21 Mayıs 2018 Pazartesi

3250

(19 MAYIS CUMARTESİ)

Bugün biraz daha iyi hissediyorum ve akşam adaya gitme planımızı gündeme alıyorum, sezonu açıyoruz!
Gündüz biraz evde tembellik yaptıktan sonra, tembellik dediysem, sağlıklı atıştırmalıklar pişirmek ve ütü yapmak da buna dahil-Burgazada Barba Yani!deki her zamanki masamıza doğru yola çıkıyoruz.
Son birkaç gündür boğucu sıkıntılı sıcak olan hava bu akşamüstü biraz serinliyor, son anda yetişiyoruz tıklım tıkışık ada vapuruna.
Yer bulamaz mıyız mı acaba derken, Ramazan bizi yine tanıyor ve masamızı ayarlıyor. Adanın sahile paralel sokaklarında yürüyoruz bir yarım saat ve burada bir yaz 2 haftalığına da olsa ev kiralamaya karar veriyoruz. Ne aheste hayat olur ama! Umarım gerçekleştiririz bu hayalimizi seneye...
Akşam yemeğinde beyaz şarap açıyoruz, sesim kısıldığı için buzlu rakıyı pas geçiyorum bu seferlik. Aslında galiba biraz fazla cesurum buraya gelmekle tam iyileşmeden, yine de yemekte hiç sorun çıkmıyor. Sonradan sevmeye başladığım kalamar tava, peynirli bir patlıcan kızartma olan Rum böreği, çok yumuşak olmasa da lezzetli gelen ahtapot ızgara, bana Adem dedeyi hatırlatan köpoğlu mancası soframızı şenlendiriyor bu kez...
Sohbet, ay ışığında atıştırmaya başlayan hafif yağmurda devam ediyor, erkence kalkıp dönüş vapurunu yakalıyoruz.
Dönüşte ne yazık ki kendimi güçsüz hissetmeye başlıyorum ve gıcık tutuyor, öksürmeye başlıyorum.
Bu gece fena geçmese de, sabaha karşı öksürük kriziyle uyanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder