19 Temmuz 2015 Pazar

2214

(16 TEMMUZ PERŞEMBE)

Gitsek mi, kalsak mı... İçimden Kaş'ı bırakmak gelmiyor, ama Olympos'un da kendine özgü bir havası var. Kahvaltıdan sonra düşüyoruz yine yola.
Biraz uzun süren yolculuktan sonra öğleden sonra varıyoruz; zaten sıcak basmışken sahilde çakıllar ve kum üzerinden Çıralı'ya kadar yürümek beni mahvediyor.
Çıralı sahilinde beynimin içinde çorba kaynıyor gibi hissediyorum; sıcak ve sulu bir sıvı taşıyorum sanki kafamda beyin yerine!
Temmuz sıcağında, hele ki bayram kalabalığında buraya gelmek akıllıca sayılmaz aslında-yine de tanıdık manzarayı görmek güzel...
Hiç de serinletmeyen denize girip çıkınca biraz kendime geliyorum, yine de pek keyfim yok bugün. Olympos'un bana çağrıştırdığı çok detay var içimi burkan...

Kaş konforundan sonra bungalovda duş alma macerası; bir türlü başımı tutturamayan suyu zapt etmek için duş başlığı ile imtihanımız biraz şampuanlı geçiyor.

Akşam yemeğinde okul kantinini hatırlıyorum elimde tabaklarla sıraya girince; buranın ortamını seviyorum. Neyse ki akşamları serin, öyle bir güzelliği var, gece hiç terlemeden uyuyoruz mışıl mışıl.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder