4 Ekim 2015 Pazar

2293

(03 EKİM CUMARTESİ)

Bugüne biraz yorgun uyandım; dün gece kafamdaki sesler susmayınca geç uyumuştum.
Aslında olan biten büyük bir şey yok-sadece şu günlerde aklımda büyüttüğüm insanların pek de bir şey olmadıklarını anladım.
Çok konuşan, her konuda fikir beyan eden, her şeyi çok bilen insanların genelde bir şey yapamadıkları doğrudur-
Bir kez daha tecrübe ediyoruz.

Öğlene doğru güneş açtı, günümüz neşelendi; 13:30 matinesine Feriye'de festivale biletimiz var: keyif alarak seyrettiğim nadir romantik-komedi filmlerinden biri: Lolo.
Julie Delphy'nin filmlerine her seferinde bir şans veriyorum ve hiç pişman ayrılmıyorum; genelde esprili aile öyküleri arasına orta yaş üstü kadınların komik seks muhabbetlerini sokan ve kadınlar karşısında eli ayağı dolanan sakar adam karakterleri tasarlayan bir yönetmen.
Bu kez; annesinin hayatına giren erkek arkadaş adaylarını sinsice tökezleten ergen bir oğlanın taşralı saf bir adamı alt etme planlarını izliyoruz. Kötü alışveriş tavsiyeleri ile rezil etme, içkisine sakinleştirici atarak Karl Lagerfeld yanında kepaze etme, uyurken yatağına 2 genç kız koyarak annesini aldattığı imajı yaratma gibi taktiklere siber-terörü de ekleyince epey eğlenceli, hareketli bir film ortaya çıkmış.
Filmden çıktığımızda kurt gibi acıkmıştım, ama ne yazık ki hafta sonu Karaköy'de oturacak mekan bulmak imkansız gibiydi. Sıcakta dolanıp durduktan sonra Galata'ya tırmandık ve Sensus'a oturduk. Bir şişe Yanık Ülke OZ açtırıp peynir tabağı ile minik pizza söyledik. Çakırkeyif neşe içinde çıkıp eve giderken gülüştük durduk.

Evde cips vardı!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder