7 Ocak 2013 Pazartesi

1292

(06 OCAK PAZAR)

İki Film Birden

Kadıköy rıhtımda buluşup Moda'ya yürüdük ve açlıktan sabırsızlıkla kahvaltı söyledik. Biraz gazeteye göz attık, biraz hafta içinde yaptıklarımızdan söz ettik. Her zamanki gibi onu görmek içimi ısıttı.

Kahvaltıyı sindirdiğimizden emin olduktan sonra planladığımız gibi sinemaya gittik; görmek istediğimiz birkaç film vardı-ilk olarak Pi'ye girdik.

Gerçi erkek arkadaşım kitabı okumuş ve çok beğendiğini söylemişti ama, çocuk filmi gibi görünen bir filmde bu kadar içimin taşacağını tahmin etmemiştim-resmen içimi sel bastı!

Ne demekse bilmiyorum işte-ama anlatıyor: içimi sel bastı.

Ben de başını okşayacak dev bir kaplan istiyorum!!!


Zaten kendimi bildim bileli hastası olduğum bu muhteşem hayvana defalarca hayran kaldım; avına yaklaşırken yürüyüşü, gözlerinin kısılıp omuzlarının çıkışı, avcı olmak için tasarlanmış bu yaratığın suratına korkusuzca kükremesi, yine de mesela uçan balıklar yüzüne çarparken çocuk gibi şaşırması, açlıktan güçsüz düştüğünde ölümün yaklaştığını sezip uslu bir çocuk gibi kabullenmesi...

Kaplan vuran biriyle herhangi bir yerde karşılaşırsam öldürmeye karar verdim-haberleri olsun. Doğada besin zincirinin tepesinde duran, avlayanı bulunmayan bu müthiş hayvanın karşısında insanlar bir sinekten farksız olduklarını ne çabuk unutuyorlar? Ateşli silahların verdiği bu yersiz küstahlık da neyin nesi?? Şahsen ben okyanus ortasında bir kaplanla hayatta kalsam, haddimi bilirim ve gerekirse onun tarafından öldürülmeyi şerefli bir ölüm sayarım. Hayır abartmıyorum.

Çok seviyorum!


Pi'nin hayatı'nın büyüsünden sıyrılamadan nasıl olduğunu anlamadan birer hamburger yiyiverdik. Zira, sırada ikinci film vardı: Medyum!

Bambaşka bir dünyadan bambaşka bir atmosfere sürüklenmek hoşuma gitti aslında; yaşlandığını acıyla fark ettiğim Robert De Niro'nun götürdüğü bu filme de hep ilgimi çeken gizemli metafizik konularla uğraştığından hemen kapılıverdim.

Üstelik beklenmedik bir sonla bizleri şaşırtmayı başardı ve aptal yerine koymadı-hoşuma gitti. Yorulan gözlerim 3.yü kaldıramayacağından Aşk'ı sonraya bırakıp eve döndük.

Uyumadan evvel rast geldiğimiz Türkan Şoray filminden de bahsetsem sıkılır mısınız?

Şaka şaka, bitiriyorum. :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder