(19 HAZİRAN ÇARŞAMBA)
Burada yaşamanın ritmine alıştım; 3 zeytin ağacının olduğu sahile yakın parkta kızlarla eğlenmek keyifli, nar, incir ve çamların kokusunu alarak, adını bilmediğim kuşun sabah şarkısını dinlemek ne güzel...
Akşam rakı içtik, biraz meze yaptık, müzik dinledik, dedemi hatırladık, Dirmit'in bizden ayrı veterinerde kalmasına ve ciddi bir hastalığı oluşuna üzüldüm ve susuzluktan ölen hayvanlara aklım takıldı, kalbim kırık uykuya daldım...
Bazen böyle, sanki dünyanın bütün ıstırabını içimde hissediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder