587

Yeniden tomurcuklanmaktan hiç bıkmayan bahar, beni kendine hayran bırakıyor!...

586

(30 OCAK PAZAR)

İstanbullu olmak; bir inat, başkaldırı, inanç dolu bir reddediş, "her şeye rağmen" sevebilmek, yürüyebilmek, gülebilmek...

Hala İstanbul'u sevebiliyorsam, herkesi affedebilirim galiba...

585

(29 OCAK CUMARTESİ)

Birkaç tekila-bira arası kız kıza muhabbet:

"Bu yaz belki yaparız ha, ne dersin..?" Kaygılı, umutlu...

"Yaparız...Yapmamamız için sebep yok." İnanmaya çalışarak...

-hafif sinirli gülüşmeler-

"Bana bunu yapmayacaktı işte, bu hale getirmeyecekti, şimdi her söylediği batıyor."

"O kadar iyi anlıyorum ki! Benden hangi son kalesini kurtarmaya çalışıyor anlamıyorum! Hem, eline ne geçti!?"

-epeyce sinirli gülüşmeler-

Birkaç saat sonra...

"Çok mu küçük bunlar??" Şaşkın, sarhoş...

"Hmhm- çok küçükler." Gülerek, sarılarak...

-sinirden arınmış gülüşmeler-

584

Baharda yeni adımlar için

Yeni pabuçlar!

583

Kış uykusu...

582

(26 OCAK ÇARŞAMBA)

İtalyan erkekleri hep kız gibi güzel, uslu ve ana kuzusu adamlar mı?

Aşkla tabak süsleyen aşçılar yahut kaslı kollarıyla gül budayan bahçıvanlar?...

Neyse, zaten benim tipim değiller-benim tipim kel ve göbekli erkekler!

581

Bugün iyi çalıştım,

hiç çalışılacak hava yoktu oysa ki...

580

(24 OCAK PAZARTESİ)

Yağmurlu, kasvetli bir İstanbul akşamı buğulu pencere kenarında Tanju Okan dinlerken dalıp gitmek...

...arada bir tekrarlamak:

"Her şey bir rüya olsa, unutarak uyansam..."

579

Bu sabah senin evinde, senin beni kucaklayan yatağında, çok sevdiğim mavi dalgalı çarşaflar arasında, senin kokunla dolu, ama sensiz uyandım.

578

(22 OCAK CUMARTESİ)

Kapıda kalmasınlar diye gece gece götürmek zorunda kaldığım bir anahtar

Kapıyı açtıktan sonra ortadan yok olan ve beni evsiz bırakan bir başka anahtar

Bu anahtarları elinde tutan, kızarmış gözlerini hayata yumup dans etmeye çalışan bir kadın...

577

(21 OCAK CUMA)

Anneannemin en sevdiği kardeşi öldü bu gece.

Çocuktu o, sesi hala kulağımda, oyuncu sesi...

Benim de içimde bir çocuk öldü bu gece,

Ağlaması hala kulağımda, sitemkar, kırılmış...

576

Hayat yine bana sormadan, kendi yolunda, hızla

koşturmalar, tanışmalar, görüşmelerle devam ediyor...

575

Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler.
Kirpiler ve kaplumbağalar gibi.

Ne olur bir darbe daha alsak.
Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu
Denesek
Risk alsak
Yanılsak
Farketmez
Tekrar tekrar bıkmadan denesek ve kucaklaşsak yeniden, tıpkı eskisi gibi.

O zaman farkedeceğiz.
Ne kadar özlediğimizi birbirimizi.
Neler biriktirdiğimizi...

Ufukta kar bir kış görünüyor.

Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.

*Tagore'den alıntıdır.

574

Kenetlenmiş bir gecenin ardından, kapkara haftalar sonunda ışıklı bir sabaha uyandım!

573

(17 OCAK PAZARTESİ)

Ensem seni özlemiş, öyle diyor...

572

Uçan yassı bir balık_iki gözü aynı tarafında

Akordeon çalan yırtık bir kız_gözleri kaymış

Ve beyaz çiçekli gelin şapkası takan çocuk

Gibi kopuk olmalı hayat dediğin sıkıcı şey!

Arada bir beliren kırmızı balon kadar hafif, boş!

571

Aralarında bir benzerlik yok mu?...

Yaşam Ağacı
Kabala Şeması
Beyin ve omurilik

570

Hayata Dönüş_Çok yakında...

569

(13 OCAK PERŞEMBE)

Bir gece cinayeti daha:

Sana dokunduğum an yine ellerim hükmünü yitirdi

Bana sormadan dolanmaya başladılar teninde...

Dilim benden habersiz hiç utanmadan keşfe çıktı

Henüz kıymeti bilinmemiş gizli saklı köşelerini...

Bu gece bir an için öldürdük, acımadan

Cam kırıklarını, camdan yansıyan yalnızlığı

Bir an için soydum seni, çırılçıplak, tereddütsüz

Büyüttüğün korkularını, kendine sakladıklarını

Önce sen bana soktun kılıcı, sonra ben sana_

Baktım; hala kanım vardı üzerinde, sonrasında...

568

Bir parça "elbette"ye tutunarak hayatta kalmak:

Boğazıma düğümlenen pislikleri öksüre öksüre attığım, karanlık ıslak dipsiz kuyularda titreyerek yattığım geceler de geçecek elbet...

567

Hayatıma giren tüm erkekler, hepsinin işbirliği yapmışçasına aptallıkları, korkaklıkları,

Başıma yazgı ve yaşantı olarak gelen tüm hayalkırıklıkları, devrilmeler ve evrilmeler,

İçine düştüğüm, düşürüldüğüm dipsiz kuyularda saydığım ıssız saatler, döktüğüm yaşlar,

Hiçbiriniz henüz ikna edemediniz beni-

Yaşamın boktanlığına!

566

"Gerçek"ten kaçmak için kaybedilmiş bir gün daha...

565

(09 OCAK PAZAR)

Romantik gün batımını Moda sahilinde tatlı bir adamla seyrettiğim halde onu öpmekten çok öldürmek istediğim akşamüstü...(Tuhaflık bende mi, onda mı ?)

564

(08 OCAK CUMARTESİ)

Umudumu yitirmemekle her şeyi yıkmak arasında gidip geldiğim geceler...

563

Akşam faslı

562

ağrıyan kollar bacaklar bilekler

uykuya teslim olan yorgun gözler

öpülmeyi, öpmeyi düşleyen dudaklar...

561

Beklendiği gibi çıkmasa da lezzetli gelen ve göbeklerimizi büyüten boğaz manzaralı kahvaltı...

560

Güneş bugün tutuldu.

Belki bir ejder yuttu onu, sonra geri çıkardı.

Belki bizi terk etti, karanlıkta bıraktı.

Yepyeni aydınlık sayfalar açmamız için bize birkaç dakikalığına göz kırptı.

559

Eminim sen bana bir çilek daha yedirsen, yine öpmek isteyeceğim seni.

558

557

(01 OCAK CUMARTESİ)

Rüyamda gördüğüm gibi öpmek istiyorum seni.

556

(31 ARALIK CUMA)

2011 Kararlarım:

Daha dengeli nefes(karar) alacağım.

Daha hafif kabul(dans) edeceğim.

Daha cesur adım(kahkaha) atacağım.