Nasıl olduysa bir parça ferahladı hava bugün, ben de çalışmaya tam gaz devam ettim...
Akşama kadar bilgisayar başında yeni satış kanalları araştırıp sitelere kayıt olmakla geçirince boynum da tutuldu aklım da bulandı.
Dokümanlar, okunacak detaylar, karşılaşılan sorunlar, çözülmesi gereken yeni sistemler derken kafam kazan oldu gün sonunda.
Neyse ki eşim eve dönerken çok beğendiğim alabaster tabaklardan getirmiş, moralim biraz yerine geldi. Hemen yıkayıp yerleştirdim onları da, kimlere hava atsam diye düşünüyorum şimdi.
Akşam biraz dışarı çıkıp yürümek istedim, kafa dağıtmak için sinemaya gitmeye karar verdik: vizyonda Stephen King uyarlaması Kara Kule var.
Çok eskiden okuduğum bir hikayeydi, kara giysili adamdan pek etkilendiğimi hatırlıyorum. Aslında alt metninde bir Babil miti olan Kule'nin yıkılışıyla gelen kıyamet öyküsü vardır; ana kahramanlar bir "kötü büyücü" ile savaşan bir "iyi silahşör"dür. Dünyamıza boyut kapıları ile bağlanan orta dünya denen bir yerde geçer, normal insanların yaşadığı köyler dışında büyücü için çalışan ve yüzleri takma maskelerden oluşan deri-insanlar vardır.
Klasik bir anlatımla çekilmiş, biraz çocuk filmi gibi, hani her genç erkeğin rüyası olacak bir hikaye...
Dönüşte mama verdiğimiz köşedeki 2 sarılı beyazlı kedi en güzeliydi bu günün..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder