( 19 AĞUSTOS ÇARŞAMBA)
Güne telefonla başladık yine; kedilerin nereye kim tarafından bırakıldığını öğrenmeye çalıştık. Hala belirsiz olması beni geriyor, hala Emily ve anne kediyi götürdüler mi, nereye bıraktılar, nasıl bir yer bilmiyorum. Yine de birazcık rahatladım, en azından birilerine ulaştık ve ikisi de bu iki kediyi almadıklarını söylüyorlar.
Bu meseleyi bir kenara koyup hayatıma devam etmek ve işime kendimi vermek zorundayım artık. Aslında kediler değil insanlar yüzünden hayatımız zorlaşıyor, hayvanlar değil insanlar sebebiyle yaşadığım stres... Sebep olanlara tez vakitte aydınlanmalarını diliyorum, hayatın sadece 2 bacaklılardan ibaret olmadığını anlamalarını, hatta insan türü olmasa hayatın ne kadar da güzelliklerle dolu süreceğini idrak edebilmelerini, doğaya saygılı yaşamak zorunda olduğumuzu algılamalarını umuyorum.
Arabayı bakıma verdik; birkaç gün kalacak ve sonuçta umarım yeni gibi olacak. Elbette bu arada evde bıraktığımız yavru kediye bakmaya gidemeyeceğiz, umarım sorun olmaz. Endişelerim o kadar çok ki, ruh sağlığımı korumaya çalışıyorum.
Biraz piyano çalmak ve akşam yürüyüşe çıkmak iyi geliyor, daha sakin ve daha keyifli zamanlara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder