3 Nisan 2017 Pazartesi

2838

(01 NİSAN CUMARTESİ)

Sabahın 7'sinde kalkmış olmak biraz sinir bozucu da olsa, halledilmesi gereken işlerden birini daha aradan çıkarmış olduğumuza seviniyorum. Bu ay böyle biraz, işler birikti bizi bekliyor. Masraflar da çoğaldı haliyle, bakalım.
Arabamızın bakımını yaptırdıktan sonra ev işlerine giriştik; birimiz silerken diğerimiz süpürsek de, bitmek bilmedi temizlik. Öğleden sonra hava açınca biraz da dışarı çıkmak istedik, elimizde mamayla yolda kedileri besleye besleye sahile indik. Güneşli ama rüzgarlı, serin bir bahar gününü deniz kenarında geçirmek iyi geldi. Son haftaların gerginliğini attık, rahatladık ikimiz de.
Akşama doğru Amerika'dan ayağının tozuyla gelen arkadaşımız eşi ve minik oğluyla uğradı yanımıza, biz de onları alıp eve getirdik.
Hemen yemek hazırlayıp sofrayı kurduk hep beraber; yorgunluğumuzu unuttuk bir arada...
Onları uğurladıktan sonra ise bambaşka bir yöne ilerledi gecemiz; kucak kucağa Hesienberg izlemeyi hayal ederken, Espresso kızımızın hafif kanaması olduğunu fark edince apar topar veterinerin yolunu tuttuk.
Yine o gergin bekleyiş, berbat koku... Öğrendik ki kızgınlığa girip çiftleşemeyen nazlı kızımız içine ata ata iltihap toplamış. Ama korkulacak bir şey yok, kısırlaştırılınca iyileşirmiş.
Diğer kedi köpek sahipleriyle sohbet ederek bekledik ameliyatını, masaya yatırılıp uyuşturucu iğne yapılırken bile uslu durdu kızım, hiç ses çıkarmadı.
Gözleri yavaş yavaş donuklaşırken patilerini büktü, göbeği traşlanınca süt beyaz karnı meydana çıktı.
Gece yarısı eve döndükten sonra tatlı kızımızın boynuna geçirilen şeyle dengesini bulamayışını görmek, saatlerce devam eden kasılmalarını, titreyişini seyretmek çok fenaydı gerçekten. Gece boyunca her sesine uyandım, huzursuz ve bölük pörçük uykumda hep onun iyi olmasını diledim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder