Roma'ya gidesim geldi bugün, ne alaka demeyin. Eski cafelerinden birine oturup tatlı çöreklerinden ısmarlasak kahvenin yanına, sokaklarda gezinsek avare... Bütün gün müzelerde ayaklarımıza kara sular indikten sonra akşam bir şişe şarap açtırıp yemeğe otursak klasik bir lokantada.
Hayaller Roma gerçekler Eminönü, üstelik sömestr tatili diye mi nedir, tam Hindistan kalabalığı halinde. Mısır çarşısının çıkışından kurukahvecinin kuyruğunda kendimizi zar zor attık yan sokağa, dantel ve taş seçmeye çalıştık kalabalık arasında. Annem son günlerde aşırı sinirli, evin dağınıklığı ve işlerin çokluğu, anne babasına bakmak zorunda oluşu onu bunaltıyor farkındayım. Çok haklı, ama bir yandan da sürekli olarak hiç durmadan söylenip durması ve her an öfkelenmeye hazır olması durumu kolaylaştırmıyor. Canım sıkıldı biraz, onu nasıl rahatlatsam diye düşündüm.
Akşamüstü arkadaşlarla bizim mahallenin fırınında buluşup çay içtik, biraz sohbet ettik. Kadın erkek ilişkileri, karı koca sürtüşmeleri her zamanki favori konumuz... Bakalım gelecek bizlere neler getirecek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder