(22 HAZİRAN CUMA)
İçimdeki hayal kırıklığı hissiyle baş edemiyorum, bir süredir sürekli, daha doğrusu iş stresi ve yoğunluğunun arasında ara ara, böyle hissediyorum. Umutsuz, sıkılmış, arayış içinde, bulamamış....
Rüyalarımda art arda bir başkasını görüyorum, yani mesela yıllardır iletişimde olmadığım, eskiden hoşlandığım birini. Onla konuştuğumu, karşılaştığımı, içimde garip ve tehlikeli bir hava esiyor.
Bugün dönüş yolundayız, son kez denize giriyoruz sabah. Öğlen yola çıkmadan önce birer gözleme yemeye oturuyoruz, sonra otogara geçiyoruz. Hava da biz dönerken daha ısındı aksi gibi, Kaş'tan Antalya'ya dönen yolda Güneş vurunca bunalıyorum. 4 saati aşkın süren bu sıkıntılı yolculukta uyuya kaldım, uyandım, hep çok umutsuz ve yalnız hissettim yine. Hiç konuşmuyoruz artık, paylaşmıyoruz ve bu uçurum giderek derinleşiyor-neden böyle oldu?
Benden ayrı yaşıyormuş gibisin artık, kendi kendine takılıyor gibisin, beni yok sayıyorsun gördüğüm kadarıyla. Öyleyse ben de kendime bir hayat çizeyim ve yalnız devam edeyim...
Sabrımın sonuna gelmeye başlıyorum İstanbul'a döndüğümüzde, hem yorgunum, hem gerginim, hem de sıkıntılı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder