8 Aralık 2014 Pazartesi

1993

(07 ARALIK PAZAR)

Bir çocuk çıktı karşıma son haftalarda, nereden çıktığını anlamadım aslında başta.
Başta biraz görmezden geldim, sonra memleketten girince mevzuya, cevapsız kalamadım.
Sorular sordu, biraz da bunalttı diyebilirim, beni tanımaya çalışıyordu ama neden?
Sevimli bir çocuğa benziyordu, sorularına cevap verdikçe laf lafı açtı...

Yeni insanlar tanımayı her zaman severim, yeni biri hayatıma heyecan getirir hep.
Ama içten içe tabi bir rahatsızlık da vardı, ben böyleyim işte-daha hiç bir şey ortada yokken nasıl devam edeceğini hesaplarım. Nereye gider diye bir parça düşündürse de, biraz sohbetten zarar gelmez dedim.

En son buluşmak için sürekli bahaneler ortaya atmaya başlamıştı-komik bir çocuksuluğu vardı aslında.
Merak ettim, görüşmek istedim-ama başka bir hissiyatım asla yoktu.
Hiç olmayacak bir vakitte yine buluşma teklifi gelince, birden kabul ettim.
Görünce tanıyacağımdan bile emin değildim-ilgilenmemiştim pek.

O beni tanıdı hemen, geldi, konuşarak aşağı indik. Birer şişe şarap alıp sahile oturduk.
Hava ılıktı, ben yorgun ve hastaydım ama sohbet keyifliydi.
Bolca Balkan tarihi, Rumeli kültürü, müzik muhabbeti, bir kaç hatıra, değişik yerler, insanlar...
Açlığın da etkisiyle hastalıktan güçsüz düşen vücudum hemen kendini bıraktı; sesim kısıldı, başım dönmeye başladı.

Fazla uzatmadan kalktık, olmaması gereken hiçbir şey olmadı.
Yine de aldığım iltifatlar, karşımdaki adamın benle bir şeyler yapmak için ne kadar heyecanlandığını görmek filan beni biraz korkuttu.
Bu buluşmaya gereğinden fazla anlam yükleyip devamını beklememesini ona anlatmanın bir yolunu bulmalıyım şimdi.

Geceyi çok kötü geçirdim; yatakta kıvrandım, midem bulandı, başım döndü, ateşim çıktı, vücut iflas etti tamamen.
Sabaha kadar ağrılar içinde dönüp durduğum saatlerde sıkıntılar başıma üşüştü.
Kabus gibi bir gece sabaha ererken azıcık rahatlamaya başladım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder