30 Temmuz 2024 Salı

5436

 (10 MAYIS CUMA)

Kreşe bugün babaları götürdü, ben uyuyup biraz dinlenebildim, aslında çalışmam gerek-boyama siparişlerim birikti, ama fırsat ve enerji bulamıyorum.

Hiç keyfim yokken akşam dışarı çıktık, Yeldeğirmeni'nde bir mekana oturduk; içerisinin atmosferi güzeldi. Şarap ve peynir tabağı istedik, sohbet ettik. Ardından birer kahve içip eve döndük, buradaki konserler ve Sinema Evi'ndeki film gösterimlerini takip etmek istiyorum...

5435

 (9 MAYIS PERŞEMBE)

Vera manik atak geçiriyor sanki- sayıları okumaya başladı, asansörde, otoparkta vesaire- ve sürekli "Ben büyüdüm artık!" diye bağırıp dolaşıyor. Bilmiş bilmiş aralıksız konuşuyor ve her şeyi kendisi yapmakta ısrar ediyor-esasında aşırı komik. Öte yandan fazlasıyla yorucu; artık pes ettiğimi hissediyorum-kendim için hiçbir şey yapamayacağım. 

5434

 (8 MAYIS ÇARŞAMBA)

Sabah trafikte kaldık, kızları ağlarken kreşe bırakıp çıkmak zorunda kaldım. 

Sıkıldım artık-her gün giydirmek için çaba sarf et, arabaya bindirmek için uğraş, sonra sınıfa gir otur bekle, yine de ağlamalar ve krizlerle baş et...

Hayatım nasıl bu hale geldi-nerede hata yaptım? 

Basit gündelik işlere koşturduğum ufacık bir hayatı yaşamaktan bıktım. Oysa kendime sanatla dolu, yeni yerlere seyahat edeceğim capcanlı ve yeniliklere yer veren bir yaşam kurmak istiyorum. 

Bir de Sen'i... Çok özlüyorum.

5433

 (7 MAYIS SALI)

Okul çıkışı kızlar yandaki binanın köhne arka bahçesinde oynadılar, vakit biraz böyle geçti, arabaya binmeye ikna etmek zor oldu. Evde Leyla koltuğu suluboyayla boyayınca elinden fırçasını aldım, kriz geçirdi. Art arda 3. kriz günü-biraz kızdım, ama fazla değil ve yumuşayınca gönlünü aldım, sakinledi. Ağlayıp iç çekmesi çok dokundu bana.

Akşam erken uyudular, diziyi bitirdik, Ripley'in İtalya hayatına özendim çok. Sakin kasabalar, tabi 50 yıl evvelki İtalya'nın güney kıyı şeridi...

29 Temmuz 2024 Pazartesi

5432

 (6 MAYIS PAZARTESİ)

Hayatımdan Sen'in dokunuşun çıkınca, çok yavan ve tekdüze bir şey kaldı sanki geriye...

14 Temmuz 2024 Pazar

5431

 (5 MAYIS PAZAR)

Sabah güne evde meditasyonla başladık Emirli'de, kuş sesleri ve yaprak gölgesiyle.

Anneannemler geldi, evi temizledik, hava serindi. 

Vera çizgi filmi kapatınca kriz geçirdi, aslında uykusuzdu, bana çok öfkelendi, vurdu. Bu kez kendimi tuttum, yukarı çıkardım, mavi odada kucağımda alçak sesle konuştum: "Biliyorum, sen bana kızdın, ama ben sana kızmadım Vera." dedim, sakinleşti, sarıldı, "Seni seviyorum" dedim, kısık sesiyle "Ben de seni" dedi ve bu kez ben ağlamaya başladım. Çat diye en ince yerimden kırıldım sanki-

Ağladığımı fark etmek etkiledi onu, gözlerinde şefkatle beni izledi, "Üzülme anne, ben buradayım" dedi. Beni teselli etmeye çalıştı. "Birlikte öğreneceğiz Vera, birlikte geçeceğiz içinden bu sürecin." dedim. Başıyla onayladı, olgun bir insan gibi. Ona sımsıkı sarılıp ağladım-unutulmaz bir andı.



5430

 (4 MAYIS CUMARTESİ)

Sabah kaotikti; kızlar mızmızdı, özellikle Leyla hasta olduğu için, sinir ettiler bizi ve biz de tahammülsüz davrandık sanırım. Çünkü yükümüz çok fazla. Evet- yükümüz çok fazla. 

Evi süpürüp toparladık, ütüler vesaire, derken öğleden sonra Emirli'ye geldik, kedi de bizimle. Köpekleri besledikten sonra evde yemek hazırladık, fakat kızlar hiç rahat durmuyorlar, yemek yememe bile yarım saat müsaade etmiyorlar. 

Diğer çocuk sahibi arkadaşlarım yurtdışına tatile filan giderken ben tam anlamıyla sorunsuz olarak kreşe bile başlatamadım daha- o kadar bunaldım ki bazen devam edemeyecekmişim gibi hissediyorum.

5429

 (3 MAYIS CUMA)

Rüyamda Hocam ve sangham ile bir eğitim mekanının salonundaydık sanki; bar masalarında small talk ile meşgulken içten içe onu görmeyi bekliyorum, gitmek istemiyorum-çünkü onun yanında kalmak istiyorum. Ne kadar tanıdık hisler... Uyandığımda onu özlediğimi fark ettim.

Dün yeniden meditasyona başladım, gündüzleri de lojong dinlemeye karar verdim, her güne 1 ders ve başka video yok. Gerçekten çok iyi geldi, bu ay kendime challange yaptım; aralıksız devam edeceğim. 

Acil siparişler çıktıkça stresim artıyor, ama bir yandan da şehirde baharı yakalamak, annemle Emirgan'a, Hakan'la sinemaya gitmek istiyorum... Muhtemelen hiç birine fırsatım olmayacak yine.

Kreşten sonra kızlarla parka giderken yine yavru kedi miyavlaması duyduk, geçen geceden beri aslında duyuyordum, ama göremiyordum kendisini. Annem sesin yerden geldiğini fark etti, bizim bahçenin girişindeki beton bir kapağın altından ve yoldan geçen bir adamın yardımıyla kapağı kaldırınca yavru tekir bir kedi fırladı kaçtı. Duvar dibinde çalıların arasına saklanıp bağırmaya devam etti, hemen gidip yaş mama aldım açtım, çıkıp yemedi, çok korkmuş olmalı. Üstüne gitmekten korktum, ya yola kaçarsa diye. Eve çıkıp kafes ve havlu alıp indim, bu kez evin önündeki karşı duvara saklandı. Tam o sırada yandaki yurtta çalışan bir kadın yardıma geldi, o dürtükleyince kaçan kediciği ben havluyla yakalayıverdim ve kafese koyunca bir rahatladım. Şanslı bir gün, anlayacağınız.

Annesiz yaşar mı, diye endişelendim başta, ama mama yiyor, balkona koydum. Fakat yaramazın teki; durmadan bağırıp miyavlıyor, kucağa gelince susuyor. Gece boyu uyutmadı bizi. 

5428

 (2 MAYIS PERŞEMBE)

Kızlar bu sabah kreşe gitmek istemedi; zaten burunları tıkalı, hapşırık, öksürük devam ediyor, Vera kriz geçirecek gibi olunca üstlerine gitmedim hiç, yumuşak yaklaştım. Dışarıdaki işleri halledip eve döndük arabayla, biraz bahçede oyalandılar, salyangoz gördük, kedileri ve martıları besledik, hamam böceğinin canını kurtardık...

Öğleden sonra ayakkabı siparişlerim üzerinde çalıştım, yine acil bir tane çıktı ve kızları yıkadık. 

Rüyamda ipimi bulduğumu ve bileğime doladığımı gördüm... Geçen hafta sanırım sosyal medyada gezinirken bir gönderide "Onlar aslında kaybolmadılar" diye okumuştum, 1 Mayıs Geyik Bayramı'nda geri dönecekler, diyordu, sanki bunu ona yordum...

5427

 (1 MAYIS ÇARŞAMBA)

Hava serin ve yağışlı gibi, ada planını erteledik. Zaten günün yarısı bir takım işlerle geçti gitti- sonrasında Kadıköy'de bira içip bir şeyler yemeye gidelim dedik. Kadıköy'e artık her gelişimde biraz Eminönü olmuş gibime geliyor; sanki her yer biraz Eminönü hatta son zamanlarda- Caddebostan bile! Kalabalık caddelere bakarken içim sıkılıyor, eski kitlesi değişmiş, karman çorman bir kitleye dönmüş... Yemek yediğimiz fine-dine yeni nesil restoran çok da tatmin etmedi bizi, biraz zorlama menüsü vardı sanki. Eve dönerken eski zamanlardaki klasiğimizi tekrarladık; İnci Pastanesi'nden tatlı aldık, strudel vardı, kızları annemde bırakıp baş başa dizi izledik. Merak ettiğim Ripley dizisine başladık; ilk bölüm sıkıcı ve ağır akıştaydı ama sanırım seveceğim bir işe benziyor.

Eski günlerdeki gibi neşeli ve hafif hissettim kendimi bir süreliğine...

3 Temmuz 2024 Çarşamba

5426

 (30 NİSAN SALI)

Her şey 

bu ay

nasıl da

alt üst oldu

5425

 (29 NİSAN PAZARTESİ)

Beni anlayan bir terapistle konuşmaya hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı sanki. Ama fırsatım yok bunun için, açıkçası boşuna olmasından da korkarım yine.

Varoluşçu birine anlatmak istiyorum hikayemi, kalp kırıklığımı, belki bir rinpoche ye- bana ne derdi?

5424

 (28 NİSAN PAZAR)

Yine yorgun uyandım ve yine Emirli'de evi temizleyip yemek yaptım.

İlişkimizde neyin eksik olduğunu buldum; spiritüel yoldaşlık- ve bu benim için önemli.

Çocuklar ve kediler mutlu olsun diye bu tutkusuz hayatın bedelini ben ödüyorum.

5423

 (27 NİSAN CUMARTESİ)

Bugün öyle çökkün bir ruh hali içindeyim ki; ara sıra orada burada uyuya kaldım. Depresif ve enerjisiz hissediyorum. Geçiciliği kavrayışımın burukluğu iliklerime işledi bugün...

Hold my hand, it will be over soon

Hold my hand, I will be over soon

Akşam Emirli'de aldığımız mezelerle bir sofra kurduk-en kötü günümüz bile güzel, değil mi, aslında?


5422

 (26 NİSAN CUMA)

Gece Leyla altına kaçırdı, bağırarak ağlayarak uyandı, üst baş değiştirdik, zor sakinleşti, yanımda yatmak istedi, beni öksürük tuttu, hiç rahat edemedim, sabah ezanına kadar uyuyamadım ve sabah pelte gibi uyandım.

Uyanır uyanmaz kaka temizledim, kreşte beni bırakıp sınıfa girmeyi reddetti Leyla, kapı önünde bana yapışıp ağladı. Eve dönüşte müşterilerin kaprisiyle uğraştım- bitmeyen çile gibi hayatım ve çıkış yolu bulamıyorum...

Akşamüstü iyice kudurup sürekli sorun çıkaran kızlar tv karşısında uyuya kaldılar, biz de sonrasında kendimize brownie söyledik, akşamın o saatinde yedik çünkü başka tatlı bir şey yok hayatımızda ve son dönemin popüler dizisini seyrettik. 

5421

 (25 NİSAN PERŞEMBE)

Ben hayatımdan koşa koşa kaçmak istiyorum!

Rüyamdan bana şiir okuyordun. Acıyla uyandım.

2 senedir içimde büyüttüğüm nadide gülü koparmışsın gibi hissediyorum. 

Gündelik hayat beni yutuyor işte yeniden; gri ve renksiz, anlamsız ve tatminsiz...


5420

 (24 NİSAN ÇARŞAMBA)

Yorgunum, başım ağrıyor ve kızlar kreşe gitmek istemediler yine. Çıkışta bahçedeki parkta oynamalarına biraz izin verdim, kaydıraktan kayamayınca ağlamaya başladı Leyla. Neden en basit şey bile bu kadar zor olmak zorunda? Lena ile Luna'nın annesi de ikiz büyütüyor ama çıtları çıkmıyor gelip giderken. kreşe zaten hiç kendisi getirip almıyor, bizimkiler neden bu kadar gürültülü ve stresli? Eve döndükten sonra da salona hamurları ve pampasları saçıp dağıttılar. Akşam evde tek kalınca, bir yandan çorba pişirmeye çalışırken bir yandan kızların can sıkıntısını oyalamaya çalıştığımda saatin çoktan 22:30 olduğunu fark ettim.

5419

 (23 NİSAN SALI)

Tatili Beyoğlu'nda arkadaşımızla değerlendirdik; önce kahve içmeye oturduk, ardından sergi gezdik, akşamüstü ara sokakta rakı içtik. Bu sohbete hemen hiç dahil olmayan, varlığı masada hissedilmeyen yanımda oturan adama baktım; onu artık merak etmiyorum. 

Birinin beni takip etmesi, sanal da olsa- her paylaştığıma yorum yapması, bir tepki vermesi ne güzeldi- onsuz hayatım ne kadar yavan ve eksik.

5418

 (22 NİSAN PAZARTESİ)

Travma bilgili yoga diye bir kavramla tanıştım bu aralar ve araştırmaya ilgi duydum. Belki böyle bir eğitim alıp, önümüzdeki senelerde yoga ile pratiğimi birleştiren bir yerden ben de dersler verebilirim.

5417

 (21 NİSAN PAZAR)

Hava açtı, değişik atmosferi olan bir film izledik kızlar uyurken balkonda, arkadaşımın önerdiği. Dekadan havalardaki tipleri her zaman beğenmişimdir, büyük evlerin tekinsizliğini de...

Bana love bombing&ghosting yapılmış olabileceğini düşünüyorum; ilişkimizi aniden kesmeye karar verdiğinde bana söylemesi/en azından yazması gerektiğini düşünüyorum. Daha nezaketli, cesurca ve dürüst olurdu.

Bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak da istemiyorum, bu tavrı doğru bulmadığımı söylemek istiyorum, ama ne zaman ve nasıl? Ve bu devasa hayal kırıklığı ile ben çalışmaya nasıl devam edeceğim?

5416

 (20 NİSAN CUMARTESİ)

Kahvaltıdan sonra Schopenhauer'in yıllardır aklımda olan kitabından birkaç sayfa okudum: Die Welt Als Wille und Vorstellung. Dharma ile bu kadar yakın paralellikte olması çok etkiledi beni, zihin açıcı, parlak, zeki bir metin. 

Emirli'ye gidip orada hem yemek yaptığım hem biraz ayakkabı boyadığım bir gün-kızlar sabahtan beri mızmız davranıyor ve ilgi istiyorlar, ama çok yorgun olduğumuzdan tahammülsüz davrandık ne yazık ki. 

Akşamüstü 1 saate yakın aktivite yaptık birlikte, en çok da stoptanz oynamayı sevdiler; kahkahalar havada uçuştu- ne kıymetli anlar... Onlarla daha fazla ilgilenmek, onlara daha anlayışlı davranmak istiyorum aslında. Tüm dikkatimi verdiğimde ne kadar akıllı olduklarına hayran kalıyorum.

Yağmurlu, rüzgarlı havada yemyeşil taze manzaraya baktığımda, burası bizim cennetimiz, diye düşündüm. Birbirimize yeteriz mutlu olmak için.

2 Temmuz 2024 Salı

5415

 (19 NİSAN CUMA)

Hava serin ve yağmurlu, kızlar sabah biraz da hastalıktan mızmızlardı, okula babaları götürdü. 

Biraz düzelir gibiyim ben, ama tam iyileşemedim. Akşam sinemaya gitmek, bir şeyler içmek istiyordum dışarıda, ama yine olmadı. 
Hayat bu hafta sonu da epey sıkıcı olacak gibi, acil siparişler de zorluyor. Hiç keyfim yok.

5414

 (18 NİSAN PERŞEMBE)

3 iş gününde pilim bitti. 

Resmen tükenmiş durumdayım; hayatımın sadece çocuk bakımı ve işlerden ibaret olmasına isyan ediyorum. Sangham doğanın içinde sessizlik inzivasındayken ben burada hasta halimle hiperaktif çocuklarla uğraşıyorum. Nereye kadar dayanabilirim bu rutine??

5413

 (17 NİSAN ÇARŞAMBA)

Hastalık boğaz yangını ile tam gaz sürüyor ve bu gece öksürükten uyuyamadım. 

Gün içerisinde 5 dk durup dinlenmeden yetişmeye çalıştığım tempo da bana tabi ki iyi gelmiyor; kızları kreşe hazırlıyorum, götürüp eve döndükten sonra gönderileri hazırlayıp bırakıyorum, evi toparlayıp onları almaya gidiyorum, çıkışta parka götürüyorum, alışveriş yapıp yemek hazırlıyorum. Akşamüstü saatlerini aslında pek de iyi değerlendiremiyorum, belki de artık tükenmiş olduğumdan...

İşte günler böylece geçip gidiyor ve ben ipin ucunu kaçırmış gibiyim...

5412

 (16 NİSAN SALI)

Sabahları fena halde hasta uyanır oldum, annemle kahve içmeye gitmemize engel değil tabi bu. Bizim son yıllarda ritüelimiz oldu; özellikle kızları kreşe bıraktıktan sonra mahallenin cafelerinden birinde bir kahve içmek, yarım saat dinlenmek ikimize de iyi geliyor.

İlk hafta yoga ve meditasyonla güne başlamak hayal oldu, bu kondisyonla imkansız, iyileştikten sonra. Bir yandan da, kimselere belli etmeden yas sürecindeyim aslında içimde; her gün aklıma düşüyor yokluğu. her sabah uyandığımda ve her gece yattığımda yoksunluk duyuyorum, yeni kaybettiğim en sevdiğim kedimin artık burada olmadığını hatırlamak gibi... Bu süreçte sangha ile bağlarımı korumak iyi geliyor, birkaç arkadaşımın nasıl olduğumu sorması  mutlu etti beni çok.

5411

 (15 TEMMUZ PAZARTESİ)

Erken uyandım, tatil sonrası ilk iş günü yoğun olacak; bugün evde temizlik var.

Kızlar kreşe sorunsuz gittiler ve tam 3 saat kaldılar-bizim için milat. 

Oysa endişeleniyordum 9 günün ardından nasıl olacak diye. Bahçede oğulları kreşe gitmek istemeyen anne-babanın tavrı .ok rahatsız ediciydi. Biz hiç böyle olmayalım. Çocuğun duygusunu, o anki ihtiyacını tamamen görmezden gelip sürekli bağıran, azarlayan, kızıp tehdit eden halleri baştan aşağı yanlıştı. Sadece izlerken bile gerildim ve kimse müdahale etmedi, çocuğa üzüldüm.

Temizlikçi kadın işi yarım bırakıp gidince sinir oldum, arkasından toz almak vesaire bize kaldı. Akşam erkenden çöktüm, iyice hastalandım artık, sesim de kısık.

5410

 (14 NİSAN PAZAR)

Artık daha disiplinli yaşamak istiyorum; tatilden sonra 7'de uyanıp meditasyon yapmayı ve yavaş yavaş yogaya geri dönmeyi deneyeceğim.

Akşamları dizi- film izlemek yerine daha erken yatıp erken kalkmak niyetindeyim. Nisan'ın kalan yarısında işleri yoluna koyup hayatımı düzene oturtmak istiyorum.

5409

 (13 NİSAN CUMARTESİ)

Sarıyer planlarımızdan vazgeçtik, çünkü hem çok yorgun ve biraz hastayım, hem de Emirli'de kalan son işleri toparlayıp bitirmek istiyorum. Sabahları ailecek hasta uyanıyoruz ve bundan bıktım.

Sevdiğim Fransız fırınından kruvasan aldık; keyfimiz yerine gelsin diye. Emirli'ye bahar mis gibi geldi, harika bir kahvaltı ettik. Annemler de geldi, bu arada beni sarsan konu da içimde sessizliğe gömüldü...