(26 TEMMUZ CUMA)
Gündüz işlerim yoğundu yine; annemin evine gidip kedilere baktım, çiçeklerin suladım ve 2 saat kadar çalıştım. çalışırken Ted konuşmaları dinlemek hoşuma gidiyor... Bitirdiğim iki ayakkabıyı kargoya verdim, eve dönmek için biraz taksi bekledim. Yazın en sıcak günlerinde kısa da olsa yokuş yukarı yürümeyi göze alamıyorum. Sıcak yoruyor insanı, başımı ağrıtıyor.
Eve dönünce biraz piyano çaldım, sonra duş alıp hazırlandım. Akşam Kadıköy balık pazarında dostlarla buluşuyoruz, rakı sofrasına oturuyoruz. Nedense çok havamda değilim bu akşam, gerçi nedeni belli-can sıkıcı, iç karartıcı konuşmalar beni boğdu gelirken. Rakının ilk yudumundan keyif alamıyorum ve sonra da böyle gidiyor. Yine de dışarıda olmak, havanın esintisi, müzikten sohbet etmek, yan masayı izleyip oynayanlara gülmek keyifli...
Gece yarısından sonra balkonda bir kahve bir sigara... Mutlu olmaktan bahsediyor arkadaşım, ne kadar güzel, doğru konuşuyor. Herkes onun gibi olabilse, diyorum ve başımı sallayarak dinliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder