24 Haziran 2018 Pazar

3282

(20 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

Unutmak istiyorum dün geceyi, utanıyorum.
30lu yaşlarımda 20lerimdeymiş gibi haller yaşıyorum, ayıp bana! Ne vardı o kadar içecek, daha doğrusu o kadar mı içmişim yahu?
Neyse, en büyük korkum burnumun kırılmasıydı, şişlik ve hafif morluklarla uyandım, ama sanırım kırmamışım.
Zorla kahvaltıya oturdum, pek bir şey yiyemedim; midem hala kötü ve başım da iyi değil. tam akşamdan kalmayım.

Öğlen ancak kendime gelebiliyorum, bir şeyler yiyebiliyorum sonunda. Yine de ucuz atlattım, lavaboya çarpıp kafamı da kırabilirdim!
Moraller biraz bozuk açıkçası; tatilin ilk 3 günü yağmurlu ve yollarda geçti zaten, bu olay da şimdi yarım günümüzü çaldı. Umarım yine de güzel hatırlarız.

Güneş kremlerinden mi, başka bir şeyden mi bilmem-her yerimde alerjiler çıktı bir de. Kaşıntılı kızarıklıklara her sabah yenisi ekleniyor, sinir oldum. Saçlarım kazık gibi, kepeklendi biraz da, cildim kurudu-dönünce sağlam bir bakım yapmam gerek kendime.
Neyse ki bugün hızla iyileşiyor ve daha güçlü hissediyorum, masmavi ışıl ışıl sularda yüzmek çok iyi geliyor. Zweig'ın kitabı ile Boğazkesen'i dönüşümlü okuyorum, özlemişim huzurla uzanıp kitabımla baş başa kalmayı...

Bu akşam Kaş'ın vejeteryan lokantası Oburus Momus'u denemeye karar veriyoruz; aslında hafif bir şeyler yemek ve fazla içmemek niyetindeyiz. Eşimin iş arkadaşlarından birinin arkadaşı çalışıyormuş burada, menü kısıtlı ama enteresan; İtalya'dan Uzakdoğu'ya... Bir sürahi sangria alıp paylaşıyoruz, biraz tatlımsı ama güzel. Arancini ve melanzana parmigiana başlangıçları seçiyoruz, ardından bir Oburus kase. Kasede Akdeniz yeşillikleri yanında avokado püresi, kinoa ve falafel var. Basit tatların uyumu gayet hoş bir sonuç yaratmış, sevdim. Buradan çok memnun ayrılıyoruz, vizyonu bu derece gelişmiş restoranlara az rastlanıyor.

Otele dönmeden önce biraz meydanda oturuyoruz, birer kahve yanında limonlu cheesecake ısmarlıyoruz kendimize. Yeni yatmadan önce dizimiz ise eskilerden; House!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder