2 Kasım 2017 Perşembe

3053

Bu hafta zaman nasıl geçiyor anlamıyorum; günler koşup giderken ben peşlerinden kovalıyorum!
Hava mevsime göre fazla soğudu birden, işlerim yoğun değilken ben aklımdaki diğer şeylere vakit ayırmak istiyorum, siparişler hızlanmadan önce bu haftalarda halletmeyi planlıyorum.
Doktor randevuları, biriktirilmiş tahliller, annemin eski ceketini daraltma, evimizin dekorasyon fikirleri derken birkaç yere dağılmış durumdayım ki-bunca şeyin arasında bir de boşuna vakit kaybettiren saçmalıklar olmuyor değil. Sağlık sigortaları ve inşaatlardan kapanan yollar gibi...
Hafta sonunu sadece kendime ayırmayı ne çok isterdim, hiçbir şey yapmak zorunda hissetmeden sadece dinlenmek, bir şey yapmadan huzurlu olmak... Ama olmuyor-yine katılmamız gereken bir doğum günü partisi ve hazırlıkları var önce, ardından bakalım enerjimiz kalırsa bienal gezeceğiz. Yılan hikayesine dönmesin bu da, lütfen.

Her şey zaten hızına yetişmesi zor bir tempoda akıp gidiyorken bize yorgunluk ve hayata yetişememe hissi kalıyor, bir şeyleri kaçırıyormuşuz gibi...
Bazen de eski şeytanlarım depreşiyor; çok değilse de çok eskilerde kalmış gibi gelen kötü anıları hatırlıyorum, içim kinle doluyor. Böyle gecelerde uyumak zor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder