(24 TEMMUZ ÇARŞAMBA)
Bugün hava yağmurluydu uyandığımda, serinlik hoşuma gitti. Yağmur dindikten sonra annemin evine uğramak üzere çıktım evden, öncesinde kargoya gitmem gerekiyordu. Güneş açınca nem bastı, ortalık yine sıcak oldu. Eve yürüyene kadar terledim, günün tek güzel yanı köşede Tosalak'ı gördüm uzun bir aradan sonra.
Annemde kedilerle ilgilendim önce, mamalarını sularını tazeleyip kumlarını temizledim. Çiçeklere su vermek için mutfağa girdim, kediler çiçeklere musallat olmasın diye kapıyı kapattım. Tabi bu eski evin kapı kollarının bozuk olduğunu unutmuşum, kilitli kaldım! Yanımda telefonum yok, ne yapacağımı şaşırdım. Kapıyı bıçakla filan zorlayıp açmayı başardım ama açana kadar panikten elim ayağım titredi...
Sonra fidelere su vermeye balkona çıkarken Safinaz kaçtı aniden. Balkona ara sıra çıktıklarını bilsem de, asla içim rahat etmiyor tabi ki. Zaten rüyamda da düşen kedi görmüştüm, aklımdan çıkmıyor. Uğraştım durdum içeri sokmaya, oyuncaklarıyla mamayla denedim, zorla denedim, olmuyor! Hayvan deli zaten, normal değil ki-kıhlayıp pati atıp duruyor.
Bir içeri odaya geçip ayakkabı paketliyorum bir balkona çıkıp Safinaz'ı içeri sürüklüyorum. Halim fenaydı, sonunda içeri girdi neyse ki.
Yine boş yere harcanan zaman ve laçka sinirlerle eve döndüm, çalışmaya zor konsantre olabildim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder