Sabah uyanırken göğsüm ağrıyordu, nefesim tıkalı ve boğazımda gıcıklanma hissiyle başladım güne. Pek başlayamadım daha doğrusu, pastil ve himalaya mentolü ile yatakta biraz burnumu sildim. Kedilerimi sevdim, kahvaltı edecek iştahı zar zor buldum kendimde.
Evi toparladım, çiçekleri suladım filan ama çalışacak gücü bulamadım bir türlü. Kendime biraz izin vermeyi seçtim; iyileşmek, dinlenmek için.
Kızlarımla kanepeye uzandım, biraz kitap okudum. Elementlerin dengesine kafa yordum ve kendimdeki eksikleri, fazlalıkları gözden geçirdim. Kendimi hep su elemetine yakın hissettim, ama düşündükçe belki de toprak bende tam dengeli olmayabilir, ateşim biraz sönük kalmış olabilir... Yeni yaşımda kendimi yoga ve meditasyonla dengelemeye yöneleceğim.
Öğleden sonra güneş açtı, yarım saat uyumak bana iyi geldi ve baş ağrım geçmese de kalkıp güne başlamaya karar verdim.
Çorbamı içtim, maillerime baktım ve sosyal medya için fotoğraf çektim.
İşler istediğim gibi gitmese de, içimde bir umut var, yeniden dirileceğim günler çok yakında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder