29 Haziran 2010 Salı

370

Bir asıl-suret meselesi:
(27 HAZİRAN PAZAR)
Dialog:
Meral: _"Aylardan beri gelip neden benim resmime bakıyorsun? Cevap vermeyecek misin bana, yoksa gerçeği söylemekten korkuyor musun? Herhalde bana ait olan bir şeyi öğrenmek hakkımdır."
Halil: _"Hayır, san ait bir mesele değil bu. Resminle benim aramdaki bir durum seni ilgilendirmez. Ben senin resmine aşığım."
Meral: _"İyi ama aşık olduğun resim benim resmim. İşte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim."
Halil: _" Resmin sen değilsin ki_resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın."
Meral: _"Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor."
Halil: _" Evet. Bu korku sevdiğim şeye ebediyen sahip olabilmek için çekilen bir korku. Ben resmine değil de sana aşık olsaydım ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme, belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor. Ve ebediyen bakacak."
Meral: _"Ben de sana bakmak istiyorum."
Halil: _"Hayır! Benimle resminin arasına girme, istemiyorum seni! Ben senin yalnız resmine aşığım."
Monolog:
"İnsanların gerçekten aşık olamayacaklarını sanırdım. Senin resmime karşı tutkun bütün inançlarımı yıktı. Ben de sana aşık oldum. Senin sevginin büyüklüğü karşısında yapabileceğim tek şey buydu. Belki resmimin arkasında ben yaşıyordum. Sen beni görmeye çalışmadın. Ama sen istesen de, istemesen de ben varım. Resmin aslı benim ve ben de seni seviyorum. Aşkta yalnız ve cesur olmayı bana sen öğrettin. Bundan sonra ben de senin kadar büyük olmaya çalışacağım..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder