28 Ekim 2012 Pazar

1221

(27 EKİM CUMARTESİ)

Bugün ev rahatlığıyla sohbet etmek çekince canım, eski bir arkadaşı çağırdım-kalan en eski ve en sağlam dostu diyelim- o da tembihlediğim gibi en çirkin haliyle çıktı geldi, çay demledik, oturup konuştuk. Alışık olduğum üzere beni erkek arkadaşıma sinirli olduğum konularda sakinleştirdi, bir parça da onun hissettiği çaresizliği dinledim- haksızlığa uğramış olmak kadar insanı öfkeyle dolduran bir şey yok.

Evlere sığamayınca çıkıp saçlarımızı yaptırıp güzel hissetmek istedik, temiz havaya çıkınca birden tazelendik, neşeleniverdik. Uzun uzun yürüdüğümüz kuaförün kapalı olduğuna şaşıp, kısmet değilmiş dedik ve geri yürümeye başlarken acıktığımızı fark ettik. Herhangi bir restorana oturmak için fazlasıyla özensiz halimize güldük: saçlar şekilsiz ve kirli, eşofmanlar en dandiğinden, makyaj sıfır, üstelik artık hafif terlemiş vaziyette iki kız...

Saki rolls, yengeç böreği, karides köfte ve kızarmış Çin mantısı söyledik bira yanına. Acı sosla kendimizi zevkle yakarken gülüştük, eski bir ortak arkadaşın şimdiki hallerinden konuşup sinir olduk, yine de ama kıkırdadık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder