13 Ekim 2019 Pazar

3763

(12 EKİM CUMARTESİ)

Kediler erkenden uyandırdı, yorgun kalktım bu sabah. Hafta sonları dahil 7 de filan uyanıyoruz artık, yaşlandık galiba?
Büyük brunch davetine hazırlanmaya başladık: yılda 1 kere kullandığımız Marie Antoinette takımlarını çıkardık, peynir tahtasını özenle hazırladık, avokado üstüne somon füme kanepeleri çiçekli etajere dizdik, meyvelerden rengarenk sunum yaptık...
Masanın kalabalık olmasını çok seviyorum ve dostlarla bir arada olmayı özlüyorum.
Gecikmeli de olsa başlayan geç kahvaltımız, davetlilerden az fire versek de keyifli devam etti.
Balkonda sigara yakılıp kahve içilirken tarot bakıldı, biraz hedeflerden konuşuldu. Sonra whatsappta birbirine trip atan gay sevgili adaylarına taktikler verildi, gülündü eğlenildi.
Akşamüstü evi toplayıp bulaşıkları kaldırdıktan sonra Kadıköy'e geçtik. Birkaç dükkana girip çıktım, koyu yeşil boncuk aramak için. Akşam festivalden film biletimiz vardı: Bembeyaz bir gün adlı bir İzlanda filmi.
Aslında tereddüt ederek almıştım ama, iyi ki de bu filmi seçmişiz; gerçekten sevdim.
 Eşi bir araba kazasında ölen polis memuru Ingimundur kapı gibi bir adam resmen, bayıldım! Hak eden hakkını teslim eden bu sert mizaçlı dürüst adamın koşulsuz sevgisine hayran kalmamak elde değil.
Tek istediği bir ev yapmak, kendini torunu ileyken yalnız hissetmiyor çünkü onu korku hikayeleriyle ürkütmek çok hoşuna gidiyor... Buzlu sisli bu coğrafyada, hayat işte bazen koşulsuz sevgiyle dolu bir dede olmayı gerektiriyor, bazen de intikamın peşini bırakmayan sert bir herif olmayı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder