25 Şubat 2015 Çarşamba

2073

Kurtuluş savaşı döneminde Anadolu'nun ücra bir köyünde kar kış... Telgraf direğinin de devrilmesiye hepten dünyadan kopmuş 3 insan; istasyon şefi ile karısı, bir de makasçı... Sekizçakallar köyünde uzaktan çakallar uluyor, tipi bastırdıkça camlar buğulanıyor... Tren sesleri artık durmuş,
 Kendisinden bir türlü memnun olmayan genç karısının dırdırlarına suratsızlıkla cevap veren istasyon şefi de bir Yemen gazisi; tek gözünü kaybettiğinden beri belki daha huysuz... Makasçı da bir başka topal asker eskisi; uzun boyu ve gür bıyığı yine de mutsuz kadın için heyecan vesilesi... Sıkıntıdan masaya oturulan bir dama oyunu esnasında çekile tabancalar; biri kurşunsuz...
İnsan sesine hasret ve terk edilmiş vagonu parçalamazlarsa kışı geçiremeyecek olan 3lü; muharebeden çıkmış gelen donmak üzere bir askeri eve alırlar... Genç adamın güvenli sözleri, iştahla kaşıkladığı çorbası, vatanı düşmandan temizleme hevesi, hepsine umut olur...

"Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz..."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder