(19 KASIM PERŞEMBE)
Sonbahara henüz alışamayan vücudum üşüyor bu aralar ve enerjisi düşük, yogaya motive olmakta zorlanıyorum. Bugün kendime bakım günü ilan ettim ve uzunca bir aradan sonra kuaföre gittim. Lacivert tırnaklarımla kendimi çok daha iyi hissederek çıktım.
Akşam alışverişimizi yaptık; şarap, peynir, şarküteri, ıvır zıvır aldık hafta sonu için. Son günlerde nabzım yüksek atıyor, içimde bir huzursuzluk var tam anlayamadığım. Sanki 35yaş sendromu tuttu beni, hala durumun düzelmemesi ve içinde olduğumuz yalnızlık, kapanmışlık da eklenince böyleyim işte...
Bir şeyleri bekler gibiyim, ama neyi beklediğimden emin değilim. Kendime bir not düşeyim istedim bu akşam: "Yanımdan geçip gidenler veya derinliğime dokunanlara, yaklaşmaya korkanlar ya da gerçek beni tanımaya cüret edenlere, anımı kayan yıldızlar misali ışıldatanlara, fena halde tutunduğum acıma, bırakamadığım dayanılmaz varoluşa... Büyük bir teşekkür borçluyum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder