşımla rakı içmeye oturuyorum-hem de sanırım evlendiğimden beri ilk defa, kocamı evde bırakıp dışarı çıkıyorum.
Bekarlığın keyfini süreyim bir akşamlığına-ne olur?
Livane, Kadıköy'ün salaş meyhanelerinden biri, eski Shaft'ın sokağında. Shaft'ın eski olması ne kadar içimi burksa da, hala Kadıköy akşamlarının ayrı bir havası var; samimi, boş vermiş, her şeye rağmen...
Kız kıza rakı sofrası kuruyoruz; beyaz peynir ve kavun mis gibi, çiroz gayet lezzetli ama levrek marin fazla tuzlu geliyor, topik fena değil-ama zaten burada beklentiler yüksek değil. Sohbet, her zamanki gibi yine ortak tanıdıklardan açılıyor, artık görüşmediğimiz, haber dahi almadığımız eski grup arkadaşlarından. Biraz hayatlarımız, biraz hayallerimiz derken gece yarısına yaklaşıyor saat.
Eve dönerken biraz huzursuzum, hem yarım bıraktığım ayakkabı boyama işinden, hem de sigara dumanına maruz kalmış olmaktan, belki biraz da eve geç kalmış olduğumdan.


4 Temmuz 2018 Çarşamba

3295

(03 TEMMUZ SALI)

İçim nasıl rahatladı anlatamam-bugün hem tekir Leyla'nın yaşadığı dükkanda bakılmasına karar verildi, hem de Pamuk Prens'i annem aldı. Meğer ne kadar stres yapmışım kendime, cidden üzerimden bir yük kalktı.
Öğleden sonra bu işleri halletmenin hafifliğiyle çalıştım, yine de programımdan geride kalıyorum. Hızlı çalışıp acil siparişleri bitirmem lazım!
Annemle soğuk kahve yanında minik bir tatlı molası verdik, yaz sıcakları bastırdı artık iyice...
İçimden neler geçiyor derseniz; bu sıcakta zor ama, antik kentler gezmek, yeni yerler görmek, denize girmek, arkadaşlarıma mangal partisi vermek, alışveriş yapmak, evi dekore etmek, neler neler...!
Hayattan keyif almak geliyor çimden, en önemlisi bu.

3 Temmuz 2018 Salı

2 Temmuz 2018 Pazartesi

3293

(01 TEMMUZ PAZAR)

Bu hafta sonu bir şeyler planlayamadık, yine ailemize ve kedilere adadık kendimizi.
Safinaz'a kardeş almaya niyetlendik, yollara düştük ama son anda firar eden Leyla'yı alamadan elimiz boş döndük.
Yaz sıcağı hepten bastırınca dönüşte dondurma yemeye Caddebostan'a indik. Yaşar ustada kendime tropik kokteyl yaptım; ananaslı kavunlu.
Akşamüstü ev işlerini aradan çıkarmak istedim önce; mutfağı toplayıp yemek yaptım. Çamaşır, yatak toplama vesaire derken zaman geçiverdi. Akşam acil gönderileri kafamda ayarlamakla biraz strese girdiysem de, bir bölüm House izleyince dertlerimi unutup uykuya daldım.

1 Temmuz 2018 Pazar

3292

(30 HAZİRAN CUMARTESİ)

Erkenden kalkıp kahvaltı etmeden yola çıktık, bugün dedemleri Emirli'ye götürüp kombi işini halledeceğiz. Yoldan simit aldık, arabayı hafta sonu yetecek kadar yiyecekle doldurduk, köpek mamasını da unutmadık.
Eve varır varmaz aslında bu kombiyi bağlama işinin bugün olamayacağını, zira öncesinde 2 amperlik bir sigorta takılması gerektiğini öğrenince biraz şoke olduk tabi. Kimse bana haber vermemişti, biz de kalktık geldik diye sinir oldum önce. Sonra geçti, ne yapalım unutmuşlar işte-yaşlılık!
Kahvaltımızı terasa kurduk; sucuklu yumurta, mis gibi domates, sulu sulu salatalık, köy ekmeği... Çaylarımızı bahçede bitirdik, biraz çimene basıp kendimizi rahatlatmak istedik.
Öğleden sonra yakınlardan bir elektrikçi bulup sigortayı taktırdık, neyse bu iş halloldu. Pazartesi de biz yokken servisten gelip bağlayacaklar, umarım sonunda geldik artık doğal gaz işinin.
Akşamüstü kahvelerimizi komşu sohbet eşliğinde içerken, siteye bırakılan bir köpeğin yalnızlığına üzüldüm, ama yine de diğerlerinden şanslıydı o. Mamaları verip biraz köpek kafası okşadık...
Eve dönmeden önce anne annemin dolabından kendime vintage bir elbise ve etek seçtim, daralttıktan sonra şahane olacak!
Fakat gelmesi kolay gitmesi zormuş; saatlerce hazırlanmalarını bekleyince sabrım tükendi. Bir an önce eve dönüp akşam yine kedilere bakmak istiyordum, sonrasında da biraz vaktimiz kalsaydı baş başa geçirecek... Karı koca sanki ayrı şehirlerde yaşıyor gibiyiz, birlikte çok az şey yapabiliyoruz diye yakınıp duruyorum bir süredir.
Evden çıkmak uzun sürdü, neyse sonunda onları evlerine bıraktıktan sonra kendimi çökmüş hissediyordum. Neden bu kadar bezginim, böylesine umutsuzum? Bir günü sadece kendime, bize ayırmak ve başkaları için hiçbir şey yapmamak istiyorum. Kediler dahil!




3291

(29 HAZİRAN CUMA)

Cuma ne yapmıştık?...
Büyük ihtimalle yine akşam yemeğini hafif yedikten sonra mahalle kedilerine mama bırakıp göz damlası yapmıştık.