28 Haziran 2015 Pazar

2192

(24 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

 3. günümüzü limanağzına ayırmaya karar verdik; daha önce gelmiştik ama bu kez yine şiddetle tavsiye edilen Delos Beach'i deneyeceğiz.
 Tekne yolculuğu zaten günün en hoş aktivitesi oluyor, bir de limanağzının denizi hep ılık ve sakin. Biraz daha tenha olması da tercih sebebi.
 Maviye doğru yola koyuluyoruz kahvaltıdan hemen sonra, bol bol nefes alıyoruz...
 Delosun ortamı diğerlerinden daha hoş; ne çok salaş ne çok ciks diyebilirim. Yüzme alanı çok geniş ve daldığımızda carretalarla selamlaşıyoruz.
Fazla dolu olmadığı için, Güneş'le köşe kapmaca oynuyoruz akşama kadar-bir o şezlonga bir bu hamağa atıyoruz kendimizi. Öğlen çok yakıcı, akşamüstü gölgede epey serin olabiliyor.
 Akdeniz salata ve kalamar bugünkü öğle yemeğimiz, birayla da nasıl güzel gidiyor!
Rengarenk fotoğraflar çekmek için burası çok güzel, dönüşte son tekneye biniyoruz ve biraz fazla sallanınca kısa maceramızı yaşıyoruz.
 Akşama Zaika'da rezervasyonumuz var; burası kendini Akdenizli ocakbaşı olarak tanımlıyor. Menüsü özenle hazırlanmış, bahçesi sakin, hayalimdeki Ortadoğu meyhanesi ortamına benzer bir hali var...
 Biz kebaptan ziyade mezeye ağırlık veriyoruz bu sefer; kuru börülce, gavurdağı, acılı ezme ve Mütebbel istiyoruz sofraya önce. Tahinli ağır ama lezzetli bir patlıcan ezmesi Mütebbel, Lübnan mezesi. Hepsi nefis, Adana'yı mecbur bölüşüyoruz.
 Önden masaya getirdikleri çeşnili tere yağı topları ve pideler güzel düşünülmüş; buraya muhakkak tekrar gelip rakı içmeli ve uzun uzun tadına varmalıyız.
Bu gece de Echo'ya uğrayıp yine o köşe masanın müdavimi olan beyaz uzun saçlı amcaya rastlıyoruz. Tipler şahane-arkadaşlarımız da katılınca muhabbetli ve cin-tonikli bir gece geçiriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder