29 Kasım 2022 Salı

4907

(28 KASIM)

Biz eğitimli, şehirli, iyi pozisyonlarda çalışan insanlar; çocuklarımızı bir dolu para verip özel okullarda okutuyoruz... Yetenekleri olsun, dil öğrensinler diye koştur koştur kurslara götürüp getiriyoruz ve bunları karşılamak için ömrümüz çalışmakla geçiyor. Sonra da bu donanımlı pırıl pırıl çocuklarımızı dışarıya, vahşet ve nefretle dolu insanların serbestçe gezip cana kıydığı bir ortama salıyoruz. Tehlikelerden korumak için onları cam fanuslarda büyütüyoruz, kendi aracımızla bırakıyoruz okula, sitelerin bahçesine bile tek başına indiremiyoruz. Ne yazık ki yetmiyor, sadece kendi çocuklarımızı sevmek. Bütün çocukları sevmek, hepsi için dertlenmek, kendimize dokunmayan suçlara da tepki göstermek zorundayız. Yoksa giderek kendimize çizdiğimiz küçücük sınırlar içinde yaşayan, yalnız, ürkek ve kaygılı insanlara dönüşüyoruz. Yolda güvenle yürüyemiyoruz, toplu taşımaya binmekten ya da şehir merkezinde gezmekten kaçınıyoruz- ta ki o bize dokunmayan yılan boğazımıza dolanana kadar... Kendi çocuğunu herkes seviyor zaten, imkanı dahilinde her anne emek veriyor, başkalarının çocuklarını da sevebilir miyiz aynı temiz kalple? Onlara da dokunabilir miyiz imkanımız dahilinde? Nereye baksam, sadece kendine isteyen insanlar görüyorum; kendi evi, kendi parası, kendi arabası, kendi zamanı daha değerli hep başkasınınkinden. 

Kendinin sandığı hiçbir şey onun değil aslında, bir yandan da her şey; bütün bu muhteşem Dünya onun. Hepsini; tüm ağaçlarla, hayvanlarla, insanlarla birlikte sahiplensek nasıl bir Dünya kurulurdu?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder