(17 EKİM PERŞEMBE)
Uzun zamandır böyle ağlamamıştım, canım yana yana. Dün gece kendimi çok güçsüz ve etkisiz hissederek yatağa girdikten sonra sabaha karşı başladı, sağanak yağmur gibi bastırdı. Sonra önünü alamadım, öğleden sonra ancak toparlayabildim kendimi. Hiçbir şey yapmak istemedim, sadece yatmak ve mümkünse kimsenin beni aramamasını. Sadece yok olmak istiyordum aslında. Belki eski bir film açmak, ama izleyebilecek gibi de değilim. Kahvaltıda kek yemek, öğlen bir tane daha...
Kendimde sonunda ayağa kalkma gücünü bulduğumda hiçbir şey olmamış gibi güne devam ettim; çiçekleri sulayıp kedilere mama koydum. Mesajlarıma cevap yazıp ayakkabı siparişlerimi boyadım. Yapabildim yani, bravo bence. Peki neden bu kadar sarsıldım birden bire? Şüphesiz tetikleyen şeyler var bu aralar; eskiden yakınım olan ama son zamanlarda hayatımda olmayan insanları özlüyorum. Onların sohbetini, desteğini, bana iyi hissettirmelerini özlüyorum. Hala onlar için değerli olduğumu görmek istiyorum işte...
Akşama doğru daha iyiydim artık, radyoda Karlı Kayın Ormanı çalınca eşlik ederken sanki unuttuğum bir şeyleri hatırladım... Ne kadar sevdiğim şarkıları, şiirleri,yerleri ihmal ettiğimi düşündüm. Aile ziyaretine gidiyorduk ve biraz gergindim, kimseyi çekecek halim yok açıkçası. Döndükten sonra biraz daha rahatlamıştım ve piyanomun başına oturdum, Karlı Kayın Ormanı'nı, Yiğidim Aslanım'ı ve birkaç türküyü daha çaldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder