"Ne güzel bir sabah!" diye tekrarlayıp durduk birbirimize yokuşu tırmanırken. Gelen ilk otobüsle Beykoz'a geçtik ormanlar arasındaki yollardan. Orada küçük bir motor bizi Yeniköy iskelesine taşıdı...
Bahara yakın bu Kasım sabahında t-sirt üzerine deri ceketle dolaşıyorduk. Yeniköy'de biraz etrafa bakınıp merdivenlerin tepesindeki eski mekana çıktık, öğlene yaklaşan vakitte epeyce acıkmıştık. Buranın karışık tostu ve zeytinyağlı kekikli domates-biber-zeytin tabağı çok güzel. Peynir tabağında eski kaşar ve Erzincan tulum getiriyorlar-daha ne isterim? O kadar hızlı yedik bitirdik ki söylediklerimizi, fotoğraflamaya vakit kalmadı. Öyleyse birer kahve-kek fotoğrafı koyayım buraya...
Boğaz yürüyüşü insanı biraz yoruyor, rüzgarı çarpıyor. Biz de eve dönerken mutlu bir yorgunlukla mayışmış haldeydik; sabah nasıl sıcacık uyandığımızı hatırladıkça sürekli "Ne güzel bir gün!" deyip durduk birbirimize.
Böyle ayrıldık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder