(24 MAYIS CUMA)
Sabah Vera huysuzlandı, okula gitmek istemediğini söyledi, dünkü gibi olmasın diye ısrar etmek istemedim-ama daha beter oldu.
Parka gidelim o halde dedim, ama giyinip evden çıkmak istemeyip ağlayınca sinirlendim, bağırdım. "Senin gibi çocuk istemiyorum!" bile dedim bir ara. Haftaya evde kalmamayı düşündüm hatta, babaları götürsün kreşe diye, "Nefret ediyorum bu davranışlarından!" diye bağırdım, çok sertti.
Ardından parkta oynadılar, hepimiz sakinleştik, sonra cafeye gidip kek yedik, onları yandaki masaya oturttuk-kendi başlarına çok keyiflilerdi.
Eve dönerken çok basit bir sebepten yine kriz geçirdi, ama bu kez sakin kalmayı başardım; çünkü biliyorum ki sebebi benim bağırmamdı. Kollarımda kendini sıkarak çıldırmış gibi ağladı, "Seni seviyorum, özür dilerim, seni asla bırakmayacağım." dedim sürekli. Sonunda geçti ve yumuşak davranıyorum ondan beri, korkmuş sanırım.
Kızlar uyuduktan sonra yemek yaptım, bugün de böyle geçti, akşama arkadaşımız geldi ve şok bir haber verdi: eşiyle boşanmışlar. Hem bekliyordum hem de şaşırdım, hiç haberimiz olmadı süreçten. Hem üzüldüm hem de hayırlısı buymuş, dedim...