4 Haziran 2018 Pazartesi

3265

(03 HAZİRAN PAZAR)

Bugünü pazar gibi geçirmeyeceğimi bildiğimden keyfim pek yok. Çalışmam gerek, akşama kadar bir ayakkabıyı bitirebilirsem Avrupa yolcusu bir iş arkadaşına vereceğim paketi.
Kahvaltıya ekmek yaptık uzun bir aradan sonra, içini çekmedi ıslak kaldı ama fena da olmadı. Ekmeğin şerefine zeytinyağına zahter döktük.
Öğlen başladım boyamaya, aksi gibi zorlu da bir tasarım-rockabilly temalı. Boyarken videolar çekip hikayeme atarak, keyifle çalıştım yine de. Sabırla gelinin saç aksesuarını, damadın takımının ince çizgilerini, tabanlardaki kalpli desenleri ve tüm detayları çalıştım.
Bitirdiğimde akşam olmuştu bile, birlikte mutfağa girip yemek yaptık hızlıca. Fırında tavuk, mantar ve kuşkonmazla birlikte. Bir de baharatlı taze patates yaptık, başlangıçta karışık bahar salatası...
Karı koca yemek yapmayı çok seviyorum, yemekten sonra müşterimden hala ses çıkmadığı için ne yazık ki ayakkabıyı teslim etmek için çok geç olduğunu fark ettik. Ne yapalım kısmet değilmiş, artık bir şekilde sonra göndereceğim, en azından bu yoğun dönemde aradan çıkarmış oldum.
Akşam yatmadan önce OSHO belgeselinin 5. bölümünü izledik; önceleri sağ kolu olan sekreteri Sheela'yı çıkarları ters düşünce nasıl da kötülediğini, suçlamaktan çekinmediğini ve hatta yok etmeye çalıştığını görünce, tüm tarikatların aynı yapıda olduğunu düşündüm bir kez daha. İnsan neden hala bu kadar aptal ve muhtaç bir varlık?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder