4 Şubat 2018 Pazar

3146

(03 ŞUBAT CUMARTESİ)

Kahvaltıda fazla oyalanacak vaktimiz yok; arabanın muayene randevusuna ancak yetişiyoruz. Kurtköy'deki istasyonda ilk kez muayene işlemine tanık oluyorum-nedense bir şey çıkacak diye gerilmişim.
Hafta sonuna biraz endişeli ruh hali içinde başlasam da, muayene bitip eve döndükten sonra yavaş yavaş sakinleşiyorum. Yeni bir sorun da yok işlerle alakalı, eskisinden de ses yok-çok şükür!
Öyleyse bir banyo yapıp ruhumu arındırayım şimdi, akşam da bir film koyalım geçen hafta seçtiklerimizden.

 Lamb, belki çok dokunaklı bir öyküydü ama bana dokunmadı. Daha doğrusu filmin sonuna kadar hep bu işte bir yanlışlık var, diye düşünüp durdum. Orta yaşlı bir adamın kızı yaşındaki çocukla kurduğu yakınlık beni rahatsız etti.
Kızın güzel manzaralar görmesi ve depresif hayatından uzaklaşması mıydı adamın niyeti? Değerli olduğunu hissetmesi miydi? Bilemiyorum, bana biraz tuhaf geldi...

Filmin ardından, kendi içime dönüp biraz sessizce düşünmeye ihtiyacım olduğunu fark ettim; neden uzaklaşmış hissediyorum bir süredir, beni tutan ne? Sorgulayıp durdum, bir yandan uzakken onu özlüyor ve istiyorken, bir yandan kendimi neden rahat bırakamıyorum yanındayken? Bir şeyler mi değişti, bir şeyler mi eksildi, bilemiyorum ve korkuyorum içten içe.

Ama bu sürecin geçici olduğunu biliyorum ve çok şanslı olduğumu da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder