29 Ocak 2018 Pazartesi

3139

(27 OCAK CUMARTESİ)

Cumartesiye biraz sıkıntılı başladım; hafta içinden beri aklımı meşgul eden sorular vardı ya; kendimi sorgulamalarla bunalttığım bir dönemdeyim... Biraz ağlamaklı dakikalardan sonra kendimi yeniden güçlü hissetmeye başladım ve kalkıp güne başladım. Mutfak ve ev işlerini çabucak toparlayıp öğleden sonra evden çıkmamız gerekiyordu; bugün bir opera biletimiz var.
Ahmet Ümit'in Ninatta'nın Bileziği adlı kitabından uyarlanan bu yerli opera, beni basit diyalogları ve kısır olay örgüsü ile gerçekten sıktı. Üzgünüm ama çıkmak istedim, sonuna kadar dayandım yine de.
Hitit kralı, generali ve halkı arasında geçen bir yasak aşk öyküsünü anlatan bu oyunda, neden modern öğelere yer verilmişti de bazı karakterler takım elbiseli geziyordu, cep telefonu ve Suriye savaşı görüntüleri ne katıyordu anlamak mümkün değil benim için.

Bunaltan operadan çıkar çıkmaz birer bira içmek ve rahatlamak için Thales'e oturduk; şarküteri tabağını da falafelini de beğendik. Biz operadayken sinemaya girmiş olan arkadaşımızla birlikte iş hayatının zorlukları ve insanların egolarından bahsettik, biraz dertleştik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder