(3 MAYIS CUMA)
Rüyamda Hocam ve sangham ile bir eğitim mekanının salonundaydık sanki; bar masalarında small talk ile meşgulken içten içe onu görmeyi bekliyorum, gitmek istemiyorum-çünkü onun yanında kalmak istiyorum. Ne kadar tanıdık hisler... Uyandığımda onu özlediğimi fark ettim.
Dün yeniden meditasyona başladım, gündüzleri de lojong dinlemeye karar verdim, her güne 1 ders ve başka video yok. Gerçekten çok iyi geldi, bu ay kendime challange yaptım; aralıksız devam edeceğim.
Acil siparişler çıktıkça stresim artıyor, ama bir yandan da şehirde baharı yakalamak, annemle Emirgan'a, Hakan'la sinemaya gitmek istiyorum... Muhtemelen hiç birine fırsatım olmayacak yine.
Kreşten sonra kızlarla parka giderken yine yavru kedi miyavlaması duyduk, geçen geceden beri aslında duyuyordum, ama göremiyordum kendisini. Annem sesin yerden geldiğini fark etti, bizim bahçenin girişindeki beton bir kapağın altından ve yoldan geçen bir adamın yardımıyla kapağı kaldırınca yavru tekir bir kedi fırladı kaçtı. Duvar dibinde çalıların arasına saklanıp bağırmaya devam etti, hemen gidip yaş mama aldım açtım, çıkıp yemedi, çok korkmuş olmalı. Üstüne gitmekten korktum, ya yola kaçarsa diye. Eve çıkıp kafes ve havlu alıp indim, bu kez evin önündeki karşı duvara saklandı. Tam o sırada yandaki yurtta çalışan bir kadın yardıma geldi, o dürtükleyince kaçan kediciği ben havluyla yakalayıverdim ve kafese koyunca bir rahatladım. Şanslı bir gün, anlayacağınız.
Annesiz yaşar mı, diye endişelendim başta, ama mama yiyor, balkona koydum. Fakat yaramazın teki; durmadan bağırıp miyavlıyor, kucağa gelince susuyor. Gece boyu uyutmadı bizi.